Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-01-2008, 12:18   #1
bjk_bjk
 
bjk_bjk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Çarşı Tepki Koyarsa Şansınız Yok

Beşiktaş’ın eski futbolcularından Ali Eren, Fanatik Gazetesi'ne pek çok konuda ilginç ve ses getirecek açıklamalarda bulundu.

‘Dünyada ender tribünlerden biridir Çarşı. Çarşı severse oynarsınız, tepki koydu mu hiç şansınız kalmaz’
‘Profesyonel transfer komitesi olmadan, iyi transfer de zor. Oyuncu 3 maç değil, sezon boyunca izlenmeli’

Siyah-Beyazlı ekibin eski futbolcularından Ali Eren, geçmişte yaşadıklarından bugünlere, taraftarın yakıştırdığı ‘psikopat’ lakabından Ertuğrul Sağlam’a kadar pek çok konuda görüşlerini açıkladı. Hayalinin, Beşiktaş’ı çalıştırmak olduğunu belirten Ali Eren’in ses getirecek görüşleri şöyle:

“Beşiktaş’ta bugün bir Çarşı gerçeği var. Çarşı severse oynarsınız, takımda kalırsınız. Onlarla elektriğiniz tutmazsa olmaz, o zaman bavulunuzu toplama zamanı gelmiştir. Zamanında bize de tepki gösterdiler. Çağırdılar tribüne, sonra sırtlarını döndüler. Ve bence güzel tepkiydi. Küfür yok, hakaret yok. ‘Futbolcular tribün baskısını kaldıramıyor’ düşüncesine katılmıyorum. Her zaman takımının arkasındadır Çarşı. Ama istediğini vermezsen, tabii ki tepkiyi de koyacak. Profesyonel futbolcuysan bu baskıyı da kaldıracaksın. Çarşı, dünyada ender tribünlerden biridir.”


Yanlışlar öyle çok ki...

“Beşiktaş’ın durumu iç açıcı değil. Her sene daha da kötüye gidiyor. Sezona iyi başlasalar da sonunu getiremiyorlar. En büyük yanlış, çok fazla teknik direktör değiştirilmesinde. Bu sezon şampiyon olmasını gönülden istiyorum, ancak görüntü pek iç açıcı değil. Sıkıntılı bir Fenerbahçe maçı yaşandı. O maçtan sonra toparlanması gerekirken, takım iyice bozuldu. Sonra sebep o maçın üzerine kaldı. Takımın, olası kötü sonuçlardan sonra toparlanması gerekir. Bir de, profesyonel transfer komitesinin olması gerekir. İki-üç maç seyrederek oyuncu almamak lazım. İyi bir futbolcu almak istiyorsanız, en az bir sene izlemeniz gerekir. Kaç maç oynadı, ne yaptı, iyi takip etmek lazım.”

“5-6 tane yabancı yerine 2-3 tane, ama takımdaki oyunculara ağabeylik yapabilecek, bir şeyler öğretebilecek isimler almak daha iyi... Carew’i göndermek büyük hataydı. Bizde menacer çok. Eline çantasını alan, işi bilen de bilmeyen de bu işi yapıyor. Benim bile berber arkadaşlarım var, şu an menacerlik yapan. Bu iş bu kadar kolay bir iş değil. Futbolcudan, futboldan, sözleşmelerden anlamanız lazım. Yurt dışında bunu yapamazsınız. Yurt dışından gelen yabancı oyunculara profesyonel deniyor, ama orada yöneticiler de profesyonel.”


Tigana’yı mumla ararlar

“ Beşiktaş Tigana’yı mumla aramalı. Onun gibisini bulamaz. Ama artık yapacak birşey yok. Şu an Beşiktaş’ın yapacağı tek şey, Ertuğrul Sağlam’a sarılmalı. Sürekli hoca değiştirmekle başarı gelmiyor. Yönetim Sağlam’a 5 senelik imza attırsın. Ama Ertuğrul da buna inansın. 2 sene sonra gönderilmeyeceğini bilsin yani. O da oyuncularla diyaloglarını sıcak tutmak zorunda. Aldığım duyumlara göre futbolculara karşı biraz soğukmuş. Tüm futbolcuların hocayı sevmesi beklenemez. Çünkü yedek kalmak diye sevimsiz bir durum var ortada. Asıl herkes hocayı seviyorsa, bir sorundan söz etmek gerekir!”

“Sonuçta başkan bizim başkanımız. Yanlışı da bizim, doğrusu da bizim, biz bir camiayız, birbirimize tutunmak zorundayız. Ama bazı hatalar yapıyorsa, o da kendi hatalarından dönmek zorunda. Ben inanıyorum, büyüklerimiz, Sayın başkanımızı yalnız bırakmaz. Oturup konuşurlar, sıkıntılarını dinlerler. Kulübün ileri gelenleriyle ortak hareket ettiğinde bütün sıkıntılar ortadan kalkacaktır.”


Sinan Engin ne yapsın?

“101. yılda ben yoktum. O sezon daha başlamadan ben aforoz edildim. Yıldırım Demirören, Sinan Engin ve o dönemin bazı idarecileri oturup toplanıyorlar. 1 kişi ‘kalsın’ diyor, diğerleri ‘gönderelim.’ Tatildeyken sormuştum, ‘Abi beni gönderecekseniz söyleyin’ diye. Sezon başında antrenmanlara başlamak için geldim, Sinan abi çağırdı, ‘Burada kalırsan hoca seni oynatmayacak’ dedi. Bu ‘git’ demenin kibarcasıydı. Ben de kırmadım, helalleştim ayrıldım. Kaçan şampiyonluk ise yönetimden değil, Lucescu’dan kaynaklandı. Herkes Sinan Engin’e yükleniyor, ama o ne yapsın? Takımdaki dengeleri mi, yönetimdeki dengeleri mi, oyuncuyla hoca arasındaki dengeleri mi kursun, ne yapsın?

“Jübile yapmayı düşünmüyorum. En büyük hedefim antrenörlük diplomasını aldıktan sonra Beşiktaş bünyesinde ya da herhangi bir hocanın altında, sonra da birinci adam olarak devam etmek.”


Luce iyi insan değil

Lucescu’nun hocalığına sözüm yok. TV’de oyuncusunun üzerine palto örtmesi sürekli gösterilip duruyor. Ama bunlar sadece görüntüden ibaret. Bence iyi insan değildi. Tartışmalarımız olmuştu zaman zaman. Bunlardan biri de, 1-0 yenik olarak soyunma odasına girdiğimiz bir maçın 2. bölümünde takımı ısrarla savunmada tutmasından ötürü yaşanmıştı.


Psikopat Ali lakabı!

Tribünler, ‘Psikopat Ali’ diye bir tezahürat patlattı. Ama Beşiktaş’ta 7 sezon oynadım, 2 kırmızı kart gördüm. Biri hazırlık maçında... İkincisini Fenerbahçe maçında gördüm, yardımcı hakemin yanlışıydı. Zaten Tahkim Kurulu, o maçtaki cezamı haksız olduğu gerekçesiyle kaldırdı. Faul yapmadan maç tamamladığımı bilirim.


Seba bizim babamız

Süleyman Seba babamız bizim. Türk futbolunun simge ismi. Hem kişilik, hem de Beşiktaş’a verdikleri bakımından en sevdiğim insanların başında gelir. Serdar Bilgili çok iyi bir başkandı, zaten Seba’nın öğrencisiydi. Özellikle yanındaki isimler güçlüydü, Hüsnü Güreli gibi. Yıldırım Demirören, bir şeyler yapmaya çalışıyor, ama çevresinde yeterli donanımlı insanlar yok.
bjk_bjk Ofline   Alıntı ile Cevapla