Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Denizcilik

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31-01-2007, 01:42   #1
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Denizcilik Terimleri Nereden Kaynaklanmaktadır

Denizcilik Terimleri Nereden Kaynaklanmaktadır


"Captain" (Albay) kelimesi saxonların baş veya şef anlamındaki "Caput" kelimesi ile bir şeref ünvanı olan "thane" den türemiştir. Caputhane-Captain olarak şekillenmiştir. "Ship" (Gemi) kelimesi İskandinav dilindeki "schiffe" den gelir. Hollanda dilinde ise Albay'ın karşılığı olan schipper İngilizce'de Skipper'e dönüşmüştür.

Önceleri donanma gemilerine Captain'ler (Alb.) değil, "Batsuen"ler tarafından kumanda edilirdi.Saxon dilinde "Swein" genç kuşak veya hizmetkar, "Bat" ise bot demekti, bu iki kelimenin birleşmesinden ise "Gemiyi yöneten" anlamındaki "boatswain" (Porsun) kelimesi doğmuştu.

Batsuen'ler gemiyi kıçtan bir dümenle değil, geminin sağ yanındaki bir "paddle" (kısa kürek) ile idare ederlerdi. "Paddle" ,İskandinav dillerindeki "bord" ile birleşerek eski İngilizce'de "steering paddle" ,yeni İngilizce'de Starboard (Sancak tarafı) halini almıştır. Geminin sol tarafı ise yükleme için kullanılırdı. Bu tarafa da "Ladeboard" (Yükleme tarafı) denirdi.

Ancak "Starboard" ve "Ladeboard" kelimeleri birbirlerine çok benzediği için karıştırmamak amacıyla "Ladeboard" kelimesinin yerini port (Liman) kelimesi aldı, çünkü bu taraf daima liman yönünde kalıyordu. Daha sonraları Viking dili ve eski İngilizce'deki "steobord" yerini Anglo Saxonca'da (yöneten) anlamına gelen "rother" kelimesine bıraktı, bu kelimede l3.asırda dile "rudder" (dümen) olarak yerleşti.

Tarihçiler "crew" (mürettebat) kelimesinin nereden türediğinden emin değildirler, ancak bunun eski bir Norman kelimesi olan ve artmak anlamına gelen ve aynı zamanda "recruit"e (orduya veya donanmaya asker kaydetmek) çok benzeyen "acrue" kelimelerinden doğduğunu zannetmektedirler. "Mess" (yemekhane - tabldot) kelimesinin nereden geldiği ise bellidir. "Mensa" Latincede masa demektir. İspanyolca'daki "Mesa" Gotik dilindeki '`Mes" ise (tabak - çanak - yemek) anlamındadır.

Pek çokları "Landluber" (karada ikamet eden) kelimesinin, Landlover (karayı seven) kelimesinin dejenere olmuş şekli olduğunu düşünür. Oysa "Lubber" Anglo Saxon dilinde yavaş, tembel ve tecrübesiz kimse anlamına gelen "Lobbe"den gelir. Kelimenin amacı bir kimsenin karada olsâ bile beceriksiz olacağını tanımlamaktadır.

Gemiye ait terimlerden biri olan "gangway" (iskele tahtası - geçit)Anglo Saxonca'daki "gang" (gitmek, geçit yapmak) kelimesinden gelir.

"Forecastle" (Baş kasarası) esas olarak kale anlamındadır. Onikinci Asırda Normadiya gemilerinin baş ve kıç taraflarında savaşı idare ettikleri ahşap bölümleri vardı. Bu bölümler karadaki kalelerin savunma amacıyla inşa edilmiş kulelerine benzerdi. Bu gemilerdeki "Forecastle" kelimesi de böylece türemişti.

"Anchor (demir - çapa) Çinliler tarafından M.Ö. 2000 yılında keşfedildi. Ancak kelime Yunanca'daki "hook" veya "crook" (kanca) kelimesinden gelîr. "Oar" (kürek) tarihin ilk çağlarından beri kullanılır. Ancak kelime orta çağda kullanılan "Ayr" kelimesinden gelir.

"Sickbay" (gemi reviri) esas olarak "Sick berth" (hasta yatağı) olarak kullanılırdı. Bu deyimin 1789 yıllarında Lord.St.Vincent tarafından kullanıldığı sanılmaktadır. 1800 lerde burası bir bölme ile ayrılınca kelime "sickbay" olarak değişti.

"Fathom" kelimesi ise, Latincedeki, kolları altı feet ölçüye denk getirecek şekilde uzatmak anlamına gelen "patene" kelimesinin Anglo Saxonca'daki "faethom"a, oradan da "fathom"a (kulaç) dönüşmesiyle meydana gelmiştir.

"Binnacle" (Pusula Dolabı) esas olarak "bittacle" (haritalar, lamba, mum vb. gibi araçların durduğu dolap) kelimesinden türemiştir. "Chart" (Deniz Haritası) eski Yunanca'daki bir nevi papirüs anlamına gelen "Charte"den gelir. İngilizler ise haritalara "Scacards" (Seacards - Deniz Kartları) derlerdi. Kargo kelimesi ise Latincede yük anlamındaki "carga"dan türemiştir.

Günlük denizcilik dilindeki "Ahoy", Vikinglerin "Aye Aye" nidalarından gelir, Eski İngilizcede "Aye" evet anlamında kullanılırdı. "Fleet" (donanma) kelimesinin aslı ise eski İngilizcede Float - Su üstünde duran anlamındaki "fleotan" kelimesidir.

"Cruiser" kruvazör de Hollanda dilinde (çaprazlama geçmek) anlamındaki "kruise"den gelir. Hollanda gemilerinin korsanlığa başlayıp nakliye yollarını çaprazlama kesmeleriyle dile girmiş, zig zag seyir yapmaya "kruise - cross" denmeye başlanmıştır. Yüzlerce sene bu deyim "criss cross sailing" birbirini kesen anlamında kullanılmıştır.

Her denizci "Jacob's Ladder" tabirini bilir. Tahta basamakları olan ve ip veya kablolarla yapılmış olan bir merdiven atılarak küçük teknelerden gemiye binilmesi için kullanılırdı. Adını İncil'deki bir öyküden almıştır. Öyküye göre Jacob (Yakup Peygamber) rüyasında bir merdivene tırmandığını ve merdivenin sonunda cennete eriştiğini görmüştür. Dolayısıyla buna Yakubun Merdiveni "Jacobs Ladder" (şeytan çarmıhı) denmiştir.

Diğer ilginç bir kaynak terim de "dead reckoning" (parakete seyri)dir. Onyedinci ve onsekizinci asırlarda görmeden mevki hesaplamaya mantık ile hesaplama yapmak "deduced reckoning" denirdi. Daha sonraları kelime kısaltması yapılarak bu deyim "ded reckoning"e dönüşmüş, imlası daha sonra da "dead" olarak geçmiş ve terim "dead reckoning" olarak kalmıştır.

İspanyolca'dan pek çok deniz terimi türemiştir. İspanyolca "estivador"dan "stevedore" yani (kargoistif eden) kelimesi gelir. Kargo yüklendikten sonra gemi "weigh anchor" eder. Bu da Anglo Saxonca'daki (taşımak - nakletmek) anlamındaki "wegan"dan gelir.

Denizle ilgili geleneklerde İngiliz yaşam tarzının çok etkisi olmuş, denizcilik terimleri ve adetleri hergünkü konuşma ve alışkanlıklarımıza girmiştir. Ancak pek azımız kullandığımız pek çok kelimenin bir zamanlar denizcilik terimleri olduğunu biliriz.

"Making money hand over fist" (el el üstünde para yapmak) deyimi de yine denizden gelir. Onbeşinci asırdan sonra pek çok gemi ana serenlere tırmanan pek çok ip merdiven ile donanmıştı. Ancak yelkenler dolandığında bu merdivenler mürettebatın işine yaramıyordu. Sonuç olarak bunlar büyük iplere sarılarak el el üstünde güverteye inerlerdi. Bu süratli iniş şekli "Hand Over Hand", "Hand Over Fist" yani el el üstünde veya el yumruk üstünde anlamını doğurdu ki bu da (süratli gelişme) anlamında kullanılmaktadır.

"Knock off work" işi bırakmak deyimi de esir kadırgalarından doğmuştur. Kürekçilerin bir aletle (kürek çekmelerini sağlamak için) tahta üstünde bir ritm tutturulmuştu. Dinlenme veya nöbet değiştirme zamanında özel bir vuruş yapılırdı. Bunun "knock off Work" anlamına geldiği anlaşılırdı.

"Son of a gun" da eşlerin kocaları ile birlikte seyire çıktıkları tarihlerden kalan bir denizcilik terimidir. Seyir sırasında doğum olacağı zaman özellikle zor doğumlarda, topların bordadan atış yapmalarının doğumu hızlandıracağına inanılırdı. Dolayısıyla yeni doğan çocuğa "Son of a gun" (Top çocuğu) denirdi.

"Opportune" yani "Elverişli, uygun bir an" dan söz ederiz. Ancak bunun Romalılar zamanına kadar giden bir deııizcilik terimi olduğunu bilmeyiz. Her yıl Ağustos'un 17'sinde Romalılar Limanları koruyan tanrı Portunus'un onuruna bir ziyafet düzenlerlerdi. Portunus adı Latincedeki "Portus" (Liman) kelimesinden, "Opportune" kelimesi Latince "Ob" (Önce) ve "Portus" (Liman) kelimesinden, "Obportus" yani (Limandan önce) kelimelerinin birleşmesinden meydana geldi. Geminin limanın agzında olması bir "Opportune Moment" (veya Mutlu bir an)dı.

"Alloof" (Soguk davranış) da denizcilik terimidir. Hollanda dilindeki "a" (........ya dogru) ve "Loef" (Geminin rüzgara döndürülüp kıyıdan uzaklaşması) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir.

"Antenna" (Anten) kelimesi de denizcilik kökenlidir. Hristiyanlıktan çok önce gemi yapımcıları gemiler için ince ince işlenmiş donanımlar yaparlardı. Yunanlılar serenlerin yatay kollarından yelkenli sarkıtma sistemini getirmişlerdi. Buna (Germek) anlamına gelen özel bir isim verildi. Romalılar bu donanım sistemini benimsediler ve buna "Antenna" (Anten) adını verdiler.

Söz donanımdan açılmışken bununla ilgili diğer bir deyimi de açıklamak gerekir. Eski günlerde gemilerin çoğunda yüzlerce halat bulunurdu, bu halatların gamba almamış olarak bulundurulması zorunluluğu vardı. Her geminin kaptanı da gemisindeki halatların durumundan yakından ilgilenir ve bunu gurur meselesi yapardı. Gemide işler gevşek olduğu zaman mürettebata bu halatları onarma görevi verilirdi. Yapacak önemli bir işi olmayan kimseler için "at loose ends" (Boşta) tabirinin kullanılması da buradan gelmektedir.

Yukarıda İspanyolca'dan kargo istifleyen anlamındaki "stevedore" kelimesini aldığımızdan söz etmiştik. Kargonun sımsıkı yerleştirilmesi gerektiği için Fransızlar "arrange" (düzenlemek) kelimesine yakın olan "arrumage" kelimesini kullanırlardı. Ancak limana varıldığında hasara uğramış mallar olurdu. Kalitesi düşmüş bu mallara "Rummage" (alt üst olmuş) denilirdi. Buradan da "rummage sales" (Yoksullar için arta kalan malların satışı) denilirdi.

Acil durum ve lüks malzeme alımı için bir yere para ayrılması deyimi de denizcilik kökenlidir. Eski zamanlarda gemilerde soğutma sistemi yoktu. Tuzlanmış domuz eti de uzun seyirlere çıkarken alınabilecek yegane et ürünüydü. Depolarda saklanan domuz eti bol miktarda yağ üretiyordu. Bu yağın bir kısmı direkleri yağlamak için kullanılırdı. Gemi limana vardığında yağın bir kısmı da sabun yapımı için satılır, hasılatı ile de mürettebata lüks malzemesi alınırdı. Bu gün kullandığımız "slush fund" (hasılat fonu) terimi de böyle doğdu.

Eski zamanlarda uzun seyirlere çıkarken denizcilerin bir sorunu da yiyecek depolamaktı. Yanlarına aldıkları bir süre sonra küflenip yenmez hale gelirdi. Romalı bir fırıncı ekmeği uzun yolculuklarda bozulmadan saklayabilecek bir usül keşfetti. Buna Latincede "bis-coctus" (iki kere pişen) dendi. Bu deyimden de bisküvi kelimesi doğdu.

Bir de hepimizin kullandığı "bitter - end" (Acı son) tabiri vardır. Eski İngiliz gemileri "bitt" (bite) olarak bilinen bir cihazla donanırlardı. Bu baltaya takılmış bir kütüktü. Bunun etrafına da geniş bir kablo dolanırdı. Kablonun bir ucu biteye diğer ucuda demire bağlanırdı. Gemiyi sürüklenmeye karşı tutan bu kablo bazen kısa gelir, geminin sürüklenmesine ve tehlikeli durumların ortaya çıkmasına neden olurdu. Denizcilerde buna "bitter end" derlerdi ki; bu gün, acı sonuçlar veren anlamındaki bu deyimi sık sık kullanmaktayız.

Görüldüğü gibi denizcilik terimleri çok ilginçtir, öyküleri ise bunları daha da ilginç yapar.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Online   Alıntı ile Cevapla
Alt 31-01-2007, 14:45   #2
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

saol abi
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-02-2007, 18:16   #3
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 16:39 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580