Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12-10-2008, 18:02   #1
Constantin
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Türkiye sadece bu yüzden krize girebilir

Merkezlerinde yaşanan sorun nedeniyle finansal krizden ağır yara alan Türkiye'de banka alan yabancılar kredileri geri çağırıyor.

Son dönemde hayata geçirilen uygulamalar 'Yabancılar kriz döneminde yüzüstü bırakır' şeklindeki iddiaları da doğrular nitelikte. Eylül ayının son haftasından itibaren reel sektöre kredi musluklarını kapatan yabancı bankaların bu tavrı sanayicilerin büyük tepkisine yol açtı.

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, ''Küresel finans krizi nedeniyle KOBİ'lerin yeniden kredi bulmaları bir yana, bankalar bazı işletmelerden kredilerini erken kapamaları için talepte bulunmaya başladı bile'' dedi.
Özgenç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'de başlayan küresel finans krizinin etkilerinin ülkemizde de kısmen hissedilmesi ile iş dünyası temsilcilerinin de olumsuz tablo sergilemelerinin yanında bazı bankaların da kriz düşüncesiyle telaşa kapılıp verdikleri kredileri geri istemelerinin KOBİ'leri derinden etkilediğini ifade etti.

Sektör temsilcilerinden gelen olumsuz haberlerin piyasalarda moralleri her geçen gün biraz daha bozduğunu belirten Özgenç, ''Piyasalarda ve bazı sektörlerde bir olumsuzluk yaşandığı kesin ama bunu olduğundan fazla büyütüp felaket tellallığı yapmanın da gereği yok. Ayrıca ateşe de körükle koşmanın ülke ekonomisine zararı olacağı da iyi düşünülmeli'' diye konuştu.

Ak Parti hakkında açılan kapatma davasının piyasaları germesi nedeniyle önemli bir daralma yaşandığını ve bu nedenle 2008'in durgun geçtiğini anlatan Özgenç, şunları kaydetti: ''Ümidimizi beklentilerimizi gelecek yıla bırakmıştık. Küresel krizin büyümesiyle beraber içeride de bazı bankaların vadesinden önce verilen kredileri geri istemesi 2009 yılının da pek parlak geçmeyeceği hissi içerisindeyiz. 2008'in ilk aylarında dış riskler kendini göstermeye başlamıştı. Yurt dışında bankaların zararlarının artmasıyla birlikte tüm dünyada likidite sorunu arttı. Likidite sıkışıklığı bu yılın en önemli sorunu haline geldi. Reel sektör işletmelerinin eskiye oranla borç bulmakta zorlanması, yeni yatırımları da olumsuz etkileyecektir.''

Özgenç, zor şartlar altında borç bulan işletmelerin eskiye oranla daha yüksek maliyetlere katlanmak zorunda kalacaklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''KOBİ'lerin yeniden kredi bulmaları bir yana, bankalar bazı işletmelerden kredilerini erken kapamaları için talepte bulunmaya başladı bile. Yani bankalar riskli gördükleri bazı sektörler ve şirketlerden kredileri erken kapatmasını talep ediyorlar. İşletmelerin bilançosunun bozulduğunu gören bankaların, (okunmakta zorluk çekilen metrelerce uzunlukta ve tamamen banka lehine olan sözleşmelerinde) belirtilen madde gereğiyle kredi ödemelerini vadesinden daha önce talep edebiliyorlar.''
''KREDİLERİNİZİ ERKEN ÖDEYİN''

Özgenç, bu tür sorunların çok özel olduğunu ve 2001 ekonomik krizinde yaşananlara benzemediği belirtilse de gelişmelerin piyasalardaki tedirginliği artırdığını kaydetti.
Bu yıl hem bankalar hem de reel sektör şirketlerinin 2007'ye göre biraz daha temkinli olacağını vurgulayan Özgenç, sektörlere göre bir risk analizi yapmanın çok da doğru olmadığını ifade etti. Riskin sektörlerden çok işletmeler ile ilgili olduğunu belirten Özgenç, ''Bazı özel durumları tüm sektöre mal etmek çok doğru bir yaklaşım değil'' diye konuştu.

Özgenç, likidite sıkıntısının son dönemlerde kendini perakende sektöründe hissettirdiğini, bankaların, son aylarda bazı KOBİ'lere yönelik sıkı bir takip başlattığını hatırlattı.

Ödemelerinde sıkıntıların artmasıyla birlikte bilançoları bozulan KOBİ'lerin kriz belirtilerini gören bankaların, işletmeleri sıkıştırdığını ifade eden Özgenç, şunları ifade etti: "Bazı bankalar sektörlerdeki çok sayıda firmaya 'kredilerinizi erken ödeyin' baskısı yapmaya başladı bile. ABD'de de başlayan küresel kriz üzerine bankalar, batık kredi korkusuyla telaşlandı ve sektörleri baskı altına aldı. Bu da etik değil. Kredi vereceğin işletmeyi araştırıp vade üzerinde anlaşıp altına imza atmışsın, havayı bulutlu görüp 'sel olur' şüphesiyle 'paramı ver' demek ticari anlayışa ters bir durumdur. Maç 90 dakikadır ve süresi içerisinde oynanırken kural değişmez. Bunun için taraflardan birisi diğerine 'sizinle oynamaya devam edersem sakatlanırım korkusuyla sahadan çekilirse çekilen taraf hükmen mağlup sayılır' karşı taraf değil. Haklar tek taraflı işlemez bunun için krediyi geri isteyen banka en azından faizinden feragat etmelidir.''


Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla