|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
30-01-2007, 09:37 | #31 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| MÜTAREKE DÖNEMİ BASINI VE BASIN POLİTİKASI I. Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı İmparatorluğu yenilmiş ve Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Mütareke sonrasında ülkeyi savaşa götüren İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimleri yurt dışına kaçmışlar, İstanbul hükümeti ise çaresizlik içine düşmüştür. 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından İzmir işgal edilmiş, bu çaresizlik içerisinde 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a yönelerek Milli Mücadele hareketini başlatmıştır. Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin toplanması ile Anadolu’da Kurtuluş Mücadelesinin yayılması, Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından Misk-ı Milli kabulü 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’un işgalini izlemiştir. Ülkedeki bu genel hava içerisinde Türkiye’de iki başlı bir yönetim ortaya çıkmış bir yanda İstanbul’da Osmanlı yönetimi, diğer yanda Anadolu’da Mustafa Kemal’in liderliğini yaptığı Milli Mücadele hareketi söz konusudur. Osmanlı hükümeti işgallere karşı sessizlik içerisinde, Anadolu’da ortaya çıkmış olan Milli Mücadele yönetimi ise kurtuluşu gerçekleştirmeye çalışıyordu. Doğal olarak basında da böyle bir ortam içerisinde basında İstanbul basını ve Anadolu basını olmak üzere gruplaşmış ve bu gruplaşma yine kendi içerisinde bölünerek padişahı ve onun yanlıları, milli mücadeleyi destekleyenler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Mustafa Kemal, Ulusal Mücadeleyi örgütlemeye başladığında ilk girişimi haber akımını kontrol altına almak ve telgraf ağına el koymak olmuştur. Kemalist bölgeye dışarıdan her çeşit haberin ister telgraf ister gazete yoluyla girmesi engellenmiştir. İkinci adım olarak, Sivas Kongresi aracılığıyla 14 Eylül 1919’da Müdafaa-i Hukuk’un sözcüsü olarak İrade-i Milliye gazetesinin yayınına geçilmiştir. Seçilen isim uzun vadede ulusal egemenliğin hedeflendiğini gösteriyordu. Ancak gazetecilerin yöneticileri bir baka çizgide kaldıklarından dolayı Ankara’da tamamen kendi denetiminde ve hedefini çok daha açık olarak yansıtan Hakime-i Milliye gazetesini çıkarmıştır. | ||
|
30-01-2007, 09:37 | #32 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bunu tamamlayan diğer iki adım, Anadolu Ajansı ile Matbuat Umum Müdürlüğü’nün kurulması olmuştur.[1] Ülkedeki Havas, Reuter Ajansı tamamen işgal kuvvetlerine ait bir vaziyettedir. Anadolu Ajansı’nın kurulmasıyla Ulusal Mücadele boyunca, Türk’ün sesini dünyaya aksettirecek kaynak bulunmuş oluyordu. 6 Nisan 1920 tarihinde kurulan ajansın ilk muhabirleri Askeri birlik kumandanları ve Kuva-yi Milliye’ci valiler idi. Anadolu ajansı yaptığı çalışmalar ile Türk kamuoyunu yanlış yönlere sürükleyerek milli birliği tehlikeye düşürmek amacıyla içten ve dıştan yapılmakta olan tahriklere karşı halkı bilinçlendirmek, Milli Kurtuluşu sağlayacak karar ve hareketleri halka zamanında bildirmek amacını taşıyordu. Yine Ankara Hükümeti milletin yüksek menfaatlerini millete anlatmak ve bu amaçla propaganda yapmak amacıyla Maybuat ve İstihbarat Müdiriyeti Umumiye’sini kurmuş ve idarenin başına da Hamdullah Suphi Tanrıöver’i getirmiştir.[2] Anadolu basınında ön sansürün bulunmadığını, hatta Pontusculuk yapmadıkça Rumca basına bile yaşam hakkı tanındığını o yılların Trabzon’da ajans muhabiri olarak çalışan Sovyet gazetecisi K. Yust belirtmektedir. Misak-ı Milli’ye uymak kaydıyla bir özgürlük kabul ediliyordu. 1922 Eylül’ünde zaferin kazanılmasıyla, hem Kuva-yi Milliye’te karşıt Türkçe basın, hem de ayrılıkçı azınlık basını bir anda ortadan kayboldu. Muhalif olarak bilinen gazeteciler, yüzellilikler listesine konularak (Refik Halit, Refi Cevat, Rıza Tevfik...) yurt dışına sürüldüler. Ali Kemal ise İzmit’te linç edildi.[3] Türk ordusu, 6 Ekim 1923’te İstanbul’a girdikten hemen bir gün sonra ilk iş olarak İcra Vekilleri Heyetinin kararı ile Örfi idare ve basın sansürünü kaldırmıştır.[4] Mütareke döneminde İstanbul Basını a) Milli Mücadeleyi Destekleyenler: Bu dönemde İstanbul’da yayınlanan gazetelerin bir kısmı Kurtuluş Savaşı2nı destekliyordu ancak Osmanlı hükümetinin 5 Şubat 1919 tarihli kararnamesiyle[5] kurulan ve işgal kuvvetlerinin buna eklenen sansürü yüzünden çalışma şartları zorlaşmıştır. | ||
30-01-2007, 09:38 | #33 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bu zorluklara rağmen Milli Mücadeleyi desteklemekten çekinmeyen bazı İstanbul gazeteleri şunlardır: · İleri: 1918-1924 yılları arasında İstanbul’da yayınlanmıştır. Günlük olarak çıkmış olan gazetenin başyazarı Celal Nuri’dir. 394. sayıya kadar Ati adıyla çıkan gazete Kurtuluş Mücadelesini desteklemiş, ilk cephe haberlerini veren bu gazete olmuştur. Anadolu hükümeti tarafından maddi yönden desteklenen gazeteler arasında yer almıştır. · Vakit: 1875 yılında Filip tarafından kurulan gazeteyi Ekim 1917 tarihinden itibaren Hakkı Tarık Us ile Asım Us çıkarmaya başlamışlardır.[1] İleri görüşlü; Batı düşünceli bir gazete olan Vakit gazetesinde Reşat Nuri Güntekin, Ziya Gökalp, Halide Edip Adıvar gibi yazarlar yazılarıyla yer almışlardır.[2] · Yeni Gün: Yunus Nadi (Abalıoğlu) tarafından Eylül 1918 tarihinde yayınlanmış olan gazete İstanbul’un işgalinden bir süre daha çıkmış ancak gazete yayın hayatını 10 Ağustos 1920’den itibaren Ankara’da “Anadolu’da Yeni Gün” başlığı altında devam ettirmiştir. Sakarya Savaşı sırasında Kayseri’ye taşınan gazete buradaki ilk sayısı 1 Eylül 1922 tarihinde çıkmıştır. Daha sonra yeniden Ankara’da çıkan Yeni Gün 1924 yılında kapanmış, 7 Mayıs 1924’ten itibaren ise “Cumhuriyet” adıyla yayın hayatını sürdürmüş, günümüzde de bu adla çıkmaktadır.[3] Ulusal Mücadele basını içerisinde en nitelikli gazetelerden biri olan Yeni Gün Mustafa Kemal’in düşüncelerini yansıtmış ve Misak-ı Milli’yi savunmuştur. Yunus Nadi Milli Mücadele boyunca gazetesinin başlığına Yunanistan yıkılmalı manşetini koymuş[4] ve ulusun savaş azminin canlı kalmasına yardımcı olmuştur. · Tasvir-i Efkar: İlk Tasvir-Efkar 1862 tarihinde çıkmıştır. 1908’de Ebuzziya Tevfik ile Süleyman Nazif aynı isimle yeni bir gazete çıkarmışlardır. Ebuzziya’nın Şinasi’ye duyduğu hayranlık dolayısıyla gazete bu adı almıştır.[5] Tasvir-i Efkar gazetesi Mütareke döneminin baskılarına karşı çekinmeden yazılar yazan gazetelerin başında yer alır. Ruşen Eşref (Ünaydın) ‘i gazetenin muhabiri sıfatıyla Sivas Kongresine göndermiştir. Aydın cephesinde de muhabirler göndererek Ulusal Mücadele hakkında İstanbul’da etkili yayınlar yapmıştır. Mm Mm grubunda da çalışan gazetenin sahibi Ebuzziya aynı zamanda ilk kez Mustafa Kemal’in resmini ve biyografisini yayınlamıştır. Gazete 1925’e kadar yayın hayatına devam etmiştir.[6] | ||
30-01-2007, 09:42 | #34 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| İstanbul’da bu gazetelerin yanısıra ; Ankara’ya ilk muhabiri gönderen İkdam, akşam, Sebülürreşat gibi gazetelerde Milli Mücadelenin yanında olmuşlardır. Bu gazeteler Ankara’ya silah, cephane, adam ve haber kaçırma işlerinde fiilen rol almışlar aynı zamanda İstanbul’daki işgalci devletlerin tüm baskılarına rağmen, Anadolu’daki kurtuluş Mücadelesini destekliyerek bağımsızlık ruhunun yaşatılmasında etkili olmuşlardır. b) Milli Mücadele’nin Karşısında Yer Alanlar kurtuluş Mücadelesinin karşısında yer alan gazeteler gerek İttihatçı düşmanlığı gerekse padişah yanlısı tutumlarından dolayı Anadolu’daki hareketi tasvip etmemişlerdir. Bu nedenle hem İstanbul hükümeti hem de işgal devletleri tarafından destek görmüşler, onlar için diğer gazetelere uygulanan sansür söz konusu olmamıştır. Bu gazetelerden bazıları şunlardır: · Alemdar: 1909-1922 tarihleri arasında çıkmıştır. Gazete Milli Mücadelenin karşısında yer almış, ülkenin kurtuluşunun İngilizler yardımıyla olabileceğini savunmuştur. Özellikle bu konudaki yazılar sorumlu müdürü ve baş yazarı Refi Cevdet (Ulunay) tarafından yazılmıştır.[1] Kendisi 1922 yılında yurt dışına kaçmış ve daha sonra adı vatana ihanet eden 150’likler listesinde yer almıştır. 1938 yılında çıkarılan afla yurda geri dönmüştür.[2] · Peyam-ı Sabah: 1913-1922 tarihleri arasında İstanbul’da yayınlanmıştır. Gazetenin sahibi Mihran, başyazarı ise Ali Kemal’dir. Günlük olarak yayınlanan gazete Anadolu’daki hareketi sert bir şekilde eleştirmiştir. Gazetede izlenen yol olarak İngiltere ile siyasi diyalog kurularak sorunların çözümü önerilmekte, bu açıdan Kuva-yi Milliye hareketini “cinnet olarak”nitelendirmekte ve onun yöneticilerine “Değiler, Bağiler” diye hitap edilmektedir.[3] Eylül 1922’de gazete kapatılmış ve Ali Kemal ise İzmit’te linç edilmiştir. Bunlardan başka İstanbul’da Türkçe İstanbul gazetesi Aydede ve Ümit gibi dergilerde Milli Mücadelenin karşısında yer almışlardır. | ||
30-01-2007, 09:44 | #35 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Mütareke Döneminde Anadolu Basını Anadolu’da gazetecilik II. Abdülhamit devrinde vilayetlere gönderilen matbaalarla başlamıştır.[1] Ancak Anadolu’da basının asıl geliştiği dönem Mütareke yılları olmuştur. Ulusal Kurtuluş Mücadelesini başlatanlar basının önemli bir propaganda aracı olduğunun önemini kavramışlar ve bu yönde halk üzerinde etkili olmuşlardır. Bu dönemde Anadolu2nun çeşitli yerlerinde çıkan gazeteler vasıtasıyla Milli Mücadele harekatının haklılığı, basın gücüyle ifade edilmiştir. Milli Mücadelenin karşısında yer alanların sesi ise bunların karşısında oldukça cılız kalmıştır. a) Milli Mücadelenin Yanında Yer Alan Gazeteler: · İrade-i Milliye: 14 Eylül 1919’da Sivas’ta Mustafa Kemal tarafından Temsil Heyeti adına kurulmuştur. Atatürk ihtilalinin ilk gazetesidir. Başlığının altında mesleğini ve amacını göstermek üzere “Amal ve metalibi milliyenin müdafiidir” cümlesi yer almaktaydı.[2] Çıktığı tarihlerdeki yazılar Mustafa Kemal’in direktifi ile yazılmış olup Sivas Kongresi’nin açılış nutku, Kongrece Padişaha çekilen telgraf, millete hitaben yazılan bildiri gibi haberler yer almıştır. Gazete 18 Aralık 1919 tarihinden itibaren Mustafa Kemal’in kontrolünden çıkmıştır. Yazı işleri müdürü Halis Turgut’un bölgeciliği yüzünden istiklal Mahkemesi tarafından iki defa kapatılmış olup, 1922 yılında yayın hayatı son bulmuştur.[3] | ||
30-01-2007, 09:45 | #36 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| · Hakimiyet-i Milliye: İlk sayısı 10 Ocak 1920’de çıkmış olan Hakimiyet-i Milliye gazetesi Ankara2da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i hukuk Cemiyeti adına Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur.18 Temmuz 1920 tarihinde haftada üç gün olarak basılmış, 16 Şubat 1921’den itibaren ise günlük yayınlanmıştır. İlk yazılarının çoğu Mustafa Kemal tarafından yazılmış olup Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin sözcüsü olması bakımından da T.B.M.M. Hükümeti’nin yarı resmi organı sayılmıştır. Daha sonra Ulus adını alan gazete uzun yıllar yayınını sürdürmüştür. · İzmir’e Doğru: Ulusal Mücadelenin ilk yıllarında Balıkesir2de yayınlanmış olan gazete27 Haziran 1920 tarihine kadar yayın hayatına devam etmiştir. Gazetenin başlığı altında “Harekat-ı Milliye’nin hadim ve mürevvecidir” yazılı olup daha çok yazılarında İzmir sorunu işlenmiştir. Balıkesir’in Yunanlılar tarafından işgalinden sonra kapatılmıştır. · Albayrak: Erzurum’da 1913 Mart’ından itibaren çıkan gazete 1921’e kadar yayınlarını sürdürmüştür. İttihat ve Terakki Partisinin yayın organı olarak kurulmuş olup I. Dünya Savaşı’nda Erzurum’un ruslar tarafından işgali boyunca çıkmamıştır. Başlığının altında “Vilayet-i Şarkıye Ermenistan olamaz “ yazılıdır. Gazete Erzurum’da Doğu Vilayetleri Müdafa-i Hukuku Milliye Cemiyeti’nin yayın organı olmuş ve Doğu bölgesinin önemli bir propaganda aracı olmuştur. · Öğüt: 1917-1923 yılları arasında yayın hayatını sürdürmüş olup Ulusal Mücadeleden yana olmuştur. İtilaf devletleri aleyhine ve özellikle de İngiltere hakkında son derece etkili olabilecek yazılar yazmıştır.[1] Bunların dışında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Babalık, Emel, İstikbal, Işık, Anadolu, Dertli, Türkoğlu gibi gazeteler çıkmış ve yayınları ile Kuva-yi Milliye ruhunu desteklemişlerdir. | ||
30-01-2007, 09:46 | #37 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| a) Milli Mücadelenin Karşısında Yer Alanlar: İrsad, Ferda, Selamet gibi yayınlar ise Kuva-yi Milliye ruhunu yok etmeye yönelik yayınlar yapmışlar, işgal kuvvetlerini dost göstermeye çalışmışlardır. Milli kuvvetleri haydut gibi göstermek isteyen bu gazeteler, Anadolu insanının Ulusal Mücadeleye katılımını önlemek, kurtuluş ümidini boğmak için ellerinden gelen tüm çabayı harcamışlardır. Bunların bir kısmı kurtuluştan sonra mücadeleden yana gibi görünmüşlerse de vatan hainlerini içeren 150’likler listesine girmekten kurtulamamışlardır. Ulusal Mücadelenin kazanılmasından sonra Türk basını yeni bir döneme girmiş ve basında “Cumhuriyet dönemi” başlamıştır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |