ellerinize sağlık arkadaşlar.en başta uğur emeğine sağlık çok saol. |
ATAM İZİNDE DEĞİLİZ... ÇALIŞIYORUZ!!! |
Atatürk'ün Beşiktaş'lilara Hitabesi Ey büyük BEŞİKTAŞ |
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Hakkında Bilinmesi Gereken 30 Özel Şey!!! 1."ATA" LAFINI SEVMEZDI "Ataturk" hitabini ilk kez donemin Turk Dil Kurumu Baskani bir konusmasinda kullanmis, Mustafa Kemal de cok begenerek soyadi olarak almisti.Kendisine Ata" diye hitap edilmesinden hic hoslanmazdi. 2.EN SEVDIGI YEMEK Manastir Askeri Lisesi yillarindan kalan bir aliskanlikla hayati boyunca en sevdigi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldi. Tatliya duskun degildi ama cani istediginde cok sevdigi gul recelini tercih ederdi. 3.EN BUYUK HAYALI DUNYA TURUNA CIKMAKTI Omru yetseydi bir dunya turuna cikip Turk dili ve tarihi uzerindeki calismalarini genisletmek en buyuk hayaliydi. 4.BASUCU KITABI "CALIKUSU" YDU. Binlerce kitabi vardi.Ama bunlarin arasinda bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile basucundan ayirmadi. Resat Nuri Guntekin'in unlu Calikusu" romanini hep yaninda tasir, her gun rastgele bir yerinden acar, birkac sayfa okurdu. 5.KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSU Atlardan sonra en sevdigi hayvan kopekti. "Fox" adini verdigi kopegi, Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara duskunlugu o dereceydi ki bir gun misafirlerinin de gorebilmesi icin yeni dogmus bir tayla annesinin Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti. 6.TAM BIR SALON ADAMI En sevdigi dans valsti. Muzik zevki cesitlilik gosteriyordu.Klasik Bati muzigi disinda Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. 7.GOMLEKLERININ TUMU BEYAZDI Gomleklerinin hepsi beyazdi. Bu gomlekler ilk yillarda Isvicre`de ozel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasina onculuk edebilmek icin Beyoglu`nda bir terziye diktirilmeye baslanmisti. 8.DOLABINDA LACIVERTE YER YOKTU Takim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi cizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi . 9.OLCULERI Boyu 1.74 idi.Hayatinin son donemlerine kadar 76 olan kilosu hastaliginin ilerlemeye baslamasiyla 46'ya kadar dusmustu. 43 numara siyah rugan ayakkabi giyerdi. 10.RUMELI SIVESI Ozenli ve temiz bir Turkce konusurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli sivesiyle telaffuz ederdi. 11.HAZIN BIR HIKAYE Hayatinda bir donem cok onemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatina trajik bir sekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarinin nerede oldugu bilinmiyor. 12.CUMHURBASKANLIGINDAN SIKILIYORDU. Hayatinin cogunu gecirdigi savas cephelerinden sonra Cumhurbaskani olarak gecirdigi yillar ona bir tecrit yasantisi gibi geliyor, cok sevdigi halkindan ve sade bir vatandas yasamindan uzaklastigini dusunuyordu . 13.PAPA`NIN TEMSILCISINE ELBISE Kiyafet Kanunu cercevesinde tum din adamlarinin dini kiyafetleriyle sokaga cikmalari yasaklaninca, Monsenyor Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milasli eliyle bir koleksiyon hazirlatti. 14.KENDISI TIRAS OLMAZDI. Sabah kahvaltilariyla arasi hic hos degildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasindaki divanin uzerine bagdas kurarak oturur, gunun ilk kahvesini sigarasini icerdi.Bir ozelligi de kendi kendine tiras olmamasiydi. 15.DUZEN TAKINTISI VARDI Evinde ,cevresinde hatta konuk oldugu evlerde bile egri duran esyalari duzeltmeden rahat edemezdi. 16.HOSGORULU LIDER Koylunun birinin gazete kagidina sardigi tutunu icmeye calisirken eli yanmis,"Alin bunu kendi icsin" diyerek Ataturk`e kufretmisti.Mahkemeye cikarilacakti. Ataturk olayi dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceginize dogru durust sigara icmesini temin edin" dedi. 17.SIGARA PAZARLIGI Hastaliginin baslangicinda kendisini muayene eden Dr.Fissinger gunde kac paket sigara ictigini sormus, Ataturk "sekiz" demisti. Doktor bunu gunde bir pakete indirmesi gerektigini soyleyince gulumseyerek cevap vermisti:"Ben zaten bir paket iciyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagim". 18."BU NASIL HALKCILIK?" Bir sabah milletvekilleri ile trene binmisti.Konduktorun milletvekillerinden bilet parasi almamasina sasirmis nedenini sormustu.Trenin milletvekillerine bedava oldugunu ogrenince epey sinirlenmis, "Ne de guzel halkcilik ama" demisti. 19."LAIKLIK ADAM OLMAKTIR!" Ilk mecliste bir oturum sirasinda uyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini soyleyince Gazi cok sinirlenmis ve elini kursuye vurarak bir din bilgini olan uyeye cevap vermisti: "Adam olmak demektir hocam,adam olmak!" 20.KURBANLARI BAGISLARDI Gittigi yurt gezilerinde kendisi icin kurban edilen hayvanlara bakamaz boyle durumlarda sirtini doner yada kesilmelerini engellerdi. 21.YABANCI DILE MERAKI Askeri lisede ogrenmeye basladigi Fransizca'yi sonraki yillarda gelistirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konusurken araya Fransizca sozcukler de eklerdi. 22.FASULYESINE POKER Kumardan hoslanmaz ama arkadaslariyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandiklarini iade ederdi. 23.KAN GORMEYE DAYANAMAZDI Cephelerde dusmanla gogus goguse savasmis biri olarak en ilginc ozelligi savas meydanlari disinda kan gorunce fenalasmasiydi. 24.KULAKLARI DUYAN TEK KISI. Fransiz tarihcisi Herriot Ankara`ya geldiginde Gazi`nin kulaklarinin duyuyor olmasina sasirmis anilarinda bunu espirili bir dille anlatmisti: "T.C`de bir tane kulaklari duyan kisi var onu da Cumhurbaskani yapmislar". 25.BIR RICASI BAS ACTIRDI Bir gun halk arasinda dolasirken carsafli bir kadina rastlamis, "Hafiz Hanim benim hatirim icin basindaki ortuyu acar misin?" diye sormustu. Kadin bas ortusunu acarak , Ataturk`un onunde egildi ve ellerini optu. 26.BILARDO VE YUZME Sportmen kisiligi vardi. Her gun at biner , yuzmeye gider ve bilardo oynardi. 27.EN BASARILI DERS. Egitim hayati boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca surdu. 28.YAGCILARA GECIT YOK Yagcila cok kizardi Bir aksam sofrasida kendisine gereksiz sekilde iltifat eden Abdulhak Hamit`e mudahale etti. 29.SON YILBASI GECESI 1937`yi 1938`e baglayan son yilbasi gecesini Disisleri Bakani Tevfik Rustu Aras ile bas basa gecirmisti. O gece dolabindaki bazi elbiseleri bakana hediye etmisti. 30.KOSKTEKI GUVERCINLIK Kuslari cok severdi.Cankaya Kosku`nde ozel bir bakicinin ilgilendigi guvercinligi vardi. alintidir |
ATAM Gölgen Yeter! Arkadaslar biryerde gordum ve cok hosuma gitti...Lutfen guzel yorumlarınızı gormek isterim... Aslında değişik bir karikatur...Cok sey anlatıyor...Aslında bakıs acınıza baglı iki taraflıda bir sebep-sonuc ilişkisi mevcut... ATAM ve Düşünceleri asla yokedilemez, yokolmaz, ne kadar tahrip edilmeye calısılsada o kadar güçlenir, Bir yandan da ne kadar guclenirse ATATÜRKCÜ düşünce düşmanları p denli artıyor... http://img95.imageshack.us/img95/514...enyeter7mg.jpg |
Akılcı Bir Dünya Görüşü: Kemalizm - Kemal Bir ulusun kaderine hükmetmiş, ülkücü, gerçekçi önderliğiyle toplumu mistik doğu ortamından çağdaş uygarlıklara yöneltmiş Atatürk'ün kişiliğinde sembolleşmiş ilkelerin bütününe "Kemalizm" diyoruz. Atatürkçülük artık tarih olmuş bir kişiye gösterilen sevgi ve saygı şeklinde değil, temeli akılcılık olan sosyal, politik ve ekonomik bir dünya görüşü olarak anlaşılmalı, tanımlanmalıdır. Gerçekten sadece yurdu sömürücülerden kurtaran bir komutan, fesi kaldırıp şapka giydiren veya teokratik bir siyasal yönetimin yerine halkçı bir rejim kuran şahıs olarak incelendiği zaman yeteri kadar anlaşılmamış olur. Zira tarihte krallığı cumhuriyete çeviren, kıyafet devrimleri yapan, yurdu kurtaran kişilere rastlamak pek zor değildir. Bütün bunların üstünde Kemalizm'in ruhu ve temel noktası olan akılcılık vardır. Atatürk kendi çağına kadar problemlerini akıldışı ölçüler ve mistik yollarla çözmeye alışmış topluma, insan aklını, bilimini tanıtmıştır. Hangi çağda, hangi siyasal toplumda, hangi koşullar içinde olursa olsun nedenlerin içinden ancak bu yolla ulaşılacağını Türk toplumuna Atatürk anlatmıştır. Kemalizm ilkelerini incelerken takip edilecek metodun tayininde ana ilke olarak bu özelliğe dikkat etmek ve bütünü parçalayıp, devrimlerin birbirleriyle ilgilerine bakmaksızın yargılara varmaya değer vermemek sanırım bizi sağlam sonuçlara götürür. Atatürkçülüğün en önemli ilkesi halkçılıktır. Zira geri kalmış ülkelerin tarihinde değişiklik yapmaya çalışan liderlerin kendilerine dayanak ararken daima azınlığı seçtiği görüyoruz. Gerçekleştirilmek istenen gayenin başarı şansı bu azınlığın gücüne bağlı kalmıştır. Atatürk halk için, halk yararına yapılacak reformların ancak halka dayanarak gerçekleşeceğini görmüş, kendine destek olarak bütün kapsamıyla halkı seçmiştir. Bu davranışı ülkünün gerçekleşmesi için başvurulan politik tetkiklerden biri olarak görmek hatadır. Bu davranış, mantığın ve bilimin zorunlu sonucudur. Halkçılığın hedefi halkın maddi ve manevi özgürlüğe kavuşmasını sağlamaktır. Halk kendisini maddi manevi istismar edenlerden kurtulduğu, kaderci, mistik ortamdan silkinerek sıyrıldığı zaman dava hallolmuş, nedenlerin çözümünde en büyük adım atılmıştır. Laiklik vatandaşın vicdani inançlarına el atarak onu kendi çıkarları için en basit bilimsel gerçeklerden uzak tutan, yoksul bırakanlara karşı, halkçı, politikanın doğal sonucudur. Devletin politikasında dini kurallar rol oynamayacak. Hiç kimse yurttaşın inançlarını çıkar konusu yapamayacak. Böylece özgürlüğe kavuşan birey inançlarında bağımsız kalacak. Devlet politikasının dini tesirlerden uzak kalması, bugün modern devlet anlayışının kaçınılmaz koşuludur. Her türlü ileri hareket cehaleti kışkırtarak mani olmaya çalışanların hakları olmayan davranışlarını önlemek toplumu yönetenlerin zorunlu görevidir. İnsanlığın asırlarca savaştığı, uğrunda, korkunç ve kanlı kavgaların yapıldığı inanç özgürlüğünü sağlayan bir ortamın varlığı ise uygar bir toplumun önemli unsurudur. Bir an evvel kalkınma çabası, çağdaş uygarlık hedefine ulaşma özlemi, bunun yanında halkçılığın doğal sonucu devletçiliği ortaya çıkarmıştır. Ekonomik hayatın her safhasına el atan, Türkiye'yi kapitülasyonlarla Pazar haline getiren yabancı sermaye temizlendikten sonra arta kalan tesisleri satın alacak özel teşebbüs mevcut değil. Üstelik kalkınabilmek, yeni bir kapitülasyon yaratmadan Pazar olmaktan çıkarak, iç kaynakları değerlendiren sanayi ve modern tarım devleti olmak lazım. Bunları yapabilecek sermayeye sahip bir kişi bile yok. Olsa bile kar gayesi gütmeden bu büyük çabayı özel teşebbüsün gerçekleştireceği çok şüpheli. Tek çare, bütün imkanları birleştirerek devletin kısa zamanda çok işler yapması. Kemalizm'in devletçilik anlayışı her türlü imtiyazı, sınıf çatışmasını reddeder. Zaten bu çatışmayı yapacak ne patron vardır, ne işçi. Sınıf kavgalarının ülkemizi sürükleyeceği uçurumu önceden gören Atatürk, Türk toplumunun yapısını inceledikten sonra şöyle diyor: "Muhtelif meslekler erbabının menfaatleri yekdiğeriyle imtiyac halinde olduğundan onları sınıflara ayırmağa imkan yoktur, umumi heyetiyle hepsi halktan ibarettir." Atatürk milliyetçiliği, bazılarının söylediği gibi lüzumsuz, terkedilmesi gereken bir ilke değildir. Atatürk milliyetçiliği, fizyolojik ayrıntıları bir yana atarak, yurt sınıfları üstünde insan gibi, özgür yaşamak isteyenlerin ülkü ve kader birliği yapmasıdır. İstilacı hedefi yoktur. Bu durum Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözünde formüllendirilmiştir. Yurt toprakları üstünde ne ırk tefriki yapılacak ayrıntılar ortaya çıkarılacak, ne de aynı ırkçı düşünceyle hak iddia edilerek ulusal üstünlük bozulacak. Mesele Türkiye'de ülkü birliği yapmış Türk ulusunun özgür ve bağımsız yaşamasıdır. Ana noktalarını yukarıda saydığımız Kemalizm, sosyal, politik, ekonomik bir dünya görüşüdür. Daima ilerleyen çağdaş uygarlık topluluğunda yer almak hedefine bu dünya görüşünü tam uygulamakla ulaşabiliriz. Bu bakımdan Kemalizm bir bütündür. Bütün ilkelerin birbiriyle sıkı ilgisi vardır. Birini terkettiniz mi, düzen bozulur, mana ortadan kalkar. Çünkü yazının başında belirttiğimiz gibi ilkeleri birbirine bağlıyan zincir bilimdir, mantıktır. Dünyada şimdiye kadar ortaya atılmış fikri sistemlerin tümü şartların değişmesi, zamanın geçmesiyle güçlerini yitirmişler, değerlerini büyük oranda kaybetmişlerdir. Zira hepsi belli toplumlarda belli konularla uğraşmak, belli nedenleri çözmek için ortaya konmuşlardır. Bunun aksini savunmak, bir doktrin için bilimsel olmamak gibi ağır sonuç doğurur. Çünkü zaman hızla akmakta, olaylar yeni yönlere doğru yol almaktadır. Kemalizm, devrimcilik ilkesiyle böyle bir sonuçtan kendini kurtarmıştır. Kemalistlere ileriyi, daima ileriyi gösteren bu ilke, değişen şartlar sonucunda ortaya çıkan nedenleri aklın ve bilimin ışığında çözmeyi söylemektedir. Kemalizm doğmalar halinde değildir. Atatürkçülük deyince, sadece Latin harflerinden miladi takvimden, şapkadan bahsedenler, ya bu dünya görüşünü anlamayanlarda yahut da Kemalist ilkeleri basit kalıplar içinde dondurmak istemektedirler. Kemalizm bilimin, aklın ışığında uygarlığa doğru atılmış, güçlü bir çabadır. |
8.DOLABINDA LACIVERTE YER YOKTU Takim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi cizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi.. ezik takımın taraftarı olmadığına bir ispat daha :D:D |
Uğur,Eser harikasınız.Diyecek hiçbirsey bulamıyorum...Onun gibi birisi ondan sonra yeryüzüne gelmedi,gelmez,gelmeyecekte... |
sagolun paylasım için süper |
bi rus sitesinde yapılmış çizimdir,paint tarzı bi program,tavsiye ederim izleyin arkadaşlar atamız ve türk bayrağı. http://fcmx.net/vec/v.php?i=027850 alıntıdır |
Türkiye`de Saat: 11:29 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2