|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
22-12-2008, 22:41 | #1 | ||
Üyelik tarihi: May 2008 Yaş: 59
Mesajlar: 160
Tecrübe Puanı: 16 |
Denizli'ye bu oyunu kim oynuyor? Dikkat ediyor musunuz Beşiktaş Denizli dönemindeki bütün önemli maçlarını 10 kişi tamamlıyor. Yabancı futbolcular “yanlış anlaşılmalarından dolayı” sürekli kırmızı kart görüyor. Fenerbahçe, Ankaraspor ve Galatasaray maçlarında bu böyleydi. Fenerbahçe ve Galatasaray gibi derbi maçlarında çok basit kırmızı kart yedikleri konusunda bütün spor kamuoyu hemfikir. Peki, bunlar tesadüf mü? İstihbaratta tesadüflere yer yoktur. Bir kere olur, iki kere olur. Ancak üç maçta tesadüf olmaz. Tıpkı mafya jargonunda söylendiği gibi: Bir adamı sabah görürsem es geçerim, öğlen görürsem tesadüf derim, akşam bir daha görürsem çekip vururum! Beşiktaş’ın 10 kişi tamamladığı maçlardaki üç rakibi de şampiyonluğa oynuyor. Gelin madde madde gelişmelere bakalım 1. Ertuğrul’u Beşiktaş’a getiren Cemaat’ti. 2. Ertuğrul’un gidişi aynı Cemaat’i çok kızdırdı. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı yazı bile yazdı “artık Beşiktaşlı değilim” diye. 3. Mustafa Denizli, İran’a gittiğinde dinci basının hedefi olmuştu. Hiçbir zaman futbolu kitleleri etkilemede önemli bir silah olduğunu düşünen Cemaat tarafından kabul edilmedi. İzmirli ve Cumhuriyet okuru olduğu için dışlandı. Ancak Denizli kendinden ödün vermedi. 4. Ertuğrul gitti ve Mustafa Denizli geldi. Hem de Beşiktaş fırtınalar estirdi, maçlar kazandı. Trabzonspor’u Trabzon’da bile yendi. 5. Ancak Denizli’nin başarıları “birilerini” rahatsız etti. Futbol dünyasını elinde tutmak isteyen Cemaat oligarşisinin ezberini bozdu. Çünkü birinci ligde teknik direktör olmak için birilerinin elini öpmek gerekiyor, Cami’ye gitmek gerekiyor. Zaten takımların pek çoğu da AKP belediyelerinin kontrolünde. 6. Denizli bu norm’un dışına çıkan bir teknik direktördü. Başarılı olup bir de Beşiktaş’ı şampiyon yaparsa sinsice planlanmış bütün strateji yerle bir olurdu. 7. Birileri sanki düğmeye tam da bu noktada bastı. 8. Beşiktaş oyuncuları bir bir kırmızı kart görmeye başladı. 9. Beşiktaş maç kaybeder oldu. 10. Ve Mustafa Denizli zor durumda bırakıldı. Sanki maçları 10 kişi tamamlamamış gibi bütün oklar ona çevrilmeye başlandı. İşte size 10 maddede manzarayı özetledik. Şimdi söyle Çarşı Grubu! Futbol sadece tribünde slogan atmak mıdır? Bu işler tesadüf müdür? Çarşı Grubu’nun bütün bunları düşünmesi gerekiyor. Ey Alen, bunları görmüyor musunuz? Size karşı oynanan oyunların aynısının Mustafa Denizli’ye oynandığını görmüyor musunuz? Tesadüflere sadece ahmaklar inanır. Ve onlar mutlaka yok olurlar! (Odatv.com) Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumalının yazısını da veriyorum. Yorum sizlerin arkadaşlar: İstifa Etmesini Bilmek Bu bir futbol yazısı değil. Futbolla ilgili ama futbol yazısı değil. Önce olayın futbola bakan yönünden kısa bir özet:Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam dün yaptığı basın toplantısıyla görevinden istifa etti. Neden? Takım çok mu kötüydü? Hayır. Ezeli rakipleri Fenerbahçe'den 8 puan, Galatasaray'dan 3 puan öndeyken hangi teknik direktöre başarısız denebilir ki! Bu sezon namağlup iki takımdan birinin başında bulunuyordu Sağlam. Yine de istifa etti; etmek zorunda bırakıldı. Niye? Metalist diye bir takıma 4-1 yenildiği için. Bu takımı İstanbul'da yenmişti Beşiktaş; ancak rövanşında takım hezimete uğradı ve 4 gol yedi. Peki bu bir istifa sebebi midir? Hayır! Olmamalı. Çünkü her takımın başına gelebilecek bir durum. Dünya devi kulüpler bile bu tür iş kazaları yaşayabiliyor. Üstelik bu futbol; yani neticesi asla önceden bilinemeyen oyun. Sakın kimse 'Geçen sene de Ertuğrul'un takımı Liverpool'dan 8 gol yemişti' gibi bir hipnoza başvurmasın. Zira, o Beşiktaş Liverpool'a o sezon hiç kimsenin yapamadığını yapmış ve futbol tarihimizde eşi benzeri görülmedik bir tribün şov eşliğinde Liverpool'u 2-1 yenmişti. O şova sebep olan da Ertuğrul'un başında olduğu takımdı. Her neyse. Ertuğrul istifa etti. Kendine yakışır efendilik içinde; ağırbaşlı bir şekilde vakarla, onur içinde. Ne var ki her laf açıldığında söze 'Beşiktaşlılık duruşu'ndan başlayan yöneticiler yerinde duruyor. Ertuğrul kaçıncı kurban? Del Bosque kaç ay dayanabildi Yıldırım Demirören yönetimine? Rıza Çalımbay niçin kapı dışına konuldu? Tigana gibi uluslararası bir isme sahip adam da mı yönetimi anlayamadı (!) acaba? Peki ya bundan sonra gelecek teknik direktörler? Kim dayanabilir bu sabırsız yönetici taifesine? Beşiktaşlılar çok haklı olarak soruyor: Bütün suç teknik direktörlerdeyse yönetim neden bu kadar sık hatalı tercihlerde bulunuyor? Hatırlıyor musunuz Başkan Demirören'e soruluyor: "En büyük hatanız ne?" Cevap: "Del Bosque'yu erken göndermek." "En doğru kararınız ne?" "Ertuğrul'u takımın başına getirmek." Millet demiyor mu şimdi: "Kardeşim her defasında çakırkeyf demeç verir gibi konuşmaya mecbur musun?" Başarısızlığın diyetini başarısızlıktaki asıl mesuller ödemelidir. Siyasette de böyledir bu ticarette de. Zafer, orduların hanesine yazılır; yenilgi komutanların. Her başarısız hamlede yöneticilerini çakallara teslim edenler, sadece zaman kazanmış olur; başka bir şey değil. Bu, meselenin en tepedeki patron ya da yönetici kısmına bakan tarafıdır. Bir de bürokrat seviyesinde sorumlulara düşen vakar ve ciddiyet vardır. O da bambaşka bir karakter tahlilini gerektirir. Yürekli bürokrat kendini kurda kuşa yem etmeden istifa yolunu seçer. Hele içeriden bir hıyanet havası seziyorsa ve kapalı kapılar arkasında Bizans oyunlarının döndüğünü görüyorsa ve tabii ki bu vahim duruma dur diyemiyorsa istifa eder. O istifa adamı küçültmez. Tam aksine, onuruyla yaşayan adam(lar) düzenbazları bu şekilde açığa çıkarmış olur. Başarı sabır ister, fedakârlık ister, azim ister, inanç ister... Sabahtan akşama başarı bekleyenler, sadece kendilerini yanıltmış olur. Türkiye'de elli seçimdir başarısız olanlar iş başında kalıyor; sadece vitrin değiştirerek yoluna devam ediyor. Yıllardır 'bir avuç terörist'le baş edilemiyor; ama istifa yolları, hatta özeleştiri kapıları aralanmıyor. Yolsuzluk, haksızlık, hortumculuk suçundan defalarca hırpalananlar istifayı aklından bile geçirmiyor. Tam böyle bir manzara devam edip giderken yürekli ve 'Sağlam' bir adam istifa mekanizmasının ne denli insani olduğunu bize hatırlatıyor. Yıldırım Demirören bunu anlayacak, takdir edecek mi? Hayır! Çünkü o kadar çok Demirören var ki piyasada. Olsun! Ertuğrul gibi onuruna düşkün yöneticiler ortaya çıkacak ki kamu vicdanı istifa edenle koltuğuna yapışan arasındaki keskin farkı görebilsin. Daha çok Ertuğrullar ve onurlu istifalar yaşanacak ki faziletli yönetici portresi ortaya çıkabilsin... Not: Bu yazının şahsımla Beşiktaş arasındaki bağlantısı da şundan ibaret: Kongre üyesi olduğum, çocukluk aşkım diye baktığım ve fırsat oldukça maçını kaçırmadığım Beşiktaş'la ilgimi bu ufuksuz yönetim gideceği ana kadar askıya alıyorum. Dört senede dört teknik direktör kurban edenlerin beşinci kişi için sırıtarak bıçak bilemelerine tahammül edemiyorum artık... 8 EKİM 2008 ÇARŞAMBA EKREM DUMANLI ZAMAN odatv.com'un özellikle 4. ve 5. maddesini büyük puntolarla ifade ettim ki arkadaşlar bugün Beşiktaşın içinde bulunduğu durumu BAŞARI açısından çok güzel özetliyor. Bu konuyu açtım ancak hiçbir cümlesine katılmıyorum. Yorum sizlerin arkadaşlar
__________________ Lütfen forum kurallarını okuyunuz.. | ||
|
22-12-2008, 23:14 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Dec 2007 Yaş: 37
Mesajlar: 1.207
Tecrübe Puanı: 18 | ya hocam tamam TC'de futbol adına çok siyasi ve ticari oyunlar oynanıyor ama şimdi be cemaat kızmısmıs yok seyh sinrlenmişmiş yok şıh dellenmişmiş konularına katılmıorum.Bu adamlar allah mı peygamber mi bu kadar güçleri olsun??Cemaat su an GS düşamnı olması lazım ona bakarsan.Hocası hristyan basındaki cumhuriyetçi.Hep sucu baska yerlerde arıoruz.Beşiktaş halkın takımıdır değerleri vardır kimsede değiştiremez gerisi hep faso fiso.Hayali düşmanlar yaratıoruz.En iyisi yabancı hocalar bence bu tartısmalara malzeme olmuorlar en azından.
__________________ Yeter Artık!!! İstifa Etme,İntihar Et!! Konu burki8686 tarafından (22-12-2008 Saat 23:16 ) değiştirilmiştir.. | ||
22-12-2008, 23:30 | #4 | ||
Eye For An Eye Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 7.914
Tecrübe Puanı: 40 | Allah belalarını versin !... | ||
22-12-2008, 23:33 | #5 | ||
Üyelik tarihi: Jul 2008 Yaş: 33
Mesajlar: 2.257
Tecrübe Puanı: 20 | Yaw bırakın cemaati, camiyi..Al sana cemaatin adamı yok başımızda, babaların babası Denizli var..Noluyor? Kırmızı kartları bile dışardan aldırıyolar de mi Böyle bir saçmalık olur mu yaw..Cemaat mi diyor sana Hakeme kart işareti yap diye..Rakip giderken çelme, tekme salla diye.. Hadi onları geçtim..Cemaatmi diyo sana aylardır oynatmadıın adamı en önemli maçta oynatacaını bildiin halde, bir önceki anadolu maçında oynatma die.. Fırtınalar estrmiş bir de Denizli.. Fırtına da ne fırtına..Trabzonu trabzonda 90 dakka ezik bir futbolla yenmeyi hangi tip rüzgardan sayıyor bunlar.. Saçmalık dolu bir yazı..BJK ın düşmanlarının gazına gelmeyin artık.. | ||
22-12-2008, 23:39 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 11.320
Tecrübe Puanı: 38 | 1 büyük harfle konu acmıyoruz 2 forumda cemaatgibi siyasi konulkara girmek yasakdır. Konu KAPATILDI...
__________________ Forum Kurallarına Uyalım !!! BesiktasForum.NET ......... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |