|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
11-04-2006, 14:30 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2006 Yaş: 34
Mesajlar: 2.842
Tecrübe Puanı: 22 |
Beşiktaş'ın sansasyonel futbolcusu Tümer Metin, NTV'de yayınlanan Sanem Altan'ın Off The Record programında ilginç açıklamalar yaptı. Beşiktaş'ta yaprak dökümü devam ediyor. Geçtiğimiz gün Malatyaspor karşılaşmasının ardından yaptığı açıklamada Beşiktaş'tan ayrılmak istediğini net bir dille belirten Çağdaş'ın ardından, aynı karşılaşmanın ilk dakikalarında sakatlanarak oyundan çıkan Tümer de Beşiktaş'tan ayrılmak istediğini söyledi. Beşiktaşlı futbolcu Tümer Metin, sezon sonunda çok büyük bir ihtimalle kulübünden ayrılacağını söyledi. NTV'de yayınlanan ''Off The Record'' programında açıklamalar yapan Tümer Metin, sezon sonunda takımından ayrılacağını kaydederek, ''Bunu yapmak zorundayım. Futbol hayatımı yurt dışında bir takımda sürdüreceğim. Ancak bu takımı açıklayamam'' dedi. Tümer, Türkiye'deki yasalar nedeniyle bu kararı verdiğini anlatarak, ''Yasalar sezon sonuna kadar değişmezse, ben en verimli çağımda futboldan uzak kalmak zorunda olacağım. Bunun için yurt dışına gitmek zorundayım'' ifadesini kullandı. Galatasaraylı bir yönetici ile görüşmediğini ve hiç bir anlaşma imzalamadığını belirten başarılı futbolcu, ''Bana eğer söylenildiği gibi bir teklif gelmişse, bu her futbolcunun gurur duyacağı bir şeydir. Ancak, bana gelen bir teklif yok. Kimseyle bir anlaşma da imzalamadım. Maça çıktığımızda bir taraftar 'Sen anlaşmışsın, burada ne işin var?' diyor. Bu da beni olumsuz etkiliyor'' diye konuştu. ''BİRBİRİMİZE SAYGIMIZI KAYBETTİK'' Tümer Metin, şampiyon oldukları 2002-03 sezonunda futbolcuların arasında bulunan saygıyı, bu sezon kaybettiklerini iddia etti. Şampiyon olan kadronun en büyük artısının, futbolcuların kendine güvenmesi ve herkesin birbirine karşı inanılmaz derecede saygısının bulunması olduğunu vurgulayan Tümer, ''Bugün o saygıyı kaybettiğimizi düşünüyorum. O zaman da oyuncuların bir çoğu yeniydi ve birbirini tanımıyordu. Ama saha içindeki saygı çok iyiydi, biz onu kaybettik'' dedi. Tümer, şampiyon olan kadro ile bu sezondaki kadro arasında futbolcu kalitesi açısından çok büyük fark bulunduğunu kaydederek, hem takımın bütünlüğü, hem de kalite anlamında seviyenin düştüğünü savundu. Milli futbolcu, takım olarak sezon başından bu yana çok istemelerine rağmen bir türlü istikrarı sağlayamadıklarını da kaydetti. ''FENERBAHÇE MAÇLARI BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'' Fenerbahçe maçlarından, özellikle de Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynadıkları derbi maçların kendilerini çok etkilediğini ifade eden Tümer Metin, ''Fenerbahçe maçları benim hayatımda her zaman önemlidir'' dedi. Genç oyuncu Mehmet Sedef'in en son oynanan Fenerbahçe karşılaşmasında ilk derbisine çıktığını kaydeden Tümer, sözlerine şunları ekledi: ''Fenerbahçe maçlarına çıkarken biz de etkileniyoruz. Mehmet Sedef, iki adım mesafeden maçta beni göremiyordu. Ben kendisini uyararak kendine getirmeye çalıştım. Fenerbahçe maçları benim hayatımda her zaman önemlidir. Çünkü babam, amcam, arkadaş grubum hep Fenerbahçelidir.'' Kaynak: www.bjkhaber.org | ||
|
11-04-2006, 15:59 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 48
Mesajlar: 224
Tecrübe Puanı: 19 | Allah belanızı vesin artık başka bir şey söylemiyorum. Sizin gibi salakların yüzünden sabahtan beri fenerli köpeklerin maillerine cevaplar yazıyorum. Beğenmiyorsanız bu camiayı defolup gidersiniz ama çenenizi tutun yeter artık. | ||
11-04-2006, 17:42 | #5 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 55
Mesajlar: 617
Tecrübe Puanı: 19 | T ÜMER EFENDİ BUYURMUŞ DEMİŞKİ ''BİRBİRİMİZE SAYGIMIZI KAYBETTİK'' Tümer Metin, şampiyon oldukları 2002-03 sezonunda futbolcuların arasında bulunan saygıyı, bu sezon kaybettiklerini iddia etti. SEN DEĞİLMİSİN ; SENİ UYARAN TİGANAYA AYAKKABINI FIRLATIP ONUNLA DALAŞAN.. BİRDE UTANMAZ KENDİSİ İNSANLARA SAYGI GÖSTERMEZ,BURNUNDAN KIL ALDIRMAZ ,İNSANLARLA SAMİMİ DİYALOG KURMAYA YANAŞMAZ,UTANMADAN BİRDE BU LAFLARI SÖYLÜYOR. BU FORUMUN BAŞKA BAŞLIĞINDA MOD.LARIMIZDAN BİRİDE HARBİ BEŞİKTAŞLI DİYE ONA ARKA ÇIKIYOR..... | ||
11-04-2006, 17:59 | #7 | ||
Kıdemli Kartal Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 40
Mesajlar: 5.868
Tecrübe Puanı: 24 | bir yerde saygı sevgi olmazsa takımın hali bu olur... bu kadar basit....
__________________ iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım.... HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...! | ||
12-04-2006, 10:32 | #9 | ||
Üyelik tarihi: Feb 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 1.942
Tecrübe Puanı: 21 | İlhan'ın yeri doldurulamadı" Beşiktaş'ın yıldız futbolcusu Tümer Metin, askerlik problemi nedeniyle sezon sonunda Asya ya da herhangi bir kıtada değil, sadece Avrupa'dan bir kulübe gitmeyi düşündüğünü söyledi. BJK TV'de yayınlanan ''Faik Gürses ile Soru-Cevap'' programına katılan Beşiktaş'ın tecrübeli futbolcusu Tümer Metin, askerlik nedeniyle futbol hayatını yurtdışında sürdürmek istediğini açıkladı. Askerliğe gitmeyeceği yönünde bir açıklama yapmadığını da vurgulayan Tümer, "Askerlik vatan borcudur. Türkiye'deki yasa gereği, 33 yaşını dolduran futbolcunun askere gitme zorunluluğu var. Dolayısıyla seneye benim futbolu bırakmam gerekiyor. Ben de futbol oynamak istiyorum. Ama, bu askerlikten kaçıyormuş gibi gösteriliyor. Ben askere gitmeyeceğim demiyorum, ama birkaç yıl daha futbol oynamak istiyorum. Yasa gereği Türkiye'de oynamam olanaksız. Bu yüzden sezon sonu takımdan ayrılmayı düşünüyorum. Asya ya da başka kıtada oynamak istemiyorum. Gideceğim yer sadece Avrupa olacak" dedi. "Bırakın kendini iyi hisseden futbolcu yaşı kaç olursa olsun oynasın. Dolayısıyla kafaların değişmesi lazım" Türkiye'de 30 yaşını doldurmuş futbolculara farklı gözle bakıldığını da vurgulayan Tümer, "Bence futbolcunun yaşı çok önemli değil. Zaten futbolcu kendisini iyi hissetmiyorsa, futbolu bırakır. Bizim şampiyon olduğumuz sene, Valencia ile UEFA Kupası'nda karşılaşmıştık. Carboni 36 yaşında olmasına rağmen, o gün sahanın en iyilerinden biriydi. Şu anda hala takımda forma giyiyor. Bu, Valencia'nın kötü takım olduğu anlamına gelmez. Kendimi şu an fizik olarak, kafa olarak futbol oynamaya hazır hissediyorum. Bülent Korkmaz 34 yaşında UEFA Kupası'nı aldı. 36 yaşında da futbolu bıraktırdılar. Hakan Şükür ise hala oynuyor. Yine bir Tayfur örneği var. 36 yaşında olmasına rağmen, hırsını kaybetmemiş. Dolayısıyla kafaların değişmesi lazım. Bırakın kendini iyi hisseden futbolcu yaşı kaç olursa olsun oynasın" şeklinde konuştu. "Beşiktaş'a gelmeden önce Galatasaray'dan teklif almıştım" Beşiktaş'a transfer olmadan önce Galatasaray'dan teklif aldığını da açıklayan yıldız futbolcu şöyle konuştu: "1999 - 2000 sezonunda Beşiktaş'tan transfer teklifi almıştım. Ancak, sezonun bitimine 10 hafta kala kolum kırıldı ve bu transfer gerçekleşmedi. 1 yıl daha Samsun'da kaldım. 1 sezon sonra ligin bitimine 4 hafta kala beni Sinan Engin aradı ve (Beşiktaş'a gelir misin) diye sordu. Ben de seve seve gelebileceğimi söyledim. Şu anki başkanımız Yıldırım Demirören'in ofisinde 5 dakikalık bir transfer görüşmesi yaptım ve 3 yıllık sözleşme imzaladım. 5 senedir de Beşiktaş camiasının içinde olmaktan mutluyum. Beşiktaş'a gelmeden önce Galatasaray'dan da teklif almıştım. Dönemin başkanı Mehmet Cansun bana transfer teklifini bizzat kendisi iletti. Ancak, ben kendisine teşekkür ettim ve Beşiktaş ile anlaştığımı söyledim. Beşiktaş çocukluğumun takımıydı. Ben, Metin, Ali, Feyyazların maçlarını izleyerek futbol sevdim. Beşiktaş'ta şampiyonluk yaşadım. Aralıklarla kaptanlık da yaptım. Bütün bunlara eriştiğim için çok mutluyum. Bu benim için çok büyük bir gurur." "2 sene önce Galatasaray ile görüşmem olmadı" Galatasaray ile 2 sene önce de transfer söylentilerinin çıktığını hatırlatan Tümer Metin, "Galatasaray ile görüşme yapmadım. Ama, takımımla son yaptığım sözleşme 2 yıllıktı. 2 sene önce de Galatasaray benimle ilgileniyordu. Beşiktaş'tan ayrılmayı hiç düşünmedim. Bu sezon ortasında Ümit Karan'a Beşiktaş forması, bana da Galatasaray forması giydirdiler. Bu basının teorisiydi. Şunu açıkça söyleyebilirim ki, Galatasaray ile bir görüşmem olmadı" diye konuştu. "Lucescu ile 100. yılımızda yaşadığımız şampiyonluğu hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor." Beşiktaş'ın 100. yılında Lucescu ile yaşadıkları şampiyonluğu unutamadığını da sözlerine ekleyen milli futbolcu, "Lucescu ile yaşadığımız şampiyonluk çok keyifliydi. 100. yıla da denk gelmesi ayrı bir hava yaratmıştı. O günleri hatırladıkça, tüylerim diken diken oluyor. 100. yılımızda ismimizi yazdırdığımız formaları evimin en güzel köşesinde saklıyorum. Başıyla sonuyla keyif ve gururla geçirdiğim bir sezondu. Ancak Samsunspor maçında görülen 5 kırmızı kart, 100. yılın rüya tıkımının çöküşünü hazırladı. Samsunspor'a yenildiğimiz haftadan sonra, 5 eksikle Bursaspor'u deplasmanda yendik. Ancak, daha sonraki Ankaragücü maçından itibaren düşüşe geçtik. Titanic buzdağına çarptığı zaman hemen batmadı. İçine su alarak yavaş yavaş battı. Biz, irtifa kaybettiğimiz o dönemde tutunamadık. En büyük etken, biz irtifa kaybettiğimiz dönemlerde, Fenerbahçe'nin zor maçlarını kazanması ve aradaki 11 puanlık farkı kapatması, bu sonu hazırladı" ifadelerini kullandı. "Şampiyon olduğumuz dönemdeki saha içi saygısını yitirdik" Tümer, Beşiktaş'a transfer olduğu dönemde camiada kaos ortamının olduğunu da hatırlatarak, "Bütün bu zorluklara rağmen, 100. yılımızda Lucescu ile şampiyonluk yaşadık. O sezonda müthiş maçlar çıkarmıştık. Çünkü, o dönem gerek saha içinde, gerekse saha dışında saygı ve sevgi vardı. Takımın en yaşlısı Zago ile en genci Serdar arasında 20 yaş fark vardı. Ama, Zago'nun Serdar'a saygısı vardı. Galatasaray'ı İnönü Stadı'nda yendiğimiz maçta, Sergen'in attığı gol sonrası sevinç gösterileri hala aklımda. Yedek kulübesi bile omuz omuza vermişti. O sevinç gösterileri, Gordon Milne'nin 3 yıl üst üste şampiyon yaptığı takımın aynısı gibiydi. Ama, biz o saha içi saygısını yitirdik. Bir kulüpte, yönetici, teknik direktör ve futbolcu birliği olmazsa, başarı da gelmez. Biri sorun çıkarsa, ortada başarı olmaz" dedi. "Türkiye Kupası'nı alarak, kötü geçen sezonu kapatmayı hedefliyoruz" Türkiye Kupası'nı alarak, ligde geçen kötü sezonu kapatmayı hedeflediklerini de belirten Tümer Metin, Gökhan ve Bobo ile ilgili olarak da şunları söyledi: "Bobo, Diyarbakırspor maçında iyi oynamamasına rağmen gol attı. İlk maçında manşetlere taşındı. Diyarbakırspor maçında tam olarak hazır olmadığını kendisi de söyledi. Şimdi geldiği günden çok daha iyi durumda. Antrenman eksikliğini gideriyor. Gökhan Güleç'le de iyi bir ikili oldular. Gökhan ve Bobo'nun önümüzdeki günlerde çok daha faydalı olacağını düşünüyorum." "İlhan Mansız'ın yokluğu doldurulamadı" Tümer, takımdan ayrılan İlhan Mansız'ın yokluğunun doldurulamadığını da vurgulayarak şunları söyledi: "İlhan Mansız Japonya'ya gitmeyi istemiyordu. Ama, o gün itibariyle İlhan'ın gitmesi hem kendisi için, hem de kulübü için hayırlıydı. O dönemki başkanımız Serdar Bilgili benim İlhan'a konuşmamı ve kendisini ikna etmem gerektiğini söyledi. İlhan da isteksiz gittiği için Japonya'da başarılı olamadı. Bazı şanssız sakatlıklar geçirdi. Türkiye'ye dönüşünde de bir türlü eski günlerine dönemedi. Ama, İlhan gittikten sonra Beşiktaş'ta yeri dolmadı. Gerek karakteriyle, gerekse futbol ile Beşiktaş'a çok şeyler verdi. İlhan benim kardeşten öte arkadaşımdı. Dünya Kupası'ndan sonra İstanbul'a iki tane Japon gazeteci gelmişti. İlhan onlarla sohbet ederken, benim için (gözü kapalı bile olsa, benim nerede olacağımı bilir ve topu öyle atar) demişti. Kendisi ile çok uyumlu bir ikiliydik. Yollarımız ayrıldı belki, ama arkadaşlığımız hala devam ediyor." "Biz gidemediğimiz için Dünya Kupası'nda hiçbir maçı izlemeyi düşünmüyorum" Milli Takım olarak Dünya Kupası'na katılamamanın üzüntüsü nedeniyle, şampiyonada oynanacak hiçbir maçı izlemeyi düşünmediğini ifade eden Tümer Metin, "2004 Avrupa Şampiyonası için Letonya ile baraj maçı oynadık ve elendik. İsviçre ile 2006 Dünya Kupası için baraj maçı yaptık, yine elendik. Her iki maçta da forma giydim ve o hüznü yaşadım. 2004 Avrupa Şampiyonası'nda bu yüzden hiçbir maçı izlemedim. 2006 Dünya Kupası'nda da maçları izlemeyi düşünmüyorum. Biz yoksak, ne diye izleyeyim. Letonya'ya elendikten sonra, herkes (Rüştü'nün, Hakan'ın, Ergün'ün, Tugay'ın, Tümer'in, Ümit Davala'nın Alpay'ın bu takımda ne işi var) dediler. O gün sahada sadece 3'ü vardı. İsviçre'yi 4-2 yendiğimiz maçta sahanın en iyi futbolcuları Ergün ve Hakan Şükür'dü. İnsanlar düşünmeden konuşuyorlar. Fatih Hoca milli takımın başına geldikten sonra bana çok güvendiğini söyledi. Ben de elimden geleni yaptım. Her zaman hazır olmak gerekiyor. Ama, biz gidemediğimiz için Dünya Kupası'nda hiçbir maçı izlemeyi düşünmüyorum. Futbol kariyerimin sonlarına doğru yaklaştığım için, Dünya Kupası'na gitmeyi çok istiyordum. Milli takımlarda gösterdiğim performanstan dolayı kendi taraftarlarımdan da tepki aldım" dedi. "Samsun halkının bana tepkisinde, önceki başkan ve yönetimin suçu büyüktür" Samsunspor'dan ayrılması nedeniyle Samsun halkından büyük tepki gördüğünü belirten Tümer, "Samsunspor'da benim bulunduğum dönemlerde de sorunlar vardı. Samsun'da bulunduğum 3 yıl içinde pek fazla sıkıntı yaşamadık. Beşiktaş'a geldikten sonra, Samsun'a 4 kez maç oynamaya gittim. Hepsinde de anneme, aileme ve eşime yönelik küfürlerle karşılaştım. Bir futbolcu olarak bu çok zor bir durum. Biz, futbolcu olarak bu küfürlere sadece futbolumuzla cevap veriyoruz. Samsun'a her gittiğimde Allah beni utandırmadı. Her maçtan da galip döndük ve ben de iyi futbol oynadım. Samsun halkının bana tepkisinde, önceki başkan ve yönetimin suçu büyüktür. Onlar, benim Samsun'dan ayrılışımı farklı anlattılar. Seyirci de tepkisini bu yüzden ortaya koydu. Samsunspor camiasında İsmail Uyanık'ın yeri başkadır. Bu benim için de öyledir. İsmail başkan bana, (Samsun'a geldiğinde beraber seyirciyi selamlayalım ve bu olaylar bir daha yaşanmasın) demişti. Çünkü ben Samsun'dan ayrılırken kulübe para kazındırarak ayrılmıştım. Eğer, İsmail Uyanık görevinden ayrılmasaydı, bunu bu sezon yapacaktık" diye konuştu. | ||
12-04-2006, 10:33 | #10 | ||
Üyelik tarihi: Feb 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 1.942
Tecrübe Puanı: 21 | "Futbol nankördür sözüne katılmıyorum. Futbol nankörse, ben de nankörüm" Tümer, tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen, futbolun 'nankör' olmadığını da vurgulayarak, "Futbol nankördür sözüne katılmıyorum. Futbol nankörse, ben de nankörüm. Bugün buradaysam, bunu futbola borçluyum. Sahip olduğum birçok şeyi de futbol sayesinde elde ettim. Benim hayatımdaki herşey futbol topudur. Belki bir doktor, avukat olabilirdim. Ancak, ben hep futbolcu olmak istedim. Bu yüzden de hiç pişman olmadım. Futbol çok geniş bir yelpaze. Futbol sayesinde Avrupa'da gitmediğim ülke, Türkiye'de de gitmediğim il kalmadı" şeklinde konuştu. "Sadece futbolcunan profesyonel olmasıyla bu işler yürümez. Yöneticisinden, seyircisine herkes profesyonel olmalı." Türkiye'da profesyonellik konusunda herkesin sıkıntısı olduğunu da belirten siyah beyazlı futbolcu şöyle konuştu: "32 yaşında biri olarak, belki hatalarım obabilir. Ancak, sadece futbolcunun profesyonel olmasıyla bu işler yürümez. Yöneticisinden, seyircisine herkes profesyonel olmalı. Bir futbolcu her antrenmana katılmak ile profesyonel olamaz. Dünya'da hergün yeni şeyler icat ediliyor. Teknoloji gelişiyor. Tesisleşmede önemli aşamalar kaydediliyor. Bütün bunlar etkenler birleşince, ortaya gerçek bir profesyonellik çıkmış olur. Ben daha 17 yaşındaydım ve Zonguldakspor'da forma giyiyordum. Teknik direktörlüğe Giray Bulak gelmişti. Bizimle yaptığı ilk toplantıda bütün oyunculara profesyonelliğin ne olduğunu sordu. En sonunda da profosyenelliğin ne olduğunu kendisi açıkladı. Giray Hoca, (Profesyonel futbolcu işini iyi yapacak. En güzel yemeği yiyecek. En güzel arabaya binecek. En güzel kızla gezecek. En kaliteli insanlara oturup kalkacak. Ağzından çıkanı, kulağı duyacak) demişti. Bütün bu söylediklerini kulağıma küpe yaptım. Ama, sadece futbolcunun profesyonel olması yetmez. Yöneticisinden seyircisine kadar herkes profesyonel olmalı" "Futbolcu sendikası kurulmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Fatih Tekke'ye yapılan benim çok zoruma gitmiştir. Futbolcu olarak ona yardım edemedik." Futbolcu sendikasının kurulması gerektiğinin de altını çizen Tümer Metin, "Bu sadece 3 büyükler için değil, Anadolu kulüpleri de dahil olması lazım. Türkiye'de futbolcu transfer döneminde kendini iyi ifade edemiyor. Ayrıca boş mukavele imzalamayı da doğru bulmuyorum. Çünkü futbolcu sakatlansa, bir yeri kırılsa, kulübü ne yapar. Futbolcu sendikası kurulması halinde, hakkımızı savunacak bir kurum olmuş olur. Hatta bu heyetin başkanının, futbolu yeni bırakmış biri olmasını isterim. Çünkü, bu sıkıntıları yaşamış bir insan daha başarılı olur. Fatih hocamız milli takımda bize, Fiorentina'yı çalıştırırken yaşadığı bir olayı anlatmıştı. Ben de onu anlatmak istiyorum. Fatih Hoca, noel tatili sırasında Fiorentinalı futbolculara antrenman programı uygulamış. Futbolcular o gün antrenmana gelmişler, ama İtalya Futbol Sendikası Fiorentina kulübüne, 'Sen noel tatilinde benim futbolcuma nasıl antrenman yaptırırsın' diye bir yazı göndermiş. Onlar bu birliği sağlayabiliyorsa, biz de sağlarız. Ama bu sendikanın sadece saha içinde faal olmaması lazım. Çünkü, Türkiye'de futbol alanında da etik olmayan olaylarla karşılaşıyoruz. Fatih Tekke'ye yapılan benim çok zoruma gitmiştir. Futbolcu olarak ona yardım edemedik. Hepimizin başına gelebilecek bir olaydı. Bu anlamda da profesyonelce bir kurum başımızda olması halinde çok daha iyi şeyler yapabiliriz. Hatta, futbolcunun eleştirilere cevap vereceği televizyon ve gazetesi olmalı. Bazen belden aşağı vurulan eleştiriler oluyor. (Futbolcu sahada cevap verir) diyorlar, ama futbolcu sadece futbolu ile sahada cevap verebilir." "Devamlı kullanılan 'hakem de insan' cümlesine katılmıyorum. Futbolcu da insan o da hakkını arayacak" Kendisi dahil hakeme itiraz etmeyen futbolcunun olmadığını da söyleyen yıldız futbolcu, "Olmaması gereken bir hareket, ama yapıyoruz. Devamlı kullanılan 'hekem de insan' cümlesine katılmıyorum. Futbolcu da insan, o da hakkını arayacak. Türkiye'de bu da çok ön plana çıkmaya başladı. Herkes futbolcunun hiçbir hakkı olmadığını söylüyor. Bana göre futbolcu hakeme de itiraz edecek, çıkıp kendini savunacak ve futbolunu da oynayacak. Hakemlerin kötü niyetli olmadığını düşünüyorum, ama hata yapıyorlar. Hakemler de bazen hatlarını kabul ediyor. Bu sezon bir çok örnek yaşandı. Serdar Tatlı hocamız Samsunspor - Fenerbahçe maçından sonra pozisyonda hatası olduğunu söyledi. Yine bizim Samsunspor maçında görev alan hakem hocamız avantaj kuralını uygulamadığını belirtmişti. Ben de Fenerbahçe ile Kadıköy'de 2-2 berabere kaldığımız maçtan sonra, Tuncay'ın bana yaptığı hareketi penaltı, Serkan'ın da son dakikalarda atılması gerektiğini söyledim. Maç içinde de maç sonunda da Selçuk Dereli hocam bana, (öyle gördüm) dedi. Ancak, 2 hafta sonra Denizli'de Selçuk hoca maçımızı yönetti ve bana (Tümer sen haklıymışsın) dedi. Hakemlerin de maç sonu çıkıp, hatalarını kabul etmeleri lazım. 12.04.2006 Kaynak : DHA Konu kyros06 tarafından (12-04-2006 Saat 10:41 ) değiştirilmiştir.. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |