|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Atatürk Köşesi Büyük Beşiktaşlı Mustafa Kemal Atatürk ve Atamız Hakkında Herşey. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
21-04-2008, 10:05 | #1 | ||
hüngürella Üyelik tarihi: May 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.146
Tecrübe Puanı: 23 |
Kurtuluş Savaşından Üç Manzara Gurur duyduğumuz ve her türk evladının gurur duyması gereken, milli mücadelemizden üç manzarayı canlandırmak geldi içimden. Bence bunları hiç unutmamalıyız. Kusura bakmayın biraz unutmuş gibi görünüyoruz. Birinci Manzara: Konya ovasının ortasında bir tren duruyordu. Trenin içi askerlerle doluydu. Konya ovasına gidenler bilir, orası düz bir ovadır, bozkır derler oraya, ne bir ağaç nede bir yeşillik yoktur. Ve gerçekten çok geniş bir arazidir, başı sonu görünmez. Trenin komutası elinde olan subay makinisti çağırdı, neden durduk dedi. Makinistler o devirde rumdu. Türkler o kadar geri bırakılmışlardıki türk makinist bile yoktu. Rum makinist kömür bitti dedi. Biliyorsunuz o devirde trenler kömürle çalışırdı. Ne yapmak lazım dedi subay, rum makiniste güvenmiyordu. Makinist odun bulursanız olur dedi. Subay askerlere emir verdi, bozkırın dört bir yanına yayılıp ağaç aradılar. Hepsi eliboş döndüler, bozkır bir çöl gibiydi. Sonunda sabrı taşmıştı subayın silahını çıkardı ve rum makinistin alnına dayadı. Beni dedi ankarada Kemal paşa bekliyor, bu treni ya çalıştırırsın yada seni öldürürüm. Tek çare var dedi makinist oda olmaz. Neymiş dedi subay. Vagon tahtalarını söküp yakmak. Derhal sökün dedi subay ve tahtalar sökülüp yakıldı. Bir tümen askeri taşıyan tren ankaraya iskelet halinde girdi. Vagon tahtaları lokomotifin yakıtı olmuştu. Düşünün yunanlılarla savaşmaya gidiyorsunuz ve makinistiniz bir rum.. İkinci Manzara: Kağnılarla gariban türk kadınlarının taşıyıp getirdiği top mermilerini ankarada bir depoya istiflemişlerdi. İnanılmaz bir sorunla karşılaştılar. Top mermileri topların namlularına girmiyordu. Farklı bir modele aittiler. Birkaç milim daha büyüktü mermiler. Derhal Kemal paşa hazretlerine gittiler, paşam dediler sakarya savaşına bir kaç gün kaldı, mermiler böyle böyle, eğer bu mermiler olmazsa savaşı kesin kaybederiz. Paşa biraz düşündükten sonra bir subayın ismini söyledi, ona söyleyin bu işi çözsün dedi. Hemen subayı buldular, olayı anlattılar. Subay o depoya bir torna tezgahı koyun dedi, ve etrafını boşaltın kimse kalmasın yakınında. Subay bir makina mühendisiydi. Ve günlerce eliyle mermileri tek tek torna tezgahından geçirerek, namluya göre ayarladı. Bir tanesi patlasa ankara havaya uçardı. O mermiler ve mehmetçiğin kanlarıyla sakarya savaşı kazanıldı. Belkide memleket kurtarıldı. Bence türk subayı dünyanın en asil subayıdır. Üçüncü Manzara: Yunan ordusu mağlup edilip, izmir alınınca türk ordusu ilerleyişine devam ederek çanakkale önlerine geldi. Karşıda ingiliz askerleri görünüyordu. Tam bu günlerde Mustafa Kemal paşaya ingiliz generalinden bir telgraf geldi. Telgraf şöyleydi, çanakkaleden itibaren ingiliz tarafsız bölgesi başlamaktadır, görüşmeler sonuçlanıp anlaşma sağlanana kadar kadar bu tarafsız bölgeye türk askerinin girmemesini rica ederiz. Atatürkün verdiği cevap beni her zaman gururlandırmış ve mestetmiştir. Şanlı Cevap: VATAN SINIRLARI İÇİNDE, TARAFSIZ BÖLGE TANIMAM................. | ||
|
21-04-2008, 15:25 | #2 | ||
Eye For An Eye Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 7.914
Tecrübe Puanı: 39 | VATAN SINIRLARI İÇİNDE, TARAFSIZ BÖLGE TANIMAM.......... işte olay budur... | ||
21-04-2008, 15:37 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 11.320
Tecrübe Puanı: 38 | aynen...
__________________ Forum Kurallarına Uyalım !!! BesiktasForum.NET ......... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |