Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Beşiktaş > Basketbol > Erkekler

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31-10-2010, 02:11   #1
 
NeoRock - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bıyıktay; "Iverson Oynamaya Geliyor"

Click the image to open in full size.

BjkBasket.org olarak Beşiktaş Cola Turka erkek basketbol ekibimizin antrenörü Burak Bıyıktay ile, hem takımımızdaki gündeme dair hemde yıldız transferimiz Allen Iverson'a dair bir söyleşi gerçekleştirdik..


Bu sezon başında birçok oyuncumuzla yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Yeni sezonda kadroyu oluştururken ana kriterleriniz neler oldu?

B.B: Geçtiğimiz seneki kadromuzun çoğunu kaybetmemizden dolayı, yeniden bir takım oluşturma yoluna gittik. Türkiye Liginden alabileceğimiz en iyi oyuncuları aldığımızı düşünüyorum. Sonuçta transfer işi bütçenizle doğru orantılı olan bir olay. Bundan dolayı da her istediğiniz oyuncuyu alamıyorsunuz. Zaten çok fazla sayıda üst düzey oyuncu da Türkiye’de yok. Alınabilecek en iyi yerli oyuncuları da aldığımızı düşünüyorum. Yabancı oyuncularımıza baktığımızda da, Chatman’ı daha önceki senelerdeki performansı nedeniyle kadromuzda tuttuk. Fedor Likholitov’u da sezonu iyi bir şekilde bitirdiği için kadromuzda tutma kararı aldık. A.J Ogilvy gibi ileriye dönük çok yetenekli olan bir uzun oyuncuyu kadromuza kattık. Şuan için Ofansif açıdan kendisinden çok memnunuz ama savunma yönünde biraz eksikleri olduğunu düşünüyoruz. Bunu gidermek için de çalışmalarımızı yapıyoruz. Cevher'in arkasında yer alacak bir oyuncu profili yaratamadığımız için, özellikle geçen sene kadromuzda yer alan Kevin Fletcher tarzı bir oyuncu bulamadığımız için, hem 3 hem 4 oynayabilecek bir oyuncu aramaya karar verdik. Bu sırada da Ignerski’nin boşa çıktığını öğrenince, kendisini kadromuza katmaya karar verdik. Ignerski şuan için taraftarlarımızın beklentisine cevap veremiyor olabilir ama sonuçta kalitesi ve basketbol bilgisiyle üst düzey bir oyuncu. Hazır olduğu dönemlerde daha iyi oyunlar çıkaracaktır. Banvit maçında tam düzelirken, maalesef dirseğinde ufak bir sakatlık oluştu. Oyuncunun en büyük özelliği, şutör bir oyuncu olması. Bu sakatlıkta oyuncumuz performansını etkilemekte. Takımımızı oluştururken, geçtiğimiz yılki sakatlıkları da göz önünde bulundurarak, daha çok oyuncu ile oynayabileceğimiz daha tecrübeli bir kadroyu oluşturduğumuzu düşünüyorum. Yaptığımız transferlerin çoğunda isabetli kararlar verdiğimizi düşünüyorum. Yinede beklediğimizin aksine birkaç tane eksik oyuncumuz olmadı diyemeyiz.

Cevher ve Ignerski’nin sakatlıkları maçlarda sizi zor durumda bırakabiliyor. Bu bağlamda bu seneki uzun oyuncu rotasyonumuz sizce ne kadar yeterli?

B.B: Aslına bakarsanız yeterli olduğunu düşünüyorum. İsmail’i de orada kullanabiliriz. Son oynanan Banvit maçı için konuşacak olursak, Banvit bizi çok dış atışa zorladı. Biz de oyunun bu şekilde gelişeceğini biliyorduk, özellikle boyalı alanı kapatacaklarını ve Chatman’ın penetrelerini durduracaklarını. Bu denli dış şuta zorlanan bir yerde, Avrupa’nın bana göre en iyi dış şut sokan 4 numaraları olan Cevher ve Ignerski’nin çok düşük yüzdeyle şut atmaları sonucunda, maç kazanmanızda mümkün olmuyor. Chatman’a uygulanan sert savunma karşısında, takımı organize etmek yerine işi biraz da kişiselleştirmesi sonucu erken yoruldu. Bu da bizim maç içi dengelerimizi bozdu. Dolayısıyla kötü bir oyunda oynadık ve maçı da kaybettik. Ama bu maçı da kaybetmek istemezdik.

Sezon içindeki kilit maçlardan biriydi…

B.B: Sezonun henüz başı. Takımlar maç kaybedecektir. Banvit’te sürpriz mağlubiyet alacaktır. Banvit’e burada kaybedersin orada kazanırsın. Sonuçta önemli olan bu seviyede daha fazla maç kaybetmemek lazım. Yeni takım olmanın verdiği de bir sürü dezavantaj var. 10 tane yeni oyuncu bir arada oynamaya çalışıyor. Geçen seneki takımımızın, bir sene önceden asıl nüvesi kalmış olmakla beraber 7. Ayın sonunda tam takım haline gelebildi. Şimdi 10 tane oyuncunun ilk kez bir araya geldiği bir ortamda, takdir edersiniz ki yepyeni işler yapmak kolay değil. Sezona da çok iyi başlamıştık. Resmi maçlarda altı’da altı’lık bir galibiyet oranımız vardı. Bu maçın en önemli özelliği, dış şut atan oyuncularımıza ihtiyacımız olan bir maçtı ve Bekir sakattı, onu da oynatmayı düşünmüyordum ama maalesef maç çok kötü gidince onu oynatmak zorunda kaldım. Bu durumdan dolayı da bu haftayı da idman yapmadan geçirmek zorunda kaldı. Bekir sakat, Ignerski ve Cevher sakat, Serhat da o bölgede şutları sokamayınca, doğal olarak sıkıntı yaşadık ve maçı da kaybettik.

Her sezon sil baştan bir takım yapmak, bir koç için ne kadar zor bir durum?

B.B: Çok zor… Hakikaten Dünya’nın en zor durumlarından biri. Bütün Yaz’ımı oyuncu aramak ile geçirdim. Aslında aramakta değil. Her istediğin her beğendiğin oyuncu sizi tercih etmiyor. Bu bir gerçek, öncelikle bütün oyuncular Eurolig takımlarını tercih ediyor. Ondan sonrada parası yüksek takımlar öncelikli oluyorlar. Ondan sonrada sıra bizim gibi takımlara geliyorlar. Bizde hem iyi oyuncu olsun, hem ucuz olsun, hem takım kimyamıza uysun gibi bir sürü parametre var. Bir oyuncuyu ararken, bu sefer de bulduğumuz diğer oyuncular da elimizden gidiyor. Açıkçası çok zor bir durum.

Belçika’da oynadığımız hazırlık turnuvasında çokta iyi bir grafik sergilemedik. Türk Telekom Cup ile beraber bir toparlanma sürecine girdik. Özellikle Türkiye Kupasında sergilemiş olduğumuz basketbol ile çoğu otoriteyi yanıltarak, ligdeki ilk 2 sıra için ismi geçen takımların ardından tekrar adımız zikredilmeye başlandı. Koç gözüyle siz bu durumu nasıl görüyorsunuz?

B.B: Hazırlık Turnuvalarına insanların bakış açısı biraz farklı. Ben o süreçte oynadığımız maçların skorlarından ziyade hazırlık sürecimizde istediklerimizi ne kadar sahaya yansıtabildiğimize bakıyorum. Her oyuncuma süre vermeye çalışıyorum. Oyuncular hata yapsa da, takıma alışması için oynatmaya çalışıyorum. Belli sistemler üzerinde ısrar ediyoruz. Benim oradaki amacım maç kazanmak değil. Samsun’daki turnuvada niye öyle olmadı derseniz de, hem hazırlık sürecinin son aşamaları hem de Türkiye’deki rakiplerinden biriyle oynuyor olmamız dolayısıyla oraya biraz daha hazır gittik. Hedef maçların da yaklaştığı bir süreçti ve daha çok kazanmaya oynuyorsun. Gerçek maçlara geldiğimizde de, bizim hedefimiz Türkiye kupasında gruplardan çıkmaktı ve bunu da üç’te üç yaparak başardık. Son yıllarda bu denli net bir performansla gruplardan çıkmayı başaramamıştık. Birde en zorlu gruptan çıkmayı başardık.

Bir tek son torbadan Trabzon eksik kalmıştı.

B.B: Evet hatta bende kuraya giden arkadaşa takıldım bir tek Trabzon’u çekmediniz diye. Onu da çekseydik tam olacaktı. Fakat bazen sert gruplarda mücadele etmek takım olarak konsantrasyonunuzu yükseltiyor. Daha zayıf bir grup ile oynadığınızda, nasıl olsa biz buradan çıkarız diyerek daha büyük sorunlar yaşayabiliyorsunuz. Bizim orda oynadığımız Galatasaray maçı ve Telekom maçının son üç periyodun da iyi bir oyun oynadık. Ligde oynadığımız Türk Telekom maçını da rahat kazandık. Fakat son oynadığımız Banvit bu takımlar içinde daha sert bir takım. En büyük avantajları geçen seneki takıma 2 tane takviye yaparak devam etmeleri. Oyuncular sahada koçun ne istediğini biliyor. Koç oyuncuların dilinden daha iyi anlıyor, çok büyük avantaj aynı takımla devam edebilmek. Şimdi biz bir sürü yeni oyuncu ile çalışıyoruz. Hangi pozisyonda ne yapar, nasıl reaksiyon gösterir bunları çalışıyoruz. Şimdi dışarıdan seyredildiği gibi değil. Baktığımız zaman, bizim beklentilerimizin dışında hangi oyuncunun sistemin içinde neler yapabileceğinde bazen farklılıklar olabiliyor. Banvit maçına dönecek olursak açıkçası Banvit bizi yenmedi, biz çok kötü bir oyunun üzerine kaybettik. İyi oynayıp kaybetseydik, yenemedik diyecektim. Bu kadar kötü oyuna rağmen maçı sonuna kadar getirip farkı 5-6 sayıya kadar indirmeyi de başardık. Bu kadar kötü oyun sonrası da maçı da hak etmedik.

Benim sizin yönettiğiniz maçlarda izlediğim en kötü Beşiktaş’tı. Bizim ana felsefimiz olan ribauntu alıp oyunu hızlandırma isteğimiz, ribauntları almamıza rağmen ön alandaki sertliğe yenik düştük sanırım.

B.B: Geçen seneden bu seneki farklılığımız da o. İstediğimiz sistemi oturtamadık. Niye oturtamadık, geçen sene Engin bu konularda daha yaratıcı bir oyuncuydu. Brad Newley açık sahayı daha iyi koşan bir oyuncuydu. Muratcan ve Kevin’da bu sisteme uygun isimlerdi. O sistemi şuan ki oyuncularımıza adapte etmeye çalışıyoruz ama kolay da olmuyor açıkçası. O sistemin en büyük avantajı, çok güçlü ve iyi bir Chatman’ın olmasıydı. Önündeki adamı rahatlıkla yenen, arkasından gelen takımı sürükleyen bir oyuncu olması lazım. Chatman da henüz o forma sahip değil. Geçtiğimiz yılın son 4 ayını oynamadı, Yaz dönemini de boş geçirince, daha yeni yeni kendine geliyor. Henüz hazır da değil açıkçası benim kafamdaki Chatman’ı düşündüğümüzde…

Geçtiğimiz sezon hep real hedeflerden bahsetmiştiniz. Ligi üçüncü sırada bitirmek gibi. Bu sezon için özellikle Avrupa’daki hedeflerimiz nelerdir?

B.B: Allen Iverson transferinin bittiğini düşünerek, belki bir tane daha transferle, Avrupa’da çok üst seviyelere çıkacağımızı düşünüyorum. Şöyle bir durum da var, Allen Iverson’ın burada ne kadar basketbol için geldiği önemli. Biz buraya basketbol oynamak için geldiğine de inanıyoruz, çünkü; NBA’den teklif alamadığı için hırs yapmış durumda. Basketbol oynamak, kendinin Allen Iverson olduğunu ispatlamak için buraya geliyor. Bize de iyi katkı vereceğini düşünüyorum. İyi bir grupta olduğumuzu düşünüyorum. Ama şunun da farkındayız, Banvit maçındaki performansımızı bir daha sahaya yansıtmamamız gerekiyor. Böyle oynarsak ciddi sıkıntılar yaşarız. Ben maçı kaybettiğimize üzüldüm ama öyle bir basketbol oynamamızı kendime yakıştıramadım. Ona çok daha fazla üzüldüm. Demek ki bütün Yaz boyunca ne istediğimizi yaptırabilmişiz ne de istediğimiz seviyeye gelebilmişiz. Diğer oynadığımız maçlar demek hayal alemiymiş. Kendi seyircimiz önünde böyle bir basketbol oynamamalıydık. Bazen de on kişinin onunun da kötü oynadığı bir maç olabiliyor maalesef. Hatalarımızı görmek adına, maçın ardından oyuncularımız ile toplantı yaptık ve maçı tekrar izledik.

Allen Iverson’dan konu açılmışken, siz oyuncularınıza saha içinde özgürlük tanıyan bir koçsunuz. Onların bireysel yeteneklerini ön plana çıkarmaya çalışan bir oyun anlayışınız var. Allen Iverson sonrasında oyun sistemimizde ne gibi değişiklikler olacaktır? Diğer koçlara nazaran Chatman’da olduğu gibi saha içinde ona daha fazla özgürlük tanıyacağınızı söyleyebilir miyiz?

B.B: Aslında bizim oyun sistemimizde çok fazla farklılıklar yaratmaz. Bir kere şunu kabul etmek lazım, bu oyunu sahada oynayan oyuncular. Biz sadece bu oyunu bir şekilde organize etmeye çalışıyoruz. 5 oyuncunun aynı amaç için sahada yer alması için uğraşıyorsunuz. Tabi ki Allen Iverson’ın çok büyük yetenekleri var. Kendi oynadığı takımlarda da o serbestlikle oynadı. Burada en önemli şey rollerin iyi oturması. Allen Iverson’ın varlığını herkesin kabul etmesi. Onunda takım arkadaşlarının varlığını kabul etmesi ve bir takım olgusu içinde oynamak lazım. Allen Iverson’ı hepimizin olduğu gibi NBA’de izlediğimiz kadarı ile tanıyoruz. Bu süreç başladıktan sonra Philadelphia’daki asistan koçuyla irtibata geçtik. Oyuncunun saha içi ve dışındaki diğer yönleri hakkında bilgi edinmeye çalıştık. Oyun karakterini aşağı yukarı biliyoruz. Ama NBA’deki oyun sistemi ile Avrupa’daki çok farklı. Orada daha çok birebir oynayıp çembere gidilen bir yapı hâkim. Burada bir sürü yardım gelecek, double team’ler gelecek. Onlara karşı neler yapabilecek göreceğiz, bunun da bir adaptasyon süreci olacaktır.

Yeni kadro düzeninde Ignerski’yi daha çok 4 numarada oynarken görecek miyiz?

B.B: Ignerski geçen sezon takımında 4 numarada oynuyordu. Milli takımda 3 numarada oynuyordu. Biz de onu iki pozisyonu oynasın diye aldık. İki pozisyonu da oynayan en iyi oyunculardan biri. Müthiş şutör, oyun zekası çok üst düzeyde. Fakat o da fizik olarak hazır değil. Bir kere çok geç geldi bize, Eylül’ün ilk haftası bizle beraber çalışmalara başladı. Yaz'ın 10 sene önce olduğu bir ameliyattan olan dirseğindeki çiviyi aldırdı. O yüzden de hiç antrenman yapmadan geldi. Telekom maçında yorulana kadar çok iyi oynadı. Tam ritme giriyordu ki dirseğinden bir sakatlık meydana geldi. Şimdi Allen Iverson ve Chatman gibi delici oyunculardan sonra çok ideal bir oyuncu. Niye derseniz, pozisyon bilgisi çok fazla ve şut tehdidi çok yüksek bir oyuncu. Hem üç, hem dörtte Cevher ile beraber ve Cevher’in olmadığı zamanlarda da kullanabileceğimiz bir oyuncu. Sonuna kadar kendisinde ısrar edeceğiz ama adaptasyon sağlayamaz ise şartlar ne gösterir bilemeyiz. Fakat onunla alakalı görüşlerimiz kafamızda hep pozitif yönde. İnsanlar şuanda Brad Newley gibi oynamasını bekliyor. Ama ikisi de farklı oyuncular. Bu seneki takım geçtiğimiz yılki takıma göre atletizm bakımından daha geride ama oyun bilgisi yönünden çok üst düzey bir takım. Bu sene idman sayımızı biraz daha fazlaya çıkardık. İdmanlarda daha çok beş’e beş oynamaya çalışıyoruz ki oyuncularımız iyicene birbirine alışsın diye. Zamanla daha da iyisi olacaktır.

Değişen oyun kuralları sonucunda, içeride daha fazla boşluk olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıla oranla özellikle Fedor’un daha çok birebir oynadığını görüyoruz. Yeni kuralların oyun anlayışımıza ne gibi artıları ve eksileri oldu?

B.B: Fedor’un çember altında daha fazla atletizminden yararlanmaya çalışıyoruz. Türkiye’de yeni çizgileri çizdiren ilk benim. Çünkü Yaz'ın çalışırken daha erken yeni kurallara adapte olmak istedik. Bunun da avantajını Türkiye Kupasında gördük. Türkiye Kupasındaki üç sayılık atışlarımızdaki yüzdelerimize bakarsanız, yüzde 40 düzeylerindedir. Bu da bir nevi alışkanlık meselesi. İlk idmana geldiğimizde kimse şutları sokamıyordu. Düşün, en iyi şutörümüz Bekir bile hep bir adım içerden atmaya çalışıyordu. Ama çocuklar 2 aylık süreçte buna alıştılar. Hatta bana söylemiyorlar ama iyi ki koç daha önceden çizgileri çizdirmişler diye başkalarına söylüyorlarmış. Bu yeni çizgilerin şöyle bir avantajı var, iyi şutörlerin olduğu zaman ‘‘Biz takımı kurarken buna da çok dikkat ettik’’ yay'ın dışından tehditin artıyor, böyle olunca da pota altındaki uzun oyuncuları birebir bırakarak kendimize avantaj yaratmayı hedefledik. Yeni çizgiler hem avantaj hem değil. Rakipleriniz boyalı alana kapandığı zaman, hep üç sayı atmaya zorlandığınızda, üç sayı yüzdeniz düşük kalması sıkıntı yaratıyor. Bu yeni uygulama geçtiğimiz yıl İspanya ikinci liginde uygulandı, bakıldığında da istatistiklerde değişiklik yaşanmadı.

Bizim takımımızdaki oyuncuları düşündüğümüzde, özellikle Cüneyt ve Cevher bazında konuşacak olursak, avantaj sağladığımızı söyleyebiliriz.

B.B: Avantaj sağlıyor ama sağlıklı oyuncularla avantaj sağlıyor. Sakat oyuncular ile oynamak hakikaten zor bir durum. Oyuncular da oynamak istiyorlar ama sakatlıkları onların rahat hareket etmelerine engel oluyor. Rahat oynayamadıklarında da şut mekanikleri bozuluyor. İnşallah en kısa sürede hepsini toparlayacağız.

Geçtiğimiz yılki kadromuzdan bir isim verecek olsanız, kimin takımda kalmasını isterdiniz?

B.B: Engin’in kalmasını çok isterdim. Şartların şuan ki seviyeye geleceğini bilseydik tutabilirdik belki de. Aslında Engin’i tutmak için çok çaba sarf ettik. Hakikaten büyük özverilerde bulunduk. Aslında o da çok tereddütte kaldı. Kendisi çok iyi bir Beşiktaşlı. Burayı çok seviyor, buradaki ortamı çok seviyor. Onun da hedefleri vardı. Kendisini Eurolig’de görmek istedi. Henüz yaşı genç ileride tekrar Beşiktaş’a gelecektir. Öyle bir oyuncunun karakter olaraktan da Beşiktaş’da olmasını çok isterdim.

Alt yapıya değinecek olursak, son yıllarda birçok genç oyuncunun yetiştiğini görüyoruz. Son olarak Murat Nuri Kutlu, Akın ve Serkan bunlara örnek. Murat Türkiye Kupasında iyide süreler aldı. Alt yapıdan gelen oyuncularımızı nasıl görüyorsunuz? Birde uzun rotasyonumuzu düşündüğümüzde Serkan’ın neden kiralık verildiği yönünde sorular var.

B.B: Serkan’ın ben şuan için Birinci Lig seviyesinde oynayacak düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Bu sene başında da tereddüt ettik kalsın mı gitsin mi yönünde. Aslında kalsa antrenmanlarda çok katkısı olurdu ama sahaya girmesi çok zor olurdu. O pozisyonda 3-4 tane oyuncu var, beşinci uzun olacaktı. Kısa rotasyonunda Murat'ı bazen kullanıyoruz ama Serkan’ı bu sezon açıkçası kullanamazdık. Ben şuna inanıyorum, bir oyuncunun oyuncu olması için oynaması lazım. Güvendiğimiz bir antrenör arkadaşımızın olduğu Işık Spor’a verdik ki, hem performansı gelişsin hem de oynasın. Otura otura burada bir gelişme sağlayamayacaktı. Murat aklını bu işe verecek olursa, bu işten hakikaten ekmek yiyebilecek bir oyuncu. Çok potansiyelli, çok soğukkanlı ve atletik bir oyuncu. 2.00 metre olmasına rağmen 2 numara fundamentali olan bir oyuncu. İnşallah onu da Beşiktaş basketboluna kazandıracağız. Yavaş yavaş onu da sahada göreceksiniz. Yine alt yapımızdan gelen Kartal diye bir oyuncumuz var, ona da Küçük Chatman diyoruz. Chatman’ın enerjisi aynen onda da var. Henüz yıldız takımda. Yavaş yavaş oyuncular geliyor, biraz da uzun oyuncu bulmak lazım... Bir ara herkesin uzun oyuncuya gitmesinden dolayı kısa oyuncu çıkmıyordu. Şimdi ise tam tersi uzun oyuncu yetişmiyor. Bu oyuncular hakikaten iyi oyuncu olacaklar, tabi kendileri iyi çalışırlarsa. Genç oyuncular şunu bilmesi lazım ki çalışmadan kimseye forma vermezler. Yeteneklerini çalışarak oynayabilecek kıvama getirmeleri gerekmekte.

Şuanda spor kamuoyunun tek gündemi Iverson halini almış vaziyette. Ana haberlerde bile Iverson ve Beşiktaş cümleleri yer almakta. Iverson’ın gelişi sportif açıdan ziyade Beşiktaş’a neler getirecektir?

B.B: Ben şu konuda eminim ki Beşiktaş basketbolunun reytingi çok üst seviyeye çıkacak. Türk Basketbolunun reytingi de çok üst seviyeye çıkacak. Iverson gibi bir oyuncunun gelmesi tüm Dünya’nın dikkatini Türkiye’ye çekecektir. Bunun basketbolu takip eden gençlere çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Burada önemli olan Iverson’ı iyi antrene etmek. Michael Jordan çok iyi bir oyuncuydu ama müthişte bir çalışma etiği olan bir oyuncuydu. Bu çok farklı bir oyuncu, asi bir ruha sahip. Bu da bizim taraftarın çok sevdiği oyuncu tipi. Bu durumu pozitif yöne çekmemiz lazım. Herhalde salonlar da artık dolar. Yani Iverson geldiğinde de salona gelinmezse ne diyeceğimi bilemiyorum. O enerjiyi de Iverson üzerinde hissedip kendini oyununa verirse, müthiş bir sinerji olacaktır. Buraya geldiğinde salonda 50 kişiyi görürse "ben buraya niye geldim" der ve orada da olay biter. Bizim onun gelişini kamuoyu olarak pozitife çevirmemiz gerekiyor. Umarım işin cılkı da çıkmaz. Biliyorsunuz ülkemizde medya bazı şeyleri fazlaca şişirebiliyor. İnşallah hem bizim için hem kendi için uyumlu bir sezon geçer. Benim kendisiyle ilgili şöyle bir bilgim var, kendisi şuan için hırs yapmış durumda ve Basketbol oynamak için Türkiye’ye geliyor. Beşiktaş’ı ve Türkiye’yi aşağı yukarı biliyor. Çin’den gelen teklifi de bu yüzden reddetti. Türkiye’ye hayranlığı da var, Boğaz'ı biliyor, Reina'yı biliyor…(Gülüşmeler) o yüzden de teklifimize çok sıcak baktı. Basketbolun reytingi olarak, sponsor olarak bunu pozitife çevirmemiz gerekiyor.

Sponsor demişken Ülker ile ilgili olarak önümüzdeki sezon bizimle beraber yer almayacağını söyleyebilir miyiz?

B.B: Ben devam edeceğimiz şeklinde düşünüyorum. Bugüne kadar yaptıkları hizmetler içinde teşekkür ederiz. Firmalar için yeni bir mecra açtılar. Fakat yollarımız ayrılırsa da yeni bir sponsor bulunur. Bu aşamadan sonra kulüplerin pazarlama departmanlarının da iyi çalışması lazım. Bu tip yıldız oyuncular sponsorluklar için artı durum arz ediyorlar. Quaresma ve Guti sonrasında Futbol takımımıza olan ilgi ve gelirlerimiz artmış durumda.

Şuanda gündemde Iverson’ın belirli sayıda 3 numaralı formasının basıldığı ve satışa sunulacağı biliniyor. Fakat ligimizde 3 numarayı kurallar gereği giyemeyecek. Iverson’ı kaç numaralı forma ile izleyeceğiz?

B.B: 33 numarayı kendisine giydirdik onu istemedi. 7 ve 5 numara üzerinde çalışıyoruz. 7 numara olacak gibi.

Müthiş bir forma satışı bizleri bekliyor…

B.B: Bilet ve Forma satışlarında patlama bekliyoruz…

Taraftarlarımıza devamlı çağrıda bulunuyorsunuz, salonumuzu doldurmaları yönünde. Fakat salonun dolduğu nerdeyse çoğu maçı kaybediyoruz. Bunun nedenleri gerçek basketbol seyircisinin gelmemesi olabilir mi?

B.B: Açıkçası ben şuna bağlıyorum; bu atmosfer işi. Oyuncu boş salona oynamaya sezon boyunca alışıyor ve dolu salonda strese girebiliyor. Bu da oyuncuları bazen negatif bazen pozitif etkileyebiliyor. Geçen sene salonun dolu olduğu çoğu maç da bizi strese soktu. Mesela geçen sene burada oynadığımız Galatasaray maçını kaybetmememiz gerekiyordu. Yine kazanma noktasına gelmiştik ama Murat Kaya’nın 9 metreden attığı tesadüfî bir üçlük falan maçı kaybetmemize neden oldu. Sağolsunlar Fenerbahçe maçını taraftarımızın desteği ile kazandık ki Fenerbahçe maçı için az bir seyirci vardı. Efes Pilsen maçları da yakın oynandı. Lakin bazı gerçekleri de görmek gerekli. Efes Pilsen 10 milyon Euro harcıyor takımına, siz 2 milyon Euro. O zaman bu işler 2 milyon Euro ile oluyor olsa kimse para harcamaz boşuna. İşin tabiatına aykırı bir durum var sonuçta. Tamam her zaman para harcamak başarıyı getirmez ama parasız da başarı olmuyor. Sonuçta belli bir seviyenin üzerinde takım kurmak için bazı şeyleri yapmanız gerekli. Öyle olmasa niye Iverson’ı alıyorsunuz? Niye Qyntel Woods ile ilgileniyorsunuz… Öyle olmasa herhangi bir oyuncuyu alırsın başarı beklersin ama olmaz öyle bir şey… Başarınız tesadüf olur. Ayrıca sizi bir yere kadar götürüyor o da ligde üçüncülük, dördüncülük oluyor. Biraz daha yukarı çıkmak için bir miktar daha para harcamak gerekli. Organizasyonu biraz daha düzeltmek gerekli. Bugün baktığınızda Olympiakos enayi mi ki 20 milyon Euro veya Siena 15 milyon Dolar harcıyor. Niye harcıyor, iyi oyuncular için harcıyor. Erman Kunter’in takımı da Eurolig'de mücadele ediyor ama bir yere kadar, sonuçta mağlup oluyorsunuz. Navarro orada 2 hücumda Lorbek’e üçlüğü attırıyor, kendisine faul yaptırıyor işi bitiriyor. Sonuçta bu işi sahada oynayan oyuncular, bütün hikaye de bu. Koç oynasa hep Erman kazanır, en iyi oyuncu oydu çünkü (Gülüşmeler).

İşin koç boyutuna gelecek olursak, bu seneki oyuncularımızın kısmen daha savunma düzeyi yüksek olan oyuncular olduğumuzu söyleyebiliriz. Fakat savunma yönünden takımın düşük bir performans gösterdiği yönünde size eleştiriler var. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

B.B: Şunu söyleyebilirim ki; çok daha iyi bir savunma takımı olacağımızı, senin aracılığınla söylemek istiyorum. Oyuncu suçlamak hiç benim tarzım olan bir durum değil ama savunma yapmakta güç işi. Bu iş ise guardlardan başlıyor. Maalesef Chatman’ın o seviyede olmaması da bizi etkiliyor. Biz onu savunma yapmaya itiyoruz. Bu iş maalesef tepeden başlıyor. O tepedeki savunmayı iyi yapmamız gerekiyor. Tabi ki savunmayı biraz daha arttırmamız gerekli. Geçen sene çok hızlı oynamamızdan dolayı savunmada aynı direnci gösteremiyorduk. Chatman bu sene yine aynı tempoda oynamak istiyor ama bu sefer savunmada zorlanıyor. Şimdi onu dengeleyeceğiz. Belki biraz daha basketbolumuzu yarı saha basketboluna döndüreceğiz.

Chatman ile Iverson’ın yan yana oynayıp oynayamayacağı yönünde sorular var bu konuda siz ne düşüyorsunuz?

B.B: Onu biraz da zaman gösterecek ama olabilir diye düşünüyorum. Ama burada biraz özveri göstermesi gereken Chatman olacak. Rolünü biraz daha playmaker’lığa döndürürse onun için avantaj olur. O da Iverson gibi oynamak isterse ikisi birbirleriyle rekabet ederler. Ama Chatman uyumlu bir insan, akıllı bir oyuncu. Avrupa Basketbolu bilgisi çok üst düzey. Onu pozitif olarak kullanacağını da tahmin ediyorum. Oyuncular da sizin ilgilendiğiniz gibi bu konuyu bana da soruyorlar. Chatman ile de bu konuları konuşuyoruz. Ben ona uyarım diye de bana söylüyor.

Son yaşanan süreçten sonra yeni bir transfer yapmamız söz konusu mu?

B.B: Bize katkı verebilecek bir oyuncu bulursak alırız.

Iverson’ın gelişinden sonra bunun Qyntel Woods olmayacağını söyleyebilir miyiz?

B.B: Şu an Woods olmaz. Takımın kimyasına uymaz. Woods’da topla oynayan bir oyuncu. 3 tane bu yönde oyuncu olmaz. Iverson olmasa Woods olurdu. Umarım yönetimimiz de bize bir kapı daha açar. Çok önemli bir uzun oyuncu alacağım. Papadopoulos ile ilgilendik, o olmadı. Şimdi başka çok önemli bir oyuncu ile ilgileniyoruz. Önümüzdeki hafta da onun durumu belli olacak.

Burak hocam son olarak Eurocup şampiyonluk bahislerinde Beşiktaş birinci sırada. Buna paralel olarak son iki yılda Eurocup’ın en iyi takımları ülkemize gelmiş olmasına rağmen, maçlarımızı televizyondan izleyemedik. Bu sene için bir girişim söz konusu mu?

B.B: Ciddi misin bu konuda (gülüşmeler). Televizyon yayını konusunda kulübün medya direktörü Gökhan Dinç ile görüştüm. Onlar ilgileniyorlar bu konuyla. Bu sene de yayınlanmaz ise ayıp gerçekten.

Hocam bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederiz.

B.B: Ben teşekkür ederim.

www.BjkBasket.org
__________________
http://www.besiktasforum.net/forum/signaturepics/sigpic30189_2.gif
NeoRock Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:18 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580