Şelale çağlamaktadır. Bir ressamın yağlıboya çalışmasında olduğu gibi gürül gürüldür hatta... Durulduğu yerden bakıldığında geliyorum der. Ve gelir... Şiddet operasının bilmem kaçıncı perdesi sahnelenmektedir. Birazdan başlayacak üçüncü aryayı heyecanla beklemekteyizdir de. Ve çağlayan şelale gibi soprano da işlevlerini eyleme dökecektir. Biliriz!.. Geliyorum diyen tehlikenin trajik bölümüdür oynanacak olan. Liselerdeki komedya!! Tribünde iki kişinin ettiği münakaşayı çete savaşları olarak yazdığınızda, yakılan meşaleleri futbol terörü ilan ettiğinizde, isyan dolu haykırışların temeline inmeden bunlar 3-5 çapulcu dediğinizde; Biz size dünya tüm sorunlarıyla dönmekte ve kirlenmektedir, futbol bu kirlenmenin bir parçasıdır, çünkü para denen illet işin içine bulaşmıştır demiyor muyduk? İnsanlar bu yozlaşmanın yörüngesinde etkilenerek yoğunlaşıyorsa, dolayısıyla tribünler bu dünyadaki insanlardan oluşuyorsa sorun tribünlerde midir? Yoksa bilmediğimiz bir galaksinin elemanları mı ışınlanmaktadır statlarımıza? Bu yazıyı kaleme almanın en büyük sebebi, çağlayarak akan şelaleyi görmezden gelen zihniyeti sorgulamaktır. Yalvarırcasına yanlış infaz yapıyorsunuz diye yırtındığımızda bizi dinlemeyip 3-5 yorumcuya meydan bırakan mantığı yargılamaktır. Tribünler mi oynattı hin, cin, kan, şiddet, hiddet, sapıklık, tecavüz, kıyım, katliam konulu Hollywood filmlerini. Küfür eden taraftar mı vadi vadi dolaşıp kurt aradı? Biz hep bataklıkla uğraştık. Siz hep sivrisinekleri öldürdünüz. 15-16 yaşındaki bebeler size ağıt yakmakta. Soprano, teneffüs zilini beklemekte. Ve lise koridorlarında kulaktan kulağa fısıldaşılmakta. Gaziantep maçı ne olur!? |