|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
01-07-2006, 10:58 | #101 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 |
Mustafa Kemal Atatürk, Yildirim Ordulari Grup kumandanligi'na gitmeden evel (1915), Akaretler'deki evinin arka kapisindan Besiktas Jimnastik Kulübü bahçesine çikar ve futbol antremanlarini, diger branslardaki ekzersizleri seyrederdi!... Yine böyle bir günde, çalismalari yöneten Ahmet Fetgeri ile Fuat Balkan beyleri yanina çagirip kendileriyle su konusmayi yapmistir: "Efendiler, Sizlerin ve sporcularinizin ciddi çalismalarini, çeviklik ve maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle ayrica dikkatle izliyorum. Spordan yoksun olan bir gençlik, nasil ki , vatan müdafaasi sirasinda etkili olamiyorsa, insan denen varligin kafa yapisi da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkisafi noksan ve yetersiz olursa, o vücut o kafayi ileriye götüremez, tasiyamaz. Bugün bünyenizde toplayip ilmi metodlarla yetistirmeye çalistiginiz bu gençler, tam anlaminda bedenen ve fikren gelistikleri zaman vatan müdafaasinda, ilmi sahalarda oldugu gibi spor alanlarinda da Avrupali hasimlarina Türk'ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir.Sizi candan kutlar, basarilarinizi her zaman duymak isterim." 1961 yilinda Besiktas Kulübü lokalinde Ahmet Fetgeri Bey'den dinledigimiz bu olay, gerçek'te Siyah-Beyazli camiaya Atatürk'ün bir vasiyeti olmustur. Nitekim kisa bir zaman sonra düsmanlarimiz karsisinda verilen "Istiklal Savasi"nda BESIKTAS, fb ve gs li pek çok sporcu, hayatlari pahasina da olsa cephelerde, Türk'ün yenilmez gücünü bütün dünya milletlerine ispat etmislerdir. Altiyüz küsür yil, "üç kit'a"da hüküm süren "Osmanli Imparatorlugu"nun çöküsü ile, tüm emperyalist Avrupa Devletleri'nin üstümüze çullandigi ve topraklarimizi paylasmaya basladigi bir dönemde, hizir gibi ortaya çikarak, harp dehasi, cansizi dirilten moral kaynagi kisiligi ve politik stratejisiyle halkini yönlendiren, onlari, yeniden istiklaline kavusturan Mustafa Kemal Atatürk, bunun ardindan "Demokratik Türkiye Cumhuruyeti"ni kurmus, ayrica her alandaki inkilaplariyla ülkesine "Modern" bir görünüm saglamistir... Ulu Önder Atatürk, o karanlik döneminde bu olmasi gerçeklestirirken, en büyük destegi Besiktas, fb ve gs Kulüplerinden almistir. Istiklal mücadelesinde öncelikle görevlendirdigi sporcular ise, Besiktas Kulubü'nün gözü pek, fedakar bireylerinden olusmustur daima.... Fuat Balkan ile Mehmet Ali Fetgeri, Bati Trakya'da olusturduklari Milis Kuvvetleri'yle Yunanlilara karsi çete harbi yaparlarken, Ahmet Fetgeri, Danis Karabelen, Hüseyin Bereket, Cami Baykurt ve Sirikçi Izzet gibi Siyah-Beyaz kökenli yüzlerce sporcu da Anadolu'ya Istanbul'dan yapilan gizli silah sevkiyatinda "Lokomotif" görevler üstlenmislerdi.... Büyük özverilerle sürdürülen bu faaliyetler, Atatürk ve iki yakin silah arkadasi Fevzi Cakmak ile Ismet Inönü'nün bilgileri dogrultusunda sürdürülüyordu.. Iste bu nedenlerdir ki Besiktas Kulübü, Ulu Önder Atatürk'ün öncelikle sevgi ve ilgi duydugu, kader birligi ettigi ilk spor cemiyeti olma onurunu tasimaktadir ülkemizde.. 1914 ile 1920 yillari arasinda "Akaretler Spor Caddesi"nde "Besiktas Kulübü"ne komsu olan Mustafa Kemal Atatürk, görevleri icabi sik sik Istanbul disina çiktigi günlerde, birlikte oturdugu annesini Siyah-Beyaz'li sporcu ve idarecilerine emanet etmistir, gözü arkada kalmadan... Atatürk'ün Besiktas ile ilgisi "Yildirim Ordulari Kumandanligi" görevine baslamadan önce 1915'de "Canakkale Müdafii" olarak adini dünya tarihine yazdirdigi günlerde baslarmistir. Bunu kanitlayan belgelerden biri olarak, Akaretler yokusu üzerinde (76 nolu) oturdugu evin dis kapisi yanindaki "MERMER KITABE"de su satirlar yer almaktadir.... "ATATÜRK, "BIRINCI DÜNYA SAVASI"NDA DÜSMANA KARSI ISTANBUL'U KORUYUP KURTARAN "CANAKKALE MÜDAFII" ANAFARTALAR KUMANDANI "MIRILIVA" MUSTAFA KEMAL PASA IKEN, BU EVDE KIRACI OLARAK KALMISTIR..." "Canakkale Savasi" 19 Subat-1 Aralik 1915 tarihleri arasinda cereyan ettigine göre ATATÜRK-BESIKTAS diyalogunun 1915 yilinda basladigi bu belge ile açik seçik ortadadir... Kisacasi, bu "belge" göstermektedir ki, Ulu Önder Atatürk'ün ilk gözagrisi baska bir deyisle, tuttugu spor kulübü "BESIKTAS"tir... Ayni belge ellerinde oldugu halde, kulüp sempatizanligi agir bastigi zaman bur gerçegi 1918'e çeviren baz arastirmacilara bir kez daha hatirlatalim. "ATATÜRK BESIKTAS'LIDIR".... TARIH SIRALARINA GÖRE ATATÜRK'ÜN ZIYARET ETTIGI KULÜPLER: 1916-1919 arasi müteaddid defalar B.J.K. ziyaretleri olmustur. 3 Mayis 1918 (1334) fb spor kulübü 13 Ekim 1925(1341) karsiyaka spor kulübü 1 4 Ekim 1925(1341) altay gençlik kulübü 2 Aralik 1930 gs spor kulübü 30 Ekim 1935 günes kulübü (Istanbul) "Atatürk'ün Besiktasliligini kanitlayan en önemli iki belge.. Siyah-Beyaz'li kulübün kurucularindan Kiliç Ali Bey yanliz cephede degil, tüm yasami boyunca da "ulu önder"in vazgecemedigi arkadasiydi" Ulu Önderimiz Atatürk, Kulübümüz’ün kurulmasından büyük mutluluk duymuş ve kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı Beşiktaşlı sporculara vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Erkan-ı Harbiye’nin 3. sınıfına gelmişti. Bazen sabahlara kadar uyumuyor, hürriyet ve istibdadı düşünüyordu. Bu arada mektebini bitirdikten sonra kurmayı düşündüğü Vatan ve Hürriyet Cemiyeti yavaş yavaş kafasında şekilleniyor, mezun olacak arkadaşlarını bu doğrultuda hazırlıyordu. İşte tam bu günlerde bir haber aldı. Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü (1903) kurulmuştu. Subay ve Saray’a yakın kişilerden oluşan bu kuruluş, Mustafa Kemal’in ilgisini iyice çekti. Nasıl olmuştu da Yıldız Sarayı’na 100 metre mesafedeki Osman Paşa Konağı’nda gençler biraraya gelmiş; Saray hafiyelerinin gözlerinin önünde sportif faaliyetlerine girişmişlerdi? Mustafa Kemal’i o günlerde sportif çalışmalardan çok, Saray’a karşı oluşturdukları fikirler ilgilendiriyordu. Mustafa Kemal, kurucularının Zabit, yaptıkları sporların güreş, eskrim, gülle, aletli jimnastik, boks, halter, barfiks olmasından dolayı da Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü ile ilgilenmişti. Fakat O’nu daha çok ilgilendiren, bu gençlerin istibdadı yenerek biraraya gelmeleriydi. Atatürk’ün bu şekilde Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü’ne bağlılığı arttı. Öyle ki, Mustafa Kemal Atatürk, katıldığı bir İttihati Terakki toplantısında şu tenkitlerde bulunuyordu: “Beşiktaş Osmanlı Terbiye-i Bedeniye kadar olamadınız. Programınız ve lideriniz yok.” 1914 ile 1920 yılları arasında Akaretler/Spor Caddesi'nde Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne komşu olan Atatürk, görevi gereği sık sık İstanbul dışına çıktığı günlerde, birlikte oturduğu annesiyle kız kardeşinin Siyah-Beyazlı sporcu ve idarecilere emanet ederdi. Taraftarlar arasında asker kökenli olmanın getirdiği sevgi ve saygıyla pekişen bağlılık, Ulu Önder'in kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı Beşiktaşlı sporculara verdiği belgelerle sabittir. Atatürk’ün Akaretler Yokuşu üzerinde oturduğu 76 nolu binanın dış kapısı yanındaki Mermer Kitabe'de şu satırlar yer almaktadır: "Atatürk, 1.Dünya Savaşı'ndan düşmana karşı İstanbul'u koruyup kurtaran, Çanakkale Müdafihi Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal Paşa iken bu evde kiracı olarak kalmıştır." Mustafa Kemal Atatürk; Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevine başlamadan önce 1916'nın ilk günlerinde Akaretler'deki evinin arka kapısından Beşiktaş Jimnastik Kulübü idman sahasına inmiş (şimdiki Plazalar'ın bulunduğu alan), Ahmet Fetgeri ile Fuat Balkan Beyler'i yanına çağırıp, kendileriyle şu konuşmayı yapmıştır: "Efendiler; sizlerin ve sporcularınızın ciddi çalışmalarını, çeviklik ve maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle, dikkatle izliyorum. Spordan yoksun bir gençlik nasıl ki vatan müdafası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni ikişafı noksan ve yetersiz olursa o vücut o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz. Bugün bünyenizde toplayıp, ilmi metodlarla yetiştirmeye çalıştığınız bu gençler, tam anlamda bedenen ve fikren geliştikleri zaman vatan müdafaasında ilmi sahalarda olduğu gibi spor alanlarında da Avrupalı hasımlarına Türk'ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir. Sizi candan kutlar, başarılarınızı her zaman duymak isterim." | ||
|
01-07-2006, 11:27 | #103 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 4.158
Tecrübe Puanı: 24 |
Atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimcidir. O dönemde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal de bunu yapmış, 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşu ve hayatta kalabilmesi için yaşamsal öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiş; bu devrimler, Türk halkı tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştır. Harf Devrimi Atatürk'ün gerçekleştirdiği en önemli devrimlerden birisi de, 3 Kasım 1928 tarihinde Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. Kıyafet Devrimi Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar dinsel geleneklerden kaynaklanan çarşafı atıp, modern giysiler, erkekler ise fes yerine şapka giymeye başlamışlardır. Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi 1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine de ihtiyacı olduğunu bilen Atatürk, Mecelle, yani din esaslarına dayalı Medeni Kanun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasını ise İtalyan Ceza Yasası ile değiştirmiştir. Kısacası Türk Hukuk Sistemi tüm çağdaş gereksinimler ışığında modernize edilmiştir. Öğrenimin Laikleştirilmesi 19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmıştır. Atatürk, İslami eğitim veren medrese sisteminin, yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini; bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini görmüş, böylece önce öğretimin birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat) kanunu çıkarılıp dini eğitim veren tüm öğrenim kurumları kapatılarak, bütün eğitim işleri Milli Eğitim Bakanlığı çatısında birleştirilmiş, 1933 yılında da bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir. Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmış; kabul edilmiş olan yeni Medeni Kanun gereğince kadınlar da erkeklerle eşit haklara sahip olmuş, resmi görevlere atanmaları, oy vermeleri ve Millet Meclisine seçilmeleri mümkün kılınmış; tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır | ||
01-07-2006, 13:33 | #104 | ||
Banned Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 5.198
Tecrübe Puanı: 0 | ne mutlu türküm diyene ne mutlu bu ülkenin evladıyım ne mutlu Mustafa Kemal gibi bir önderimiz varr | ||
01-07-2006, 15:46 | #105 | |||
Banned Üyelik tarihi: May 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 2.302
Tecrübe Puanı: 0 | Alıntı:
Aklımı Başımdan aLdın... Bu Tarz Yazıları Yazdıgınız İcin Size Cok Tsk Ediyorum.. Gerçekten Mükemmel
__________________ Vicdanı Tertemizdi, Çünkü Onu Hiç Kullanmamıştı... | |||
05-07-2006, 13:47 | #106 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 | İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, ölümlü Mustafa Kemal;diğeri milletin içinde yaşattığı Mustafa Kemal'ler ülküsüdür. Ben onu temsil ediyorum.Herhangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa, beni bir Türk anası doğurmadı mı, Türk anaları daha Mustafa Kemal'ler doğurmayacaklar mı? Mutluluk Milletindir, benim değildir .
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
05-07-2006, 13:49 | #107 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 |
- Ne mutlu "Türküm" diyene. - Geldikleri gibi giderler. - Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. - Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim. - Yurtta sulh, cihanda sulh. - Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum. - Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür. - Doğruyu söylemekten korkmayınız. - Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. - Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır. - Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. - Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri ! - Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine ve refaha ulaştırmaktır. - Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. - Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz. - Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir. - Egemenlik verilmez, alınır. - Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur. - Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. - Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır. - Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. - Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. - Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz. - Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
05-07-2006, 14:00 | #109 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 | ATATÜRK İLKELERİ'NİN ORTAK ÖZELLİKLERİ Atatürk ilkelerinin çeşitli ortak özellikleri vardır. Bu özellikler şunlardır: - Atatürk ilkeleri Türk toplumunun ihtiyaçlarından doğmuştur. Bunların kabul edilmelerinde ve benimsenmelerinde, herhangi bir dış baskı ve taklitçilik yoktur. - Her ilkenin anlam, kavram ve yapısını, Türk milletinin ruhuna, karakterine ve geleneklerine uygun düşen yönüyle değerlendirmek gerekir. - İlkeleri birbirinden ayırıp tek tek değerlendirmek yanlış olur. Bunlar bir bütünün parçalarıdır. Milliyetçilik ilkesi halkçılıkla, halkçılık ilkesi cumhuriyetçilikle yakından alâkalıdır. - İlkeler akla ve mantığa uygundur. - Atatürk ilkeleri gerçeklere dayanan, geleceğe yönelik, birbirleriyle uyumlu ve tutarlı olması özelliği ile bir bütündür. Atatürk ilkeleri, Atatürkçü Düşünce Sistemi'ni meydana getirir. Yrd. Doç Dr. Muhammed ŞAHİN
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
05-07-2006, 14:01 | #110 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 | ATATÜRK İLKELERİ'NİN AMACI Millî Mücadele'miz başarıyla sonuçlanıp bağımsızlık kazanılmıştı. Fakat son yüzyıllarda milletimizin içinde bulunduğu geri kalmışlık devam ediyordu. Bu durumu ortadan kaldırmak için Türk toplumunu aklın ve bilimin öncülüğünde çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak gerekiyordu. Atatürk'e göre çağdaş milletler, bu niteliklerini bilim ve teknolojiyi kendilerine rehber ederek kazanmışlardı. O hâlde, Türk milletine de her alanda yol gösterecek tek rehber, bilim ve teknik olmalıydı. Bu bakımdan ilim ve fennin dışında rehber aramak Atatürk'e göre gafletti, cahillikti ve doğru yoldan sapmaktı. Atatürk, Onuncu Yıl Nutku'nda "Türk milleti, millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir" diyerek millî birlik ve beraberlik açısından dayanışmanın önemini vurgulamıştır. Atatürk ilkelerinin amacı, Türk milletinin birlik, beraberlik içinde onurlu ve mutlu bir hayat sürmesini sağlamaktır. Bağımsız ve güçlü bir Türkiye, ulaşılmak istenen başlıca hedeftir. Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişmesi, güçlenmesi ve sonsuza kadar bağımsız yaşaması varılmak istenen nihaî sonuçtur. Bunun için yeni Türk devleti, Atatürk ilkeleri ile çağdaş temeller üzerinde kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin dayandığı Atatürk ilkeleri; "Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik ve İnkılâpçılık" tır. Bu ilkeler 1937 yılında anayasaya girdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerini belirleyen bu ilkelerin öğrenilerek, davranış hâline getirilmesi gerekir. Yrd. Doç Dr. Muhammed ŞAHİN
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/ataturk-kosesi/5689-ataturk-kosesi/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Atatrk Kesi [Arşiv] - Sayfa 2 - Beikta Forum ( 1903 - 2008 ) Taraftarn Sesi !. | This thread | Refback | 08-03-2008 22:46 |
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |