|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
05-02-2007, 10:01 | #61 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 11. SONUÇ Ülkemiz ihracatta henüz emekleme dönemini yaşamaktadır. Örneğin, COMECON ülkeleri ve Yugoslavya kişi başına 145 dolar, OPEC üyeleri dışındaki sanayileşmiş 65 kapitalist ülke ise kişi başına 154 dolar ihracatı gerçekleştirmişken1 ülkemizin kişi başına ihracatı 1980'de ancak 65 dolara ulaşabilmiştir. Bu rakamı birkaç kat arttıra-bilmek için hem makro-ekonomik düzeyde gerekli koşulların oluşturulması, hem de firmalar bazında gereken çabanın gösterilmesi şarttır. Kanımızca, en önemli ekonomik koşullar şunlardır 1 — Gerçekçi bir kur politikasının izlenmesi 2 — İç maliyetleri hesaplanamaz hale sokan yüksek enflasyonun gemlenmesi 3 — İhracatın finansmanı için yeterli olanakların makûl maliyetlerde sağlanması. 25 Ocak 1980 kararlan büyük ölçüde yukarıdaki koşulları sağlamıştır. 12 Eylül 1980'den sonra izlenen politikalar da ekonomik başarı için gerekli istikrar ortamını oluşturmuş, ekonomik politikalara kalıcılık getirmiştir. İhracat sigortası, haberleşme ve ulaşım darboğazları gibi aksaklık ve eksikliklerin tamamlanması ihracatımızı daha da teşvik edecektir. | ||
|
05-02-2007, 10:01 | #62 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Türkiye'deki üretken kamu ve özel sektör kuruluşları bu olumlu ortamdan yararlanıp, gereken dinamizm ve çabayı gösterip Türkiye'nin ihracatında gerçek bir "patlama" yaratmalıdırlar. Bunun için de : 1. Düşünce ve bünyelerini bir satıcı piyasası olan iç pazardan alıcı piyasası olan dış pazarlara yöneltmelidirler. 2. Geçici ve fırsatçı bir olgu olan ihracattan kalıcı ve bilimsel bir çalışma olan uluslararası pazarlamaya geçebilmelidirler. 3. Uluslararası pazarlamanın gerekleri olan pazar araştırması, ürün araştırma ve geliştirmesi, bilinçli stratejilerin saptanıp uygun örgütün oluşturulması, ürünün dış pazarlarda tanıtımı; akıllı öneri ve anlaşmaların oluşturulması çalışmaları sistemli bir şekilde yerine getirilmelidir. 4. Bu konuda yetenekli personel eğitilmeli, kendilerine kullanmaları için yeterli firma kaynaklan ayrılmalıdır. Yıllık bütçelerde ihracatın yeri vurgulanmalıdır. Akademik kurumlarımız da eğitim ve araştırma çalışmalarında ihracat konularına yönelerek bu ulusal davamıza katkıda bulunabilirler. Araştırmaların Türkiye'nin potansiyel pazarlarına ve üretebileceği ürünlere, eğitim programlarının ise uygulamaya "yönelik" olması yararlı olacaktır. Toplumumuzun, her sektörü ihracat seferberliğinde üzerine düşen görevi yaptığı takdirde ortaya çıkacak devlet, özel sektör ve eğitim kurumları arasındaki yakın işbirliği ülkemizi çok kısa zamanda bugünkünün birkaç katı ihracatı gerçekleştirebilecek duruma getirebilir. Bu da ülkemiz ve halkımız için daha onurlu ve daha rahat bir yaşam demektir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |