Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20-01-2008, 21:41   #1
|RespecT Me|
Banned
 
|RespecT Me| - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
bir başkadır beşiktaş

bu son zamanlarda yaplian konusmalardan dolayi(hangi taraftar en atesli vs) bu yaziyi koymak istedim...100 yilimizda dergi'de yainlanmisti bu...bu tüm Beşiktaş taraftarlarının ne kadar özel olduğunu anlamk için bilmesi gereken çok önemli bir yazı...skilmadan okuyun

"Soyle bir geriye donup, gecmisten bu gune siyah beyazli tribunlerin yaraticiligini, Karakartal’i desteklerken hep bir agizdan seslendirdikleri tezahuratlarini bir bir animsadigimizda, sanki yillardir sergilenmekte olan muthis bir gosterinin nameleri beliriverir kulaklarimizda. Icimiz kipir kipir oluverir birden. Belki bir zafer ani, belki nefeslerimizi kesen unutulmaz bir mucadele, belki de Besiktasli birkac dostla paylasilan bir mutluluk ani bir film seridi gibi gecip gider gozlerimizin onunden. Bazi melodiler akip giden yillarla birlikte oyle bir evrim gecirirler ki tribunlerin dilinde, ne bestecisi, ne de sarkinin orijinal hali kimseler tarafindan hatirlanmaz olur. Artik o melodi tribunlere mal olmus bir ‘’beste’’dir.

‘’ Besiktas’im, sen cok yasa... Canim feda olsun sana... Hicbir seye, degisilmez... Senin sevgin bu dunyada...’’ Birkac nesildir Besiktas tribunlerinin dilinden dusmeyen, 7’den 77’ye her Besiktaslinin bildigi ve hepimizin yurekten katilarak soyledigimiz bir sarki degil mi? Peki bu tezahuratin belleklerde yer eden melodisinin hangi sarkinin melodisi oldugunu, Ilhan Irem’in 1976 yilinda populer olan ‘’Iste hayat sensiz de yasaniyor’’ sarkisini simdilerde kac kisi hatirlar acaba? ‘’ Oyle uzak simdi bana, yasadigim hatiralar... Bir bulanik film sanki, senle dolu dakikalar...Bak yine de zaman zaman dusunursem gozlerini, her yanimi dayanilmaz yemyesil bir sizi kaplar...’’

Bazen koyicinde bir meyhanede demlenirken, bazen Abbasaga’ da tatli tatli sohbet ederken, bazen agacli yolda omuz omuza yururken, kimi zaman uzun bir deplasman yolculugu gecesinde, kimi zaman tribunlerde mac oncesinde aninda besteleniverir tezahuratlar. Ve hemen ardindan ‘’Yeni beste...Yeni beste...’’ diye duyurusu yapiliverir, bir anda binlerce kisi tarafindan ezberleniverir. Bakmayin siz tribunler tarafindan ‘’beste’’ olarak adlandirildigina. Aslinda yapilan is varolan bir besteye yeni bir gufte, yani farkli bir soz yazmaktir. Yoksa kimsenin oturup da notalarla falan ugrastigi, bir beste yaptigi yoktur elbette. Ama nedense bu is tribunler tarafindan yillardir ‘’beste yapmak’’ olarak adlandirilmistir. Bize de yillarin yaraticiligina saygi gostermek, yazinin geri kalaninda da bu tezahuratlardan ‘’beste’’ olarak bahsetmek duser. ‘’Yeni beste’’ dedik ya, kullanilan melodilerin cogu 20-25 hatta 30-35 senelik sarkilardir aslinda. Birkac neslin kulaginda yer etmis, yillardir duydugumuz, genellikle basit bir armoni dizilimi olan, tanidik bildik melodilerdir bir cogu.

Ornegin tribun tarihinin Guinnes rekorlar kitabina gececek uzunluktaki, 26. dortlugu bu sezon yazilan ve nihayet tamamlanan ‘’Portakal soyulur mu? Tadina doyulur mu?’’ adli ‘’Kadikoy yakasindaki ezeli rakiplerimizin kulaklarini cinlatan’’ anlamli bestesi, sarkici Selda’nin 30 senelik ‘’Mendilimde gul oya, gulmedim doya doya’’ sarkisinin melodisi uzerine cuk diye oturtuluvermistir.

Yine 100. yilimizi kutladigimiz bu sezonun en tutulan ‘’ Bu sene sampiyon goreyim sizi... Olmeden mezara koymayin bizi... Korkutmaz bizleri musalla tasi... Olumune seviyoruz biz Besiktas’i... ‘’ bestesinde rahmetli Esmeray’in ‘’Gel tezkere, gel tezkere bitsin bu gurbet... Evde anan, baban, bacin yuzune hasret’’ diye baslayan 25 yillik sarkisinin melodisi oyle guzel kullanilmistir ki... 60’li yillarin Arap asilli Fransiz sarkicisi Bob Azzam ismini muzikle fazlaca hasir nesir olanlar bile hatirlamaz herhalde. Bu sanatcinin ‘’C’est Ecrit Dans Le Ciel’’ (1960) adli parcasi Ilham Gencer tarafindan ‘’Bak bir varmis bir yokmus eski gunlerde... Tatli bir kiz yasarmis Bogazici’nde...’’ sozleriyle plaga okunmustu. Turkce sozlu hafif muzigin ilk arajmani olarak muzik tarihimize gecti.

Gecenlerde TV karsisindaki olagan zappingli dakikalarimin birinde, Fransiz TV’sinde karsima cikiverdi Bob Azzam. Ak sacli ihtiyar bir dede olmus. Bir seyler anlatiyordu anlatmasina da, Fransizca anlattigindan olsa gerek konuya bastan sona Fransiz kaliverdim. Ancak kendisini daha gorur gormez, cagrisim yaptigindan olsa gerek : ‘’Kartalim.. Kartalim...Haydi bastir sanli kartalim... Sen siyah... Sen siyahla beyazsin, bu alemde kralsin...’’ tezahuratini mirildanmaya basladim.. Tahmin ettiginiz gibi, bu tribun bestesinin melodisi de Bob Azzam’in 1969 yilinda plaga okudugu ‘’ Mon Amour’’ adli parcasindan alinma... Gerci bu parcanin daha sonraki yillarda ‘’Ararim, sorarim, ararim seni her yerde...’’ sozleriyle baslayan Turkce arajmani yapilmis. Tribun bestekarlarinin repertuarlarinda da buyuk ihtimalle bu yolla yer bulmus. Ben yine de ihtiyar Fransiz’i anmadan gecemedim...

Kim ne derse desin ‘’tribun bestesi’’ yapma konusunda Besiktas taraftarlarinin ellerine kimseler su dokemez. Birakin Fenerbahce, Galatasaray tribunlerinin genellikle Besiktaslilarca yapilan besteleri kendilerine uyarlayip soylemelerini, yillardir liglerde yer alan diger takimlar bile ilk kez Inonu stadi tribunlerinden duyduklari bestelerle takimlarini desteklemislerdir.

Bazen bir cosku, bazen bir sevinc, ama cogu zaman haksizliga karsi bir baskaldiridir Besiktas tribunlerini beste yapmaya iten. Ornegin ‘’Basin one egilmesin, aldirma Kartal aldirma... En buyuk sen degil misin? Aldirma Kartal aldirma...’’ bestesini bilmeyenimiz yoktur. Tam 25 sene once Besiktas tribunlerince dile getirilen bu tezahuratin hikayesini hatirlayalim isterseniz. Yil 1978. Zor gunler yasayan Besiktas lig yarisindan erken kopmus, son umudunu Turkiye kupasina baglamistir. Ceyrek finalde torbadan cikan rakip Fenerbahce’dir. Ayni sehrin iki takimi karsilasacagindan yari finale cikacak takimin tek mac sonunda belirlenmesine karar verilir. 12 Subat 1978 gunu Fenerbahce karsisinda kalede Rasim, geri dortlude Mustafa, Ali Coban, Yasar, Ahmet Bortucene, orta sahada Mithat, Samet, Kemal Kilic, forvette Resit, Paunovic, Saban 11’i ile yer alir Besiktas. Fenerbahce de Ivancevic’li, Alpaslan’li, Cemil’li, Engin’li, Antic’li guclu kadrosu ile cikar sahaya. Inonu stadi tribunlerini 42 Bin seyirci tiklim tiklim doldurmustur. Orta hakem Ertugrul Dilek’in duduguyle mac baslar. Daha 8. dakikada Sevki’nin ortasina ayak koyan Cemil, kalecimiz Rasim’in altindan topu filelere gondererek Fenerbahce’yi 1-0 one gecirir. Yedikleri golun saskinligini uzerlerinden atmayi basaran Besiktasli oyuncular Fenerbahce kalesine akin uzerine akin gelistirmeye baslarlar. Macin geriye kalan 80 dakikasi 1-0’in ustune yatmaya calisan ve defansa kapanan Fenerbahceli oyuncularin Besiktas akinlarini asiri sertlikle durdurma cabalariyla gececektir. Fenerbahce kalecisi Ivancevic kalesinde devlesmistir. Macin sonlari yaklastiginda, Besiktaslilarin umitlerinin yavas yavas tukendigi dakikalarda, buyuk golcu Paunovic sahneye cikar. 82. dakikada Ahmet’in soldan ortasina yukselir, oyle bir kafa cakar ki topa, mac boyunca inanilmaz kurtarislar yapan Ivancevic’i de caresiz birakir. Normal suresi 1-1 berabere biten mac uzatmaya gider. Uzatmanin 105. dakikasinda, deniz tarafindaki kaleye hucum eden Fenerbahce bir korner kazanir. Kornerden gelen topu Besiktas’tan Yasar kafa ile uzaklastirir ve tum Besiktas defansi hizla ileri cikar. Fenerbahceliler topu tekrar doldururlar, ancak 3 Fenerbahceli oyuncu birden en az 5 ile10 metre ofsayt pozisyonunda yakalanmistir. Yan hakem ofsayti gormus, bayragini cekmistir. Top ayagina gelen Fenerbahceli Emin hareketsiz durmaktadir. Ancak orta hakem Ertugrul Dilek anlamsiz bir bicimde iki eliyle ‘’oyna’’ isareti yapmaktadir. Sanki sahada zaman durmustur. Tum oyuncular birkac saniye donup kalmislardir. Hakemin ‘’oyna’’ isaretinin farkina ilk once Fenerbahceli Engin Verel varir. Topun uzerine basip, kendi yari sahasina donmeye hazirlanan arkadasi Emin’in ayagindan topu alir. Birkac metre surerek Besiktas kalesine gonderir.

Sahadakiler ve tribundekiler saskinlik icerisindedirler. Fenerbahceli taraftarlar bile ne oldugunu anlayamadiklarindan bir sure ‘’goool’’ diye bagiramamislardir. Besiktasli oyuncular hakem Ertugrul Dilek’in etrafini cevirip, dakikalarca gole itiraz ederler. Itiraz eden futbolcularina kenar kulubesinden sahaya kosarak teknik direktor Militunovic, yardimcisi Sanli Sarialioglu ve genel kaptan Suleyman Seba da katilirlar. Ama nafile. Ertugrul Dilek israrla orta noktayi gostermektedir. Besiktas’in 1977-78 sezonundaki son umudu da bir hakem karari ile tukenip yok olmaktadir Inonu stadinda. Bu gole itirazlar gunlerce surer. Besiktas camiasi goz gore gore hakkinin yenmesine topluca isyan etmektedir. Seref reisi Hakki Yeten’ den, kulup baskani Gazi Akinal’a kadar bagri yanan tum Besiktaslilar yaptiklari aciklamalarla hakem Ertugrul Dilek’in kararina tepkilerini gostermektedirler. Gel gelelim itirazlar hic bir seyi degistiremez. Ati alan Uskudar’i coktan gecmistir... Kupa macindan tam bir hafta sonra Inonu stadinda lig macina cikacaktir Besiktas. Rakip Diyarbakirspor’dur. Stadi tiklim tiklim dolduran taraftarlar, kapali tribunde oturan Besiktaslilarin tekrar tekrar seslendirdikleri bir tezahurati ilk kez o macta duyarlar: ‘’Basin one egilmesin, aldirma Kartal aldirma... En buyuk sen degil misin? Aldirma Kartal aldirma. Basta Ertugrul Dilek, hakemlerin hepsi....’’ seklinde uzayip gitmektedir tezahurat. Beste, 78 yilinin en populer sarkisi ‘’Aldirma gonul’’un melodisi uzerine oturtulmustur. Sabahattin Ali’nin ayni adli siiri uzerine Kerem Guney’in bestesini sanatci Edip Akbayram oyle guzel seslendirmistir ki, o yil tum muzikseverlerin begenisini kazanmistir bu sarki. Yillar boyu haksizliga ugrayan veya haksizliga ugradigini varsayan baska takim taraftarlarinin da dillerinden dusmez bu beste. Hakem Ertugrul Dilek belki bir kez bile maclarini yonetmemis olsa da, bu tezahurat Besiktas taraftarinin besteledigi sekliyle soylenir tum statlarda. Besiktas-Fenerbahce macindaki gol karari Dilek’in parlak hakemlik kariyerinin de sonu olur. Bir daha hicbir Besiktas macinda gorev alamadigi gibi, sessiz sedasiz bir bicimde hakemlik yasamina veda etmek zorunda kalir. Aradan aylar gecmesine ragmen Besiktas taraftari hakem karari ile kupadan elenmelerini bir turlu unutamaz. 1978 yili Besiktas’in 75. kurulus senesinin kutlandigi yildir. Kutlama torenlerinin yapildigi 15 Agustos gunu Inonu stadi kapali tribununde son derece anlamli bir pankart yer almaktadir: ‘’ TAKIN GOZLUKLERINIZI GORMEYIN SASI, YIKAMAZSINIZ 75 SENELIK SANLI BESIKTAS’I ‘’

1996-97 sezonu Besiktas ve Galatasaray arasinda nefes kesen bir sampiyonluk yarisina sahne olmaktadir. Once Van deplasmaninda Sergen’in kullandigi serbest atisi barajin icindeki bir Vanspor’lu oyuncunun voleybolculari kiskandiracak bir smacla kesmesini, o anda gozune tesadufen kar suyu kacan hakem Metin Tokat goremez! Liglerin tamamlanmasina birkac hafta kala iki ezeli rakip birbirleriyle karsilasirlar. Maci Besiktas kazanirsa buyuk lig yarisinda avantajli konuma gececektir. Firtina gibi oyuna baslayan siyah beyazlilar ilk yariyi 1-0 onde bitirirler. Ancak macin ikinci yarisinda sahneye hakem Ahmet Cakar cikar. Daha ilk dakikalardaki bir Besiktas ataginda Amokachi ile Bulent Korkmaz carpisirlar. Anlasilmaz bir kararla bu pozisyon sonrasi Amokachi kirmizi kartla cezalandirilir ve Besiktas ikinci yari boyunca 10 kisi birakilir. Bu da yetmez, macin son dakikalarinda Alpay’la Hakan Sukur’un topa birlikte yukseldikleri bir pozisyonda Galatasaray lehine penaltiya hukmedilir. Mac 1-1 sonuclanir ve Besiktas hakem karari ile onemli bir avantajini yitirir. Sonraki haftalarda da benzer hakem uygulamalari suregelir. 1-1 devam eden Galatasaray – Istanbulspor macinin 94. dakikasinda, ceza sahasini gordugu anda havuza atlarmis gibi baliklama atlayan Arif’in pozisyonuna hakem Vahap Beyaz penalti calar. Orta hakem Beyaz penaltiyla cezalandirdigi bu pozisyona en az 40 metre uzakliktadir ve pozisyonu kesinlikle gormeden kararini vermistir. Galatasaray bu macta da hakem karariyla galip gelir ve sampiyonluk yolu iyice acilir.

Ertesi hafta futbolseverler Besiktas tribunlerinin ‘’Parayla sampiyonluk ne kadar kolay...’’ diye baslayan ve ‘’ Vahap Beyaz, Ahmet Cakar, Galatasaray..’’ uyaklariyla devam eden yeni bestesini dinlerler. Melodinin orijinali Sezen Aksu’ nun ilk donem parcalarindan‘’Olmaz Olsun’’. Aksu’nun ilk 1979’ da seslendirdigi bu parcanin uzerine sari kirmizili ezeli rakiplerimizin bu gunlerde kendilerine gore soz yazip ‘’Gercekleri tarih yazar, tarihiyle Galatasaray...’’ sekliyle soylediklerine bakmayin siz. Dogrudur, tarihte UEFA kupasini yazmaktadir. Ancak ayni tarih Malatya’lari, Denizli’leri, Dogan marka otolari, 8-0’lari, kaleci Zalad’lari da yazmaktadir. Asil onemli olan gecmisine donup baktiginda yuzunun kizarmamasi, vicdaninin rahat olmasidir.

Bestelerin cogu 25 – 30 yillik ve genellikle Turkce sozlu parcalarin melodisi ile soylendigini yazdik ama, inanilmaz yaraticiliktaki Besiktas tribunleri kimi zaman oyle farkli muzik turlerini kullanir ki, sasar kalirsiniz. Birkac asirlik mehter marsi bir anda karsiniza ‘’...sampiyon Kartal yazacagim..’’ sozleriyle cikabilir.

Verdi’nin Aida’ sinin ‘’Zafer Marsi’’ bolumunun ‘’Ne cim bom bom, ne Fener, ne de Trabzon. Besiktas ile, yer siyah, gok beyaz, sampiyon...’’ sozleriyle seslendirildigini isitir, hayrete dusersiniz.

Boney M.’in ‘’ Hooray, hooray, It’s a holliday’’ parcasi ‘’ Oley, oley haydi haydi gol. Bastir kartal, bastir kartal, haydi haydi gol...’’ sekliyle soylenirken, televizyondaki bir reklam muzigi ‘’Mujde, mujde size. Ferdinand’dan mujde size...’’ seklinde uyarlanarak cikabilir karsiniza...

30 yillik ‘’Dert Ortagi’’ sarkisi ‘’Besiktas’im benim, biricik sevgilim...’’, 79 yilinin bir Gulden Karabocek bestesi ‘’Surunuyorum’’, ‘’Besiktas’sin sen bizim canimiz, siyahla beyaz akar kanimiz...’’ sozleriyle yankilanir Besiktas tribunlerinde. 1981 yilinin unutulmaz muzikali ‘’Hisseli Harikalar Kumpanyasi’’ icin yazilan bir Melih Kibar bestesi ‘’Soyle Canim’’, ‘’Sampiyon Besiktas’im ne istersen iste bizden. Istersen donatalim dort bir yani bayraklarla...’’ seklinde coskuyla seslendirilir Inonu’de.

Orijinali bir Yunan parcasi olan 74 yilinin ‘’Mavi Boncuk’’ sarkisi ‘’Efsane yazdin tarihe Besiktas. Asik olduk renklerine Besiktas. Olum olsa donemeyiz bu yoldan. Canim kurban olsun sana Besiktas...’’ seklinde, ‘’Yuce dagdan, esen yelden...’’ diye baslayan Yildirim Gurses bestesi ‘’Gul Dudaklim’’, ‘’Ovunmekle cok hakliyiz, sapina kadar Besiktasliyiz. Iyi gununde, kotu gununde, sapina kadar Besiktasliyiz’’ diye soylenir durur tribunlerde.

80’li yillarin baslarinda korsan plaklar ve kasetler muzik piyasasinda cirit atardi. Telif, melif hak getire. Onune gelen plak sirketi begendigi muzik parcalarini kafasina gore bir araya toplar, 10-12 sarkilik ‘’karisik turde’’ olarak adlandirilan plaklari piyasaya surerdi. Iste o donemlerde adi sani duyulmamis bir cok sarkicinin ve grubun parcalari meshur oluverirdi. Ornegin 84 yilinda John Ozila adli bir Fransiz’in seslendirdigi ‘’Ali Baba’’ adli dogu motifleriyle suslu sarkinin ‘’ Aliiii Babaaaa’’ nakarati hala ‘’Ooooo Besiktas...’’ seklinde soyleniyor tribunlerde. Adini bile hatirlamadigim bir grubun yine dogu motifleriyle suslu ‘’ Leila, the Queen of Sheiba’’ parcasi ‘’Yenilsen de yensen de, taraftarin senle. Uzuntunde, sevincinde, seninle birlikte...’’ sozleriyle seslendiriliyor gunumuzde de.

O donemlerde bir de piyanist-santor modasi vardi ki, ortaligi kasip kavuruyordu adeta. Bu modaya damgasini vuran sanatcilardan Umit Besen’in ‘’Nikah Masasi’’ sarkisi Besiktas tribunlerinin 2 yil onceki ‘’Besiktas diyerek sana yuz vurduk. Siyahin yanina beyazi koyduk. Yillardan beridir hep seninle olduk. Besiktas sen bizim her seyimizsin.’’ bestesiyle 20 yil sonra yeniden hayat buldu galiba. 50’li, 60’li yillarda futbol izleyicileri pek oyle bir agizdan, bir melodi esliginde tezahurat yapmayi bilmezlermis. En fazla ‘’Bir baba hindi...’’yi seslendirirmis tribunler. Bir de Besiktas maglup duruma dustugunde rakipler ‘’Sen oyna Hakki, sen oyna’’ diye tempo tutarak tribundeki Hakki kaptani kizdirirlarmis. Kaptan da Allah’i var cok kizarmis. ‘’Top oynarken bunlara leblebi gibi golleri atardik. O zaman bile utanmadan ‘’Arabaci Hakki’’ diye kizdirirlardi. Futbolu biraktik, baskan olduk, simdi de ‘’sen oyna’’ diye tempo tutuyorlar. Bir oynarsam ne olacagini gorurler..’’ dermis.

Mac oncesi basit bir pikapta 45 devirlik plaklar calinarak stat hoparlorlerinden muzik yayini yapilirmis. Donemin unlu sarkilarindan, Billy Eckstein’in seslendirdigi ‘’Jelousy’’ adli tango Besiktas tribunleri tarafindan ‘’ugurlu sarki’’ olarak benimsenmis. Tuhaf bir tesaduf, Jelousy’nin calindigi bir kac macta Besiktas pes pese sahadan galip ayrilmis. Bir Fenerbahce maci oncesi birkac sari lacivertli taraftar muzik yayinin yapildigi odaya girerek plagi kirmislar. Macin baslamasina az bir sure kala ugurlu plagin henuz calinmadigini farkeden donemin umumi kaptani Sadri Usuuglu (nam-i diger Arap Sadri) sormus, sorusturmus, durumu ogrenmis. Hemen bir adamini Beyoglu’na plak almaya yollamis. Allem etmis, kallem etmis, macin baslamasini geciktirmis. Beyoglu’ndan plak gelmis, stat hoparlorlerinden calinmis, ancak ondan sonra Arap Sadri takimi sahaya cikartmis. Besiktas’ ta Fenerbahce’yi bir guzel maglup etmis.

2000’li yillara gelindiginde otoriteler futbolun bir show business, bir endustri haline geldigi gorusunde birlesmekte. Bir bilseler ki bu sov diye adlandirilan meretin alasi uzun yillardir, ustelik gosterime hic ara vermeksizin Besiktas tribunlerinde sergilenmekte. Hem de surekli kendini yenileyen, surekli yaraticiligini kullanan muhtesem bir sov her hafta gosterimde. Ustelik oyle para pul karsiligi degil, bu sov sadece ve sadece Besiktas sevgisiyle, siyah beyaz renk askiyla beslenip buyumekte. Bir daha ki sovda her zamanki gibi gorusmek uzere..."

__________________
ARKADAŞLAR SİZLERİ SALAK YERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIM ANCAK BAŞARILI OLAMADIM. FORUM YÖNETİMİNİ ENAYİ YERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIM ANCAK BAŞARAMADIM. SİZDEN DİLENEREK ALDIĞIM REPLERİ FORUM YÖNETİMİ SİLDİ. ŞİMDİ İSE BEN BUNA İSYAN EDİYORUM. BEN BİR MALIM!
Click the image to open in full size.
|RespecT Me| Ofline   Alıntı ile Cevapla