|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
07-02-2007, 17:34 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
GİRİŞ Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kitle iletişim araçları iki yönlü bir ilerleme süreci içine girmişlerdir. Bir bölümü ile sınırları aşan bir bütünleşme süreci yaşanmakta. Öte yandan da her kent, her kasaba, hatta her semt, her mahalle yerel gazeteye, radyoya sahip olmak istemektedir. Bu gelişmeler çerçevesinde işlev, ister yerel, ister bölgesel, ister yaygın olsun ortak işlev, görev ve sorumluluklara sahiptir. Ancak bu görev ve sorumluluklar gazetelerin nitelikleri ya da özellikleri nedeniyle göreceli olarak değerlendirilemez. Bu nedenle yerel gazetelerin işlevleri, görevleri ve sorumlulukları, en az yaygın basın kadar önemlidir. Bunun somut kanıtı da birçok Avrupa Ülkesindeki yerel - bölgesel basının toplam tirajının yaygın basının toplam tirajından birkaç kat fazla olmasıdır. Bu tezde günümüzde yerel ve yaygın basını, özelliklerini, temel sorunlarını ve Osmaniye’de yerel basının üzerinde araştırmalar yapılmıştır. | ||
|
07-02-2007, 17:35 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. GÜNÜMÜZDE YEREL VE YAYGIN BASIN Çağdaş Demokratik rejimlerde, yaşama, yürütme ve yargıdan sonda dördüncü kuvvet haline gelen basın, her dönemde vatandaşla devlet arasındaki ilişkileri düzenleyerek bir kamu görevi yapmakta, demokrasi ve diğer özgürlüklerin korunmasında, öteki kuvvetlerin en büyük destekçisi olmaktadır. [1] Kimi yöreler, görünürde küresel ilişkiler içinde yer alırken, yerele dönüş eğilimleri sonucu, gerçekte bu ilişkilerden koparak hızla kendi içine kapanmaktadır. Bu çabanın göstergelerinden biri de, her toplumun kendi içinde daha yerel kurumlara, iletişime ve yaşama gereksinim duyarak, yerel iletişim araçlarına önem vermesidir. Günümüzde yerel basın, yöre halkının kültürel kimliğini korumak, haklarına sahip çıkmak, yöreye saygın bir konum kazandırmak görev ve yükümlülüğünü üstlenmektedir. [2] Çünkü birey, yerel ilişkilerle yaşadığı çevreye, kültüre ve topluluğa daha yakın bir bağlılık ve ortaklık duygusu ile yaklaşmaktadır. Bu noktada da yerel basın, bireyin yöresel yaşamındaki en büyük yardımcısı ve başvuru kaynağı olmaktadır. Çünkü yerel basın, yayımladığı haberler, fotoğraflar, ele aldığı sorunlar, kentin gereksinimleri, kentteki kültürel ve sosyal etkinliklere ilişkin aktardığı bilgilerle bireye “ yaşanan yer” duygusunu, yaşadığı yerin bir parçası olduğu düşüncesini kazandırmaktadır. | ||
07-02-2007, 17:35 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1. Basının Görevleri Basının görevleri ise genelde şöyle sıralanmaktadır: 1. Anlamlı bir çerçeve içinde, günün olaylarını doğru, tam ve mantıki bir biçimde sunma. 2. Kanaat ve eleştirilerin değiş tokuş edildiği bir forum olma. 3. Toplum içindeki grupların kanaatlerini ve tavırlarını birbirlerine duyurabilecekleri bir araç olma. 4. Toplumun amaçlarını ve değerlerini sunma ve açıklama yöntemi olma. 5. Yansıttığı bilgi, düşünce ve duygu akımlarıyla toplumun bütün üyelerine erişebilme. Çağdaş basın gibi bir kitle iletişim aracının görevi, doğru ve tam haber verme yanında “ kamu tartışmalarının ortak taşıyıcısı” olmaktır. Bu konuda, Amerikan Basın Özgürlüğü Komisyonu Raporu’nda şöyle denilmektedir. “Özgür bir toplumun gereği, doğuş koşullarından dolayı bir fikrin kösteklenmemesidir. Basın, herkesin fikirlerini yayımlayamaz ve bu beklenmez. Fakat dev basın birimleri, yansız haber vermenin bir gereği olarak ve taraf tutma işlevlerinden ayrı olarak, kendi kanaatlerine aykırı olan fikirlerin yayımlanması görevini yüklenebilirler ve yüklenmelidirler. Bir toplumdaki bütün önemli görüşler ve çıkarlar, kitle haberleşme araçları tarafından temsil edilmelidir. Bu görüşlere ve çıkarlara sahip olanlar, kendi gazeteleri ve radyo istasyonları aracılığıyla vatandaşlara, bunları duyurma gücüne sahip olmayabilirler. Gerekli yatırım yapabilseler bile, bu kimselerin yayınlarının, taraftarları dışındaki gruplar tarafından okunacağına ya da programlarının duyurulacağına dair güvenceleri olamaz. İdeal düzen, kendi görüşlerini sunan kitle iletişim araçlarının, aynı zamanda öteki görüşlere de yer vermeleridir. Onların adilliğini denetlemek ve önemli olayların saf dışı bırakılmasını kısmen engelleyebilmek için, taraf tutan özel araçların hayati önemi vardır. Böyle bir düzenin yokluğunda, toplumda kısmen dışlanmış gruplar, dışlanmaya devam edeceklerdir. Görüşleri karşılıksız kalan grupların bu görüşleri, önyargılara dönüşecektir. Beklenen, kitle iletişim araçlarının toplumdaki bütün gruplara ulaşmaları ve onların birbirlerini anlamalarına aracı olmalarıdır. | ||
07-02-2007, 17:35 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1. Ulusal Basın Genelde mesleki ve akademik dilde Türkiye içi ve dışı dağıtımı yapılan basın, “ulusal basın” olarak adlandırılmaktadır. Bazı çevre ve kaynaklar ise, yerel basın mensuplarının “ ulusal “ sıfatına yönelik, “ Biz milli değil miyiz?” biçimindeki eleştirilerini göz önüne alarak, “ yaygın basın” deyimini kullanmayı yeğlemektedir. Bu çerçevede ulusal basın, “Merkezleri İstanbul’da bulunan, ülke çapında sürekli ve düzenli olarak dağıtımı yapılarak satışa sunulan yüksek tirajlı gazeteler” olarak tanımlanabilir. Bir başka anlatımla, orta ya da büyük çaplı ticari kuruluşlar sayılan ulusal basın, geniş haber kaynaklarıyla ülke kamuoyuna seslenmektedir. 1.1.1 Türk Gazeteciliğinde 5 Önemli Gelişme Türk gazeteciliğini, Cumhuriyetin ilanından sonraki dönemde gerçekleştirilen beş önemli gelişme büyük ölçüde etkilemiştir. Bu olayların doğurduğu sonuçlar doğrultusunda yaşanan aşamalarda, İstanbul gazeteleri ulusal nitelik kazanarak etkin birer kitle iletişim aracı olmuşlardır. Bu aşamaları şöyle sıralamak mümkündür. 1.1.1.1 Latin Harflerinin Kabulü Birinci aşama, 9 Ağustos 1928 tarihinde gerçekleştirilen harf devrimiyle latin harflerinin kabulüdür. Gazeteler de, yeni harflere okuyucuların alışmalarını kolaylaştırmak amacıyla, bir süre bazı sütunları Arap harfleriyle, bazı sütunları ise Latin harflerle basılmış bir biçimde yayımlanmışlardır. Örneğin, 10 Eylül 1928 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi, Latin ve Arap harfleriyle yayımlanmış, 1 Aralık 1928’den itibaren de, yalnızca Latin harfleriyle yayımlanmaya devam etmiştir. [1] | ||
07-02-2007, 17:35 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1.1.1 Dizgi Makinelerinin Kullanılması İkinci aşama, İkinci Dünya Savaşı öncesi, matbaalara dizgi makinelerinin (linotip) girmesiyle yaşanmıştır. (İlk linotip, 1930 yılında Cumhuriyette kullanılmıştır.) Elle dizgi yerine, kelime ve satırların bloklar halinde, makine aracılığı ile dizilmesi, dizgi işlemini kolaylaştırarak hızlandırmış, ayrıca baskı işlemlerinin daha düzgün biçimde ve daha kısa sürede gerçekleşmesine olanak sağlamıştır. 1.1.1.2 Gazetelerin İçeriğinde Değişiklik Bir başka aşama, gazetelerin içeriğinde yapılan değişikliklerdir. 1941 yılında Türkiye’de günlük toplam tirajları 60 bine ulaşan 11113 gazete bulunmakta, ayrıca 227 dergi yayımlanmaktadır. 1946 yılında tirajları 100 bine yaklaşan 202 gazete ve 302 derginin yayımlandığı belirlenmiştir. [1] Tirajların artmasına, o dönemlerde yanlı yayıncılık yapan radyonun neden olduğu belirlenirken, bu artışa, gazetelerin içerik değiştirmelerinin yol açtığı da saptanmıştır. Başyazıya dayanan gazete “ yerine, “ haber ve fotoğrafa öncelik tanıyan gazete” anlayışına geçilmiştir. Bu yeni anlayışa “Hürriyet” gazetesi öncülük etmiştir. 1.1.1.3 Ofsete Geçiş 1960’ın ortalarında başlayan ofsete geçiştir. Böylece renkli gazete basma olanağına kavuşulmuş, baskı kalitesi mükemmelleştiren baskı süresi de, tipo baskıya oranla çok kısaltılmıştır. | ||
07-02-2007, 17:36 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1.1.1 Bilgisayar Teknolojisi 1980’li yıllarda bilgisayarların kullanılmasıdır. Gazete hazırlanmasında bilgisayarların kullanılmasıdır. Gazete hazırlanmasında bilgisayarların kullanımı, dizgi ile baskıya hazırlık sürelerini çok büyük ölçüde kısaltılmıştır. 2. YEREL BASIN Yerel basın, ülkenin çeşitli yörelerinde, özellikle büyük kentler dışındaki yerleşim birimlerinde, il, ilçe ve beldelerde, günlük, haftalık ya da daha fazla aralıklarla yayımlanan, yayımlandıkları yörenin haberlerini veren, sorunlarını dile getiren, halkın isteklerini ilgililere aktarmayı hedefleyen yazılı basın organlarıdır.[1] Yerel (yöresel) basın, Türk _kamuoyunda “Anadolu basını” ya da “taşra basını” olarak da adlandırılmaktadır. Genel bir anlatımla yerel basın, sınırları dar ve tanımlanmış bir yörede, (kasaba, kent ya da bölge) yöre halkını bilgilendirmeye, eğitmeye, eğlendirmeye, böylece kamuoyunun serbestçe oluşmasına katkıda bulunmaya çaba gösteren kitle iletişim araçlarıdır.[2] Basın tarihi incelendiğinde görülmektedir ki, gazetelerin büyük bir bölümü yerel olarak doğmuş, bazıları ekonomik ve teknolojik gelişmelerden yararlanınca, yerel özelliklerini terk ederek ulusal, hatta Avrupa’daki bazı gazeteleri hatırlamak gerekirse, uluslar arası olmuşlardır. | ||
07-02-2007, 17:36 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1. Yerel Basının Temel Özelliği Genelde ulusal ya da uluslar arası kitle iletişim araçları, bireylere düşünemedikleri, ulaşamadıkları dünyayı sunarken, onların içinde yaşadıkları sorunları çözememekte ve toplu üyeleri kendi sorunları ile baş başa kalmaktadır. Yerel basının temel özelliği ise yayımlandığı yörede bireylerin sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak, bireyler arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesini sağlamak, yerel düzeydeki kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunmak ve bu arada yerel yönetimleri bir ölçüde denetleyerek, eleştirerek kamu görevi yapmaktır. Yerel basın bölgenin ve bölgede yaşayanların her türlü sorununu ve bu sorunların karşısında üretilebilecek çözüm önerilerini gündeme getiren, tartışan, yerel yönetim ile merkezi yönetim arasında köprü işlevi gören, halkın gözü kulağı olduğu kadar, yerel yönetimin dili de olabilen bir işleyişle, kişileri küreselleştirme girdabından biraz olsun alıkoymaktadır. Aslında yerel basın, bir yönü ile ülke basınına malzeme sağlamakta, onları uyarıcı görevler görmekte, onlara yardım ortamı hazırlamaktadır. Yerel basın mensubu, doğrudan bölge halkı ile iç içe yaşadığı için, bölgede gelişen olaylara çok daha yakındır. Bölgeyi ve bölge halkını iyi tanır. Yerel halk, kendi gazetesinde kendi sorunlarını, gelişmelerini, sesini, yüzünü görür, kendisi ile ilgili her şeyi daha yakından izler; olaylara daha yakından sahip çıkar. Yöre halkının moral kaynağı olan yerel basın, bireylerin, çevreleriyle ve kendileriyle barışık, ilgili, bilgili ve yetkilileri yönlendirici yaşamalarını sağlamakla yükümlü, dolayısıyla da çok önemli bir görevi üstlenmiş kurumdur. Yerel iletişim çevre koşulları içinde, yerel gazeteler, kitle iletişim açısından toplumun en öncelikli araçlarıdır.[1] Yerel gazeteler, yönetenler ile yönetilenler arasında bir köprü durumundadır. Çünkü küçük kentlerde, yabancılaşma büyük kentlerdeki gibi olmadığından, gazeteci, yakın çevresindeki gelişmelerle daha bir ilgilidir. | ||
07-02-2007, 17:36 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1. Belirlemeler ve Temel Özellikleri Yerel basının sorunlarını, teknoloji sorunu, sermaye sorunu, eleman sorunu, satış sorunu,içerik sorunu vs. gibi sıralamanın yanı sıra, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek ve bunları tavizsiz bir biçimde uygulamak gerekir. 1.1.1 Sayısal Sınırlamadan Kaçınılmalıdır Yerel basın açısından dile getirilmesi gereken bir gerçek de, genelde bir yerleşim biriminde bulunan yerel basın kuruluşu sayısının, gereğinden fazla olmasıdır. Dolayısıyla kentte var olan reklam ve ilan geliri de, sayısal olarak gereksiz bir çokluk gösteren basın kuruluşları arasında bölününce, ortaya yerel basın adına gerçekten üzüntü verici bir gelir rakamı ortaya çıkmaktadır. Bu gelir de, var olan kuruluşların güçlenmesine yetmemektedir. 1.1.2 Öze Dönülmelidir Yerel basının kendi gücü oranında, ancak hiçbir zaman yeterli ve nitelikli kabul edilmeyecek düzeyde sürdürdüğü yayıncılık ve sahip olduğu anlayış, yerel kamu oyunun iletişim ihtiyacını karşılayamamaktadır. Bunun da ötesinde, yerel basının, nicelik ve nitelikten uzak biçimsel, içeriksel ve kuramsal yapısı, yerel kamuoyunun gelişen olaylara ilişkin sağlıklı tartışma ve aydınlanma zeminini, ortak bir tavırda birleşebilme gücünü ve etkin bir iletişim kurumuna sahip olma şansını da yok etmektedir. Yerel gazete genel medya havasında çıktığı için, yani yerel habercilik birçok yerde, vatandaşın beklediği ölçütlerde yapılmadığı için gazete satılmamaktadır. [1] | ||
07-02-2007, 17:37 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1.1 Nitelikli Gazeteciler Çalıştırmalıdır Yerel basının nitelikli elemanlar istihdam etmesi gerekmektedir. Elbette bu işin gerçek uzmanları, basın konusunda eğitim yapmış, bu alana ilişkin kültürel ve bilgisel birikimi olan kişilerdir ve elbette bu tür kişilerin istihdam edilmesi en sağlıklı olanıdır. Türkiye’de yerel ya da ulusal düzeyde gazetecilik yapmak, bir anlamda kişilik tatmini ve etkin bir kimlik sahibi olmak anlamına da geldiği için, oldukça rağbet gören bir meslek alanı halindedir. Ancak yerel basının, emekli olmuş öğretmenlerin yazdığı köşe yazılarından çok daha öte bir gazeteciliğe, soru sormasını ve haber yazmasını az çok bilen, Türkçe’yi iyi kullanan dinamik insanlara ihtiyaç bulunmaktadır. 1.1.2 “Haber Türü ve İçerikleri Değiştirilmelidir”. Türkiye’de, açıkça belli edilmese de yerel basının, ulusal basınla rekabete girmesi, ulusal basına özenmesi gibi bir yanlış anlayış bulunmaktadır. Yerel gazetelerde tabii ki, ulusal haberlere de önemleri ölçüsünde yer verilmelidir. Ancak bu, yerel unsurları gölgede bırakarak, onları görmezden gelecek kadar, ya da o günü kurtaracak kadar haberi doldurmaya yönelik olmamalıdır. Ayrıca basında yer alacak haberlerin güvenilirliği temel ilke olarak görülmemeli, doğruluğundan en ufak bir şüphe duyulan haber asla kullanılmamalıdır. [1] İnsanlar kitle iletişim araçları yardımıyla Amerika’daki ya da Japonya’daki depremlerden anında haberdar olmak istemektedir. Ancak bundan da önemlisi, İnsanlar yaşadıkları kentte önce kendi çevrelerindeki sorunların çözülmesini istemektedirler. Bu sorunların çözülmesinde de bir sese, bir sözcüye, bir kulağa, gözlemciye, kısacası sorunların çözülmesinde bir takipçiye gereksinim duymaktadırlar. | ||
07-02-2007, 17:37 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yerel basında yer alan haberlerdeki tekdüzelikten de kurtulmak gerekmektedir. Haber özenle seçilmeli ve özenle sunulmalıdır. Deneyimler ve haber kokusu, bu konuda basın mensubunun en büyük yardımcısıdır. Haberin gazetelere ulaşan yüzlercesi, binlercesi arasında değer bulabilmesi için içeriğinin sağlam, biçiminin de düzgün olması gerekir. 1.1.1 “Ulusal Basınla Rekabete Girilmemelidir”. Yerel basına ilişkin üzerinde durulması gereken bir başka konu da ulusal bakınla rekabet çabasıdır. Bu oldukça yanlış bir çabadır, zira yerel basının ulusal basınla rekabet edebilme çabası bile yanlış bir girişimdir. Yerel basının ulusal basınla rekabete girmesi, yerel basın adına büyük güçlüklerin doğmasına neden olacaktır. 1.1.2 “Basının da Ticari İşletme Olduğu Unutulmamalıdır“. Görüldüğü gibi gazeteler, ulusal, yöresel ya da yerel olsun, sermaye, teknoloji, insan gücü, üretim ve pazarlama gibi unsurları bünyelerinde bulundurduklarına göre birer ticari işletmelerdir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |