|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
03-02-2007, 14:52 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Laspeyres Fiyat Endeksi = şeklinde ifade edilmektedir. Burada; Pt:Malın cari fiyatı Po:Malın baz dönemi fiyatı Qo: Malın baz dönemi miktarı Laspeyres miktar endeksinde ise, fiyatların yerini miktarlar almaktadır. 3.2. Paasche Yöntemi Paasche endeksi, Alman iktisatçı Herrnann Paasche’nin cari fiyat yada miktar düzeyleri seçilmiş bir baz döneminin verileriyle orantılı olarak ölçmek üzere geliştirdiği endekstir. Bu endekste Laspeyres Endeksinin aksine, cari ağırlıklar kullanılmaktadır. Paasche Endeksi’ne carı dönem ile ağırlıklandırılmış bileşik fiyat endeksi de denmektedir (DORNBUSCH ve FİSCHER, 1994 ; 52). Paasche Fiyat Endeksi = şeklinde ifade edilmektedir. Burada ; Pt:Malın cari fiyatı Po:Malın baz dönemi fiyatı Qo: Malın baz dönemi miktarı Maddelerin fiyatları ile birlikte miktarlarının da zamanla değişmesi ağırlıklandırılmış endekslerin hesaplanmasında karşılaşılan en önemli sorunlardan birisidir. Maddelerin fiyatları yükselirken, satın alınan miktarın azaldığı veya fiyatlar düşerken satın alınan miktarın arttığı hallerde baz dönemi fiyatları ile ağırlıklanmış Laspeyres endeksi gerçeği tam olarak yansıtamamaktadır (DTM;1999). Benzer şekilde, fiyatların arttığı ve satın alınan miktarların fiyatlara karşı hassas olduğu hallerde, Paasche endeksinin paydası gerçekte olduğundan daha yüksek bir değere sahip olmakta ve böylece endeksin değeri azalmaktadır. | ||
|
03-02-2007, 14:52 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.3. Fisher Yöııtemi Laspeyres ve Paasche endekslerinin fiyatların genel seviyesini temsil etmedeki eksikliği ile ilgili bir takım sakıncaları gidermek amacıyla Irving Fisher, bu iki endeksin geometrik ortalaması olan bir endeks geliştirmiştir. Bu endeks literatürde Fisher İdeal Endeksi olarak adlandırılmıştır. Fisher Fiyat Endeksi = Veya; F= Miktar endeksleri için de ideal endeks, fiyat endekslerinde olduğu gibi hesaplanmaktadır. Fisher Miktar Endeksi = Bir maddenin baz yılındaki fiyat ve miktarı Po ve Qo ile, ve aynı maddenin cari yıldaki fiyat ve nıiktarı Rt ve Qt ile gösterilirse, fiyat miktar olarak ifade edilmiş olmaktadır. Buna faktör çevrirni özelliği de denmektedır. Baz yılı ile cari yılın yer değiştirmesi durumunda her iki yolla hesaplanan endekslerin çarpırnının 1 ‘e eşit olması ise Fisher İdeal Endeksinin zaman çevrimi özelliğidir. Zaman çevrimi ve faktör çevrimi özelliklerinden dolayı ideal endeks olarak tanımlanan bu endeks, Laspeyres ve Paasche endekslerinin geometrik ortalaması olup bu iki endeks değerinin arasında bir değere sahiptir. Bileşik endeksler içerisinde Fisher endeksi zaman ve faktör çevrimi özelliklerine sahip tek endekstir. Laspeyres ve Paasche endeksleri ise sadece basit endeksler ıçin hesaplandığında bu özelliklere sahiptir. Bu sebeple, dış ticaret hadlerinin hesaplanmasında Fisher endekslerinin kullanılması tercih edilmektedir (DTM;1999). ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 1.DIŞ TİCARET HADLERİNDEKİ GELİŞMELERİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER Ticaret hadlerindeki değişmeleri belirleyen faktörler kısa ve uzun dönem olmak üzere ikiye ayrılır. 1.1.Kısa Dönem Dış Ticaret Hadlerini Etkileyen Faktörler Dış ticaret hadlerini etkileyen kısa dönem faktörler parasal özellik taşırlar.Bu faktörler, dış ticaret politikası araçlarıdır.Dış ticaret politikası araçları olarak gümrük vergileri, dış transferler ve döviz kurları incelenecektir. | ||
03-02-2007, 14:52 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1.1.Gümrük Vergileri Dış ticaret teorisinde “Ticaret Hadleri Argümanı” görüşüne göre, serbest dış ticaret durumunda ilk kez gümrük tarifesi uygulan ya da mevcut tarifeleri yükselten ülkeler, ithalatlarını daha ucuza sağlayarak dış ticaret hadlerini kendi lehlerine değiştirebilirler.İthalat veya ihracatlarına koyacakları gümrük vergileriyle ülkelerin dış ticaret hadlerini iyileştirerek ulusal refahlarını arttıracakları kabul edilmektedir(SEYİDOĞLU, 1971;215) Konulacak olan gümrük vergisi oranı nasıl belirlenecek?Burada bir nokta üzerinde durmak gerekmektedir.Şöyle ki, ülke koyacağı gümrük vergisi ile dış ticaret hadlerini lehine çevirmekle birlikte dış ticaret hacminde bir daralma görülecek ve bu daralma sonucu ulusal refahta olumsuz gelişmeler görülebilecektir.Öyle ise gümrük vergisi uygulamasında dikkat edilecek nokta, ulusal dış ticaret hadlerinin lehte gelişmesi sonucu dış ticaret kazancının maksimum kılınmasından ziyade, ulusal refahın maksimum hale getirilmesidir. Bunu sağlayacak gümrük vergisi oranı “optimum gümrük vergisi” oranıdır. Bu vergi oranında dış ticaret hadleri lehte gelişirken dış ticaret hacmi daralmamış ve ulusal refah artmıştır. Bir ülkenin gümrük tarifeleri ve ticareti kısıtlayıcı önlemleri ile ithalatını veya ihracatını kısarak dış ticaret hadlerinin lehte hareket etmesi ancak optimum gümrük tarifesi düzeyinde mümkün olabilir. Bununla birlikte dış ticaret hadleri hedefleri de maksimum değil optimum olmalıdır. Bu durumu şu şekilde ifade edebiliriz, dış ticaret hadlerindeki gelişmenin refah düzeyi üzerindeki lehte etkisi, optimum düzeyin üzerine çıkılınca ticaret hacminde meydana gelen düşme ile ortadan kalkar ve hatta refah azalışına yol açar. | ||
03-02-2007, 14:52 | #14 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Buradan şu sonucu çıkarabiliriz, dış ticaret hadlerindeki her gelişme ülkenin refah düzeyini arttırmayabilir. Aksine refah düzeyini bir azalmadan bile söz edilebilir. Aynı şekilde dış ticaret hadlerindeki olumsuz gelişmeler de her zaman refah düzeyini de olumsuz etkilemez. Dış ticarete konulan gümrük vergileri her zaman beklenilen etkiyi göstermeyebilir .iki ülkeli modelde ülkelerden birinin gümrük vergisi uygulaması karşı ülkenin de aynı şekilde gümrük vergisi ile cevap vermesi sonucunu doğurabilir. Bu durumda dış ticaret hadlerinde bir değişme olmaz iken, uluslar arası ticaret hacmi daralacak ve her iki ülkenin de ulusal refahında azalma görülecektir.Dış ticaret hadleri her ülkenin kendi lehine çekebilmek için karşılıklı olarak gümrük vergileri koyması durumuna “gümrük savaşı” adı verilir (SEYİDOĞLU,1971,215). Ancak bu gümrük savaşı sonrasında dış ticaret hadlerinde bir değişme olmayacak ve ulusal refahlar azalacaktır. Sonuç olarak dış ticaret üzerine konulan gümrük vergileri ilk anda kısa süreli olarak dış ticaret hadleri ve ulusal refah üzerinde olumlu bir etki gösterse de, bir süre sonra beklenilenin aksine dış ticaret hadleri değişmediği gibi ulusal refahı azaltarak olumsuz etkide doğurmaktadır. 1.1.2. Kotalar Dış ticaret politikası araçlarından bir diğeri de kotalardır. Kotalar dış ticaret üzerine konan miktar kısıtlamalarıdır. İthalat ve ihracat üzerine uygulanmasına göre iki şekil almaktadır. | ||
03-02-2007, 14:52 | #15 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kotalar şartların uygun olması koşulu ile dış ticaret hadlerinin leyhte değişimini sağlayabilir. Uygulanmak istenen bir ithalat kotası ise ithal malı yurtdışı arz esnekliğinin ve yurtiçi talep esnekliği sonsuzdan küçük olması durumunda dış fiyatlar düşecek, iç fiyatlar ise yükselecektir. Ancak bu durumda ithalat kotası sonrası dış ticaret hadlerinde leyhte bir ğelişmeden bahsedilebilir. Fakat kota sonrası dış ticaret kazançları her zaman kota koyan ülke lehinde olmayabilir, Eğer kota uygulanan ülkede ihracatçılar yeterli derecede örgütlü ve fiyat farklılaştırması yapabilecek güçte iseler dış ticaret sonrası kazançlı çıkacaklardır.Böyle bir durumda ithalat kotası uygulayan ülke kota sonrası dış ticaret hadlerinde leyhte bir gelişme beklerken önceki denge durumunu da karşı ülke lehıne bozmuş olacaktır. İhracat kotaları ise ithal kotaların analitik olarak ters işleyişine sahiptir. Burada ihraç edilen mal miktarı üzerine konulan kısıtlama söz konusudur. İhracat kotalarında da ithalat kotalarında olduğu gibi bazı şartların bulunması, beklenen faydanın gerçekleşmesi için gereklidir. Bunun için ihraç malı yurtiçi arz esnekliği ve yurtdışı talep esnekliğinin sonsuz olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra ithalatçıların örgütlü ve/veya fiyat belirleyecek büyüklükte olmaması gerekmektedir. Ancak bu şartlar altında beklenildiği gibi kota koyan ülkenin kota sonrası dış ticaretten kazançlı çıkması beklenir. | ||
03-02-2007, 14:52 | #16 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1.3. Dış Transferler Dış transferlerin yani uluslararası sermaye hareketlerinin dış ticaret hadleri üzerine etkisi klasik denkleşme mekanizmasına göre incelendiğinde, sermaye ihraç eden ülkenin ticaret hadleri ülke aleyhine, sermaye ithal edenin ticaret hadleri ise ülke lehine bir gelişme gösterir. Gerçek dünyaya bakıldığında, sermaye ithalatçısı ülkelerin genellikle az gelişmiş ülkeler olduğu ve ithal ettikleri bu sermayeyi senıaye ihracatçısı gelişmiş ülkelerden makine, teçhizat ve ileri teknoloji satın alımında kullandıkları görülmektedir. Sermaye ihracatçısı olan ülke böyle davranarak aynı zamanda kendi mallarına yeni pazarlar açmaktadır. Zaten sermaye ihracatı genel olarak birkaç gelişmiş ülkeden, çok sayıdaki gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeye yapılması ve bunların mamül maddelere olan yüksek talebi dış ticaret hadlerini sanayileşmiş ülkeler lehine değiştirmektedir. | ||
03-02-2007, 14:53 | #17 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1.4. Döviz Kurları Döviz kurları, kısa dönemde dış ticaret hadlerini etkileyen bir diğer dış ticaret politikası araçlarındandır. Gerçekte bir ülkenin ulusal parasını devalüe etmesi, kendi ihraç mallarının ise ulusal para cinsinden pahalılaşmasına yol açar. Dolayısıyla dış ticaret hadleri devalüasyon yapan ülke aleyhine değişmesine yol açar. Eğer ülke ulusal parasını revalüe etmiş ise, bu kez ihraç ettiği mallar yabancı para cinsinden pahalılaşıp, ithal ettiği mallar ucu7layacak ve dış ticaret hadleri ülke lehinde geli şecektir. 1.2.Uzun Dönemde Dış Ticaret Hadlerini Etkileyen Faktörler Dış ticaret hadlerini uzun dönemde etkileyen faktörler arasında, verimlilik, faktör stoğu, talep eğilimleri ve üretim fonksiyonundaki değişmeler sayılabilir. Bu faktörler tüketici zevkleri, teknolojik gelişme ve faktör donatımların da meydana gelen değişmeler gibi etkenler tarafından belirlenir. 1.2.1. Ekonomik Büyüme Bu konuda ilk ciddi çalışma J.R. Hicks tarafından, İngiltere ve Amerika arasındaki dış ticaret sonrası ticaret hadlerinin İngiltere aleyhine geli şmesinin nedenleri üzerine yaptığı incelemeler ile olmuştur. Bu çalışma sonucunda Hicks, standart dış ticaret modelinde ülkelerden biri sabit kalırken diğer ülkenin ihracat kesiminde verimliliğin artması durumunda diş ticaret hadlerinin ülke aleyhine gelişme gösterdiği sonucuna vanlmıştır. Yani, ihracata yönelen büyüme dış ticaret hadlerini olumsuz etkiler iken ithalata yönelen büyüme sonucu ülke dış ticaretten kazançlı çıkmaktadır (SEYİDOĞLU, 1971; 216). Ekonomik büyüme ülkenin üretim kapasitesinde bır artma yada geometrik olarak ifade edersek üretim olanakları eğrisinin dışa doğru kayması olarak tanımlanabilir. Ekonomik büyümenin kaynağına bakıldığında iki farklı nedenle karşılaşmaktayız. Bunlar, teknolojik gelişme ve üretım faktörleri stoğundaki artışlardır. Her büyüme etmeninin ticaret hadleri nasıl etkileyeceği, büyüme sonunda dış ticarete bağımlılık derecesindeki değişmelere, başka bir deyişle, ülkenin ihraç ve ithal edilebilir mallarının üretim ve tüketim üzerinde meydana getireceği etkilere bağlıdır. | ||
03-02-2007, 14:53 | #18 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.2.1.1. Üretim Etkisi Üretim etkisi iki nedenden kaynaklanır.Bunlar faktör artışları ve teknolojik gelişmeden dolayı meydana gelen üretim etkileridir. 1.2.1.1.2. Faktör Artışları Buradaki faktörler emek ve serrıayedir. Bu faktörler her zaman birlikte hareket etmeyebilirler. Faktörlerden birinin arzı sabit kalırken diğerinin arzı artabilir. Böyle bir durumda, artan faktörü yoğun olarak kullanan sektörde üretim artar, buna karşın sabit kalan faktörün yoğun kul lanıcısı olan sektörde üretim azalac aktır. Faktörlerden sermaye stoğu artarken emek faktörünün sabit kalması durumunda sermaye stoğunu yoğun olarak kullanan sanayi kesiminde bir üretim artışından bahsedilirken, emek yoğun bir sektör olan tarımda mutlak anlamda bir üretim azalması söz konusudur. Diğer bir durum ise her iki faktörün aynı oranda artmasıdır. Bu durumda yansız üretim etkisinden bahsedilir. Şöyle ki, her iki faktörde meydana gelen artışın aynı oranda olmasından dolayı ülkenin nisbi faktör donatımı herhangi bir değişıkliğe uğramamıştır. Yani ihraç ve ithal edilebilir malların üretimi eri aynı oranda artmıştı r. Son bir durum ise her iki faktörün farklı oranlarda artması durumudur. Sermaye stoğu bol olan bir ülkede, sermaye stoğundaki artış emek faktörti artışından daha fazla ise bu, ihraç edilebilir mal üretiminin arttığını gösterir. Buna ticareti arttıncı üretim etkisi denir. Aynı ülkede emek faktöründeki artış sermaye stoğundaki artıştan daha fazla ise bu, daha önce ithal edilen malların yurtiçi üretiminin artması anlamına gelir ki böyle bir etkiye ticareti azaltıcı yönde büyüme etkısi denir. | ||
03-02-2007, 14:53 | #19 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.2.1.1.3. Teknoloıik Gelişme Teknolojik gelişmenin getirdiği yenilikler ki bu teknolojik gelişme büyüme sonrasında meydana gelmiştir, ithal ve ihraç edilebilir mal üretimi üzerinde önemli üretim etkilerine sahiptir. Teknolojik gelişme, mevcut malların üretimlerinde yeni yöntemlerin geliştirilmesi, yeni ürünlerin Liretilrnesi, organizasyon ve yönetim tekniklerinde meydana gelen gelişme ve yeniliklerdir. Teknolojik gelişmeyi üretim fonksiyonundan yararlanarak açıklamak gerekirse, bu olgu üretim onksiyonundaki yukarı doğru kaymalar olarak ifade edilir. Yani, aynı miktarda ürünüıı daha az üretim faktörünün kullanılması veya aynı miktar faktörle daha fazla ürün elde edilmesi demektir (KAYNAK, 1990; 153). Teknolojik gelişmeyi birkaç şekilde sınıflandırmak mümkündür ancak burada sadece etkilerine göre yapılan sınıflandırma incelenecektir. Teknolojik gelişmeler doğurdukları etkiye göre üç şekilde incelenecektir. Hicksin yaptığı bu sınıflandırmaya göre, belli bir sermaye/emek oranında sermayenin marjinal ürününü oransal olarak emeğin marjinal ürününden daha fazla arttıran yeniliğe emek tasarruf edici, değiştirmeyen yeniliğe de nötr yada yansız teknolojik gelişmeler denilmektedir (KAYNAK, 1990; 153). | ||
03-02-2007, 14:53 | #20 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.2.1.1.3.1. Nötr Teknolojik Gelişme Hicks’e göre nötr teknolojik gelişme; Belli bir sermaye/emek oranından faktörlerin marjınal ürünlerinin birbirlerine oranını değiştinneyen belli bir faktör yoğunluğunda, marjinal ikame oranını ve faktör paylarını değiştirmeyen, teknolojik gelişmedir (KAYNAK, 1990; 153). Yani bir birim malın üretim maliyetini düşürerek aynı oranda emek ve sermaye tasanufu sağlayan teknolojik gelişme nötr teknolojik gelişme olarak tanımlanabilir. Nötr teknolojik gelişmenin emek yoğun ihracat sektöründe olduğu varsayılsın. Bu kesimde emek/sermaye oranı sabit kalırken maliyetler düşecek, üretim hacmi genişleyecektir. Her iki faktörün marjinal verimi arttığı için bu faktörlere olan talep artacak ve ithalat kesiminden ihracat kesimine faktör transferi olacaktır. Burada emek yoğun bir sektör üzerinde analiz yapıldığından emek talebindeki artış sermaye talebine göre daha fazla olacak ve ışgücünün fiyatı yükselirken sermayenin fiyatı a7alacaktır. Emeğin fiyatının yükselmesi ucuz kalan sermayenin her iki sektörde de emeğin yerine kullanılmaya başlanması demektir. Böylece iki malın fiyatları arasındaki oran değişmemiştir. Öte yandan ihraç malı üretimi artarken ithal malı üretimi azalmaktadır. Görüldüğü gibi ekonomik büyüme sonucu meydana gelen teknolojik gelişmenin nötr olması durumunda emek yoğun ihracat kesiminde üretim etkisi ticareti arttırıcı yönde gerçekleşmektedir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |