[bjk_bjk]

Maç öncesi kaleme aldığım yazımda bazı endişelerim vardı. Rize yenilgisinin Beşiktaş’ın kazanma ritmini bozmasından korkuyordum. Aklıma gelen Beşiktaş’ın başına geldi. Cımbızı elime alıp koca maça bakıyorum, Beşiktaş’ın ürettiği iyi bir pozisyon arıyorum ama cımbıza takılan hiçbir şey yok. “Bobo ısınırken sakatlandı”, “Cisse sakatlandı, orta saha çöktü”, “Zemin çok kötü, ayakta durulamıyor” gibi bahanelerin ardına saklanmak Beşiktaş’a yakışmaz. Bırakın hepsini, Ivankov’un yere yattığı bir pozisyon bile olmadı. O soğukta zatürre olunur, adam griple atlatırsa haline şükretsin.

Şu duran toplar Beşiktaş’ı devamlı vuruyor. Bir ilk gol var, akıllara zarar. Üşenmedim teker teker saydım. Beşiktaş’ın 11 adamı 18’in içinde. Yani rakip hücumcuları 2’şer kişiyle bile tutabilirsin. Ama Koray en arkada bomboş kalıp golü yapıyor. Bir 2. gol yiyorsun, İbrahim Kaş rakip santrfora sanki refakat ediyor. Eskort gibi yanında koşuyor, Gökhan da golü atıyor. Rüştü, her iki golde de hatasız, ayrıca çıkardığı 3 top var ki ondan başkası çıkaramaz.

FARK OLURDU

Kayseri’yi de es geçmeyelim. Taş gibi takım. Futbolun müsaade ettiği şekilde sert oynayabildiler. 2 stoper kademelere fevkalade giriyor. Dün Koray diye bir çocuk seyrettim, bayıldım. Hem golü attı, hem attırdı. Yetmedi, oyun içinde de hep vardı. Takım halinde orta sahayı çok iyi parsellediler, forvette de etkili adamları var. Hele Tello çıkıp Beşiktaş 10 kişi kalınca, final toplarını iyi yapsalar farkı bulurlardı.

Beşiktaş’ı bu kadar isteksiz, bu kadar iştahsız ilk kez görüyorum. Yenilmenin de bir adabı vardır. Beşiktaş yenilmedi, utandı. İ. Kaş’ın rakibe bir dirseği var hakemin gözü önünde, Demirlek’in gözüne perde indi herhalde. Tello’nun yediği 2 sarı kart da doğru. Ben bu hakemi hiç tutmam. Bana göre ülkenin en kötü hakemi. Ama Beşiktaş adına söylenecek bir şey yok ki, hakeme olsun.

3 puanlı ligde herşeyin telafisi var.

Bu maçtan ders çıkarsa, ki çıkmalı, Beşiktaş da Beşiktaş gibi oynamalı.