Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Felsefe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-01-2007, 16:42   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
PRAGMATİZM = UYGULAYICILIK

PRAGMATİZM = UYGULAYICILIK




(Os. Fiilîyye, Kıymeti fiiliye mezhebi, Fiilîyatçılık; Fr. Pragmatisme, Al. Pragmatismus, İng. Pragmatism, İt. Pragmatismo) Uygulamada yarar sağlamayı gerçeğin ölçütü sayan öznel idealist burjuva öğretisi...
Pragmacılık, uygulamacılık ve kılgıcılık deyimleriyle de dilegetiriliyor. Eylem ve yararlı anlamlarını dilegetiren Yu. pragma deyiminden türetilmiştir. Kapitalist üretim düzeninin ilk gelişme alanı olan iş adamları ülkesi İngiltere'de John Stuart Mill'in biçimlendirdiği yararcılığın, yeni ve son gelişme alanı olan iş adamları ülkesi Amerika'da Charles Peirce (1839-1914)'in temellerini atığı William James (1842-1910)'in geliştirdiği uygulayıcılığı doğurması doğaldır. Böylelikle, kapitalizmin kendine özgü metafizik felsefesi kurulmuş olmaktadır. James, aynı adı taşıyan yapıtında pragmatizm sözcüğü için "gerçi bu ad hoşuma gitmiyor, ama onu böyle adlandırıyorlar, değiştirmek için artık çok geç" diyor. Yapıtını da yararcı Mill'e şu sözlerle armağan ediyor: "zihnin pragmatik açıklığını ilk olarak kendisinden öğrendiğim, yaşamış olsaydı liderimiz olacağını düşünmekten zevk duyduğum John Stuart Mill'in anısına". Pragmacılık, James'in deyişine göre, bir felsefe olmaktan çok bir metod, düşünceyi doğurduğu eyleme göre ölçen bir yöntemdir. Charles Peirce, 1878'de Popular Science Monthly dergisinde yayınladığı Fikirlerimizi Aydınlığa Kavuşturmanın Yolu başlıklı yazısında şöyle diyordu: "Bir düşüncenin anlamını açıklamak için onun hangi davranışı doğurduğunu bilmek gerekir. İşte o davranış, o eylem bizim için düşüncenin ta kendisidir". William James, yirmi yıl sonra, kimsenin üstünde durmadığı bu sözü bulup ortaya çıkarmış, felsefesini bu söze dayamıştır. Pragmatik metodda yeni hiçbir şey yoktur, diyor William James. Sokrates onun ustasıydı. Aristoteles, metodik olarak onu kullanmıştı. Locke, Hume, Berkeley onun araçlarını kullanarak gerçeğe yararlı oldular. Oysa Pragmacılığın bu öncüleri onu ancak parçalar halinde kullandılar. Onlar sadece giriş yapmışlardı. Pragmacılık metodu günümüze gelinceye kadar genelleşmemişti, evrensel bir görevin bilincine varamamıştı. Ben bu göreve inanıyorum, konuşmalarımın sonunda size de bu inancı aşılayabileceğimi sanıyorum. Herhangi bir yerde bir ayrım meydana getirmeyen bir ayrım hiç bir yerde var olamaz. Felsefenin bütün görevi, bu dünya formülü ya da şu dünya formülünün doğru olmasının hayatımızın belli anlarında üzerimizde ne gibi bir ayrım doğuracağını anlamak olmalıdır. Pragmatik metod, her şeyden önce, başka türlü son verilemeyecek olan metafizik tartışmaların yatıştırılması metodudur. Dünya tek midir, çok mu? Kadere mi bağlıdır, yoksa hür müdür? Madde midir, ruh mu? İşte birtakım kavramlar ki dünya için doğru olmaları da kabildir, olmamaları da. Bu çeşit kavramlar üstündeki tartışmaların sonu gelmez. Böyle hallerde pragmatik metod, her kavrama, kendisinden değer verilebilecek pratik sonuçlar çıkarmak suretiyle yorumlamaya çalışır. Bu kavram öteki kavramdan daha doğru olsaydı, herhangi bir kimse için pratik bakımdan ne gibi bir ayrılık doğacaktı? Çıkarılan sonuçlarda pratik hiç bir ayrılık yoksa her iki düşünce de, pratik bakımdan, aynı şeye karşılık olmaktadır. Şu halde tartışma yersizdir. Tartışma yerindeyse, bunun ya da ötekinin doğruluğu halinde pratik bir ayrılığı görebilmemiz gerekir. Bunun, kabacası şu demektir: Dünya madde olsa ne dacak, ruh olsa ne olacak? Biri ya da öteki olması pratik bir fayda sağlıyorsa o zaman başımızın üstünde yeri var... Nitekim William James, pragmacılık met****u kullanarak Ruhçuluğu seçmektedir. Çünkü diyor, materyalizm umut kırıcıdır. Ruhçuluksa umut, hoşlanma, yaşama isteği vericidir. Tanrıya inanmak insanlar için faydalı bir eylemdir. Bu eylem insanlara, James'in deyişiyle töresel bir tatil yaptırır. Ölümlü dünyadaki kötülüklerin Tanrıda yok olacağı düşüncesi, bizleri sorumluluk kaygusundan kurtarır. İyiliğin, sonunda, nasıl olsa geleceğine güvenerek korkumuzu yenebiliriz. Dünya arabasını, yürüdüğü yolda, keyfince gitmeye bırakarak töresel bir tatil (Ahlak tatili) yaparız. İyi ama, gerçek bu mudur, derseniz James'in karşılığı hazırdır: Gerçek, pratik faydası olandır. Pragmacılık, böylelikle, Akılcı sistemlerle Görgücü sistemler arasındaki uzlaşmaz ayrılığı çözdüğü kanısındadır. Aklın verilerini de pragmatik metoda vurarak hem dinci kalabilecek, hem de olgularla ilgilenebilecektir. Her ikisinde de Pratik fayda bulunduğuna göre, bunları birbirinden ayırmayı düşünmememektedir. Görgücüler Tanrı düşüncesine, istedikleri kadar "Teşekkür ederiz, kullanmıyoruz" desinler, Pragmacı pratik fayda bulduğu sürece onu kullanmakta devam edecektir. Pragmacılara göre bir düşünce, yaşayışımız için elverişli olduğu sürece doğru'dur. İyi'dir yerine doğru'dur diyebiliriz, çünkü bu iki kavram birbirinin aynıdır. Doğru sözcüğü, inanç alanında iyi olduğunu ispat eden her şeyin adıdır. Doğru olan, belirli sebepler dolayısıyle aynı zamanda iyi'dir. Bizim için neye inanmak daha iyi olurdu, dersek, bu söz şu anlama gelir. Neye inanmak zorundayız? Bu sorunun karşılığı şudur: İnanılması bizim için daha iyi olan şeye inanmak zorundayız. Şu halde, bizim için daha iyi olan'la, bizim için daha doğru olan arasında hiç bir başkalık (difference) yoktur. Pragmatik metod doğru'yla iyi'yi birleştirmektedir. Bundan şu sonuç çıkıyor: Erdem yaşayışımız için elverişli olduğu sürece, pratik fayda sağladiği hallerde doğru'dur. Her şey pratik fayda ölçüsüne vurulmalıdır, her şey pratik faydaya göre değerlendirilmelidir. Bu açıdan güzel'i de doğru'yla ya da iyi'yle birleştirerek Felsefenin, Bilimin, Sanatın yetkilerini tek elde, fayda ölçüsüne vurarak değerlendirmelidir. Çünkü bunların pratik değer ya da değersizlik bakımından hiç bir ayrılıkları yoktur. Pragmacılar soyut düşüncelere, deney öncesi düşüncelere de kendi metodlarını uyguluyorlar. Onlara göre dogru düşünce (a priori fikir), pratikte doğrulanabilen bir düşüncedir. Bir düşüncenin gerçeği, ona yapışık, hareketsiz bir özellik değildir. Gerçek, düşüncenin başına gelen bir şeydir. Bir düşünce, kafamızda dururken doğru olamaz. Ancak doğru bir hale gelebilir, olaylar yüzünden doğrulaşır. Onun gerçekliği, geçer hale girmesiyle (Validation) olur. Sonsuz derecede faydalı ya da sonsuz derecede zararlı bir gerçeklikler dünyasında yaşamaktayız. Dogru düşünce bizler için önemlidir. Bir ormanda kaybolursanız, açlıktan ölmek üzere bulunursanız, keçi yoluna benzer bir şey görünce, bu yolun sonunda insanların oturduğu bir evi düşünmeniz çok önemlidir. Burada doğru düşünce faydalıdır, çünkü konusu olan şey faydalıdır. Doğru düşüncenin pratik değeri, bu düşünceye karşılık olan nesnelerin pratik değerinden çıkmaktadır. Gerçekte bu nesneler her zaman için faydalı olmayabilirler. Örneğin keçi yolunun sonundaki ev, boş bir evse, açlıktan ölmek üzere bulunan sizin için hiç bir faydası yoktur. Ama her nesne bir gün, bir zaman önem kazanabileceğinden, herhangibir durumda doğrulanabilecek bir genel düşünceler stokunu elde bulundurmamız faydalıdır. Doğru sözcüğü doğrulama sürecini harekete getiren bir düşüncenin, faydalı sözcüğü onun deneyde tamamlanan görevinin adıdır. Doğru düşünceler, faydalı olmadıkça, değer belirten bir ad kazanamazlar. Kuram'la olgu, soyut düşünceyle işe yarar pratik arasındaki bu birleşme, ölçüsüz derecede bereketlidir. Gerçek, düşünürken bize faydası olan şeydir, nasıl ki hak da eylem halinde bize faydalı olan şeydir. İnsanlar içiri gerekli olan, uygun olan görecek bir kuram bulmaktır. İşte Pragmacılık, bu kuramdır. Görüldüğü gibi, uygulayıcılık, burjuva dünyasında pek tutulduğu ve pek yayıldığı halde, bilimdışı bir kuramdır. Bilimi de açıkça yadsır. James'e göre "İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz". Pragmacılar dünyanın nesnel gerçekliğine gözlerini kapamışlardır. Gerçek, kendi yararımıza göre belirlmekle, özneldir. Bu bakımdan pragmacılık tekbenciliğe (solipsizm) varmaktadır. Her şey ben'im ve her şey benim içindir. Bu kanıysa pek açık olarak saçma bir kanıdır. Bilinemezci yönleri de bilgiyi yadsımakla eylemsel uygulamayı köksüz bırakmaktadır. Uygulama, bilgisizliği değil, tam tersine bilgiyi gerektirir. İnsan eylemi etkili olabilmek için nesnel yasaların bilgisine dayanmak zorundadır. Yararlılık, gerçeğin ölçütü olamaz. Tam tersine, ancak nesnel gerçekliğin bilimsel bilgisidir ki insanlığa yararlıdır. İnsan, bilimsel bilgileri aracılığıyla pratik eylemde bulunur ve bu pratik eylemi sonunda amacına varabilir; amacına ulaşabilmesi, ancak nesnel gerçekliğin bilimsel bilgisiyle olanaklıdır. Pragmatizm, Dewey, F.S. Schiler vb. tarafından izlenmiş, ırkçılığı ve faşizmi açıkça savunmaya kadar çeşitli biçimlere bürünmüştür.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 11:58 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580