Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Biyografi > Devlet-Siyaset

Devlet-Siyaset Bu Bölümde devlet adamlarının bilgileri bulunur

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-11-2009, 12:21   #1
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Adolf Hitler

Click the image to open in full size.


Adolf Hitler (d. 20 Nisan 1889, Braunau am Inn, Yukarı Avusturya - ö. 30 Nisan 1945, Berlin, Almanya), 1933 itibari ile Almanya'nın başbakanı ve 1934'den ölümüne kadar Almanya'nın Führeriydi. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP)'nin kurucusu ve başkanıydı.

Hitler, Almanya'da I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran'dan güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta tabakanın ekonomik istemlerine ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede nasyonalizm, anti-semitizm ve anti-komünizm de sunuyordu. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler saldırgan bir dış politika izleyerek Alman "yaşam alanı"nı (Lebensraum) genişletmek amacıyla Polonya'ya saldırdı. Yıldırım savaşı (Blitzkrieg) taktikleri ile Mihver Devletleri ittifakı ile birlikte Avrupa'nın büyük bölümünü ve Asya'nın bir kısmını istila etti.

ABD'nin II. Dünya Savaşı'na Müttefiklerin tarafına katılması ve Kızıl Ordu'nun ilerlemesi ile Alman ordusu gerilemeye başladı. Sovyet güçlerinin 23 Nisan 1945'te Berlin'e girmesi ile III. Reich'in yıkılacağı kesinleşmişti. İstila edilen Berlin'de; Hitler, eşi Eva Hitler(Eva Braun) ile yeraltı sığınağında (Führerbunker)[4] 30 Nisan 1945 günü intihar etti. 7 Mayıs 1945'te Alfred Jodl'ın imzaladığı teslim belgesiyle Nazi Almanyası tamamen yok oldu.

Çocukluğu ve Gençlik Yılları

Braunau am Inn


Adolf Hitler, 20 Nisan 1889 tarihinde Almanların yoğunlukta olduğu Yukarı Avusturya'nın Braunau am Inn'de o sıralarda gümrük memuru olan Alois Hitler(1837–1903) ve Alois'in üçüncü eşi (aynı zamanda ikinci dereceden kuzenidir ve evlenmek için kiliseden izin alınmıştı Klara Poelzl(1860 - 1907)'ün oğulları olarak doğmuştur. Alois 'in altı çocuğundan dördüncüsüdürAvusturya vatandaşı olarak doğan Adolf daha sonra Almanya'nın Cumhurbaşkanı adayı olmak için 1932'de Almanya vatandaşlığına geçmiştir.

ABD'li gazeteci William L. Shirer, Nazi İmparatorluğu adlı kitabında, Hitler'in soyağacı konusunda şunları yazmaktadır.

"Hitler’in büyükbabası, Johann Georg Heidler, gezici bir değirmenciydi. Aşağı Avusturya’da köy köy gezerdi. 1824’de ilk evlenmesinden beş ay sonra bir oğlu oldu. Ama ne çocuk ne anası yaşadı. On sekiz yıl sonra Duerrenthal’da çalışırken, Strones köyünden kırk yedi yaşında bir köylü kadın olan Maria Anna Schicklgruber ile evlendi. Bu evlenmeden beş yıl önce, 7 Haziran 1837’de Maria’nın gayrimeşru bir çocuğu olmuş, adını Alois koymuştu. Bu çocuk sonradan Adolf Hitler’in babası oldu. Alois’in babasının, her ne kadar kesin kanıtlar yoksa da Johann Hiedler olması ihtimali çoktu. Ne olursa olsun, Johann kadınla evlenmiş, ama bu gibi olaylara uygulanan geleneğe aykırı olarak, çocuğu meşrulaştırmak zahmetine katlanmamıştı. Çocuk, Alois Schicklgruber olarak büyüdü. Anna 1847’de öldü, Johann Hiedler bu ölümden sonra otuz yıl ortalıktan yok oldu. Seksen dört yaşında Waldviertel’de Weitra kasabasında yeniden ortaya çıktı. Bu sefer adını Hitler diye yazıyordu. Bir noterle üç şahit huzurunda kendisini Alois Schicklgruber’in babası olarak kaydettirdi.

Linz dönemi

İlk tahsilini doğduğu kasabada yaptı. Orta tahsiline Linz şehrinde başladı. O sıralarda, ilerde memur olmasını isteyen babasıyla zıtlaşıyor, ressam olmak istediğini söylüyordu. Sevmediği dersleri asıyor, hiç ilgilenmiyordu (ileride öğretmenlerini çok sert biçimde eleştirmiş, sadece tarih öğretmenini çok sevdiğini ve ona çok şey borçlu olduğunu belirtmiştir).

On üç yaşında tüberkülozdan babasını kaybetti (3 Ocak 1903). Daha sonra ağır bir ciğer hastalığı geçirmiş, doktorun tavsiyesiyle bir yıl kadar okuldan ayrı kalmış, sonrada maddi sorunlar nedeniyle okula geri dönememiştir. Annesine bakma sorumluluğuyla inşaatta işçi olarak çalışmaya başladı.

Okuduğu kitaplar içindeki anti-semitizim (Yahudi düşmanlığı) ise o zamanlar başlamıştır. İlk başlarda bu fikre karşı çıksa da Yahudilerin birbirlerini kültür, sanat, politika, iş hayatı gibi bütün alanlarda kayırdıklarını düşünmeye başlayınca, Yahudileri sevmemeye başlamıştır. Kendisi bu konuyu şöyle der:

"Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Bir çok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir anti-semitist olmaya karar verdim."[kaynak belirtilmeli]

On dokuz yaşına geldiğinde annesini kaybetti (21 Aralık 1907).Annesiyle hep ayrı bir bağ olduğundan söz eder ve o öldüğünde babasının ölümünden daha fazla üzüldüğünü anlatır.

Viyana dönemi

Annesi ölmeden hemen önce 1907 yılının Ekim ayında ressam olma ümidiyle Viyana Güzel Sanatlar Akademisi sınavına girmiş ancak başarısız olmuştu. Annesi öldükten sonra da 1908 yılının Eylül ayında tekrar başvurdu ancak yine başarısız oldu. Bir süre, yapıp sattığı resimlerden kazandığı parayla, yaşadı. Bu yılları Hitler sefalet olarak tanımlasa da annesinden kalan miras ve babasının ölümü sebebiyle verilen yetim maaşı o günlerde bir yargıç yardımcısının aldığı paraya denkti.[14] 1912'de Viyana'dan Münih'e geldi.

Siyasi hayat

1914'te I. Dünya Savaşı çıkınca Hitler, Bavyera ordusuna gönüllü olarak girmiş ve Batı Cephesinde Albay Julius List komutasındaki Bavyera 16. Redif Piyade Alayı ("List Alayı")'na verilmiştir. Birinci Ypres Muharebesi, Somme Muharebesi, Arras Muharebesi ve Passchendaele Muharebesi'ne katılmış ve 1914'de İkinci Sınıf Demir Haç ve Ağustos 1918'de Birinci Sınıf Demir Haç madalyasını almıştır. Son rütbesi onbaşı (Gefreiter) idi.

Alman Devrimi

Münih Devrimi'ne katılmış ve bir ara sosyalist aktivisti olmuştur. [kaynak belirtilmeli] Daha sonra Yüzbaşı Karl Mayr başkanlığındaki Bayerische Reichswehr Gruppennkommando Nr.4 (Bavyera Ordusu'nun İstihbarat Şubesi)'nde eğitimi alıp karşı devrim eylemlerinde bulunmuştur.

Alman mağlubiyetinden sonra Hitler, arkadaşı mühendis Gottfried Feder ve altı kişi tarafından kurulmuş olan Alman İşçi Partisi (Deutsche Arbeiterpartei, DAP) isimli bir partiye katıldı ve kısa sürede bu oluşumun üst basamaklarına kadar ilerleyip lider koltuğuna oturdu. 29 Temmuz 1923'te partinin adını Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiter Partei, NSDAP) olarak değiştirdi. Taraftarlarına kısaca "Nazi" ismi verildi.

Parti 25 maddelik bir program hazırladı. Bu programın ilk maddesi Almanya'yı Versay'ın ezikliğinden kurtarmaktı. Alman vatandaşlığının yalnız Alman kanını taşıyanlarda olması gerektiği önemli başlıklardan biriydi. Völkischer Beobachter[18] adlı gazeteyi yandaşları çıkarıyordu. Joseph Goebbels bu gazetenin tamamen parti bülteni halini almasını sağladı. Gazetede partisinin fikirlerini açıklayan makaleler yayınladı.
Birahane Darbesi ve Mein Kampf'

Birahane Darbesi ve Mein Kampf


Benito Mussolini'nin "Roma yürüyüşü"ü taklit ederek 9 Kasım 1923'de Münih'te hükümeti devirmek için teşebbüslerde (Birahane darbesi) bulunmuş ve ordu ve polisin desteklerini almayınca Erich Ludendorff'u lideri olarak göstermiştir. Fakat darbe Bavyera hükûmeti tarafından bastırılmış ve bunun üzerine 5 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve Landsberg Hapishanesi'ne girmiştir. Ancak 20 Ekim 1924'de tahliye edilmiştir.

Hapisteyken "Mein Kampf" (Kavgam) isimli bir kitapta fikirlerini yazdırdı. Bu kitap, partinin bundan sonraki faaliyetlerine yön verdi. 1924 ve 1929 yılları arasında partisi başarısız oldu. Ancak Dünya Ekonomik Krizinden sonra daha fazla oy kazanabildi (1929). 1930 seçimlerinde yüzde 18 oy ile SPD den sonra ikinci büyük parti oldu. Hitler'in oyları Katoliklerden daha fazla Protestanlardan, şehirlerden daha fazla kırsal bölge ve kasabalardan, işçilerden daha fazla orta ve üst kesimden geldi.

İktidara doğru


31 Temmuz 1932'de parti üçüncü kez genel seçime katılmıştır. Seçim sonuçlarından yine parlamentoda çoğunluğu sağlayabilen bir parti çıkmamıştır. Toplam oyların yüzde 37’sini alan Nazi partisi, parlamentoda çoğunluğu sağlayamamakla birlikte en çok sandalye sayısına sahip partiydi.

1933 yılının Ocak ayında, Komünistlerin bir genel grevle tüm ekonomiyi işlemez hale getirerek bir “devrimci durum” yaratacakları ya da ülkede içsavaş çıkacağı konusundaki endişeler o derece derinleşmişti ki, Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg Hitler’i, Katolik Merkez Parti’yle bir koalisyon kurarak istikrarlı bir hükümet kuracağı umuduyla başbakan atadı.

Ancak Katolik Merkez Parti’yle bir anlaşma sağlanamadı. Milliyetçi Parti’nin de desteğini alan Hitler, ülkeyi yeniden bir genel seçime götürdü. Hükümette oldukları için devletin tüm olanaklarını kullanan bir seçim kampanyası yürütülmüştür. Öte yandan Hitler, hiçbir şekilde ulusalcı bir sosyalist olmadığını, gerçekte ne olduğunu çok net bir şekilde, gereken yerlere anlatabilmişti. Bu seçim kampanyası sırasında endüstri, finans ve sigorta devlerinden büyük miktarda mali destek sağladılar.

Reichstag Yangını

27 Şubat 1933 akşamı Reichstag’ta bir yangın çıkmıştır. Bu yangın NSDAP'nin polis örgütü olan gestapo tarafından yapılmıştır ve olay komünistlerin üzerine atılmıştır.[kaynak belirtilmeli] Ertesi gün, Hitler Hindenburg’a, anayasanın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalattı. İzleyen günlerde Nazi partisi ve Milliyetçiler dışındaki tüm partilerin yayınları ve seçim çalışmaları durduruldu.

5 Mart 1933 günü yapılan seçimlerde Nazi partisinin oyları yüzde 44 düzeyine çıkmıştır. Milliyetçi partilerin oyları düşmüş olmakla birlikte parlamentoda çoğunluk sağlanabiliyordu.

Yetki Kanunu


Seçimlerin hemen ertesinde parlamentodan bir “yetki kanunu” çıkartıldı. Bu kanun, Reichstag’ın tüm yetkilerini dört yıl süre ile kabineye devrediyor, ve çalışmalarına bu süre için ara veriyordu.

Ancak böyle bir kanun için parlamentoda üçte iki çoğunluk kararı gerekmektedir. Bu çoğunluk kararının nasıl sağlandığı Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi tutanaklarına da geçmiştir. Oylamanın yapılacağı gün parlamento SA tarafından kuşatılmış, bazı Sosyal Demokrat parlamenterler içeri alınmamıştır. Zaten 81 komünist parlamenter de seçimlerden önce göz altına alınmıştı.

23 Mart 1933 günkü parlamento oturumunda “Halkta ve Almanya’daki Sıkıntının Kaldırılmasına Dair Kanun (Gesetz zur Behebung der Not von Volk und Reicht) adındaki yetki tasarısı kabul edilmiştir.

Bu kararnameyle yürütme ve yasama erklerini eline almıştır. Hemen ardından diğer partileri yasakladı. Büyük bir propaganda faaliyeti yürüterek ve olağanüstü hitabet ve ikna kabiliyetini kullanarak bütün Alman halkını Nazi bayrağı altında birleştirdi. Kendisini, Almanların yanılmaz büyük lideri ilan etti ve halkı da buna inandırdı. Bundan sonra Alman halkı ölümüne kadar Hitler'in peşinden gitti.

Halka, ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtaracağına söz verdi ve bu yolda çalışmalarına başladı. Almanya'da aşırı artış gösteren işsizliği savaş hazırlığı için kullanarak, iş sahası oluşturdu. Ülke genelinde büyük otobanlar inşa ettirdi.

Uzun Bıçaklar Gecesi

Adolf Hitler'in bir gecede pek çok üst düzey SA elemanının öldürülmesini emrettiği ve en azından 85 kişinin SS subayları tarafından katledildiği gecenin adıdır. 30 Haziran 1934'ü 1 Temmuz 1934'e bağlayan gecedir. Adolf Hitler'in ordunun güvenini kazanmak için böyle bir emir verdiği ileri sürülmektedir. Operasyondan sonra Hitler ordu üzerinde tam otorite kurmayı başarmış, önce Avrupa, sonra da dünya fethi için güçlü bir Alman Ordusu yaratma hazırlıklarına hız vermiştir. Tarihçiler tarafından Nazi Almanya'sı için bir dönüm noktası olduğu varsayılmaktadır.

Anti semitizm

Ülkedeki bütün aksaklıkların nedeni olarak Yahudileri ve çingeneler gibi bazı azınlıkları gösteriyor, Alman ırkının üstün ırk olduğunu söylüyordu. Bütün[kaynak belirtilmeli] bir Alman halkını da bunlara inandırmayı başardı ve tarihin en büyük soykırım faaliyetine girişti.

Yahudileri toplama kamplarında topladı. Çalışabilecek durumda olanlar ayrıldıktan sonra diğerleri gaz odalarında öldürülüp, fırınlarda yakıldılar. Bu faaliyetler sadece Almanya'da değil, daha sonra işgal edilen bütün ülkelerde de gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm Avrupa'da yaklaşık olarak 6 milyon insan öldürüldü Alman ırkını iyileştirmek adına, binlerce zihinsel engelli insan da hastanelerde, verilen gizli emirlerle öldürülmüştür

İktisat politikası

Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştır. Gerek I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmasının, gerekse de 1930 yılındaki genel ekonomik buhranın sonucunda Alman ekonomisi ciddi sıkıntılar içindeydi. Yaşanan hiper enflasyon, aşırı boyutlara varan işsizlik ve bunlara bağlı olarak sanayideki kapasite düşüklüğü, Hitler’in izlediği ekonomi politikalarıyla kısa sürede kontrol altına alınmıştır.

Hitler'in iktidara geldiği 1933 yılını izleyen yıllardaki Alman ekonomisinde gözlenen gelişmeler, çoğu kez Hitler'in olağanüstü başarısı olarak kabul edilir. Hitler'in iktidarın tüm kontrolünü ele geçirmesinin hemen ardından tüm sendikalar kapatılmış, tüm çalışanlar bir "işçi birliği" çatısı altında toplanmış, işçi aidatları, genel bütçeye aktarılmıştır. Ücret artışları ve bunun sonucu olan grev olasılığının kalktığı ekonomide, doğal olarak bir istihdam artışı yaşanmıştır. İşgücü maliyetinin düşmesi ve "iş dünyasındaki barış ve istikrar", işgücü talebini artırmıştır. Teknolojik ve askeri alanlarda büyük yatırımlar yapmıştır.

Yeniden Silahlandırma (16 Mart 1935)

Alman ekonomisinin canlandırılmasının ardından Hitler, izleyeceği dış politikanın temelini oluşturan askeri stratejisini hayata geçirmeye yönelmiştir. Bu stratejinin ilk adımında Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Versay anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır. Bunun sonucunda büyük tonajlı savaş gemileri ve denizaltı, zırhlı kara savaş araçları üretimine geçilmiş, kara ordusunun mevcudu artırılmıştır.
Almanya-Britanya Donanma Anlaşması (18 Haziran 1935) [değiştir]

Almanya'nın yeniden silahlandırmasını önlemek için Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya, 11 - Nisan 14 1935 tarihleri arasında Stresa'da görüşmüş ve Stresa Cephesi oluşturulmuştur. Fakat 18 Haziran'da Birleşik Krallık, Almanya ile anlaşarak Birleşik Krallık Donanmasının toplam tonajının % 35 (420.595 ton)'e kadar denizaltı dışındaki savaş gemilerine sahip olmasını kabul edince Stresa Cephesi çökmüştür.
Anti-Komintern Paktı (25 Kasım 1936) [değiştir]

Türkiye büyük Büyükelçiliği Askerî Ataşesi Korgeneral Hiroshi Ōshima ile Nazi Almanyası'nın Abwehr Başkanı Wilhelm Canaris'in girişimleriyle 25 Kasım 1936 tarihinde Komintern'in uluslararası komünizm hareketinin kendi ülkelerine bulaştırmamak için Anti-Komintern Paktı imzalanmıştır.
Anschluß (12 Mart 1938) [değiştir]

Avusturya'nın ilhakı

Avusturya'nın ilhakı (Anschluß) 12 Mart 1938'de Hitler'in hayalindeki büyük Almanya'yı oluşturma çabalarının ilk adımı olmuştur.

Avusturya'nın ilhakını (Almanca'daki karşılığı Anschluss) "Versailles Antlaşması" gereği 15 yıldır Milletler Cemiyetinin kontrolünde olan Saar bölgesinin Almanya'ya verilmesi, Çekoslavakya'nın Südet bölgesinin Almanya'ya verilmesi, Almanya'nın Çekoslavakya'yı işgali ve en sonunda Polonya'nın işgali takip etti.

İlhaka giden yolun başlangıcı Almanya'nın yasadışı Avusturya Nasyonel Sosyalist partisinin Avusturya tarafından tanınması ve hükümet ortaklığının kabul edilmesi yolundaki baskıları oluşturdu. 1938'de Avusturya Şansölyesi Kurt Schuschnigg, bağımsızlığı korumak ümidiyle son bir hamle yaparak Almanya'yla birleşme ya da bağımsızlık üzerine bir referandum yapmaya karar verdi. O zaman Almanya Schuschnigg'e iktidarı Nazi partisine devretmesi için baskı yaptı. Bu çok iyi planlanmış darbe sonucu Avusturya Nasyonel Sosyalist Partisi Viyana'da 11 Martta kontrolü ele geçirince Alman orduları Avusturya'ya girdiğinde hiçbir direnişle karşılaşmadı. Avusturya'nın ilhakına uluslararası tepki yumuşak oldu. Versay Antlaşmasına göre Avusturya ve Almanya'nın birleşmesi yasaklanmıştı ve bunu gözetmekle görevli I. Dünya Savaşının İtilaf Devletleri sadece diplomatik protesto ile yetindiler. Bağımsız Avusturya ancak II. Dünya Savaşı sona erdiğinde yeniden ortaya çıkmıştır.


Münih Konferansı

Hitler'in ikinci stratejik hedefi, Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır. Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938 de, Avusturya’nın ilhak edilmesiyle başlamıştır. Ardından ikinci adım olarak Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir. Hitler’in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Südet bölgesi Almanya’ya veriliyor. Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya’nın temsici bulundurmadığı bir anlaşmadır. Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir. 1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Südet bölgesi Almanlarca işgal edilecektir. 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya’nın kalanını da topraklarına
ekleyeceklerdir.

Click the image to open in full size.


II. Dünya Savaşı

Hitler'in üç saatlik Paris gezisi sırasında (solda Albert Speer, sağda Walter Frentz, 23 Haziran 1940, Chaillot sarayı, Paris)
Carl Gustaf Emil Mannerheim'in 75. doğum gününü kutlamak için Finlandiya'yı ziyaret ettiğinde (4 Haziran 1942

Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisini gören Adolf Hitler ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte aynı anda siyanür hapı içip, önce Eva Braun'u sonrada kendisini bir silah vasıtasıyla vurarak intihar etti.[kaynak belirtilmeli] Kendi isteğiyle Führerbunker bahçesinde benzinle cesetleri yakılmıştır. Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia edilmektedir. Tüm bu 'resmi' teze rağmen Hitler'in sonuyla ilgili çeşitli iddialar 'komplo teorileri' seviyesinde de olsa hâlâ tartışılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]
Adolf Hitler Filistin Başmüftüsü Emin el Hüseyini ile görüşürken, Aralık 1941

Hitler ölmeden önce ikili vasiyetnamesini yazdırmıştır: Siyasi ve Özel Vasiyetname.Siyasi vasiyetnamesinde Ona göre; Almanya bütün milletler için bir zehir gibi tehlikeli olan Yahudileri ve Bolşevizm'i kovalamaktan asla vazgeçmemelidir. Almanya'nın geleceğini tartışmasız bu olgu belirleyecektir.Savaştan sonra esir alınıp başka devletlerin hizmetinde çalışan generaller Leninizm tehlikesi (kendilerine göre)nin önemini anlatıp bunun için idari birimler kurmuşlardır. (ABD VS.) Hitler, savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri sorumlu tutuyordu. Özel Vasiyetinde ise, tüm hayatı boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi. Tüm şahsi mallarını partiye eğer parti kalmamışsa devlete bıraktığını söylüyordu.

Kişisel Özellikleri


Click the image to open in full size.
Hitler'in Nürnberg'te çekilmiş bu resmi, vücut dilini kullanmasına örnektir. Mitinglerde halkı etkilemek için bu yolu sürekli kullanıyordu.

Hitler' in genel olarak ele alınan en önemli özelliği insanları çabuk etkileyebiliyor olmasıydı. Bu Nazi propagandasıyla birleştirilerek halka sunuluyordu. Hitler'in üstün bir insan olduğu lanse ediliyor, konuşmalarındaki tavırlarıyla bunu, onu dinleyen kitleye hissettirmeye çalışıyordu. Çoğu NSDAP yöneticisinin onu saplantılı bir biçimde benimsemesi ve bu yöneticilerin halkla bir araya geldiklerinde kendi iç yapılarının Hitler'e bağımlı olduğunu bariz şekilde göstermesi yapılan propagandanın etkilerindedir. Nazi Almanyası Hava Kuvvetleri Komutanı olan Hermann Göring, Hitler için şöyle demiştir: Vicdansızım ben. Benim vicdanım Adolf Hitler'dir.

Hitler, mücadeleci bir kişilik sergilemeye çalışıyor ve üstün niteliklere sahipmiş izlenimi vermek için vücut dilini etkin bir biçimde kullanıyordu. Sert bakışlar, ani hareketler ve uzun konuşmalar propaganda amacı ile yapılan ayrıntılardı. Kendisini yanılmaz, hata yapmaz bir lider olarak göstermeye çalışıyor eskiden savunduğu görüşleri halen sıkı sıkıya savunduğunu belirtiyordu. Goebbels onun için şöyle demiştir: Führer hiç değişmez. Çocukken nasılsa şimdi de öyledir.

Saplantılarla dolu hayatında sanata çok önem vermiş, özellikle resim konusunda kendisini otorite olarak kabul etmiştir. Annesinin ölümünden sonra sulu boya resimler yaparak otel odalarında yaşadığı biliniyor, kazandığı parayla müzeleri geziyor, umarsızca parasını tüketiyordu.

Ölümsüzlük hissi Hitler'in başka bir saplantısıdır. Bu fikre, ondan önce doğan kardeşlerinin ölmüş olması yüzünden kapılmış olabilir. Diğerleri ölürken kendisinin hayatta kalması özel olduğu hissini uyandırmıştır. Kendisini ilahi koruma altında görmesini sağlayan dayanaklardan biri de I. Dünya Savaşı'nda cephedeyken içinden bir sesin yerinden kalkıp başka bir yere gitmesini söylemesidir. Bu içsel sesten sonra bir bombanın terk ettiği cepheye düşmesi ve oradaki arkadaşlarının ölmesi inandığı düşünceyi saplantılı hale getirmesine sebep olmuştur. Hitler'e 42 suikast girişiminde bulunulmuştur.
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:50 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580