|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Devlet-Siyaset Bu Bölümde devlet adamlarının bilgileri bulunur |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
18-01-2007, 19:00 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 |
İsmail Enver ( Enver Paşa) Jön Türk hareketinin anahtar adamı, İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin en güçlü lideri, Balkan ve Trablusgarp Savaşı’nın kahramanı, sultanın damadı, başkumandan vekili ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Savunma Bakanı olan Enver Paşa’nın asıl adı İsmail Enver’dir Nüfus kaydı bilgileri, 1909 tarihli bir aile mektubu ve Enver Paşa’nın kendi yazdığı hayat hikâyesinden yararlanarak geniş bir araştırma yapmış olan Şevket Süreyya Aydemir’e göre, Enver Paşa, 23 Kasım 1881’de İstanbul’da Divanyolu semtinde doğmuştur ilesi Manastırlı’dır. Babası önceleri Nafıa Nezareti Fen Memurluğu yapan, sonra ise Süre Emini olan Ahmed Bey, annesi Ayşe Hanım’dır Babası tarafının Gagavuz Türklerinden olduğunu Şevket Süreyya Aydemir ortaya koymuştur. Enver Paşa, iki kız ve bir erkek çocuk Babasıdır Manastır’da Karaköprü’de oturmuşlardır. Kardeşleri Nuri Paşa, Mediha Hanım ve Hasene Hanımdır. Bir de Babaanne Şükriye Hanım vardır. Enver Paşa üç yaşındayken İbtidai Mektebine kaydedilmiş, 6 yaşında Babasının tayini dolayısı ile İstanbul’dan Manastır’a gitmişler ve yaşının küçüklüğüne rağmen Manastır Askeri Rüştiyesi’ne yazılmıştır. Mektebe 1306 (1889)’da girmiş ve burasını 1309 (1893) yılında bitirmiştir. Daha sonra Manastır’daki evleri satılıp, kardeşleri evlenmiş, kendi de Selanik’e nakletmiştir. 1309/1893 ders yılı başında Manastır Askeri İdadisi’ne yazılır. Manastır İdadisi’ni bitirince, Harbiye’ye gitmiştir. Harbiye’den 9. olarak mezun olmuştur. İlk siyasi macerası amcası Halil Paşa ile Yıldız Sarayı’na götürülerek sorgulandıkları ancak hüküm giymeden serbest bırakıldıkları olaydır. Enver Paşa, Erkân-ı Harbiye’yi birincilikle bitirmiştir ve 1902’de Erkân-ı Harp Yüzbaşı’sı olmuştur. III. Ordu’ya Makedonya’ya tayin edilmiştir. İlk birliği, Manastır’da 13. Topçu Alayıdır. Sekiz ay, “Sunuf-ı Selâse”de staj görmüştür. Bu arada Bulgar çetelerinin takip ve tenkili için yapılan harekâta katılmış, 1903 yılı Eylülü’nde Koçana’da bulunan 20. Piyade Alayı’nın Birinci Bölüğü’ne, bir ay sonrada 19. Piyade Alayı’nın Birinci Taburu’nun Birinci Bölüğü’ne nakledilmiştir. Nisan 1904’te Üsküp’teki 16. Süvâri Alayı’nda görevlendirilmiştir. Aynı yılın Ekim ayında İştip’teki alaya gitmiş, iki ay sonra “Sunuf-ı Muhtelife” hizmetini tamamlayarak Manastır’daki karargâha dönmüştür. Ardından Manastır Mıntıka-i Askeriyyesi Ohri ve Kırçova mıntıkaları Müfettişliğine tâyin edilmiştir. 7 Mart 1905’te Kolağası (Önyüzbaşı) olmuştur. 13 Eylül 1906’da Binbaşılığa yükseltilmiştir Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne on ikinci üye olarak katılmış ve Manastır’a dönüşünde cemiyetin buradaki teşkilâtını kurma faaliyetinde bulunmuştur.Bu siyasi faaliyetler, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile Merkezi Paris’te olan Osmanlı Terakki ve İttihad Cemiyeti’nin birleşmesi ve ilk örgütün Osmanlı Terakki ve İttihad Cemiyeti Dâhili Merkez-i Umumisi adını almasından sonra artacaktır 21 Mayıs 1889’da Tıbbiyeli beş arkadaş “İttihad-ı Osmanî” adında İbrahim Temo’nun girişimiyle bir örgüt kurdular. 20 Temmuz 1891’de toplantı yapıldı ve örgütün yürütme kurulları oluşturuldu. Cemiyet 1894’te yurt içi ve yurt dışı bağlantıları sağlamaya başladı. Ahmed Rıza Bey cemiyete katıldı ve gazete çıkarmaya başladı. Daha sonra Jön Türk Gazetesi adı ile yurt içi ve dışında önemli işleve sahip olacak olan Hanioğlu,Meşveret Gazetesi, Ahmed Rıza’nın pozitivist fikirlerini yayıyordu. Sloganı “İntizam ve Terakki” idi. Mısır’a sürgüne gönderilen Murad Bey de Mısır’da Mizan Gazetesi’ni çıkardı. Bu grup sürgün edilse de büyüyordu. Sultan, Ahmed Celâleddin Paşa’yı görevlendirdi. Ahmed Paşa, ittihadın üyelerini hükümetin hizmetine sokmayı başardı. Böylece birinci İttihad dönemi kapanmış oldu. İkinci İttihad dönemi ise Ahmed Rıza Bey ve Meşveret’in mücadelesine, Damat Mahmut Paşa’nın oğulları ile birlikte Paris’e kaçıp, mücadeleye destek vermesi ile başlamıştır. Prens Sabahaddin’in tasarlaması ile kongre toplanır. Kongre’de ittihad, yabancı müdahalesini onaylayan Sabahaddin Bey ve grubu ile onaylamayan Ahmed Rıza Bey ve grubu diye ikiye ayrıldı. Prens Sabahaddin, Teşebbüs-i Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’ni kurdu . Diğer kanat ise Terakki ve İttihad Cemiyeti’ni kurdu. İttihad ve Terakki’nin 1906’ya kadar yurtdışı eksenli bir örgütlenmesi vardı. Fakat 1906’da hem devrimci asker hücrelerinin kurulması hem de yurt içinde bir komitenin olması bu durumu fiilen ortadan kaldırdı. 1906’da Selanik’te Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kuruldu Eylül 1906’da Selanik’e giden Enver Bey, orada amcası Mümtaz Yüzbaşı Halil Bey ile konuşarak gizli cemiyete dâhil olmayı kabul etti. Enver Bey, Bursalı Tahir Bey’in rehberliği ile “Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne kabul edilir. Selanik’teki örgütün çağrısı ile Paris’teki Terakki ve İttihad Cemiyeti ile 1907’de birleşerek “Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti” adını almıştır. İkinci Jön Türk Kongresi toplanır. Bu defa bütün Osmanlı ihtilal komiteleri arasında tam bir birlik doğar. İhtilal teşebbüsüne geçileceği ilân olur. 1907 yılının sonlarına doğru Selanik Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile Terakki ve İttihad Cemiyeti birleşir. Rusya gözlerini Balkanlara dikmiş; Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan Makedonya üzerinde müdahale içine girmiş; İtalya Trablusgarp’a hâkim olma telaşına düşmüştü. Tüm bunların üzerinde Reval Mülâkatı olunca Makedonya ihtilalinin ilk kıvılcımı Enver Bey, Eniştesi ve Selanik merkez Kumandanı Nazım Bey suikastında ölüm emrini veren kişi ilân edilince, İstanbul’a çağrılır ve Enver Bey de dağların yolunu tutarak Manastır’a doğru yol alır. Resneli Niyazi’nin Resne’den dağa çıktığını öğrenince artık Manastır’a gitmez ve Tikveş’e yönelir. İhtilal iyice alevlenir. Tikveş’te cemiyeti yaymaya başlar ve orada Kolağası Mustafa Kemal ile baş başa bütün meseleleri konuşurlar. 6 Temmuz 1908 günü “Osmanlı Terakki ve İttihad Cemiyeti” Manastır sokaklarında beyânnâmeler asarak anayasa ve hürriyet rejiminin kurulmasını ister, halk 1876 anayasasını ister, 23 Temmuz 1908 günü İttihad ve Terakki Cemiyeti kendiliğinden meşrutiyeti ilân eder. Enver Bey, II. Abdülhamid’in Meclis-i Mebusan’ı yeniden toplantıya çağıran iradesi sonrasında Selanik’e davet edilir. Büyük sevinç gösterileri ile Selanik’te kutlamalara katılır Enver Bey, 23 Ağustos 1908’de Rumeli Vilâyeti Müfettişliği refakatine verilir. 5 Mart 1909’da 5000 kuruş maaşla Berlin askeri ataşesi olarak görevlendirilir. İki yılı aşkın süren bu görev Enver Bey’de Almanlara karşı bir yakınlık duymasına neden olmuştur. İttihad ve Terakki muhaliflerinden Derviş Vahdeti ve onun Volkan gazetesi 31 Mart Olayı’nın çıkışında en büyük rolü oynadı. 31 Mart Olayı İstanbul’a yetirilmiş olan Avcı Taburlarındaki askerlerin ayaklanmasıyla başladı. Nisan 1909’da İstanbul’a gelen Hareket Ordusu 3 gün içinde ayaklanmayı bastırdı. İttihad ve Terakki bu olaydan sonra II. Abdülhamid’i tahttan indirdi. Yerine 65 yaşındaki Mehmed Reşad, V. Mehmed adıyla padişah oldu. Parlamenter bir rejime geçildi. Yasamanın bağımsızlığı kabul edildi. Osmanlı yönetimi fiilen İttihad ve Terakki’nin eline geçer. Bu şartlar içinde Enver Bey Yeşilköy’e varır. Hareket Ordusu’nda Mustafa Kemal’in yürüttüğü Kurmay Başkanlığı’nı alır. Mart 1911’de Makedonya’daki çete faaliyetlerine karşı alınacak tedbirleri denetlemek ve rapor hazırlamak üzere görevlendirildi. Görevi bitince 11 Mayıs 1911’de İstanbul’a döndü. Millî birliğini tamamlayıp sömürgecilik faaliyetlerine giren İtalya; Tunus, Mısır gibi bölgelerin Fransa ve İngiltere gibi güçlü devletlerin elinde olduğunu görünce önce Habeşistan’a yönelir, başarısız olur. Bu kez Bingazi’yi kendine hedef seçer. İşgal için büyük devletlerin onayını alır. 28 Eylül 1911’de Osmanlı Devleti’ne bir kesin uyarı verir. Trablusgarp ve Bingazi’nin teslim edilmesini ister. Osmanlı Devleti reddedince 29 Eylül 1911 günü İtalya savaş ilân eder. Trablusgarp İstanbul’dan 1600 km uzaktadır. Denizden yardım göndermek imkânsızdır. Karayolu üzerinden kuvvet göndermek ise İngiliz idaresinde bulunan Mısır’ın tarafsızlığından dolayı mümkün değildir. Enver Bey Bingazi sancağına gelir. İlk düzenli Türk saldırısı 23 Ekim 1911’de yapılır. İtalyanlara karşı büyük başarılar elde eden Enver Bey 24 Ocak 1912’de resmen Umum Bingazi Mıntıkası Kumandanlığı’na getirilir 17 Mart 1912’de bu göreve ilaveten Bingazi Mutasarrıflığı’na tayin edilir. 10 Haziran 1912’de de kaymakam olmuştur. Enver Bey komutasındaki Bingazi savunması da oldukça çetin geçmiştir. Enver Bey düşman askerlerine göz açtırmıyordur. İtalyanlar durdurulsa da patlak veren Balkan savaşı üzerine Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kalmıştır. Enver Bey Balkan savaşlarına katılmak üzere Bingazi’den ayrılmıştır. Osmanlı Devleti, Arap ve Arnavut bağımsızlık hareketleri yanında Trablusgarp işgali ile de uğraşırken, Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan aralarında anlaşır. Bâb-ı Âli, 15 Ekim’de Uşi Muahedesini imzalar ve Trablusgarp’ı İtalya’ya terk eder. Bu sırada Balkan devletleri arasında Balkan Birliği meydana gelmiştir. Osmanlı Devleti, Balkan devletleri karşısında denizlerde yenilgiye uğramıştır. Bunda batılı ülkeler ve özellikle İngiltere, Yunan donanmasından güçlü bir Osmanlı donanması kurulmasını engelleyerek etkili rol oynamıştır. Kara ve denizlerdeki bu başarısızlıklar üzerine Osmanlı Devleti, savaşın durdurulmasını istemeye başladı. 28 Ekim 1912’de Osmanlı Devleti ile Balkan Devletleri arasında Çatalca’da görüşmeler başladı. 3 Aralık 1912’de ateşkes antlaşması imzalandı. Osmanlı Devleti, Bulgar kuşatmasındaki Edirne’ye yardım gönderemeyecek, barış antlaşması Londra’da toplanacak bir konferansta yapılacaktı. 17 Aralık 1912’de Londra’da konferans toplandı. Enver Bey bu arada İstanbul’a gelir ve Onuncu Kolordu Erkân-ı Harbiye Reisliği’ne (Kurmay Başkanlığına) getirilir. 10 Ocak 1913’te Nazım Paşa ile görüşen Enver Bey, Harbiye Nâzırı ile Kâmil Paşa’nın istifaya zorlanması ve yerine savaşa devam edecek bir hükümetin kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Daha sonra bu fikri, Kâmil Paşa’nın görevde kalmasını isteyen Sultan Mehmed Reşad’a kabul ettirmeye çalıştı. Bu arada Enver Paşa’nın yıldızının parladığı en önemli gelişmelerden biri olan Bâb-ı Âlî baskını gerçekleşti. Darbenin başarılı bir şekilde sonlandırılması, planı yapan Talât Bey ve özellikle harekâtı akıl almaz cesareti ile sürükleyen Enver Bey sayesinde olmuştur. Bâb-ı Âlî Baskını’nın, Enver Bey’in İttihad ve Terakki içindeki askeri kadronun lideri haline gelmesinde en önemli hadise olduğu söylenebilir. Enver Bey, Bâb-ı Âlî Baskını’ndan sonra halka zafer müjdesi vermek ister ama Osmanlı başarısızdır. 3 Şubat 1913’te II. Balkan Savaşı başlar. Osmanlı Devleti başarısızdır. 30 Mayıs 1913’te “Londra Barış Antlaşması” imzalanır. Osmanlı’nın batı sınırı Midye-Enez hattı olacaktır. Osmanlı, Balkanlardan çekilmiştir. Balkan Devletleri bu mirası paylaşmada birbirine düşünce Osmanlı Devleti bunu fırsat bilmiş Enver Bey önde olmak üzere Edirne’ye gidilmiş, Edirne tekrar alınmıştır.
__________________ Besiktas JK . | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |