|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
01-09-2007, 20:46 | #1 | ||
Moebius Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 2.018
Tecrübe Puanı: 19 |
hepsi kendi emeğim kendi uğraşım ve toplamam deneyin bu ödevi lise 2 deyken yapmıştım...saygılar... VOLKANLAR Magmanın yeryüzüne veya yeryüzüne yakın derinliklerdeki faaliyetlerine volkanizma denir.Volkan adı,Roma mitolijisindeki Vulcan’dan gelir.Volkan konilerinin,Tanrıları yenilmez kılan silahları yapan usta ve ateş tanrısı Vulcan’ın yer altındaki atölyesinin bacaları olduğuna inanan eski Romalılar,volkanik etkinlik sırasında gözlenen patlama ve etkinlikleri ise,Vulcan’ın örsünden çıkan sesler ve kıvılcımlar olarak değerlendirmişlerdi.Her volkan yer içinin yeryüzüne çıkmış bir parçası sayılır.Volkanın şekli ve yapısı onu oluşturan magmanın fiziko kimyasal özelliğinin taşlaşmış bir örneğidir.Volkanik faaliyetin en önemli nedeni, gazların magmadan ayrılmasıdır.Normal olarak, yüksek basınç altında magma içerisinde erimiş halde bulunan çeşitli gazlar basıncın azalması ile magmadan ayrılır ve büyük bir güçle yeryüzüne çıkmak ister.Basıncın azalması veya kalkması ile magma köpürür, hafifler, daha akıcı bir hal alır, daha kolay püskürme özelliği kazanır.Yeryuvarlağının iç kesimlerinin çoğu gibi, magmanın hareketleri ve dinamikleri de fazla iyi anlaşılmamıştır.Ancak bir püskürmenin, yanardağın altında bulunan katı bir tabakaya doğru magmanın hareket ederek bir ‘‘magma odacığı’’nı işgal etmesinin ardından geldiği bilinmektedir.Sonunda ,odacıktaki magma yukarı doğru itilir ve gezegenin yüzeyine lav olarak yayılır ya da yükselen magma civardaki yer şekillerinde bulunan suyu ısıtır ve patlamalı buhar çıkışlarına neden olur.Bu çıkışlar ya da yükselen magmadan kaçan gazlar, kaya ,kül ,volkanik cam veya volkanik külün kuvvetli bir şekilde fırlatılmasına yol açar.Püskürmeler daima olsa da, akıntı veya patlamalar şeklinde olabilirler.Karada bulunan çoğu yanardağ yokedici plaka marjlarında oluşurlar, yani okyanus kabuğu , daha yoğun olduğu için kıta kabuğunun altına itilir.Hareketli bu plakaların arasındaki sürtünme okyanus kabuğunun erimesine neden olur ve düşen yoğunluk yeni oluşan magmanın yükselmesine yol açar.Magma yükseldikçe kıta kabuğundaki zayıf alanlardan geçer ve bir veya daha çok yanardağ olarak püskürür.Örneğin, St Helens Yanardağı, okyanus plakası olan Juan de Fuca Plakası ve kıta plakası olan Kuzey Amerika Plakası arasındaki marjdan içeride, karadadır.Yerbilimciler dünyada halen 500 yanardağın ‘‘etkin’’olarak sınıflandırılabileceğini saptamışlar.Bu yanardağların birçoğunda gözle görülür herhangi bir etkinlik gözlenmese de, bunlar son 2500 yıl içinde püskürmüş oldukları için potansiyel olarak etkin sayılıyorlar.Bunların ancak küçük bir bölümü tehlikeli yanardağ grubuna giriyor.Dünya üzerindeki aktif volkanlar üç ana bölgede toplanmıştır.Volkanların en yoğun olduğu bölge Pasifik Okyanusu’nun kenarlarıdır.Volkanların aktif olduğu ikinci bölge Alp-Himalaya kıvrım kuşağı, üçüncü bölge ise okyanus ortalarıdır. Genellikle yanardağlar, zirvesinden büyük duman bulutları ve ateş çıkartan dağlar olarak hayal edilirler.Ne var ki yanardağlar ender olarak duman ve ateş püskürtürler.Duman olarak düşünülen,su buharı ve çoklukla kükürt buharıyla karışmış çok büyük miktarlarda ince tozdur.Ateş gibi görünen ise püsküren maddelerin parlamasıdır.Parlamanın nedeni, yüksek sıcaklıktır ve bu parlama toz ve buhar bulutlarından yansır ve bu yansıma da ateşe benzer.Bir yanardağın en şüpheli bölümü,genellikle kabaca dairesel olan ve içindeki yarıklardan gaz, lav ve püskürtü şeklinde magma çıkan krateridir.Bir kraterin boyutları büyük olabilir ve bazen derinliği de çok fazla olabilir.Bu tarzda çok büyük şekillere genellikle kaldera denir.Bazı yanardağlar yalnızca kraterlerden oluşurlar ve dağları neredeyse hiç yoktur , fakat çoğu kez krater , inanılmaz yüksekliklere ulaşabilen