Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Dış Ticaret

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-02-2007, 09:11   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Türkiyede Yabancı Sermaye

TÜRKİYE’DE YABANCI SERMAYE

1. YABANCI SERMAYE

1.1. Tanımı

Doğrudan yatırım, bir ülkede bir firmayı satın almak, yeni kurulan bir firma için kuruluş sermayesini sağlamak veya mevcut bir firmanın sermayesini arttırmak yoluyla o ülkede bulunan firmalar tarafından diğer bir ülkede bulunan firmalara yapılan ve kendisiyle birlikte teknoloji, işletmecilik bilgisi ve yatırımcının kontrol yetkisini de beraberinde getiren yatırımdır.
Terimlerde geçen yabancı kelimesi, bir ülkenin milli sınırları dışında olmak demektir. Yabancı sermaye yatırımı ile özel yabancı sermaye yatırımı arasında belirgin bir fark yoktur. Sadece özel kelimesi yatırım yapan yabancı ülkenin girişimcinin özel sektöre ait olması demektir. Doğrudan yabancı yatırımlar, ülkeler arasında sermaye transferinin bir piyasa işlemi olmadan bir ülkeden diğerine aktarılması şeklinde olmaktadır.
Özel yabancı sermaye hareketleri uluslar arası kâr ve faiz farklarının harekete geçirdiği otonom nitelikli hareketlerdir. Bu özel yabancı sermaye hareketleri doğrudan yatırım, portföy yatırımı olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir. Bunlardan doğrudan yatırım; bir yabancı sermayedarın yani girişimcinin, elindeki mali kaynağı başka bir ülkede kârlı bulduğu bir projenin gerçekleştirilmesinde kullanmasıyla ortaya çıkar. Portföy yatırımı ise; gene aynı şekilde başka bir ülkede yabancı sermayedarın herhangi bir girişimde kullanmak üzere elinde bulunan mali kaynakları ile herhangi bir ülkenin mali piyasasında işlem gören hisse senedi veya tahvil gibi yatırım kağıtlarını satın almasıyla oluşan özel yabancı sermaye hareketidir.[1]
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:11   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1.2. Çeşitleri

1.2.1. Özel Yabancı Sermaye Yatırımları

İkinci dünya savaşından sonra özel kesim ağırlıklı, dışa açık bir iktisadi kalkınma politikası izleyen Türkiye, dış kaynak arayışı içine girmiştir. Türkiye, yabancı özel sermayeyi yurda çekmek için liberal bir yabancı sermaye mevzuatı oluşturmak istemiştir.

1951 yılında Yabancı Sermaye Yatırımlarını teşvik Kanunu çıkarılmıştır. Bunları bir dizi kanun ve teşvikler izlemiştir. Ancak 1954-1979 arasında Türkiye 228 milyon dolar yatırım almıştır. Bu rakam Türkiye gibi iç piyasası geniş, ekonomik potansiyeli zengin ve stratejik konumu çok elverişli bir ülke için oldukça azdır. 1980 ve sonrası yabancı sermaye ile ilgili yeni bir kanun çıkarılmamasına rağmen sermaye girişlerinde büyük artış sağlanmıştır. Bunun nedeni; bu dönemde hükümet politikası olarak yabancı sermayeye daha davetkar ve sıcak bakılması, bürokraside yapılan düzenlemelerle başvuruların daha kısa sürede sonuçlandırılması, dış ticaret rejimlerinde liberalleşme, kambiyo ve sermaye hareketleri ile mali piyasalardaki reformlar, dünya piyasaları ile bütünleşme çabaları ile özelleştirme konusunda ciddi girişimler, yabancı sermaye yatırımlarının artmasında etkili olmuştur.[1]
1980-1988 döneminde Türkiye’ye net yabancı özel sermaye girişi 7.610 milyon dolardır.
Bu rakamlar dünyada dolaşan yabancı özel sermayeyle kıyaslanırsa çok küçük meblağlar olduğu anlaşılır. Yabancı sermayenin bir ülkeye girmesi ve yatırım yapması için öncelikle ülkede ekonomik ve sosyal istikrar olmalıdır. Bununla birlikte ekonomik ve sosyal altyapı yeterli düzeyde bulunmalıdır. Alt yapının yetersiz olduğu bir ülkede marjinal etkinliği yüksek projeler üretmek söz konusu olamaz.
Türkiye’nin yabancı özel sermayeden gerektiği kadar pay alamamasının diğer ve en önemli sebebi ise; yabancı girişimcilerin ekonomik ve siyasal istikrar konusunda Türkiye’ye tam güven duymamalarıdır. Bu sebepledir ki; son yıllardaki ekonomik krizler, siyasal istikrarsızlıklar, hükümet ortaklarının uyum içinde çalışamamaları, yapılan programlarda hedefe ulaşılamaması, IMF ile yapılan antlaşmalara uyulmaması ya da verilen tavizlerin sistemde kabul görmemesi, özel yabancı sermaye girişleri konusunda hep geriye gitmemize sebep oldu.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:12   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 


1.2.2. Yabancı Sermaye Portföy Yatırımı

Yabancı sermayedarlar elindeki mali kaynaklarla başka bir ülkenin mali piyasasında hisse senedi veya tahvil satın alabilir. Bu şekilde ortaya çıkan mali işleme uluslar arası portföy yatırımı denir.[1]
Bir yabancı sermaye çeşidi olmakla birlikte konumuzun kapsamı dışındadır. Bu sebeple tanımla yetinilecektir.
1.2.3. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları

Bir şirketin üretimini ana merkezinin bulunduğu ülke sınırları dışına yayarak yabancı ülkede yalnız ya da ortaklarla üretim tesisi kurması veya mevcut tesisleri satın alması ya da mevcut tesislerle birleşmesi doğrudan yabancı sermaye yatırımları (DYSY) olarak adlandırılır.
1.3. (DYSYY) İle Portföy Yatırımları Arasındaki Farklar

-DYSY ile portföy yatırımları arasındaki en önemli farklılık yabancı ülkede yapılan yatırımın yönetimi konusuyla ilgilidir. DYSY’nda yurtdışında kurulan firma ana firmanın doğrudan denetimi altındadır. Çoğu zaman bu firmanın üst yönetimi ana firmadan gönderilen kişilerce oluşturulur. Gerçekte DYSY denilirken kullanılan doğrudan ifadesi, firma yönetimindeki yabancı etkinliğini ifade etmektedir.
- Portföy yatırımlarında ise menkul değerlerine yatırım yapılan firmaların yönetimine doğrudan müdahale etme amacı yoktur. Hisse senedi satın alındığında genel kurallara uyularak oy kullanma, firma yönetimine doğrudan katılmak anlamına gelmemektedir.
- İkinci farklılık DYSY’nda yabancı yatırımcının sermayeden başka üretim teknolojisi, yönetim bilgisi marka gibi değerlerini de getiriyor olmasıdır.
- Üçüncü farklılık, yatırımcıların nitelikleriyle ilgilidir. Portföy yatırımlarında yatırımcılar gerçek kişilerde olabilirken DYSY’nda yatırımcılar genelde büyük firmalardır.


  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:13   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

- DYSY’yla portföy yatırımları arasında diğer bir önemli farklılık ise yatırımların getirileriyle ilgilidir. Portföy yatırımları tahvillerle ilgili ise, faiz ve anaparanın ödenme koşulları önceden belirlenmiştir. Portföy yatırımları hisse senetleri ile ilgili ise, getirisi kâr payı ve değer artış kazançları şeklinde olabilecektir. DYSY’nda ise getiriler, sermaye ve kâr payı dışında royaltiler, servis ücretleri, komisyonlar, transfer fiyatlandırması gibi çok çeşitlilik gösterir.[1]
Çalışmamızın konusu portföy yatırımları olmayıp, üretim amacıyla reel varlıklara yapılan yatırımlar olduğu için, bundan sonraki kısımlarda bu tür yatırımlarla ilgili açıklamalara yer verilmektedir.
1.4. Ülkemizde Yabancı Sermayeli Firmalarla İlgili Yapılan Çalışmalar

Yabancı Sermaye Genel müdürlüğü verilerinden faydalanarak yabancı Sermaye Derneği (YASED) tarafından yapılan bir çalışmanın başlıca sonuçları şu şekilde özetlenebilir:
- Azınlık paylı olan yabancı ortağın Türk ortağında aradığı en önemli nitelik ise yerel firmanın pazardaki deneyimidir.
- Yabancı firmaların yerel firmalarda ünden sonra en önemli etken “ortak felsefe” olmaktadır.
- Türk ortağın seçiminde ele alınan kriterler, yabancı ortağın pay oranına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ancak tüm yabancı firmaların en çok önem verdikleri kriter yerel firmanın ünü olmaktadır.
- Yabancı ortak en çok teknoloji, işletme bilgisi ve sermaye konusunda katkılar sağlamaktadır. Bu katkıları marka, uluslar arası antlaşmalar, hammadde ve eğitim konularındaki katkılar takip etmektedir.
- Yabancı ortağın gelir türü Türk ortağından daha fazla olmaktadır. Ayrıca yabancı ortağın şirketteki payı arttıkça gelir türü de çeşitlenmekte olduğu görülmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:13   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

- Türkiye’deki yabancı ortaklıkların %53’ü iki ortaktan oluşmaktadır. Üç ortaklı firmaların sayısı azdır. Sermaye dağılımı dikkate alındığında ortakların yarısında yabancıların çoğunluk hissesine sahip oldukları görülmüştür. En az rastlanan ortaklık yapısı genellikle diğer ülkelerde olduğu gib i%50-%50 ortaklık biçimidir. Ortaklıkların yalnızca %20’si bu biçimde kurulmuştur.
1.5. Yabancı Sermaye Politikasının Esasları

Türkiye’de yabancı sermaye yatırımları ile ilgili politikaların temel ilkeleri aşağıda verilmiştir.
- Her türlü mal ve hizmet üretimine yönelik yabancı sermaye yatırım ve faaliyetleri; Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunması, yatırım ve faaliyetin Türk Özel Teşebbüsüne açık olan bir sahada olması, tekel veya özel imtiyaz oluşturmaması, işin gerektirdiği sermayenin 150.000 dolardan az olmamak üzere getirilmesi kaydıyla serbesttir.
- Yabancı sermaye teşebbüsü aynı alanda faaliyette bulunan yerli teşebbüslerle her bakımdan eşittir.
- Yabancı sermaye mevzuatına göre, yabancı ortak payına ilişkin yüzde sınırlaması yoktur.
- Yabancı sermayeli teşebbüsün ve işletme aşamasında ihtiyaç duyacağı yabancı personelin istihdamı serbesttir.
- Yabancı sermayeli teşebbüsün tasfiyesi veya yabancı ortak hisselerinin satışı durumunda yabancı ortağa isabet eden net gelirin transferi bankalarca bekletilmeksizin yapılır.
- Türkiye’ye giren yabancı sermaye, ülke çapında tekel oluşturacak faaliyetlerde ulunan kuruluşlarda çoğunluk hissesine sahip olamaz.[1] (02.05.1995 tarihli düzenleme).
1.6. Yabancı Sermaye Yatırımlarında Görülen Gelişmeler

1980 yılından sonra görülen yabancı sermaye girişlerinin artışında temel faktör, 24 Ocak 1980 tarihinde alınan Ekonomik İstikrar Kararlarıyla Türkiye’nin dışa açık bir politika izlemeye başlaması, ülkede politik ve ekonomik istikrarın yeniden sağlanması ile yabancı sermayeye uygulanan politikaların güven vermesidir.
Türkiye’nin gelişmiş ülkeler refah seviyesini yakalayabilmesi için ortalama %5 civarında kalkınma hızını gerçekleştirmesi gerekmektedir. GSMH %10 oranında 20 yıl süreyle artsa, nüfus artışı ihmal edildiğinde, 2600 dolar civarında olan kişi başına milli gelir, 10 yılda 6500 dolara, 20 yılda ise 17.000 dolara yükselir. II. Dünya Savaşı sonrasında ekonomileri yıkılmış olan Almanya ve Japonya gibi ülkelere 1950-1970 döneminde yıllık ortalama %10 üzerinde bir büyümeyi sağlayarak gelişmişlerdi. Bunun sebebi, bu ekonomilere özellikle ABD kaynaklı dış kaynak girişidir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:13   #6
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türkiye’deki mevcut kalkınma hızı ile gelişmiş ülkeleri yakalaması oldukça zordur. Ortalama %10’luk büyüme için başvurulabilecek en emin dış kaynak yabancı sermayedir.[1]
Türkiye’ye son yıllarda gelen yabancı sermaye miktarında önemli bir gelişme kaydedilmiştir. 1971-1980 döneminde Türkiye’ye gelen toplam yabancı sermaye 100 milyon dolar civarında iken, aynı dönemde İngiltere’ye 40.5 milyar dolar, İspanya’ya 7 milyar dolar, İtalya’ya 5.7 milyar dolar yabancı sermaye girişi gerçekleşmiştir. Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girmesine paralel olarak 1995 yılında Türkiye’ye gelmesine izin verilen toplam yabancı sermaye 2.938 milyar dolar olmuştur. Fiili girişler ise 935 milyon dolardır.
Türkiye’de gerek firma sayısı ve gerekse sermaye miktarı açısından Almanya, İngiltere, ABD, Fransa ve Hollanda ilk sıraları alan ülkelerdir. Bunlara ek olarak, Japon Toyota’nın yatırımı, diğer pek çok Japon firmasını Türkiye’ye yatırım yapmak üzere harekete geçirmiştir. Ayrıca Türk teşebbüslerine iştirak şeklindeki yatırımlarda 1990’dan bu yana önemli gelişmeler olmuştur. Bu durum, yoğunlaşan şirket evlilikleri olayının Türkiye’ye yansıması şeklinde yorumlanabilir.
Bu yolla yabancı şirket, geniş bir pazara girme imkanı bulurken, Türk şirketi de sermaye ve teknoloji yanında çok uluslu şirket kanalıyla kolayca dış pazara açılma fırsatını yakalayabilmektedir. Bu gelişmenin olumlu yanı Türkiye ekonomisinin uluslar arası ekonomilerle birleşmesine doğrudan katkıda bulunmasıdır.
1.7. Genel Değerlendirme

Türkiye 1960’lardan bu yana yılda ortalama %5 büyümektedir. Bazı dönemlerdeki küçük ya da büyük krizler, büyümenin enflasyonun gölgesinde kalması, küreselleşen dünyadaki krizlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri vb. sebeplerle kalkınmamız, refahımız yeterli düzeye, daha doğrusu çok düşük seviyede kalmamıza neden olmuştur.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:13   #7
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Aslında %5 yıllık büyüme hiçte küçümsenmeyecek bir rakamdır. Ama yukarıda saydığımız sebepler ve gelişmekte olan bir ülke için yani Türkiye için yetmemektedir. Büyümenin kanımca 2 şekli vardır. Birincisi tasarrufları arttırıp, yatırımı da dolayısıyla arttırmak ve ekonomik büyümeyi sağlamak. Bunu sağlamak ise büyük bir tasarruf potansiyelinin olması, yani gelirin harcanmayan kısmının çok fazla olması gerekir ki böyle bir imkanımız yoktur ya da çok kısıtlıdır. Büyümeyi sağlamak için genellikle; üretimi ve tüketimi arttırmak, ihracatı arttırmak için TL değeriyle oynanması ya da döviz kurlarıyla oynanması şeklindedir. Fakat bu uygulamaların ters etkileri düşünülmeden yapıldığı için genellikle ya kriz ya da yüksek enflasyon sonuçlanmıştır.
İkincisi ise yabancı sermayedir. Son yıllarda Türkiye’de yabancı sermaye konusunda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak yeterli olmadığı gibi izin verilen doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile reel yani gerçekleşen yabancı yatırım arasında dağlar vardı. Bunun sebebi kanımca kesinlikle ekonomik istikrarsızlıktır. Zaten dünyada dolanımda olan yabancı sermaye sahipleri özellikle ekonomik istikrara önem vermektedir. İstikrarın sağlanması demek yabancı sermaye girişi ile birlikte istihdam, üretimin artması, ihracatın artması, devletin gelir elde etmesi, işsizlerin yaşam standartlarının yükselmesi; dolayısıyla toplum refahının artması ve bence ulusal endüstride tekelleşmeyi önlemesi, kalite standartlarının artması ve yine kanımca kalite yönünden uluslar arası piyasada rekabet gücünün artması gibi toptan iyimser rakamlar oluşturabilir.

Bir başka konuya değinmek gerekirse Türkiye’den daha istikrarsız, ekonomileri daha bozuk ülkeler, bizden kat kat daha fazla yabancı sermaye çekmektedirler. Bu konuda Türkiye’nin dikkat etmesi gereken iki önemli nokta vardır.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 09:13   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1. Yabancı sermaye girişleri ile ilgili konunun, eğer yasalar işlevini kaybetmişse köklü bir yapısal değişim gerçekleşmeli veya konular iyiyse; her iki durumda da ikide bir de değişikliğe uğramaması yani istikrarlı olması.
2. Yabancı sermaye mevzuatının devamlı devlet kontrolünde olması yani uluslar arası değişikliklere hemen ayak uydurması gerekir.
Bu değerlendirmeler yabancı sermayedarlar için önemli bir mevzuudur.
Küreselleşen dünya ekonomisinde akıl almaz bir hızla büyüyen ve gelecekte dünyanın en büyük devlerinden biri olacak Çin’i örnek almalıyız. Yılda yaklaşık 250-300 milyar dolar yabancı sermaye çeken bu ülke, yakında bütün Orta Asya’ya sonra da tüm dünyaya sözünü geçirecektir. Bir başka örnekte Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerdir. 2001 yılında ülkemizden büyük bir miktar bu ülkelere kaymıştır. Bu ülkelerin yabancı sermayeyi çekme başarısı da yabancı sermayedarlara sağladıkları teşvikler ve imtiyazlardır.
Türkiye gibi yüksek ticari gücü olan, stratejisi bakımından 3 kıtanın köprüsünü oluşturan bu ülkede, tek çıkar yolumuz yabancı sermaye kaymıştır. Bu yüksek potansiyeli de kullanamazsak Türkiye’nin geleceğini pek iç açıcı görmüyorum.
Yetkililerin değerlendirmelerine göre Türkiye’ye 2002 yılı için 5 milyar dolarlık bir yabancı sermaye girişi, ek %2 gibi makro bir büyüme gerçekleşebileceğine göre, yabancı sermayenin önemini sizlere bırakıyorum.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 11:36   #9
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler..
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-02-2007, 11:44   #10
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 15:59 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580