Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-10-2008, 22:43   #1
tyfree
 
tyfree - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
İşte Aktütün Gerçeği

İŞTE AKTÜTÜN GERÇEĞİ
Aktütün köyünün çocukları, "kurşun yerine kalem tutmak istiyoruz" derken, AKP'nin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "yoksulluk yok" diye tutturdu.
Medyanın gündemine düşen Aktütün köyünün çocukları, "kurşun yerine kalem tutmak istiyoruz" derken, haberin medya yalanı olduğunu iddia eden AKP'nin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "yoksulluk yok" diye tutturdu.

soL Hakkâri-Şemdinli'nin Aktütün köyünde karakol baskınının sonrasında, bölgenin sorunlarının da gündeme gelmesinin bir parçası olarak, köyün okul çağındaki çocuklarıyla yapılan röportajlar, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in hoşuna gitmedi. Çelik, "Aktütün'de öğrencilerin öğretmen bulamadığı" haberlerinin doğru olmadığını söyleyerek, "buradaki çocuklar pencereden okula sokuluyorlar. Bunun senaryo olduğunu, mizansen olduğunu halkımız anlamıyor mu sanıyorsunuz?" dedi.

"Terör değil yoksulluk dediler"
Aktütün saldırısından sonra doğu illerinde "terör ortamındaki çocuklar" başlıklı haberlerde yapılan röportajlar bir kez daha yetkilileri kızdırdı. Röportajlarda çocuklara yöneltilen "korkuyor musunuz" sorularına neredeyse her çocuk aynı yanıtı verdi: "Korkuyoruz... kitabımız yok", "Korkuyoruz... okulumuz yok, ayakkabımız yok, aç kalabiliriz, köylerde çok yoksulluk var..."

Çocukların terörden çok yoksulluktan bahsetmesi Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in açıklama yapmasına neden oldu. Çelik "yoksulluk" diyen çocuklara "yalan söylüyorlar" yanıtını verirken kamuoyuna da "medyanın oyununa gelmeyin, birkaç medya kuruluşu olayı çarpıtıyor" dedi. Çelik'in kızgınlığı karşısında daha önce haberi sunan Uğur Dündar açıklama yapmak zorunda kalarak, kanalının haberini savundu, "araştırdık, yoksulluk var, okul yok ama biz aslında terörü anlatmak istedik" dedi.

Çelik, "medyada çıkan haberler kesinlikle yalan haberdir. Bu sorumsuz insanların, neye hizmet ettiklerini aslında çok iyi bilmeleri gerekiyor. Teröre meşruiyet mi kazandırmaya mı çalıyoruz? Günlerdir, Aktütün'deki çocukları konu mankeni gibi kullanan, küçücük çocuklara makyaj yaparak onları televizyonlara çıkaran insanlar, yayıncılık yaptıklarını mı sanıyorlar? Çocukları okulun penceresinden sokarak, binbir türlü şekle sokarak, onları konu mankeni yaparak kullanmak, hangi sorumlu yayıncılık anlayışına sığar?" diyerek, köye iki öğretmen gönderildiğinin, okulda eğitime devam edildiğinin açıklanmasına karşın, ısrarlı yayınların devam ettiğini belirtti ve medyaya "öğretmen olmaması sizin daha mı çok işinize geliyor acaba?" sorusunu yöneltti.

Çatışmanın ortasındaki çocuklar
650 nüfuslu Aktütün köyünün çocukları, dün mavi önlük giydirilerek ve bedava kitap dağıtılarak okula başlatıldı. Kurulduğu günden beri yeterli eğitim verilemeyen J. Teğmen Nadir Ozan İlköğretim Okulu'na, can güvenliği nedeniyle bugüne kadar atanan hiçbir kadrolu öğretmen gitmedi. 65 haneli köyün tamamında, devlet tarafından maaşlı çalıştırılan geçici köy korucuları var. Yapılan ropörtajlarda, öğretmen, doktor olup köylerinde kalmak istediklerini belirten çocukların aileleri, köyü terk etmeyi sürdürüyorlar.

Okul açıkmış
Okul çağında 80'e yakın çocuğun olduğu Aktütün'de, bir o kadar da yaşı geçmiş, ancak eğitim verilmediği için okuyamamış çocuk var. Köydeki çocuklar yaklaşık 25 yıl önce açılan J. Teğmen Nadir Ozan İlköğretim Okulu'nda sadece beşinci sınıfa kadar eğitim görebiliyor. Altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflar için, yaklaşık iki saat 15 dakikalık mesafedeki Şemdinli ilçe merkezine gitmek zorundalar. Köy tarihinde şimdiye kadar üniversite bitiren olmamış. Hiçbir öğrenci, herhangi bir sınavı kazanamamış.

Tek dersliği olan J. Teğmen Nadir Ozan İlköğretim Okulu'nda görev yapan vekil öğretmen Cevdet Arıcı, eğitim yılının başında köye gelip okulda badana yaptıktan sonra, bir daha uğramamış. Önceki akşam Kaymakam Hakan Şen'in Sikorsky helikopterle köye gelmesinin ardından, dün de vekil öğretmen Arıcı dönerek, okula vurulan kilidi açmış çocukları okula almış. Kaymakam Şen'in açıklamalarına göre, artık öğretmen var ve okul kapalı değil.

Bunlar da mı yalan?
Bölgede yıllardır süren çatışma ortamı, sadece Aktütün'de değil, benzeri birçok ilde çocukların aynı durumda olduğunu gözler önüne seriyor. Açıklanan rakkamlar her geçen yıl Doğu illerine ayrılan paranın azaldığını gösteriyor. Oyuncak yerine cephanelerle oynayan çocuklar sakat kalıyor, bölgenin her yerine yerleştirilen mayınlar çocukları öldürüyor. Askerlerin çöplerde bıraktığı bombalar patlıyor. Yaşamak için çalışmak zorunda olan aileler, çocuklarını kendileriyle birlikte pamuk tarlalarına götürüyor. Gece gündüz haftada 40 milyona çalıştırılan çocuklar, okullar açılsa da işe devam etmek zorunda kalıyor.

Göç olgusu yeni değil
İşsizlik ve sefalet, metropollere göçün temel sebebi. Geçimini hayvancılık ve tarımla sağlamaya çalışan bölge halkı, aç kalınca, büyük kentlere göç etmekten başka çare bulamıyor. Köylerden kentlere gelen ailelerin çocukları, burada da okula gitmek yerine çalışmak zorunda kalıyor. Aileler, çocuklarını okula göndermektense simit satmaya, boyacılık yapmaya, mendil satmaya gönderiyor. Son 10 yılda sokak çocuklarının sayısı 10 kat arttı. 2007 yılında Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından açıklanan Kayıp Çocuk Raporu'na göre, en fazla çocuk Antep, Diyarbakır ve Urfa'da kayboluyor. Aranan çocuk sayısında Urfa ve Mardin ilk sırada.

Kardeşini seç
İnsanca yaşamdan mahrum bırakılan bu çocukların isimlerine internet sitelerinde rastlanıyor. "Tıkla kardeşini seç" sitesinde, yardım bekleyen çocuklar, isim, yaş, cinsiyet sütunları içeren listeler halinde yer alıyor ve kendilerine "hediye gönderilmesi" öneriliyor.

Gerçekler ortada
Eğitim-Sen tarafından bu yıl hazırlanan "Eğitimin Durumu" raporunda, okul çağındaki nüfusun ilköğretim alma oranı yüzde 97 iken, ortaöğretim çağındaki çocukların sadece yüzde 58'inin okullara devam ettiği belirtiliyor. Okula devam oranları, kentlerden kırsala, batıdan doğuya doğru düşüş gösteriyor. Öğrenci sayısının her yıl belli bir oranda artmasına karşın okul, derslik ve öğretmen sayısı bunun çok gerisinde kalıyor.

Rapora göre, 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yüzde 17,18'i yatırımlara ayrılırken, 2008'de bu oran yüzde 5,66'ya düşüyor. Türkiye'de 6–13 yaş grubundaki çocukların 273 bin 634'ü okula gidemiyor. Bunların 78 bin 261'ini erkekler, 195 bin 373'ünü kızlar oluşturuyor. Okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde yaklaşık 5 milyon çocuk ve genç, "okul çağı nüfusu" içinde olmasına rağmen, eğitim hakkından yararlanamıyor. Sınıf mevcutları büyük kentlerde ortalama 40–45 civarında. Sınıfların kalabalık olması eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkiliyor. Ders kitaplarının içeriğinde ise bilimsel olmayan, ırkçı-gerici-cins ayrımcı öğeler yer alıyor.
__________________
Kod:
BEŞİKTAŞLI OLUNMAZ,BEŞİKTAŞLI DOĞULUR 

Konu tyfree tarafından (11-10-2008 Saat 22:45 ) değiştirilmiştir..
tyfree Ofline   Alıntı ile Cevapla