|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
01-02-2007, 16:08 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
GİRİŞ HAZIRLANAN BU RAPORDA ÜÇ TEMEL SORUN ORTAYA ÇIKMAKTADIR: 1) Avrupa Birliği üyesi ülkeler ithal enerji kaynaklarına bağımlıdırlar. Eğer enerji kullanım oranındaki artış değişmezse bu bağımlılığın 2030 yılında % 70 oranına kadar çıkacağı tahmin edilmektedir. 2) Avrupa Birliği, satın aldığı enerji kaynaklarının bulunduğu ülkeleri kısıtlı oranda etkileyebilmektedir. Bu yüzden konutlarda ve nakliye sektöründe, enerji israfına karşı uygulanan politikaları desteklemek zorundadır. 3) Ayrıca kesin olarak, AB üyesi ülkeler, altına imzalarını attıkları Kyoto Protokolü kararlarına uymak zorundadırlar. Bu koşullar altında AB enerji komisyonu, gelecekteki enerji politikasını, aşağıdaki önemli sorular doğrultusunda belirlemek amacındadır. 1) Avrupa birliği, güvenli enerji temini ve kaliteli enerji kaynakları kullanma amacı gibi konuları dikkate almadan ithal enerji kaynaklarına olan bağımlılığın artmasını kabul edebilir mi? Bu ne çeşit enerji kaynakları için uygun olur? Bu durumda, ithalat için nasıl bir enerji politikası uygulanacağı önceden görülebilir mi? Bu bağlamda, yukarıda bahsedilen politikaları uygulamak ekonomik yönden risk meydana getirir mi? 2) Herhangi bir üye ülkede enerji konusunda alınan kararlar AB’nin birbiriyle bütünleşmiş piyasalarından dolayı diğer ülkeleri ne derece etkilemektedir? Enerji teminindeki rekabetçi, koordineli politikaların AB seviyesinde tartışılması yeterli olmakta mıdır? 3) Üye ülkelerin, enerji sektöründeki vergi politikaları, AB’nin rekabete dayanan politikalarına engel teşkil etmekte midir? 4) Üretici ülkelerle süre gelen diyaloglar doğrultusunda enerji temini ve yatırım konularındaki mutabakatların içeriği ne olmalıdır? | ||
|
01-02-2007, 16:09 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Önemli bir üretici olan Rusya’yla devam eden ticaret doğrultusunda kaynak fiyatlarının ve yatırımların kararlı durumunun devam edip etmeyeceği ne ölçüde garanti edilebilir? 5) Petrol, doğalgaz ve kömür rezervlerindeki stoklar arttırılmalı mıdır? Enerji Komisyonu, stok yönetimi konusunda daha önemli bir rol oynamalı mıdır? Bu rol nasıl modellenebilir ve içeriği ne olmalıdır? Enerji teminindeki fiziksel bozukluklar, enerji kaynaklarının Avrupa’ya girişinde daha ağır külfetleri beraberinde getirir mi? 6) Avrupa Birliği ve üye ülkeler çerçevesinde enerji bağlantı ağları konusundaki daha iyi operasyonlar ve gelişmeler nasıl garanti altına alınabilir? 7) Bazı yenilenebilir enerji kaynaklarındaki teknolojik çalışmaları ve yatırımları desteklemek tüm enerji sektörü göz önüne alındığında ne kadar yarar sağlayabilir? Ayrıca şu anda kullanılan sektörlere yapılan yatırımlar karşılaştırıldığında hangi sektör daha karlı gözükmektedir? (Doğalgaz, petrol, nükleer)? 8) Nükleer enerjinin iyi bir enerji temin etme seçeneği olduğu göz önünde tutulursa, Avrupa Birliği nükleer atık problemine ve nükleer enerji güvenliği problemine nasıl bir çözüm yolu bulmalıdır? Ayrıca gelecekteki füzyon teknolojisi konusundaki araştırmalar nasıl yürütülmelidir? 9) Hangi politikalar, Avrupa Birliğinin, Kyoto Protokolü doğrultusundaki sorumluluklarını yerine getirebilmesi için uygundur? Dışa bağımlılığımızın ve sera gazı oranının düşmesine yardım edecek tutumlu enerji kullanma konusunda karara bağlanması gereken ölçütler neler olmalıdır? 10) Hidrojen gibi 2020 yılında toplam yakıt tüketiminin % 20’sini karşılaması tahmin edilen yakıtların ve bioyakıtların geliştirilmesini içeren kararlı programlar uygulanmasına ve bu yakıtların imalat maliyetinden doğan vergilendirme oranlarının kararlaştırılmasına uluslararası piyasaları göz önünde bulundurmadan daha ne kadar devam edilmelidir? 11) Konutlardaki, nakliye sektöründeki (otoyollardaki ve demiryollarındaki) , enerji koruması çalışmaları ve bu sektörlerdeki (bazı üye ülkelerdeki ) ağır vergi oranlarını iyileştirme çalışmaları uzun vadede ne çeşit programlarla daha iyi bir seviyeye getirilmelidir? 12) Enerji ithal ettiğimiz ülkelerle işbirliği yaparak ve birlikte kapsamlı programlar çerçevesinde çalışarak, Avrupa Birliği üyesi ülkeler için nasıl daha kullanışlı ve güvenilir enerji temin etme yolları bulabiliriz? Bu konuda bulunan çözüm yolları ve alınan kararlar doğrultusunda gelecekteki enerji seçeneklerimizi nasıl belirlemeliyiz? | ||
01-02-2007, 16:09 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| BÖLÜM 1. AVRUPA BİRLİĞİ ÜYE ÜLKELERİNDE ENERJİ KONUSUNDAKİ TEMEL GERÇEKLER: 1. ÖZKAYNAKLARIMIZIN YETERSİZLİĞİ: Petrol krizinden bu yana, Avrupa ekonomisi, enerji tüketiminden daha hızlı büyüme gösterdi. Bu başarıya rağmen, Avrupa Birliği’nin enerji ihtiyacı giderek artmakta ve iç enerji kaynakları bu ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Aday ülkeler göz önüne alınsın ya da alınmasın AB üyesi 15 ülke günümüzde kendi ürettiği enerjiden daha fazlasını tüketmektedir. A. Enerjİye İhtiyaç Duyan Bir Ekonomİ 1986’dan beri Avrupa Birliğinin Enerji ihtiyacı her yıl ortalama % 1 ile 2 oranında büyümektedir. Endüstrideki üretimi sabit olmasına rağmen konutların ısıtılmasındaki, elektrik ve ulaşım sektörlerindeki enerji talebi giderek artmaktadır. Aday ülkelerde uzun vadede enerji kullanımına duyulan talep şüphesiz artacaktır. Buna rağmen üye ülkeler geçmişte gerçekleştirdikleri altyapı sayesinde enerji koruma programlarını uygulayabilmektedirler. Kriz dönemlerinde enerji talebinde dalgalanmaların görülmesi doğaldır. Uzun vadede ise kriz dönemleri atlatıldığında tahminlere göre Avrupa Birliğine aday ülkelerin ekonomilerinin, üye ülke ekonomilerine göre % 2 oranında daha hızlı büyüyeceği öngörülmektedir. Bu geçiş periyodu da aday ülkelerin sistemlerini modernleştirmeleri için iyi bir fırsat olacaktır. | ||
01-02-2007, 16:10 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. Endüstri: Petrolden Sonra Yaşam Modernizasyon çalışmalarına yapılan yatırımlar Avrupa Endüstrisinin enerji ihtiyacının azalmasına olanak vermiştir. Bilinçli çabalar sayesinde Avrupa endüstrisinin petrole olan bağımlılığı % 16 seviyelerinde tutulabilmiş ve elektrik, doğalgaz gibi diğer enerji kaynaklarıyla çeşitlendirilebilmiştir. Bunun sonucunda enerji yoğunluğu 1985’ten 1998 yılına kadar % 23 azaltılmıştır. 1985’ten 1998’e kadar ki bu kararlı enerji tüketimi birleşik ısı ve güç üretim sistemlerindeki büyük teknolojik gelişmeler sayesinde sağlanmıştır. Aday ülkelerde ise bu trendin yakalanamadığı görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak da ekonomik büyümenin yıllık bazda % 2 daha hızlı gerçekleşme olanağı değerlendirilememektedir. 2. Petrole Bağımlı Sektörler: Konut ve Nakliye Sektörü a. Konut Sektörü ve bu sektördeki Teknolojik Gelişimler: Geçmiş dönemlerde konut sektörü, en büyük enerji tüketimini gerçekleştiren sektörlerden bir tanesiydi. Günümüzde ise konutlardaki enerji tüketimi seviyesini azaltmayı ve kabul edilebilir bir düzeye getirmeyi başardık. Bu başarının bir numaralı nedeni çok iyi ısı yalıtım özelliği olan malzemelerin bulunması olmuştur. Aday ülkelerde ise konutlarda enerji tüketimi, yeterli yatırımın ve ekonomik gelişimin sağlanamamasından dolayı yüksek seviyelerdedir. Günümüzde, konut ısıtılması sektörü, toplam doğalgaz tüketiminin 1/3’ini ve toplam petrol tüketiminin 1/4 ‘ini kapsamaktadır. b. Nakliye ( Ulaşım ) Sektörü: % 98’lik oranda petrole bağımlı olması sebebiyle nakliye sektörü, gelecekteki durumu bakımından tam bir muamma teşkil etmektedir. 1985’ten 1998’e kadarki zaman dilimi içerisinde kişisel araçların, toplu taşıma araçlarının ve hava trafiğinde kullanılan araçların 51 milyon adet artmasıyla orantılı olarak petrol kullanımı da yıllık bazda 95 milyon ton artmıştır. Ayrıca bu yıllar içerisinde ihtiyaç duyulan enerji yoğunluğu % 10 artmıştır. Yapılan tahminlere göre bu sektörün yıllık enerji ihtiyacı ortalama % 2 artış göstermektedir. 2010 yılına kadar ise Avrupa’nın coğrafi konumuyla orantılı olarak otoyol trafiğinin % 19, hava trafiğinin ise % 70 artması beklenmektedir. Komisyon kararları doğrultusunda sera gazı yayımının önlenmesinin gerekliliği yüzünden nakliye ve ulaşım sektöründe daha temiz yakıt kullanma zorunluluğu ortaya çıkmakta ve bu da diğer yakıt çeşitlerinin kullanılması için yapılan çalışmaları hızlandırmaktadır. Öte yandan, bu çalışmalar enerji talebini azaltamayacağı için petrole duyulan bağımlılık devam etmektedir. | ||
01-02-2007, 16:10 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3. Enerji Çeşitleri: Elektrik ve Isı a. Elektrik: Geçtiğimiz yıllarda elektrik enerjisine olan talep, diğer enerji çeşitlerine oranla daha hızlı artmıştır ve bu artışın 2020 yılına kadar düzenli bir şekilde devam edeceği tahmin edilmektedir. Aday ülkelerde ise ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi gerektiğinden bu artışın üye ülkelere nazaran % 3 daha hızlı gelişmesi gerekmektedir. 2020 yılına kadar Avrupa Birliği’nin kurulu gücünün 1/3 oranında artması gerekmekte, bunun da yeni güç istasyonlarına yapılan yatırımların hızlandırarak gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu da 200-300 GWe güç üretecek yeni santrallerin yapılmasıyla gerçekleştirilecektir. Yeni ve kullanışlı bir enerji kaynağı bulunamadığı taktirde mevcut elektrik ihtiyacı şu anda kullandığımız yakıtlardan temin edilecektir. Günümüzde elektrik enerjisi üretiminin % 33’ünü nükleer enerjiden, % 27’sini katı yakıtlardan, % 16’sını doğalgazdan, % 15’ini su (Hidro) ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından ve % 8’ini petrolden karşılamaktayız. Günümüzde nükleer enerji büyük yüzdeyle tercih edilen enerji konumundadır. Fakat, nükleer enerji kullanımından doğan bölgesel iklim değişiklikleri, nükleer atıkların tehdit edici varlığı ve bazı politik anlaşmazlıklar yüzünden, 2020 yılına kadar kullanım oranının küçük bir yüzdeyle değişeceği, ancak uzun vadede, yukarıda saydığımız sorunlara kesin çözüm yolları bulunamadığı taktirde nükleer enerji kullanım oranında zorunlu olarak kısıtlamaya gidileceği anlaşılmaktadır. Aday ülkelerde ise yeterli altyapının tam anlamıyla bulunmadığı göz önüne alınırsa güç üretim santrallerinde hızlı modernizasyon çalışmalarına başlanmasının gerekliliği apaçık ortadadır. | ||
01-02-2007, 16:11 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Teoride, işletim süreleri kısıtlı olan termal güç üretim istasyonlarında geniş kapsamlı modernizasyon yapılmalı ve ayrıca bazı katı yakıt santralleri gaz istasyonlarıyla değiştirilmelidir. Ancak kullanışlı olmasına rağmen gaz fiyatlarının uluslar arası enerji piyasalarında giderek artması sonucunda santrallerde gaz kullanımı karlı olmamaktadır. Bu yüzden yakın gelecekte nükleer enerjinin kullanım oranının, gerek üye ülkelerde gerekse aday ülkelerde, değişmemesi gerekmektedir. b. ISI (Isıtma): Isı enerjisi, her sektörde sonuç olarak kullanılan enerji çeşidi olduğundan, elektrik enerjisine göre ısı enerjisi ürünlerinde daha farklı bir denge söz konusudur. Üye ülkelere göre aday ülkelerde ısı enerjisi temin etme yöntemleri çeşitli farklılıklar gösterdiğinden belirli analizlerin yapılması daha da karmaşık bir hal almaktadır. AB Enerjİ Kaynaklarındakİ Sınırlılık: Avrupa genelinde yeni enerji rezervlerinin bulunmasına rağmen, bu rezervlerin son derece kısıtlı olması ve çıkarılmasının pahalı olması nedeniyle, gelecekte Avrupa Birliği genelindeki yerli fosil yakıt kaynaklarının kullanımı büyük bir hızla azalacaktır. | ||
01-02-2007, 16:11 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. Petrol ve Gaz Üretimindeki Belirsizlik: a.) Petrol rezervleri, dünya genelinde birçok değişik bölgeye yayılmış bulunmakta ve Avrupa Birliğinin rezervleri tüm dünyadaki rezervlere oranla çok yetersiz kalmaktadır. Bu durum aday ülkelerde ise daha kötü konumdadır. Bugünkü tüketim oranıyla Avrupa Birliğinin tahmini olarak 8 yıl dayanabilecek petrol rezervi kalmıştır. Kuzey Denizinde bulunan bu rezervlerin büyük bir çoğunluğu İngiltere denetiminde bulunmakta ve 158.3 Mton ile dünya petrol üretiminin % 4.4’ünü oluşturmaktadır. Günümüzde Avrupa’da çıkartılan petrolün varil fiyatı 7 ile 11 ABD doları arasında değişmekte, Orta Doğuda ise bu fiyat 1-3 ABD doları arasında seyretmektedir. b.) Doğalgaz rezervleri ise global çerçevede daha geniş bir coğrafyaya yayılmıştır ve Avrupa Birliği 233.2 Mton ile şu anki üretimin % 12’sini karşılamaktadır. Tüketimin günümüz seviyesinde devam edeceği düşünülürse bu oran 20 yıl içerisinde % 2 civarına düşecektir. AB üye ülkelerinin doğalgaz rezervlerinin büyük bir çoğunluğu % 56 ile Hollanda’da ve % 24 ile de Büyük Britanya’da bulunmaktadır. | ||
01-02-2007, 16:12 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2. Maden Kaynaklarının üretimindeki Azalma a.) Katı Yakıtlar: Yapılan analizlere göre, dünya genelindeki katı yakıt rezervleri, petrol rezervlerine oranla 4-5 misli yoğunluktadır. Diğer bir değişle, dünya üzerinde bugünkü tüketim oranlarıyla 200 yıl kadar yetebilecek katı yakıt kaynakları bulunmaktadır. Avrupa’daki fosil yakıt rezervlerinin % 80’i katı yakıttır. Ancak, bu avantaj katı yakıt kaynaklarının Avrupa genelinde değişik kalitelerde olması ve bu kaynaklarının üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle gölgelenmektedir. Üye ülkeler yılda 1.2 Mton bataklık kömürü, 50 Mton Linyit ve 60 Mton kömür üretmektedirler. Genişleme sürecinden sonra aday ülkelerin katılımı ile yıllık kömür üretimi iki katından fazla artacaktır. Coğrafi koşulların zorluğu ve Avrupa Birliğindeki sosyal sigortacılık yönetimi gibi faktörler, Avrupa kömürünün fiyatının uluslararası piyasalara göre 3-4 kat daha pahalı olmasına yol açmaktadır. (Dünya piyasalarına kömürün tonu 40 $ iken Avrupa kömürünün ton fiyatı 150 $’dır.) Yukarıdaki metinde belirtildiği üzere, Avrupa kömürü, büyük kömür ihracatçısı ülkelerle, örneğin Avustralya ve ABD ile, rekabet edebilecek konumda değildir. Bu bağlamda, üye ülkeler ya Fransa, Belçika ve Portekiz gibi üretimlerini tamamen durduracak (2005 yılında) ya da Almanya ve İspanya gibi kömür kaynaklarına bağlı rezervlerini büyük üretici ülkelerin sahip olduğu standartlara çıkarmaya çalışacaklardır. Aday ülkelerin büyük bir çoğunluğunda 12 | ||
01-02-2007, 16:12 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| b.) Uranyum: Dünya üzerinde bilinen 2.5 Mton uranyum rezervi bulunmaktadır ve uranyum rezervlerinin bugünkü tüketim seviyesinde 40 yıllık ömrü kaldığı tahmin edilmektedir. Piyasa fiyatı kilogram başına 80 ABD doları olan uranyumun dünya üzerinde en yüksek oranda bulunduğu ülkeler 850000 ton ile Avustralya, Kazakistan ve Kanadadır. Avrupa Birliği 52000 ton ile dünya uranyum rezervlerinin % 2’sini oluşturmaktadır ve Avrupa’daki uranyumun kg fiyatı 80 ABD doları seviyesinden biraz daha düşük bir orandadır. Ancak, 2005 yılında Fransa ve Portekiz uranyum üretimlerini durdurma kararı almışlardır. Üye ülkelerde, halen çeşitli bölgelerde uzun vadede yararlanılabilecek uranyum rezervlerinin bulunmasına karşılık bu rezervler elektrik enerjisi üretimine çok küçük bir etki yapacak yoğunluktadır. Nükleer enerji yeniden kullanılması bakımından fosil yakıtlardan ayrılmaktadır. Nükleer fisyonda uranyum ve plütonyum radyoaktif bölünme ürünlerine ayrıştıktan sonra tekrar elektrik enerjisi üretmek için kullanılabilmektedir. 3. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarındaki Büyük Potansiyel: Özellikle **** ve su gibi yenilenebilir enerji kaynakları Avrupa Enerji ekonomisi üzerinde oldukça küçük bir role sahiptir. Aday ülkelerde ise daha önemli bir paya sahiptir ve ada gibi dış dünyadan izole edilmiş bölgelerdeyse hemen hemen kullanılabilen tek enerji kaynağı konumundadır. Aslında, yenilenebilir enerji kaynakları, ekonomi ve enerji dengeleri üzerinde daha önemli roller üstlenebilecek potansiyele sahiptir. Özellikle rüzgar enerjisi günümüzde son derece kullanışlı bir seçenek halini almıştır. Güneş enerjisi ise ekonomik bakımdan pek rekabetçi bir konumda bulunmasa da tercih edilen kaynaklar arasındadır. Yenilenebilir enerji kaynakları içinde sadece elementel bazda enerji elde edilen **** ve biyoyakıtların kullanılması sonucunda çevreye zararlı atıklar meydana gelmektedir ve bu atıkların çevreye verdiği zararı en aza indirmek, yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirme teknolojilerinin karşı karşıya kaldığı en büyük sorundur. Teoride yenilenebilir enerji kaynaklarını çevreye az zarar veren ve çok zarar veren enerji kaynakları olarak gruplamak bize çeşitli faydalar sağlayacaktır. Çünkü özellikle endüstride ve konutların ısıtılmasında çeşitli atıkların büyük oranlarda ortaya çıkması ve çevre üzerinde tehdit yaratması Avrupa Birliği Enerji Komisyonunu, yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarının kullanılması ve geliştirilmesi konusunda daha önemli kararlar almaya sevk etmiştir. Çevre kirliliğini en aza indirmek, daha ekonomik ve kullanışlı kaynakları kullanabilmek gibi amaçları gerçekleştirmek ve Avrupa Birliğinin yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri olan güvenli enerji temin politikasını gerçekleştirerek ithal enerji kaynaklarına olan bağımlılığı azaltmak AB Enerji Komisyonunun en önemli görevlerindendir. | ||
01-02-2007, 16:13 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Sonuçta: Avrupa Birliği üye ülkeleri 1998 yılında tüm kaynaklar incelendiğinde 1436 Mton enerji kaynağı tüketmiş ve bu oranın sadece 753 Mtonu üye ülkelerce üretilmiştir. Bu tüketimin % 16’sını kömür, % 41’ini petrol, % 22’sini doğalgaz, % 15’ini nükleer enerji ve sadece % 6’sını yenilenebilir enerji kaynakları karşılamıştır. Bu durum, Avrupa Birliğinin, yenilenebilir enerji kaynakları kullanım oranını arttıramadığı taktirde, özellikle ulaşım, nakliye ve konut ısıtılması gibi her geçen gün enerji ihtiyacının arttığı sektörlerde ithal enerji kaynaklarının kullanılmasının önüne geçilemeyeceğini göstermektedir. C. AVRUPA BİRLİĞİNDE ENERJİ TEMİNİ: Avrupa Birliği, endüstrisinin tamamı ile enerjiye bağımlı olması bakımından, enerji piyasalarındaki jeopolitik gelişimler yüzünden, enerji kaynaklarının iletimindeki coğrafi konumunun önemi yüzünden ve kararlı bir enerji tüketicisi olmasından dolayı dünya enerji ürünleri piyasasında çok önemli bir aktör konumundadır. 1. İthal Enerji Kaynaklarına Bağımlılık: İlk petrol krizinden bu yana dünyada enerji tüketiminin artmış olmasına rağmen Avrupa Birliği, bu periyot içerisinde enerji kaynaklarına olan bağımlılığını 1973’te % 60’tan 1999’da % 50’ye indirmeyi başarmıştır. Bu başarı, enerji tüketimi yönetim politikalarının, enerji koruma politikalarının ve iç enerji kaynaklarını geliştirme çalışmalarının başarıyla yürütülmesi sonucunda meyvelerini vermesiyle sağlanmıştır. Bu başarılı politikalara rağmen tüm dünya genelinde olduğu gibi Avrupa Birliğinde de enerji kaynaklarına duyulan talep endüstriyel gelişimlerle orantılı olarak her geçen gün artmaktadır. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |