|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
03-02-2007, 12:45 | #21 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 5.1. Ticarette Spekülasyon Beklentileri Birçok holding yatırım projelerini ya gözden geçiriyor ya da kesin durdurma kararı alıyor. İTO Başkanı Yıldırım’ın ifadesine göre; “Ticaret kesimi için 2001 yılı çalkantılı geçecek.” İhracatçı kesimi de tedirgin. Kur cupasına dayalı istikrar programından en olumsuz etkilenen kesim ihracat oldu. Ek tedbirler alınmadığı takdirde 2001’de ihracat için zor geçecek. Dış ticaret hedefleri tutmadı. İhracatçılar umutsuz, çünkü destek konusunda henüz ciddi bir adım atılmış değil. “Suç Kimde” Düellosu: Bu kargaşa ortamında, bir de hükümet ve iş adamlarının “Suç kimde?” düellosu yaşanıyor. Hükümet sanayi kesimini “faizcilikle” suçlarken,sanayi kesimi de hükümeti “rant ekonomisi” yaratmakla eleştiriyor. 9 Ağustos 2000 : Hükümet yetki kanununa dayanarak irticai ve bölücü faaliyetlere karışan memurların meslekten atılmasını kolaylaştıracak bir kararname hazırladı. Cumhurbaşkanı Sezer de bu kararnameyi hükümete iade etti. 11 Ağustos 2000 : Kararname krizi randevu krizine dönüştü. Ecevit-Sezer haftalık olağan görüşmesini iptal ettiğini söyledi. Taraflar 16 Ağustos’ta krizi aşarak bir araya geldiler. Fakat Sezer ikinci kez kararnameyi iade etti. 26 Eylül 2000: Sezer; Ziraat, Halk, Emlak Bankalarının yeniden yapılanmasına ilişkin kararnameyi imzalamadan iade etti. | ||
|
03-02-2007, 12:46 | #22 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 15 Aralık 2000: Sezer; Af yasasını eşitliğe aykırı bularak veto etti. Ecevit ise Sezer’in bu açıklamasını eleştirdi. İşte tüm bu gelişmeler, yani birbirini anlamayan, uzlaşamayan, dik kafalı siyasetçilerin bu yanlış senaryoları, 2001 Şubat krizine zemin hazırlamış oldu. 5.2. IMF’nin Yeni Paketi Yıl Sonuna Kadar Hedeflenen Yıl Sonunda Gerçekleşen 46 milyar $ 50 milyar $ 17,8 milyar $ 22 milyar $ 2,9 milyar $ 3 milyar $ (yılın ilk 4 ayında) 544 milyon dolar (Yıl sonunda ise 7-8 milyar dolara ulaşabileceği açıklandı) %5-5,5 %4 Ekonomide bu durum ek önlemleri gündeme getirdi. Bu önlem paketinde olması beklenen düzenlemeler şöyledir: ü IMF, 2001 yılı bütçesinin faiz dışındaki harcamalarının 2000 yılına göre daha da sınırlandırılmasını istedi.yani 2001 yılında yatırımlar, çalışanlara ödenecek maaşlar, eğitim, sağlık gibi alt yapı harcamaları daha da kısıtlanacak. ü IMF 2000 yılı için konulan ek vergilerin kalacağını söyledi. Böylece dar gelirli kesimlerin alım gücü azalırken faiz ödemelerine akıtılan devletin vergi gelirlerinin artırılması öngörüldü. ü Kaynak Kullanıma Destekleme Fonu’nun yükseltilmesiyle tüketici kredilerinin sınırlandırılması amaçlanıyor. Dış alımla giderilen hammadde gereksiniminin içeriden giderilmesi planlanıyor. ü Motorlu Taşıtlar Vergisi artırılarak otomobil dışalımlarının kısılması hedefleniyor. ü KDV’lerde yeni artışlar olmayacak ama özel tüketim vergisi uygulamaya konulacak. ü Kamu bankaları olmak üzere, özelleştirilecek KİT’ler ile finansman sıkıntısı çeken kamu kuruluşlarında çalışan sayısı azaltılacak. ü 2000’deki bazı kamu kuruluşlarının kapatılması planlanıyor. ü POAŞ, TÜPRAŞ, GSM özelleştirmelerinin ardından dağıtım şebekeleri, santraller, PETKİM, İSDEMİR, TELEKOM gibi kurumların satışı gerçekleştirilecek. Bunların yanında TEKEL, Şeker fabrikaları, Çay-Kur gibi yeni kurumlarda özelleştirilecek. | ||
03-02-2007, 12:46 | #23 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 5.3. Yazarlar, İşadamları ve Sanayi Odalarına Göre Kriz ve Çözüm Yolları DENİZ GÖKÇE’YE GÖRE: “Kriz Neden Çıktı? “Türkiye krizi unuttu bile. Sanki krizi hiç yaşamadık gibi, yine aynı senaryolar” diyor ve ekliyor: “bugün yaşadığı krizi iyi analiz etmeyen, dikkatle inceleyip nedenleri anlamayanlar, bir kere daha kriz yaşamaya mahkumdur” diyor. Bu kriz dolaylı olarak siyasi istikrarsızlığın ve beceriksizliğin yüzünden çıktığını söylüyor. İTO (İSTANBUL TİCARET ODASI) MEHMET YILDIRIM: Krizin Etkileri Reel Sektörde Hissedilecek. 2000 yılı sıkıntılı başladı, sıkıntılı bitiyor. İhracat teşviki için tedbir alınmadığından ihracat bu yıl yerinde saydı. Döviz kuru, enflasyon oranının çok altında tutulduğundan ithalat arttı. Üretimi, yatırımı, tasarrufu teşvik etmek yerine, ithalat ve tüketim teşvik edilir oldu. Reel sektör bankacılık sektöründeki krizin etkilerini önümüzdeki aylarda hissetmeye başlayacak. Hükümetin uyumlu bir şekilde hada titiz, daha hızlı hareket etmesi ve yapısal düzenlemeleri gerçekleştirmesi gerekiyor. Ekonomiye yeni perspektif kazandırması şart. ASO ZAFER ÇAĞLAYAN: “Büyüme Hedefi Tutmayacak” Programın ilk aylarında faizler hızla düştü, özelleştirmeler arttı. Bu durum bir yandan enflasyonu bir yandan da ödemeler dengesi açığını artırdı. Gelişmeler bu ay içinde yaşanan finansal krizi doğurdu. Kriz 2001 yılı beklentilerini daha da kötümser hale getirdi. Öngörülen %4,5’luk büyüme hedefinin tutmayacağı, hatta negatif olacağını düşünüyoruz. Kriz nedeniyle yükselen faizlerin yüksek düzeylerde seyredeceği ve bunun Hazinenin iç borçların maliyetlerini yükselteceği açık. ATO SİNAN AYGÜN: “iç Borçlanma Devam Edecek”. Mali sektör krizi ardından başlayan faiz yükselişi “güven erozyonu” ve “belirsizlik ortamı”, 2001 yılını tehdit edecek olgular oldu. Hükümet 2000 bütçesinde 7 milyar dolar civarında bir açık öngörmesine rağmen faiz dışı bütçe fazlası olarak 11 katrilyon 447 trilyon lira gösterildi. 2001 yılı vergi gelirlerinden öngörülen artış %23,9 iken devletin öngördüğü ana para geri ödemediklerindeki artış %48,3’tür. Yani 43 katrilyon 127 trilyon lira gelir beklenirken, 2001 yılında 29,3 katrilyon lira ana para geri ödemesi yapılacak. | ||
03-02-2007, 12:46 | #24 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| TIM, OKAN OĞUZ: “İhracat Hedefine Ulaşmak Zor Görünüyor” 2000’de dış ticaret dengesi daha da bozuldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 1996 yılı ile birlikte 1980 sonrasındaki en düşük yüzeye inmiş olacak. esasen programda döviz kurunun çapraz olarak kullanılmasının, dış ticarette ihracat aleyhine bir gelişme yaratacağı biliniyordu. Bizler de programın yumuşak karnının cari denge olduğuna işaret ederek sıkıntı doğmadan ihracata destek mekanizmaları oluşturulması gerektiğini her fırsatta dile getirdik. Tedbirlerin alınmaması, sonuçta 22-23 milyar dolarlık bir dış ticaret ve 10 milyar dolara yaklaşan bir cari açığa yol açtı. İhracata yönelik destek tedbirlerinin alınmaması halinde 2001 yılı için öngörülen 31 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşılması bir yana, 2000 rakamlarına ulaşmak başarılı olacaktır. ISO, HÜSAMETTİN KAVİ: “Türkiye Ekonomisini Büyütmek Zorunda” Kriz yaşanmamış olsaydı dahi 2001 yılı, programın ilk yıldan çok daha önemli bir etabını oluşturacaktı. Krizin üstesinden gelinmesi, ekonomi yönetiminde üretime dayalı bir anlayış egemen kılınması ve programın denetimi ile mümkün olur. Sorunlar sosyal diyalog içerisinde aşılabilir. Türkiye’nin Ulusal program hazırlıkları ve programın kararlı uygulanması çok büyük önemdedir. Türkiye ekonomisini büyütmek zorunda. Ortalama 3000 dolara gelir ve gelir dağılımındaki bozukluk ile mutluluğu yakalamak mümkün değil. Devlet bankacılık başta, tüm ekonomik faaliyetlerden derhal çekilmeli. Stratejik rekabet gücü unsurları gözden geçirilmeli, yabancı sermaye önündeki engel kaldırılmalı. Siyasetin karar sürecine sivil toplum dahil edilmedikçe, başarıya ulaşılamayacağı bir gerçektir. DSP’nin Ekonomi Paketindeki Öncelikler ü Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle zor duruma düşen bankalara el koyma olanağının 12 Haziran tarihinden itibaren ortadan kalkacak olması nedeniyle öncelik Bankalar Yasası’nın çıkarılmasına verilecek. ü Mevcut programa göre hazırlanan ancak Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşmesi yarım kalan 1999 Bütçesi, zaman tasarrufu açısından ilk 4 ayda yaşanan gelişmeler dikkate alınarak, revize edilip Meclise sunulacak. | ||
03-02-2007, 12:46 | #25 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| ü Siyasi istikrarsızlık ve seçim ortama nedeniyle gelirlerde ortaya çıkan düşme sonucu artan bütçe açığının hala kontrol altına alınması için harcanan disiplinin tahsilatının artırılmasına yönelik önlemler uygulamaya konulacak. ü IMF ile görüşmelere hemen başlanarak altyapısı hazırlanan anlaşmanın yapılması sağlanacak. ü Rusya krizinin ardından kaçan yabancı sermayenin tekrar gelmesini sağlamak için yabancı sermayeye güven verecek önlemler devreye sokulacak. ü Bütçe ve Bankalar Yasası’nın çıkarılmasıyla Sosyal Güvenlik Reformu hemen Meclise getirilecek. 6. 2001 SİYASİ KRİZ VE BUNALIM DÖNEMİ – SON DURUMLAR 8 Şubat 2001: Cumhurbaşkanı Sezer; Nakşibendi tarikatı liderlerinden Esat Coşan’ın Süleymaniye camisinin avlusuna gömülmesine ilişkin hükümet kararnamesini veto etti. 15 Şubat 2001: Cumhurbaşkanı Sezer; Devlet Denetleme Kurulunu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bünyesindeki Tasarruf mevduat Sigorta Fonu kapsamına alınmış bankalarla ilgili işlemlerin denetlenmesiyle görevlendirdi. Ecevit bunu “denetimin denetimi yapılmak isteniyor” diye eleştirdi. Sezer, sert yanıt verdi. Asıl niyetinin bankaları denetlemek olduğunu açıkladı. Gerilim 19 Şubat 2001 tarihindeki MGK’da Sezer’in “Anayasayı al oku” diyerek Ecevit’e fırlatmasıyla hat safhaya çıktı. Daha önce zemini yapılan ve en son damlası akıtılan bu gelişmeler ve Ecevit’in MGK’dan çıktıktan sonra ağlamaklı sesle olayı anlatması Borsanın düşmesine, bankaların dövize hücum etmesine ve faizlerin artmasına yol açtı. Yani artık içinden çıkılamayacak, insanların ne umutlarının kaldığı ne de güveninin kaldığı bir ortam oluştu. Her kesimden insanlar, öğrenci, memur, esnaf, iş adamı, sendikalar yani tüm Türkiye tarihte hiç görülmemiş bir ayaklanma yapıp artık sesini duyurdular. Bu kriz uyuyan Türkiye’yi uyandırdı. Artık siyasetçiler anlamış oldular ki –inşallah anlamışlardır- yanlış politikalarla, yağmacı, soyucu siyasetle bir yere gelinmez, Türk insanı artık uyumuyor. | ||
03-02-2007, 12:46 | #26 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 6.1. Krizin Maliyeti - Borsa yüzde 14,62 düştü. Bu İMKB tarihinin en büyük ikinci düşüşü oldu. - Bankalar dövize hücum etti. Merkez Bankası 4,8 milyar dolar satmak zorunda kaldı. - Bankalar arası repo faizleri yüzde 760’ı gördü. vatandaşın reposu %40’a kadar çıktı. - Yüzde 63 olan bono faizleri bir ara yüzde 100’ü buldu. - 20 şubat 2001 tarihinde 1 ABD $’ı 678.500 TL’den, 1.075.000 TL’ye yükseldi. Doların yükselmesi ihracatçının işine yaradı gibi gözükse de bankaların durumu nedeniyle ihracatçıya bu durum pek yaramadı. Küçük ihracatçılardan sonra büyük ihracatçılarda krizden fena halde etkilenmeye başladılar. Hükümet iş dünyasının, reel sektörün ve ihracatçının feryadına kayıtsız kalmıyor fakat yapabileceklerinin sınırlı olduğunu, yürürlükte olan programla çelişen hiçbir talebin karşılanamayacağını vurguluyor. Hükümet Ekonomide ihracat ve yatırıma dönük bir canlanma sağlayabilmek, istihdam sorununu en az hasarda atlatabilmek amacıyla yapılabilecek dört temel noktada toplanıyor:
6.2. 14 Nisan Kararları q Programda yılın ikinci yarısından itibaren aylık enflasyonun %2 civarına, 2002’de de yıllık enflasyonun %20’nin altına düşürülmesi hedefleniyor. q Dalgalı kur devam edecek. MB’nın kur hedefi olmayacak. Aşırı artışlarda dalgalanmaları telafi yönünde hareket edecek. q Banka kredilerinde özel karşılıklar vergiden düşülecek. Kamu bankalarına görev zararları, fon bankalarına ise likitide ihtiyacı için borç senetleri verilecek. q Vatandaş bonosundan vergi alınmayacak. Yeni vergi yok. Bazı vergilerde oranlar değiştirilecek. Akaryakıtta otomatik fiyatlandırma devam edecek. q Bazı ödenek kalemlerinde blokaja gidilecek. Kamu harcamaları 59 azaltılacak. Kamuya personel alınmayacak. İş güvencesi yasası, tarafların uzlaşmasıyla çıkarılacak. q Türk Telekon’un %51’i blok olarak, kalanı ise halka arzla satılacak. Diğer özelleştirmeler de hızla tamamlanacak. Yabancı payı %49’u geçmeyecek. q Tarımda doğrudan gelir desteği uygulamasına geçilecek. Destekleme fiyatları enflasyonu aşmayacak. q Emlak Bankasının Ziraat Bankası ile birleştirilmesi çalışmaları devam etmektedir.kamu bankalarının verimsiz şubeleri kapatılacak ve personel sayısını azaltmak için emeklilik teşvik edilecek. q Bu kararlar içerisinde ihracatın artırılmasına yönelik ilave tedbirler alınacaktır. | ||
03-02-2007, 12:47 | #27 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. Bütçeden ve diğer kaynaklardan sağlanacak finansmanlar çerçevesinde Eximbank’ın kredi imkanları artırılacak. 2. İhracatta KDV ödemeleri hızlandırılacak. 3. Desteklerle ilgili uygulamalarda bürokratik işlemler azaltılacak. Bu kapsamda bugüne kadar bütçe ödenekleri öne çekilerek Eximbank’a 128 trilyon lira aktarılmıştır. Bu tutarın 103 trilyonu son hafta içinde gerçekleştirilmiştir. Tüm bu gelişmelerden alınan paketlerden sonra şimdi önemli olan şey bu yaşanan olaylar geleceğe ne derece ışık tutabileceği. Çıkarılan son ekonomik paketin olumlu ve olumsuz yanları ve kişilerin tepkileri şöyledir: İhracatın teşvik edilebilmesi için Eximbank’a aktarılan kaynaklar, ihracat kadar esnaf ve sanatkarlarında dertlerine çözüm getirilebilecek olması olumlu yönleridir. Ama alınan son kararlardan bazıları olumsuz tepkiler almıştır. Örneğin büyük marketlerin şehir dışına taşınmasına yönelik çıkan tasarı yüzünden büyük şirketler, bu marketlerin sahipleri hükümete rest çekti. Yerli market sahipleri: “yabancı sermaye gelemeyeceği gibi, biz de yurtdışına gideriz” dediler. Kimileri bu hükümetin, bu paketin oldukça iyi olduğunu düşünürken, kimileri ise eksiklikler, yanlışlar var diyorlar. Kimileri ise; “alt yapısı olmayan veya alt yapısı için hiçbir hazırlığı olmayan kararlar alıyorlar” diye hükümeti eleştiriyorlar. TOBB Başkanı Fuat Miras: “Ekonominin önünün açılması, lastiğin ikide bir patlamaması için Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu’nun mutlaka değiştirilmesi gerektiğini, Türkiye’nin iki küs lider ile yönetildiğini” belirterek, “birbirine ağır ithamlar eden, birbirine kitap fırlatanlar hala makamındadır” dedi. Kimisine göre gelişmeler olumlu, kimisine göre hala bir şey yapılmıyor, olumsuzluk çok. Ama kötü olan bir şey var ki bu yıl geçen yıllara göre ihracatın sadece %1,4’lük bir artış gösterebildiğidir | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |