Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/)
-   Beyaz Perde (http://besiktasforum.net/forum/beyaz-perde/)
-   -   "Korku sinemasında folklor üzerine gitmek gerekiyor" (http://besiktasforum.net/forum/beyaz-perde/75339-korku-sinemasinda-folklor-uzerine-gitmek-gerekiyor/)

OutKast 02-10-2008 22:38

"Korku sinemasında folklor üzerine gitmek gerekiyor"
 
Bir ansiklopedide Giovanni Scognamillo başlığının yanına ne yazmak gerekir acaba? Sinema tarihçisi, Beyoğlu tarihçisi, fantastik sanatlar uzmanı, gizemli konular araştırmacısı, hikayeci, sinemacı... Belki de en güzeli onun üzerine bir ansiklopedi hazırlamak! Bu çok yönlü araştırmacı yakın zamanda uzun bir söyleşi kitabıyla dünyasını ortaya koydu. Kitabı okur okumaz biz de kendi sorularımızı hazırladık! http://beyazperde.mynet.com/images/c...29-15_mas1.jpg
Emel Armutçu’nun sizinle yaptığı röportajı Bir Levanten Şövalye adıyla kitaplaştırdığı projede sizce eksik kalan taraflar oldu mu?
Ben maalesef çok konuyla ilgili olduğum için hepsine ulaşabilmek bazen söyleşiyi yapan arkadaş için zor olabiliyor. Örneğin çizgi romana olan ilgim üzerinde fazla durulmadı ki bence bu eksikliğin olması kaçınılmaz bir durumdu, çünkü ne de olsa sorulan sorulara bağlısın.

Biz daha çok sinema üzerinde duralım istiyoruz. Son dönemin uluslararası ödüllü yapımlarını nasıl buluyorsunuz. Günümüzde Türk Sineması uluslararası festivallerde ödüller alan yapımlarla temsil edilmeye başladı.
Bugün Türkiye’de iki tarz sinema yapıldığından bahsedebiliriz. Biri iç pazara yönelik, diğeri de dış pazara. Bugün, şimdi sanat filmi nedir ne değildir böyle bir tartışmaya girmeyeceğim ama, hak etsin ya da hak etmesin bir filme kolayca sanat filmi etiketini yapıştırabiliyoruz biz. Sanat filmlerinin hedefi daha çok dış pazardır, festivallerdir ve o yönetmenler sanki iç pazarı pek fazla önemsemiyorlar.
Yine popüler sinemanın çok fazla iç pazarda kalması da bir problem sanırım...
Ama Türk Sineması’na ya da Yeşilçam Sineması’na baktığımızda popüler sinema daima iç pazara yönelik bir sinema olmuştur. Bu tabii popüler olmanın kurallarına pek uymuyor, çünkü popüler sinema sedece kendi ülkesinde popüler değildir. Popüler sinema bizde yerel kalıyor.
Peki bu durum kalitenin de düşük tutulmasına sebep olmuyor mu? Filmler tamamen iç pazarın beklentilerine göre hazırlanıyor.
Oluyor, çünkü gişede başarılı olmak belirli kurallara bağlıdır. O kuralları, gişe hasılatını yüksek tutma hedefiyle sen filminde kullanırsın, ben filmimde kullanırım ondan sonra ne oluyor, bir tekrar oluyor. Ama o bir formüldür, bir reçetedir. Gişede başarılı olunduğu sürece de bu devam ettirilir. Bir de bir ülkenin analizini asıl popüler sinema verir. Çünkü sanat sineması dediğimiz olay daha çok bir mutlu azınlığa yönelik bir sinemadır, o yüzden ölçü popüler sinemadır. Popüler sinema sanat mıdır? Hayır değildir, ama hep söyleriz popüler sinema olmadan sanat sineması da olamazdı, o bir dengedir. Ama o dengeyi tabii doğru bir şekilde kullanmak lazım, çünkü ağırlık sadece popüler sinemaya kaçarsa o ülke sineması gider.
Son dönemde bizde korku filmleri çok fazla çekilmeye başlandı. Yerli korku filmlerini nasıl buluyorsunuz? Bir de tüm dünyada korku filmlerine talep olmasına rağmen bu tür filmler yurt dışına çok fazla çıkamıyorlar.
Türkiye’de çekilen korku filmleri gerçekten özgün olabilselerdi, gerçekten Türk korkusunu ortaya koymuş olsalardı muhakkak ki yurt dışında da ilgi çekebilirlerdi. Bir de tabii teknik açıdan bir Amerika, Avrupa, bir Uzakdoğu korku filmiyle kıyaslayamazsınız, bu da Türk Korku Sineması’nın bir eksikliğidir.
Ama geçmişte teknik imkanlar tüm dünyada yeterli değilken de çekilmiş korku filmleri gerçek duyguyu yakaladığından bugün hala önemini koruyorlar.
Doğru söylüyorsun, klasik korku sinemasına baktığımızda, o duyguyu taşıyan filmlerdir ve bugün aynı zevkle, aynı heyecanla izleyebiliriz. O duygu olmadı mı bizim filmlere benzer.
Batı’yı örnek gösterirsek, korku edebiyatından çok besleniyorlar. Türkiye’de korku filmleri yapmak isteyen bir insanın kendi kültürüne dönüp baktığında beslenebileceği neler var sizce?
Pek birşey yok. Bir folklor var, folklor üzerine gitmek gerekiyor. Bir de batıl inançlar var, onlar önemli ama korku sinemasına bir temel teşkil edecek bir korku edebiyatımız ya da bir fantastik edebiyatımız yok. Folklor önemli bir alan tabii ve o alanda da deneme yapan genç yazarlar var. Verilebilecek isimler de var ama mesela Anadolu Korku Hikayeleri kitabı önemli. Bu arkadaşlar bu işi yaptılar. Korku Sineması Batı’da başta bir tür olarak ortaya çıkmıyor. 1910’lu 1920’li yıllarda belirli yazınsal yapıtların sinemaya uyarlamasıyla başlıyor. Frankenstein’ı ilk çeken korku sineması yaptığının farkında değil, biz edebiyat uyarlaması yapıyoruz diyorlar. Ama işte o temel zenginliği var. Türkiye’de bu yok. Onun için tematik olarak biz halen yabancı kaynaklara göz kırpmak zorunda kalıyoruz
İyi bir korku filminin sizce olmazsa olmaz öğeleri nelerdir?
İyi bir korku filmi olması için ille özgün bir tematik izlemesi şart değil, çünkü o özgün tematiği izleyebilmek çok zor aslında. Korku sineması bütün dünyada yaygın hale gelmiş bir türdür. En önemlisi, seyirciyi ister klasik türlere başvurarak ister daha değişik birşeyler ortaya çıkartarak etkilemesi, gerçekten korkutabilmesi ya da heyecanlandırabilmesi. O da kolay birşey değil.
Türk Sineması’nın geçmişini en iyi bilen insanlardan biri olarak geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kesin bir değişiklik olacağını ben tahmin etmiyorum. Bazı yıllar film sayısı daha fazla olacak, bazı yıllar daha az. Bu durum da aslında kötüye yönelik bir işarettir. Ama tür olarak bence popüler sinema yine popüler sinema olarak kalacak, sanat dediğimiz sinema yine devam edecek, tabii yurt dışına yönelik denemeler olarak. Sayısı belki de artacak ama gene ben Türk Sineması’nın halini eskiden olduğu gibi bugün de biraz tehlikeli görüyorum. Yeşilçam Sineması bir endüstri kuramadı. Kuramadığı için de gitti ve bir ülkede, o ülke sinemasının toptan gitmesi dünya sinema tarihinde görülmemiş bir olaydır. Bir de tabii Türkiye’de sinema daima dışa bağımlı bir sinema oldu. Bugün artık dijital sinema var. Bir negatif filmi pozitife çevirmek için yurt dışına ya da post-prodüksiyonda yabancı stüdyolara bağlı olduğun sürece o ulusal sinemayı ve o ulusal endüstriyi kuramıyorsun. Bugün dijital kurtarıyor ama endüstriyel temeller hala sağlam değil bence.
http://beyazperde.mynet.com/images/c...29-45_mas2.jpg
Bir araştırmacı ve tarhçi olarak genç sinema araştırmacılarına ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?
Türk Sineması araştırılıyor ama bence yeterli değil. Benim önerim, daha çok tez hazırlayan öğrencilere olacak. Tez hazırlarken yabancı sinemayı unutsunlar, çünkü yabancı sinemayı yabancı ülkelerde başka öğrenciler başka tezlerde çoktan bitirmişler, onun için Türk Sineması’nı incelesinler.
Hikayeci olduğunuzu biliyoruz. Peki yönetmenlik yapsaydınız nasıl bir sinemanız olurdu?
Ben hiç bir zaman yönetmen olmayı düşünmedim. İtalyan basınında sinema yazarlığına başladığımda, sinema tarihi ile ilgili yazılar yazdım ve sinema tarihi daima benim çok ilgimi çeken, hala da ilgimi çeken bir konu oldu. Yönetmenlik yapmak isteseydim imkanlarım vardı. Özellikle Erler Film’de çalıştığım yıllarda Türker İnanoğlu sık sık teklif ederdi, sen de bir film çek öbürlerinden daha kötü çekmezsin diye ama yanaşmadım. Sinemaya girdim, çıktım. Sinemaya girmemin nedenlerinden biri de bir sinema yazarı olarak ya da o dönemde bir eleştirmen olarak mutfağı öğrenmek. Toplam 25 filmde çalıştım. Çeşitli sinema ya da televizyon filmlerinde İtalyanlar’la, Fransızlar’la, İspanyollar’la, Amerikalılar’la, Almanlar’la çalıştım. Oradan bütün öğrendiklerimin sinema yazarlığına çok katkıda bulunduğunu gördüm.
Başka bir ülkede yaşama fırsatınız olsaydı?
Londra. Paris’i de çok çok seviyorum ama Londra. 80’lerdeki Londra çok düzenliydi, bugün eminim değil. Bir de kimse kimseyle ilgilenmez, kimse kimseye bakmazdı.

Ya fantastik bir dünyada yaşama imkanınız olsaydı?
Gerçek insanların bulunduğu bir gezegen mesela, olsaydı orada yaşamak isterdim.
Yani içi de dışı da bir insanların olduğu bir yer...
Evet.
Yeni projeleriniz neler?
Benim başladığım kızımın devam ettireceği bir film dizini var, 1897-1979 yılları arasında Türkiye’de gösterilen yabancı filmlerin temel dizini. Kimi sinema yazılarımı da kitaplaştırmayı düşünüyorum. Bir de benim yıllardır üzerinde çalıştığım Vampir Manifestosu adlı bir kitap var, onu da inşallah bitiririm. Bir de başladığım ama daha tamamlayamadığım edebiyatçı sinema ağırlıklı bir korku ansiklopedisi var. Fantastik Türk Edebiyatı ile de ilgili bir çalışmam var, onları inşallah bitiririm. Aylin Ünal’ın ekim ayında çıkacak Giovanni Scognamillo’yla Aşk ve Korku adıyla da bir kitap var.
Bir de Uygarsızlık Tarihi adlı kitabınız var yazdığınız, yayınevi de kabul etti ama kitabı başka bir isimle yayımlamak istiyor galiba?
Evet ama bence o isim gerekli!
Peki en son çok sevdiğiniz çizgi romancıları ve çizgi romanları soralım?
Ben sinemada olsun çizgi romanda olsun biraz klasik bir insanım. Türkiye’de Suat Yalaz diyeceğim. Yurt dışında yine klasikler, Kızılmaske, Flash Gordon, bir de Mandrake, sevdiğim kahramanlar bunlar.


Türkiye`de Saat: 00:30 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580