[bjk_bjk]

Beşiktaş bu sezon kazandığı maçlarda bile taraftarının ağzını hep yüreğine getirdi. Geriye gitmeye gerek yok. Daha geçen hafta Ankara karşısında gitti denilen galibiyet son dakika golüyle geldi.
Oysa şampiyonluk hedefleyen Beşiktaş'ın her maçını mutlak kazanması ve rakiplerinin kaybetmesini beklemesi gerekiyor. Denizli deplasmanına da bu nedenle 3 puan için gidildi. Ertuğrul Hoca, galibiyet adına 4-3- 1-2 sistemiyle takımını sahaya sürdü. Denizlispor savunmasını hallaç pumuğu gibi dağıtan Holosko ve Nobre'nin ilk yarıda attığı gollerle de zor geçmesi beklenen deplasmanda oldukça rahatladı.

İki takım arasındaki kalite farkı zaten galibiyet ibresinin Beşiktaş'tan yana olduğunu gösteriyordu. Beşiktaş kalesinde Rüştü ilk kez dünkü kadar canlıydı. Yeni transfer Gordon yerine oturmuş gibi. Cisse ve Ricardinho da oyunda etkiliydiler. Tello ile Ali Tandoğan kanatları iyi niyetle kullandılar. Ancak gereksiz yere iki sarı kartla oyun dışı kalan Ali Tandoğan son 15 dakikada takımının zor durumda kalmasına neden oldu.

Serhat'ın golünden sonra da Siyah- Beyazlı taraftarların yürekleri yine ağzına geldi. Acaba geçmiş maçlar tekrarlanır da bir gol yermiyiz diye. Sahanın yıldızı Holosko'ydu. Geldiğinden beri ilk kez bu kadar istekli ve hırslıydı. Golü arayan ve bulan bir oyun anlayışı içindeydi. Bu kadar iyi oynamasında tabii ki Nobre'nin de özellikle topsuz oyundaki futbolunun katkısı büyüktü.

Kartal çekinerek gittiği Denizli'de özellikle ilk yarıdaki performansıyla ligin kalan haftaları için de umut verdi. Denizlispor, lideri ve kaptanı Yusuf'suz tat vermiyor. Beşiktaş'a karşı İyi organize olamadılar. Savunmada genç Burak'la dağıldılar. Genç oyuncularla bu yük kalkmaz. Selahattin, Yusuf gibi oyuncuların bir an önce takıma dönmesi gerek.