dağın tepesindedir.Ana bir kraterle sonlanan yanardağlara genelde konik denir.Yanardağ konileri genelde daha küçük boyutlarda, arada püskürmelerle havaya fırlatılan kaya kütlelerinin de bulunduğu seyrek külden oluşmuş yapılardır.Yanardağın kraterinde içinden sürekli buhar çıkışı ve kül ve kaya püskürmesi olan birden fazla koni bulundurabilir.Bazı yanardağlarda bu koniler dağın derinliklerindeki yarıklarda yer alabilir. VOLKANLARDAN ÇIKAN MADDELER Volkanlardan çıkan maddeler değişik isimler alır: Lav Volkan bombası Volkan külü Volkanik gazlar Lav:Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma lav adını alır.Yanardağın yamaçlarından,lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav akıntısının zaman soğuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar oluşur.Çeşitli türlerde lav bulunmakla birlikte bunların tümü nerdeyse diğer mineral elementlerinin yanı sıra bir silisyum ve oksijen karışımı olan silisyum dioksit(SİO2)içerir.Lavın yoğunluğu,içindeki silisyum dioksit oranına göre değişir.Yoğun olmayan lav bal kıvamındadır.Yoğun lav ise şekerleşmiş bal gibi koyu ve yapışkandır.Bir patlama sırasında yanardağdan farklı yoğunlukta lavlar püskürebilir.Bir yanardağın biçimi,büyük oranla lavın yoğunluğuna bağlıdır.Yoğun olmayan lav katılaşıncaya kadar daha geniş bir çevreye yayıldığından ,bu tür lavdan oluşan yanardağların yamaçları yumuşak eğimli olur.Kalkan biçimli olarak tanımlanan bu yanardağlar,çoğu zaman sıcak noktalar ve yayılma sırtlarında bulunur.Bu yanardağların lavı çoğunlukla bazalttan oluşur.Yoğun lav,yüksek oranda silisyum dioksit içerir ve genellikle dalma-batma bölgelerinin üzerindeki yanardağlardan püskürü.Çok koyu olduğu için ağızdan fazla uzaklaşmadan katılaşan bu lavın oluşturduğu yanardağlar çoğu zaman koni biçimindedir. -Asit lav:SİO2 oranı %66ise asit lavlar oluşur.Fazla akıcı değillerdir. -Orta tip lav:SİO2 oranı %33-%66 ise lav orta tiptir.Bu tip lavların çıktığı volkanlarda volkanik kül miktarı azdır. -Bazik lav:SİO2 oranı %33 ise lav bazik karakterli ve akıcıdır.Patlamasız , sakin bir püskürme oluşur. Volkan bombası:Volkan bacasından atılan lav parçalarının havada dönerek soğuması ile oluşur. Volkan külü:Gaz püskürmeleri sırasında oluşan , basınçlı volkan bacasından çıkan küçük taneli malzemeye kül denir.Volkanik küllerin bir alanda birikmesiyle volkanik tüfler oluşur. Volkanik gazlar:Volkanizma sırasında su buharı, karbon dioksit , kükürt gibi gazlar magmadan hızla ayrışarak yeryüzüne çıkar.Büyük volkanik bulutların oluşmasını sağlar. VOLKAN YAPILARI
VOLKANLAR SÖNMÜŞ VOLKANLAR Son 10.000 yıl içinde hiçbir etkinlik göstermemiş yanardağlar sönmüş olarak tanımlanır.Bunların yeniden etkin duruma gelme olasılığı yok gibidir.Ancak çok enderde olsa sönmüş yanardağın püskürdüğü olur.Sönmüş olduğuna inanılan Meksika’da ki El Chichon yanardağı 1982 yılında beklenmedik biçimde tekrar püskürmüştü. UYUYAN VOLKANLAR Herhangi bir etkinlik belirtisi göstermemesine karşılık günün birinde yeniden püskürme olasılığı olan yanardağlar için bu terim kullanılır.Bunun yanı sıra günümüzde püskürmeyen ve güncelleştirilmiş etkinlik sınıfına giren yanardağlar da aynı biçimde tanımlanır.Bazı uyuyan yanardağlar kükürt ve karbondioksit gibi volkanik gazlar çıkarır. YANARDAĞIN DAVRANIŞLARI Yanardağın püskürmeleri ve volkanik etkinlikler farklılık gösterir:
Yanardağ etkinlikleri genellikle depremler ,sıcak su kaynakları , çamur kazanları ve gayzerler gibi yer etkinlikleriyle beraber görülürler.Püskürmelerden önce genellikle düşük şiddette depremler görülür.Şaşırtıcı olsa da , volkan bilimciler, etkin yanardağların sınıflandırılmasında fikir birliğine varmamışlardır.Bir yanardağın yaşam süresi, birkaç aydan birkaç milyon yıla kadar değişebilir.Bu tür bir sınıflandırma yapmak ,insanların, hatta bazen uygarlıkların bile varlık süreleri göz önünde alındığında anlamsız görülebilir.Örneğin; dünyadaki yanardağların bir çoğu , geçen birkaç bin yılda bir çok kez püskürmüşlerdir, ama günümüzde herhangi bir etkinlik göstermemektedirler.Bu tür yanardağların uzun ömürleri göz önünde alındığında çok etkin oldukları söylenebilir.Ancak bizim ömürlerimiz düşünülürse, etkin değildirler.Bu tanımı daha da karıştıran ise harekete geçen ama püskürmeyen yanardağlarıdır.BU YANARDAĞLAR ETKİN MİDİR? Bilim adamları genellikle ,püsküren ya da yeni gaz çıkışları veya beklenmedik deprem etkinliği gibi hareketlilikler gösteren yanardağları etkin olarak kabul ederler.Bir çok bilim adamı yazılı tarihte püskürdüğü bilinen yanardağların da etkin olduğunu kabul ederler.Yazılı tarihin bölgeden bölgeye farklılıklar gösterdiğini , örneğin Akdeniz’de 3.000 yıl geriye,ABD’nin Pasifik kıyısında 300 yıl, Hawai’de ise 200 yıl geriye kadar gittiğini göz önünde bulundurmak gerekir.Uyuyan volkanlar,şuan etkin olmayan ama her an hareketlenmesi ya da patlaması muhtemel yanardağlardır.Sönmüş volkanlar ise bilim adamlarının bir daha püskürmelerini olası görmedikleri yanardağlardır.bir yanardağın gerçekten sönmüş olup olmadığının belirlenmesi zordur.Örneğin,çanakların milyonlarca yıllık ömürleri olduğu bilindiğinden 10 binlerce yıl püskürmemiş bir çanağın sönmüş değil uyuyan olarak tanımlanması gerekir. PÜSKÜRME Magma yerkabuğunun 3.000 km. derinliğe kadar uzanan manto adlı tabakasında yoğun ve ergmiş durumda bulunan mineraller karışımıdır.Dünyamızın derinlerindeki magmanın yeryüzündeki faaliyetlerine ise volkanizma denir.Bu esnada katı,sıvı ve gaz hallerde yeryüzüne çıkan magma , değişik türlerdeki volkanları oluşturur.Magmanın yeryüzüne ulaşmasıyla oluşan volkanlar,yerkabuğunun derinliklerindeki bu çoğunlukla eriyik haldeki maddeleri içeren magmatik hazineyle yeryüzü arasındaki ilişkiyi sağlayan bir delik veya bacadırlar.Bu delik, ya da bacadan fışkıran magma ürünlerinin büyük bir kısmı, onun çevresinde koni biçiminde birikerek volkan konisini meydana getirirler.Volkan konisinin tepesindeki çubuğa ise krater adı verilir.Volkanik faaliyette en önemli rolü,yerkabuğunun derinliklerindeki iç basınç ve gazlar oynar.Normal olarak ,yüksek basınç altında magma içinde erimiş halde bulunan gazlar ,basıncın çeşitli etkenler ile azalması ile magmadan ayrılarak büyük bir güç ve hızla yeryüzüne çıkmak isterler.Basıncın azalması ile magma köpürür,hafifler ve daha akıcı bir hal alarak ,daha kolay püskürme özelliği kazanıp yeryüzüne doğru hareket eder.Magmanın yeryüzüne çıkması, yanardağın püskürmesi anlamına gelir.Yanardağların iç kısımlarında magmanın biriktiği magma odaları bulunur.Bu odada yeterince biriken ve yoğunluğu etrafındaki kütlelerden hafif olan magma yükselerek, magma odasını yanardağın ağzına bağlayan bacalarda ilerler ve lav şeklide ağızdan dışarı püskürür.Ancak püskürme her zaman patlama şeklinde olmaz;bazen yanardağların bacasından lav sızması biçiminde gerçekleşir.Bu daha çok magmanın türüne bağlıdır.Püskürme sonucunda lavla birlikte magmanın içinde bulunan yakıcı gazlar,piroklastlar ve lahar adı verilen volkanik çamur gibi bir çok zarar verici şey toprak kaymasıyla birlikte dağın eteklerinden aşağı akar.Etna Avrupa’nın en etkin ve en büyük yanardağıdır.Etna ,her ne kadar birkaç yılda bir etkinlik gösterse de bunların büyük bölümü ,çevrede yaşayan insanların yaşamını tehdit edecek boyutlarda olmuyor.Etkinliğine ilişkin en uzun tarihsel kayda sahip olan Etna Yanardağı,son 2500 yıl içinde 100’den fazla şiddetli püskürme dönemi geçerdi.1669 yılında meydana gelen felaketin ardından ,1928 yılındaki etkinliği sırasında iki köy tümüyle lavlar altında kaldı.1947 yılında püskürmenin şiddetiyle dağın tepesinde iki yeni krater açıldı.Etna dağının son 300 yıldaki en şiddetli püskürmesiyle 1992 yılında meydana geldi.Yeni bir yarığın açıldığı bu etkinlik sırasında,nüfusu 7000’e varan Zafferana Köyü halkı büyük tehlikeyi görece zararsız atlattı.Çünkü askeri birlikler,köye doğru akan lavların akış yönünü patlayıcılar yardımıyla değiştirmeyi başardılar. YANARDAĞ PÜSKÜRMELERİ Magmanın yerkabuğundan yükselerek yüzeye çıkmasına yanardağ püskürmesi adı verilir.Yanardağ bir kez oluştuktan sonra yeraltından magma geldiği sürece püskürmeler devam eder.İki püskürme arasında onlarca,yüzlerce, hatta binlerce yıl geçebilir. Magma Yükselişi Astenosferdeki magma,ancak yeterinde büyük bir ‘’kabarcık’’oluşturacak biçimde biriktiği zaman litosfere doğru yükselir.Magmanın yükselmesine yol açan süreç,bozuk bir musluktan suyun damlamasına benzer.Bozuk bir muslukta su sürekli biçimde musluğun ağzında birikir fakat damla halinde düşmesi ancak yeterli ağırlığa ulaşması ile gerçekleşir.Magma da yer altında yeterli derecede biriktiğinde ve yoğunluğu çevresindeki kaya kütlelerinden daha düşük olduğunda yukarı doğru çıkmaya başlar.Çoğu yanardağın altında magmanın biriktiği bir magma odası vardır. Yanardağın Altı Magma odası il yanardağın yüzeyi arasında kanal ya da baca olarak adlandırılan genişlemiş çatlaklar bulunur.Bunlar bir önceki patlamalardan arta kalan katılaşmış magma ile doludur.Bazı yanardağlarda,magma odasından çıkan çok sayıda baca olmak ile birlikte bunların hepsi yüzeye ulaşmayabilir.Bir bacanın açıldığı yere ağız denir.Yanardağ ağızları yuvarlak ya da ince uzun biçimde olabilir.Bazı ağızlar,krater adı verilen derin çukurların içinde bulunur.Bir püskürme sırasında ,magma biriktiği magma odasından yüzeye çıkan bacalardan birinden geçerek,yanardağın tepesindeki ağza ulaşır ve buralardan dışarı fışkırır.Bazı durumlarda ise magma,yanardağın yamacındaki bir ağızdan çıkar. PÜSKÜRME TİPLERİ Yanardağın püskürmeleri ,lavın çıkış biçimine göre sınıflandırılır.Bu da lavın yoğunluğuna ve lavın içerdiği gazların ne kadar kolaylıkla kurtulabilmelerine bağlıdır.Yoğun olmayan lavdan kolayca kurtulabilen gazlar ,yoğun lavdan ancak büyük patlamalarla kurtulabilirler.Magma,yüzeye yaklaştıkça üzerindeki basınç azalır ve tıpkı bir gazoz şişesin kapağı açıldığı zaman basıncın azalması sonucu gazozun içinde hava kabarcıklarının oluşması gibi volkanik gazlar magmanın içinde küçük kabarcıklar oluşturur. FARKLI PÜSKÜRME TİPLERİ
YANARDAĞ TÜRLERİ Yanardağların sınıflandırılması,yanardağın şeklini etkileyen püskürtünün türüne göre yapılabilir.Eğer püsküren magma yüksek oranda silika içeriyorsa,lava ‘‘felsik’’ denir.Bu durumda lav çok ağdalıdır ve nispeten hızlı bir şekilde katılaşan bir kabarcık halinde yukarıya doğru itilir.Kaliforniya’daki Lassen Peak ve Martinik’teki Mount Pelee buna örnektir.Bu tür yanardağlar,kolayca tıkandıkları için patlama eğilimi gösterirler.Öte yandan ,eğer magma düşük oranlarda silika içerirse lava ‘‘mafik’’adı verilir ve püskürürken çok akışkan hale gelirve uzun mesafelerce akabilir.Mafik lav akışının iyi bir örneği,İzlanda’nın neredeyse coğrafi merkezinde bir püskürme yarığının aşağı yukarı 8.000 yıl önce oluşturduğu Büyük Thjorsarhraun akıntısıdır.Bu lav akıntısı,130 km ötedeki denize varıncaya kadar akmaya devam etmiş ve 800km2lik bir alanı kaplamıştır.Felsik ve mafik terimleri yerine bazen daha eski olan ‘’asidik’’ ve ‘’bazik’’ terimlerinin kullanıldığı görülür.Ancak bu terimler artık daha az kullanılır olmuşlardır.
Fazla akıcı bazaltik lavların yer kabuğunun yarık ve çatlaklarından çıkarak geniş alanlara yayılmaları ile meydana gelen volkan şekilleridir.Bazı ülkeler gibi lav akıntıları ile örtülmüştür.Bunların kalınlıkları binlerce metre olabilir.
Şekli kalkana benzeyen dağlar oluşturacak şekilde zamanla biriken yüksek miktarda lav çıkartan yanardağlar çoklukla Hawai ve İzlanda’da görürler.Lav akışları genellikle çok kızgın ve çok akışkan olup uzun akıntılara neden olurlar.Dünyadaki en büyük lav kalkanı,120 km çapındaki ve deniz tabanından zirvesine 9.000m yüksekliğindeki Mauna Loa’dır.Mars’taki Olympus Mons,bir kalkan yanardağıdır ve güneş sisteminde şimdiye kadar keşfedilmiş olan en yüksek dağdır.
Büyük,uzun süre aktif ve bileşimi daha çok andezik,dasitik ve riyolitik olan lav akıntıları ile birlikte piroklastik döküntüler çıkaran volkanlardır.Piroklastik malzemeler genellikle lav miktarından fazladır.Böylece,büyük volkanik konilerin yamaçları piroklastik koniler gibi dik ve binlerce metre yükseklikte olabilir.Strato volkanlar parçalı malzeme ile birlikte vizkoz lav çıkaran ve çok dik konik tepeler oluşturan bir volkan olarak tanımlanır.Andezit ve riyolit kıtalarda yaygın bulunduğundan karma volkanlarda kıtalarda okyanuslardan daha yaygın bulunurlar. VOLKAN ORTAMLARI Yayılma Ortamları Okyanus dibinde ,iki levhanın birbirinden uzaklaşmakta olduğu sınırda,okyanus sırtları ya da yayılma sırtları adı verilen yanardağdan oluşan sıradağlar vardır.Levhalar birbirlerinden ayrıldıklarında astenosfer üzerindeki bazınç azalır.Bunun sonucunda ,levha sınırının altında bulunan katı durumdaki mineral tanecikleri ergiyerek magma dönüşür.Yükselmeye başlayan yeni magmanın çoğu levha kenarlarında katılaşıp kalır,yüzeye ulaşan bölümü ise okyanus tabanında yanardağlar oluşturur. Dalma-Batma Bölgesi Yanardağları Yanardağlar,iki levhanın çarpışması sonucu birinin diğerinin altına daldığı sınırlarında da oluşur.Dalan levha 100-200 km. derinlikte bulunan ve dalma-batma bölgesi adı verilen bölgede ergimeye başlar ve magma dönüşür.Bu magma ,levhanın üzerinde biriken tortullar ve ergimiş durumdaki okyanusal litosferden oluşur.Magma ,ayrıca tortullarla birlikte yerin derinliklerine çekilen su içerir.Oluşan yeni magma,çatlaklardan geçerek yüzeyde püskürür ve üstteki levhanın üzerinde yanardağın oluşmasına yol açar.Bu çatlaklar,levhaların hareketi sonucunda oluşur.Üstteki levhanın okyanusal litosfer levhası olması durumunda,yanardağların su yüzeyinin üzerinde kalan bölümleri bir dizi volkanik ada oluşturur. Sıcak Noktalar Bir çok yanardağın oluşumunun levha sınırlarındaki hareketle bağlantılı olmasına karşın bazıları bu sınırlara uzak yerlerde ortaya çıkabilir.Bu yanardağların ‘’sıcak noktalar’’ olarak adlandırılan olağanüstü sıcak bölgelerin varlığı sonucunda oluştukları düşünülüyor.Bilim adamları,sıcak noktaların astenosfer ve alt mantoda bulunduğunu varsayıyorlar.Sıcak noktalarda,ısı akımlarının mantonun içinden geçerek yükseldiği tahmin ediliyor.Bu olağanüstü ısının basıncın etkisini ortadan kaldırması sonucunda da magma oluşur.Yüzeye doğru çıkan magma,litosferden geçişi sırasında,yolunun üzerindeki kaya kütlelerini ergiterek kendisine yol açar.Magmanın yüzeye çıktığı yerlerde zamanla yanardağlar oluşur. PÜSKÜRME ŞEKİLLERİ Volkanik hareketlerin en yoğun olduğu yerler,yerkabuğunun zayıf olduğu noktalar,çatlaklar ve yarıklardır.Magmanın yeryüzüne ulaştığı yere göre adlandırılan ,merkezi çizgisel ve alansal olarak üç değişik püskürme şekli vardır. Merkezi Püskürme: Magma yeryüzüne bir noktadan çıkıyorsa,buna merkezi püskürme denir. Çizgisel Püskürme: Magma yeryüzüne bir yarık boyunca çıkıyorsa,buna çizgisel püskürme denir. Alansal Püskürme: Magma yeryüzüne bir yarık boyunca çıkıyorsa,buna alansal püskürme denir. YER ŞEKLİNİN BOZULMASI Yanardağın şişmesi,yüzeye yakın bir yerde magma biriktiğini gösterir.Etkin bir yanardağı gözlemleyen bilim adamları genellikle dağın eteklerindeki eğimi ölçer ve şişmedeki değişim oranını gözlerler.Artan bir şişme oranı,özellikle de kükürtoksit çıkışlarında ve dalgalı sarsıntılarda bir artış varsa,kısa bir süre içinde gerçekleşebilecek bir püskürme ya da patlamayı işaret eder. GAYZERLER VE SICAK SULAR Sıcak su kaynakları: Volkanik bölgelerde,yeraltındaki kızgın kayaların etkisiyle ısınan suların yüzeye çıktıkları yerlere sıcak su kaynağı ya da termal kaynak denir.Sıcaklığı arttıkça yoğunluğu azalan su yükselmeye başlar ve kayaların içindeki çatlaklardan geçerek yeryüzüne çıkar.Su kızgın kayaların arasından geçerken kimyasal tepkimeler meydana gelir.Bunun sonucunda,hem suyun hem de kayaların içeriği minerallerden bazılarının bileşimi değişir.Suya geçen minerallerin bir bölümü sıcak su kaynaklarının çevresinde birikerek katılaşır. Gayzerler: Gayzerler,yerdeki açıklıklardan çıkarak gökyüzüne yükselen,kaynar su ve buhar karışımı dev sıcak su fiskiyeleridir.Bunlar,yüzeyin hemen altında,ısınmış yer altı suyunun bir kısmının küçük çatlaklar ve daha büyük boşluklardan oluşan bir ağız içinde sıkışıp kaldığı sıcak su kaynaklarında olur.Su,sıkışıp kaldığıiçin çevredeki kayalar tarafından kaynayıpbuharlaşana kadar ısıtılır.Buharın yarattığı basınç,suyun bulunduğu dar yerden çıkıp yükselmesine ve yüzeydeki bir noktadan dışarı fışkırmasına neden olur.Böylece oluşan gayzer,yeraltındaki boşluklarda birikmiş olan kaynar su ve buhar tümüyle boşalana kadar ,fışkırmayı sürdürür.Gayzer püskürdükten sonra,yer altı suyu,zamanla,boşalan yerleri tekrar doldurur ve ısınma süreci yeniden başlar.Gayzerin püskürmeleri arasında günler ya da haftalar geçebilir.Bu yer altı suyunun boşlukları ne kadar hızlı doldurulduğuna bağlıdır. SİSMİSİTE Yanardağlar uyanırlarken ve püskürmeye hazırlanırken her zaman sismik hareket gösterirler.Bazı yanardağlar sürekli düşük düzeyde sismik faaliyet gösterirler ama bu faaliyetteki bir artış,patlamaya işaret edebilir.Ortaya çıkan depremlerin türleri,nerede başlayıp bittikleri de önemli sinyallerdir.volkanik sismisite üç ana biçimde görülür: 1-Kısa dönemli depremler 2-Uzun dönemli depremler 3-Dalgalı sarsıntı Kısa dönemli depremler fay depremleri gibidirler.Bunlar,magma yukarı doğru çıkarken gevrek kayanın kırılmasından ortaya çıkarlar.Bu kısa dönemli depremler magmanın yüzeye yakın bir yerde büyüdüğünü işaret eder. Uzun dönemli depremler,bir yanardağın’’tesisat sistemindeki’’ gaz basıncının artışına işaret ettiği düşünülür.Bu depremler,ev tesisatlarında bazen duyulan tangırtıları andırır.Bu salınımlar,yanardağ kubbesinin altındaki magma odacıkları düşünülürse,bir bölümdeki akustik titreşimlere eşdeğerdir. Dalgalı sarsıntı,yüzey altında sürekli bir magma hareketi olduğu zaman ortaya çıkar. Sismik örüntüler,karmaşık ve yorumlanması zor olgulardır.Ancak,artan faaliyet,özellikle de uzun dönemler baskın olmaya başlayınca ve dalgalı sarsıntılar ortaya çıkınca korku yaratırlar. PÜSKÜRMELERİ TAHMİN ETMEK Bilim,henüz yanardağ püskürmelerinin tam olarak ne zaman meydana geleceğini tahmin edememektedir,ancak geçmişte püskürme olasılığını tahmin etmekte ilerlemeler kaydedilmiştir. ÖNGÖRME Günümüzde yanardağbilimciler,bir yanardağın ne zaman püsküreceğini değişik yöntemlerden yararlanarak tahmin etmeye çalışıyorlar.Bir püskürmeyi öngörebilmek için en önemli unsur,o yanardağın geçmişinin ayrıntılı olarak bilinmesidir.İşte bu nedenle de araştırmacılar,yanardağın geçmişte hangi sıklıklarda püskürdüğünü,püskürmelerin şiddetini ve ne tür malzeme püskürttüğünü araştırıyorlar.Bir yanardağ ‘’uyanıp’’ püskürmeye hazırlandığında genel olarak çevresinde sismik etkinlik gözlemleniyor.Özellikle de bu tür etkinlik artış gösterdiğinde,araştırmacılar bundan püskürme anının iyice yaklaştığını anlıyorlar.Magmanın yükselmesinin yol açtığı depremleri ve titreşimleri yanardağbilimciler sismometre denen aygıtlar yardımıyla kaydediyorlar.Bu amaçla,bir yanardağın değişik yerlerine sismometreler yerleştirip,elde ettikleri verileri bilgisayarlarda saklıyorlar.Patlama olasılığı olan volkanların çevresinde yapılan ayrıntılı aletsel çalışmalar:
Yanardağ püskürmelerinin incelenmesi ve gözlemlenmesi Bir yanardağın ne zaman faaliyete geçeceğini tahmin etmek güçtür;çünkü her bir püskürme değişik bir nitelik taşır.Geçmişte yanardağın yan tarafından kabarma oluşması gibi,kimi belirtilerden yararlanılıyordu.günümüzde ise daha kesin tahminler yapabilme olanağı vardır. Yüzey gözlemleri Bir yanardağ püskürmesinden önce yerin düzeyi ya da biçiminde bazı değişmeler olabilir.Bu değişmeler,bir yanardağda yükselmekte olan magmanın magma odasına dolması nedeniyle oluşur.Yüzey hareketleri,yerde meydana gelen en küçük değişimleri bile saptayabilen eğimölçer ve benzeri çok duyarlı elektronik aygıtlar yardımıyla gözlenir. Titreşen yanardağlar Çoğu zaman,bir yanardağın püskürmesinden günler ya da haftalar önce depremölçerler volkanik titreşim olarak bilinen sürekli bir yer hareketini kaydederler.Aynı olgu püskürme sırasında da görülür.Bu titreşimlerin,yanardağın içindeki magma ya da gazların yükselmesinden kaynaklandığı sanılıyor.Bazen debir püskürmeden hemen önce volkanik depremler hissedilir.Magma yükselerek magma odasına dolduğunda odanın içindeki basınç artar.Bunun sonucunda,magma odası çevresindeki kaya kütlelerinde gerilme olur.Gerilme arttıkça kaya kütlelerinde çatlaklar ve kırıklar,sonrasında da deprem oluşur.Bir yanardağda volkanik titreşimlerin ve depremlerin başlaması,çok kısa zamanda bir püskürmenin olacağını gösterir. Uydu gözlemleri Dünya nın çevresinde dolaşan uyduların ilettiği bilgiler yanardağ etkinliklerinin gözlenmesinde kullanılır.Yanardağın içindeki magmanın yükselmesine bağlı olarak yüzeyde ortaya çıkan ısı değişimleri bu yolla saptanır.Püsküren yanardağlardan çıkan kül bulutları ve gaz da uydular aracılığıyla izlenebilir. Uydulara yerleştirilen alıcılar,yansıtılan ısı ve ışığın yoğunluğunu tespit eder. Bu bilgiler,işlem merkezlerine iletilir ve buralarda yüzey fotoğraflarına dönüştürülür. Lav akıntılarının yolunun değiştirilmesi Volkanik külün içerdiği minerallerin toprağın verimini arttırması nedeniyle bir çok insan tehlikeyi göze alarak yanardağ eteklerinde yaşar. Yakın geçmişte meydana gelen bazı püskürmeler sırasında ,lav akıntılarının yolu üzerinde bulunan kasaba ve köyleri korumak amacıyla,bazı girişimlerde bulunuldu.1992 yılında Etna yanardağı püskürdüğü zaman,lavların Zafferana köyüne doğru ilerlemesi üzerine akıntının durdurulması için değişik yöntemler denendi.Lavın parçalanması amacıyla patlayıcıları kullanıldı ve yolunun üzerine kayalardan barikat yapıldı. Sonunda helikopterler ile taşınan beton bloklarla akıntının yolu değiştirildi. DÜNYADAKİ BAZI YANARDAĞLAR
VOLKANİK KUŞAKLAR Yeryüzünde bilinen volkanların sayısı binlere ulaşmasına karşın ancak 516 kadarı tarihi çağlarda faaliyet göstermiş,bu nedenle aktif volkanlar olarak kabul edilmişlerdir.Yerkabuğunu bloklar halinde bölen kırıklar üzerinde bulunan volkanlar,bir çizgi doğrultusunda sıralamakta adeta kuşak oluşturmaktadır. OKYANUS ORTALARI Yerkabuğunun üst bölümünü oluşturan sial okyanus tabanlarında daha incedir. Bu ince kabuk mantodaki yükselici hareketler nedeniyle yırtılarak ayrılır. Ayrılma bölgesi adı verilen bu bölümden magma yükselir ve okyanus tabanına yayılır. Bu durum okyanus ortalarında aktif volkanların bulunmasının nedenidir. DÜNYADAKİ VOLKANLAR Dünya üzerindeki aktif volkanlar üç ana bölgede toplanmıştır. Volkanların en yoğun olduğu bölge Pasifik Okyanusu’nun kenarlarıdır. Volkanların aktif olduğu ikinci bölge Alp-Himalaya kıvrım kuşağı ,üçüncü bölge ise okyanus ortalarıdır. Yurdumuzdaki Yanardağlar Ağrı Dağı 5.137 Ulu Doruk (Reşko Doruğu) Cilo Dağları 4.135 Suppa Durek , Cilo Dağları 4.060 Süphan Dağı 4.058 Kaçkar Dağı 3.932 Erciyes Dağı 3.917 Karaeğri Sivrisi , Cilo Dağları 3.900 Küçük Ağrı Dağı 3.896 Maunsell Sivrisi , Cilo Dağları 3.850 Samdi Dağı , Sat Dağları 3.810 Mordağ , Hakkari Dağları 3.807 Orta Dürek , Cilo Dağları 3.770 Demirkazık Doruğu , Ala dağlar 3.756 Karakülah Doruhu , Cilo Dağları 3.750 Kaldı Doruğu , Ala dağlar 3.748 Kızılkaya Doruğu , Ala dağlar 3.725 Emler Doruğu , Ala dağlar 3.720 Verçenik Doruğu , Rize Dağları 3.711 Koca Sarp , Ala dağlar 3570 Beş Parmak , Ala dağlar 3520 Medetsiz , Bolkarlar 3514 Direk taş , Ala dağlar 3510 Güzeller , Ala dağlar 3041 Alp-Himalaya kıvrım kuşağında yer alan Türkiye’de volkanlar,tektonik hatlara uygun olarak beş bölgede yoğunlaşmıştır. Ancak günümüzde Türkiye’de aktif volkan bulunmamaktadır. Ülkemizde bilinen en son volkanik püskürmeler, yaklaşık 2000 yıl kadar önce Orta Anadolu’da Erciyes yanardağında ve MS 1441 yılında Doğu Anadolu’da Nemrut yanardağında meydana gelmiştir. Günümüzde ,Anadolu’da volkanizma sönmek üzeredir. Ancak bazı eski yanardağlarda halen gaz ve buhar çıkışları gözlenmekte olup,volkanizmanın yoğun olduğu bölgelerde 400den fazla sıcak su kaynağı bulunmaktadır. Anadolu’daki sıcak su kaynaklarıyla gaz ve buhar çıkışları, bu bölgede , yerkabuğunun derinliklerinde hala volkanik aktivitenin var olduğunu ve ileride bir gün koşullar uygun olduğu takdirde şimdi sönmüş bir durumda olan yanardağın (zayıf bir ihtimal olsada)yeniden etkinlik gösterebileceğini ortaya koymaktadır. Ancak , yanardağ felaketi bir yazgı değildir ve bugün uyuyan bir yanardağ, ileride etkin olacağını kesinlikle haber verecektir. VOLKANLAR VE İNSANLAR Yanardağlarca püskürtülen kayaçlara magmatik kayaç denir. Bunların çoğu elmas,altın ve bakır gibi değerli mineraller içerir. Sürekli patlama tehlikesine karşın ,yanardağların yamaçlarındaki verimli topraklar çoğu çiftçiler tarafından kullanılmaktadır. DÜNYA DIŞI VOLKANİZMA Güneş sistemi üzerinde yanardağlar olan tek gezegen Dünya değildir. Mars ta bulunan ve Olympus Mons olarak adlandırılan olağanüstü büyüklükteki bir yanardağ 25 km. yüksekliğinde ve 600 km. genişliğindedir. Bilim adamları ,Mars’ta hareketli levhaların bulunmadığını ,o nedenle uzun süre önce gezegenin derinliklerinde var olan bir ‘’sıcak nokta’’nın bu yanardağın oluşumuna neden olduğunu öne sürmektedir. FİLMLER Volkan ,1997 yılı yapımı bir ABD filmi. Yönetmeni Mick Jackson oyuncular Tommy Lee Jones ,Don Cheadle ve Anne Heche Los Angeles ‘taki LaBrea Zift kuyularında bir yanardağ ortaya çıkınca ,doğal afetin kenti yok etmesini önlemek üzere , Acil Durum Ofisi’nin yöneticisi Mike Roark (Tommy Lee Jones ) , sağ kolu Emmit Reese (Don Cheadle) ve deprem bilimcisi Dr. Amy Barnes (Anne Heche) bu felakete karşı savaşır. Film , jeolojik gerçeklere dayanmaktadır. VEZÜV M.Ö. 79 da VEZÜV yanardağında yükselen dumanlar birkaç saat içinde kenti mezarlığa dönüştürdü.200.000 ı aşkın insan yok oldu. İnsanlar lavların içinde kavrulup 2000 yıl boyunca taşlaşmış olarak kaldılar. İtalyadaki Pompei Napolinin 25 km uzağındaydı. Vezüv yanardağındaki püskürme 2 gün sürdü. Pompei bu 2 günün sonunda 6-7 metre derine gömülmüştü. İlk kazılar 1709 da Herculaneum da başladı. Uzun çalışmalar sonunda kent ortaya çıkarıldı. Dönemin en güzel evlerini,eşyalarını ve sanat eserlerini bünyesinde barındıran Pompei dakikalara sığabilecek bir zaman diliminde yerle bir olmuştu. Akdenizin hafif deniz rüzgarlarını alan bu sevimli kent Romanın tüm zengin ,aristokrat ve nüfuzlu insanlarını kendine çekmişti.M.Ö 5000 yıllarında kurulmuş şehrin lavlar altında kalmasından 159 yıl önce Romalıların eline geçmişti. Pompei 8 kapılı büyük bir duvar çeviriyordu. Şehrin ortasındaki forumda her hafta ayrı bir eğlence düzenleniyor, düzenlenen eğlenceler kimi zaman bir kölenin köleyle veya bir aslanla ölümüne dövüşmesi şeklinde oluyordu. Vahşetin her türlüsü her hafta Pompei’lilere sergileniyor, Pompei’nin önemli binaları bu yüzden bu meydana bakıyordu. Bu binalar; iki tiyatro binası,gladyatör alanı ,hamamlar ve tapınaklardır. Yapılan kazılardan anlaşıldığına göre zenginlik ve debdebenin akıl almaz boyutlara yükseldiği Pompei günden güne gayri ahlaki duruma giriyor ve şehrin her köşesinde fuhuş evleri boy gösteriyordu. Forum, tapınaklar ,tiyatrolar ,anfitiyatrolar ,bazilikalar ,caddeler ,atölyeler ,kenar mahaller ,hamamlar ,meyhaneler ,çamaşır haneler ,değirmenler ,fırınlar ,kumarhaneler ,batakhaneler ,hanlar şehri gezenler tarafından bugün bile fark edilebiliyor ve sonunda da kenti baştan başa kaplayan lavlardan kaçmaya çalışan insan ve hayvanların bedenleriyle yüzyüze geliniyorlar. Burada tarihin en trajik olayların birine tanık oluyorsunuz. BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?
| ||
|
04-09-2007, 15:10 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | tşkler arkadaşım emeğine sağlık
__________________ Besiktas JK . | ||
21-09-2007, 17:15 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 8.401
Tecrübe Puanı: 25 | saol kardeş bilgileri bizimle paylaştığın için
__________________ | ||
09-10-2007, 18:58 | #8 | ||
Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 34
Mesajlar: 3
Tecrübe Puanı: 17 |
eline saglik cok guzel olmus tesekkurler arkadasim ama benim aradigim volkanizma ve sicaksu kaynaklari arasindaki iliskiydi ama genede olsun lazim olur telrar tesekkurler saol
__________________ Lütfen forum kurallarını okuyunuz.. | ||
09-10-2007, 19:14 | #9 | ||
Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 34
Mesajlar: 3
Tecrübe Puanı: 17 | benim kimsenin emegine laf attigim yok arkadaslar sadece aradigim konu degil ama genede lazim olur onun icin deddim kardesim genede ellerine saglik coki guzel olmus kardesim
__________________ Lütfen forum kurallarını okuyunuz.. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |