Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-05-2008, 10:53   #1
HandaN
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
internet üzerine - 1

web yani ağ dünyasından ne anlıyoruz?

Birileri web sisteminin tarihsel katagorilerini dizerken en yeni katagoriyi keşfetmek bile bizim için uzak görünüyor. Buna rağmen en azından üretilmiş katagorileri anlamaya çalışmak gerek diye düşünüyorum.

Önce web dünyasının tanımlanmış katagorilerini bir sıralayalım: PC, web1, web2, web3 ve adı konmamış çocuk web4...

Kocaman kasalarıyla küçücük bir lambayı yakıp söndüren bilgisayarlar 70 li yıllarda bağımsız işletim sistemleri ile birlikte PCye dönüştü. OS dönemi başladı...

OS yani operatör sistem ya da operating sistem. Türkesi işletim sistemi. 70 lerin sonunda ilk dosya transfer protokolünü çalıştırıp iki makina arasında bir mail iletti. Sonra karşılıklı bir çift dosyayı götürdü getirdi, yani irc gelişti. Yani daha sonraları chat sistemine dönüşen dosya iletişiminin embriyosu.

PC demek dosya sisteminin kurulması demekti. İlk ibm bilgisayarlar ve ms-dos... PC döneminde internet demek bir dosyayı bir PC den diğer PCye ya da nokta vuruşlu yazıcıya aktarmak demekti.Dosyayı oluşturmak, saklama komutu vermek, biçimlendirmek ve göndermek yine insan faktörüne tâbi idi. İnternet açısından bu dönemin adı PC dönemidir.

Sonra Word Wide Web çıktı. yani Dünyayı Kapsayan Ağ... daha sonraları web1 dendi.

Artık internet iki makinanın iletişimi değil, tüm bilgisayarların birbiriyle asimetrik haberleşmesi demekti. web1 ile artık dosya oluşturup saklamak ya da saklanan dosyayı göndermek dönemi aşılmış dosyaları sunma dönemi girmişti. File server yani dosya sunucusu. Bu şu demekti, oluşturulmuş bir dosya belli şartlara tabi olarak sunulabiliyor, zaman ve zemine göre dosyaya otomatik olarak ekleme ve çıkarma yapılabiliyor yani doğrudan insan müdahalesi olmadan devinimli olarak devşirebiliyordu. Bunu yapan sistemin adı database idi. Yani veritabanı. Veritabanı denilen şey oluşturulan dosyayı saklamak, çağırmak, zamana ve zemine uyarlamak, biçimlendirmek, göndermek için kendi düşünen sistem demek. Windows bu dönemde çıktı ve gelişti. ve kitleler internet ile bu dönemde tanıştı.

Sonra semantic web çıktı, yani anlamsal ağ. Buna da web2 denildi.
Bu dönem için messenger dönemi desek olayı çözebilirsiniz.Artık dosya gönderme çağı bitmiş ve kelime/text gönderme dönemi başlamıştı. Kelime tabanlı internet dönemide diyebiliriz.

Bunu kavramak için örnek: iki makine haberleşmek için birbirini bulmaya çalışmıyor ve her ikisi de üçüncü bir makineye bağlanıp göndereceğini oraya gönderiyor. Üçüncü makinede gelen texti diğer makineye iletiyor. Tabi bunu sağlamak için işletim sisteminize ek yazılımlar yüklemek zorunda kalıyorsunuz. Örneğin jawa gibi. Yani messenger.

Web sitelerinin çıkışıda bu dönemde oldu. Web sitesi demek -al ben bir site yaptım, sen buna bak demekti. web2'nin en önemli yeniliklerinden biride flash'tır. Yani online video. Namı diğer görüntülü görüşme ve online video izlemek.

Sonra webOS çıktı , yani interaktif işletim sistemleri.
İşte şu anda tam olarak ortasında bulunduğumuz bu döneme de Web3 deniyor. Bu dönemin en belirgin özelliği artık pc'ye ihtiyaç duyulmamasıdır. İşletim sistemlerinden bağımsızlaşma dönemindeyiz. Çünkü webOS ihtiyaç duyacağımız işletim sistemlerini bünyesinde barındırıyor zaten.

Hani öyle bir hale geldi ki iki parmağınızla telefon fişine değseniz internete bağlanacaksınız. Ankara'da oturup cep telefonunuz ile İstanbul'un fotoğrafını çekmek isteseniz hiçbir fotoğraf işleme programına ihtiyaç duymaksızın çekebilir ve yine aynı anda bir sitede satışa sunup para kazanabilir ve de paranızı bağışlayıp 1 saat içinde etiyopya da bir fakirin sofrasına bir ekmek yollayabilirsiniz.

Yani bir pc'ye ve bir sürü programa gerek duymadan işlerinizi yürütmenin adı web3'tür. web3'ü tanıyabilmenizin diğer bir tarifi toplu çalışma platformlarının ortaya çıkışıdır. Şu anlama gelir ki artık biri bir site kurup işte bunu izleyin diye dayatamıyor. İnsanlar sayfaları beraberce oluşturuyorlar. ya da artık bir siteyi izlemek için illa ki o sitedeki sayfaları gezme zorunluluğunuz kalmadı.

Kendinize bir sayfa oluşturup XML, RSS ve Boolmarklar sayesinde istediğiniz sitelerin istediğiniz bölümlerini kendi sayfanız içinden izleyebiliyor ve ürettiklerinizi başkalarının sayfalarına gönderebiliyorsunuz.

web3 için diğer bir tanımlama noktası da anlamsal arama özelliklerinin başlaması oldu. Mesela google'daki 'kendimi şanslı hissediyorum' butonu bu dönemi tarif etmeye yeter de artar bile. Ancak bu butonun ardındaki büyük teknolojiyi bilmeyenler -hepsi bu mu diyebilecekleri için web3 teki anlamsal aramayı tarif etmek gerekir.

web2 döneminde arama yapmak demek iki kelimenin birbiriyle eşleştirilmesi demekti. Oysa web3'te kelimelere anlam yüklemeyi hedefleyen toplu beğenilerin tek tek sayıldığı bir teknolojiden bahsediyoruz. Kim, neyi aradı, neyi buldu, ve bulduğu sayfada ne kadar kaldı... Bu dev bilgilerin tasnif edilmesiyle ortaya çıkan bu buton yazılım mühendisleri içinde yön belirleyici oldu. Yeni yazılımlar bu yönde gelişti. ve gelişmeye devam ediyor.

Bunlar gördüklerimiz...
Birde ayak seslerini duyduğumuz Web4 var.

Henüz belirgin bir tanımı yok. Yapay zeka mıdır, yoksa sanal sanallık mıdır bilemem.Ortada konuşulanları ve tahminlerimi sıralamam gerekirse:

Web sitelerinin durağanlıkları daha da azalacak, insanlar nerede ise nitelikli sayfalar da orada olacak, artık site yapımcıları sayfalarına yapılan tıklamaları değil bağlantıları sayacak, internet explorer ve benzeri programlar birer ortam yürütücülerine (media player) dönüşecek.

Hiç kimse pc almak zorunda kalmayacak. Harddiskler, işlemciler, bellekler... artık bunları biz değil internet sunucuları bulunduracak.
İşletim sistemlerine bağımlılık azaldıkça bilgisayarların çağı kapanacak ve ekrana benzeyen ne bulursanız o internete dönüşecek.

Değişmeyecek birşey varsa o da iyiyi yine kitlelerin belirleyecek olmasıdır.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla