Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Felsefe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 22-01-2007, 09:48   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Toplumsal Tabakalaşma Türleri

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA TÜRLERİ


Bir toplumda tabakalaşma sınıflar arası farklılaşmadan doğar tabakalar arasındaki bireyler arasında farklılaşma görülebileceği gibi aynı toplumsal tabaka( katman )içindeki bireyler arasında da farklar bulunabilir aynı tabaka içindeki farklar sosyal sınıfları oluşturur.
Genellikle bir toplumda yönetici pozisyonunda olanlar üst memurlar esnaflar orta işçiler ve yaşam koşulları iyi olamayanlar da alt tabakayı oluştururlar
Toplumsal yapı kendi içerisinde bir hareketliliği olan bir bütündür bu hareketlilik iki şekilde ifade edilebilir yatay hareketlilik ve dikey hareketlilik
Yatay hareketlilikte
A ) Sosyal yapıda yatay hareketlilik , Ör : Bakkalın manav olması öğretmenin Müdür yardımcısı olması vb
B ) Sosyal Hayat alanında yatay hareketlilik , : Bir lise öğretmeninin tayininin Bolu'dan Ankara'ya çıkması gibi ....
3 Tür Tabakalaşmadan söz edilebilir
1. Kapalı sınıf tabakalaşması Ör : Hindistan'daki kast sistemi ki doğumla kazanılr değişmez katı kurallara sahiptir tabakalar arasında geçiş yoktur.
2. Yarı kapalı sınıf tabakalaşması Ör : Ortaçağ avrupasındaki lonca sistemi gibi Yarı kapalı sınıf tabakalaşmalarında sadece yatay hareketlilik olasıdır.
3. Açık sınıf tabakalaşması Ör : Günümüz çağdaş toplumlarında eğitimin getirdiği olanaklar sonucunda toplumsal tabakalar arasında yatay ve dikey hareketlilik olasıdır.
AÇIK SINIF TABAKALAŞMASI VE DEĞİŞİM
DEGİŞİM KAVRAMI
Değişme “planlı yada plansız bir biçimde bir sistemin süreç veya ortamın belli bir durumdan başka bir duruma geçirilmesidir” olarak tanımlanabilir. Bu geçiş .Olumlu olabileceği gibi olumsuda olabilmektedir. Olumlu değişme;gelişme doğrultusunda ilke, yöntem ve sürecinde daha etkin duruma gelmeyi ifade eder. Olumsuz değişme ise; gelişmenin kontrol edilemediği durumlarda ortaya çıkarak dağılmaya ve etkinliğin azalmasına neden olan değişimdir. Doğada, toplumda, insanda ve kültüründe meydana gelen başkalaşmalar değişme olarak nitelendirilir. Evrenin en temel yasası olan değişme toplumunda temel bir özelliğidir. Hiçbir toplumun kültürel durum ve değerleri yapısı gelecek kuşaklara değişme olmaksızın aynen aktarılamaz. Bazen yavaş bazen hızlı değişmelerle gelecek kuşaklara aktarılan bu özellikler toplumun kendisinde ve içinde yer alan bireylerinde farlılaşmalarına yol açar. Değişme canlı,cansız bütün varlıkları kapsayan adeta zorunlu bir yasadır. “Değişmeyen bir şey varsa oda değişimin kendisidir.”ifadesi durumu çok iyi açıklar.

DEĞİŞİMİN AMAÇLARI
1) Değişimin en önemli amacı etkinliği artırmaktır. Diğer bir deyişle yapılan işi daha etkili yapmak, işin gerekleri ile işi daha etkili yapmanın niteliklerini bütünleştirmektir gerekleri ile işi yapmanın nitelikleri arasında açık başladığı zaman etkinliğin azaldığı ve değiştiği arttığı anlamına gelmektedir.
2)Verimliliği artırmaktır. Yapılan işler iş yapma usullerinde kullanılan araç-gereç, örgütsel ilişkiler ve kişiler düzeyi değişiklik şeklindedir.
3) Motivasyon ve tatmin düzeyini arttırmaktır.insanlar tek düze çalışmaktan zamanla sıkılarak monotonluk duygusuna kapılırlar. Motivasyon ve tatmin düzeyeni
4) Diğer amaçlar; geleceğe hazır olma,örgüt üyeler arasında güven ve karşılıklı desteği geliştirme,sorunla atışmalara çözüm getirme,iletişimi geliştirme,pozisyon yanan otorite yerine ehliyete dayanan otorite sağlama
DEĞİŞMENİN NEDENLERİ VE DEGİŞİKLİGE KARŞI TEPKİLER
Sosyal değişmenin birçok nedeni vardır.Bu nedenleri şöyle sıralayabiliriz.İcatlar,keşifler,teknoloji,fikirle r,inançlar,endüstüriyel gelişmeler,nüfus artışı,kültürel etkileşimler,savaşlar,doğal afetler,tarihsel olaylar v.b... çoğu insanlar açık veya gizli olarak değişikliklere engel olmak eğilimindedirler.Bir bakıma insan “alışkanlıkların kölesidir fakat insan aynı zaman da bir işte sürekli çalışmaktan bıkkınlık duyar,tek düzelikten sıkılır ve monotonluk duygusuna kapılır.”Değişikliğe hem tepki göstermek hem de değişiklik özlemi duymak insanın çelişkisidir.Değişikliğin başlıca nedenleri:
Sosyolojik Nedenler
Ekonomik Nedenler
Psikolojik Nedenler
Sosyal değişme sürecinde toplumlar birçok sosyal problem saptarlar yenilikler her zaman kolayca benimsenmezler ve uygulanmazlar Değişmeye karşı sosyal tepkiler ortaya çıkar.değişme yanlıları ve değişmeye karşı çıkan gruplar arasında çatışmalar meydana gelir.Her değişmenin bir maliyeti vardır;olumlu gelişmelere yol açacağı gibi olumsuz gelişmelerde yol açabilir.Örneğin otomobilin icadı bütün toplumlarda hızlı bir değişime neden olur,ulaşım,ticaret,sanayi ... gibi birçok alanda olumlu gelişmelere yol açar .Fakat bunların yanı sıra trafik kazaları,hava kirliliği gibi alanlarda ise olumsuz sonuçlara neden olmuştur.Değerler, normlar, inançlar alandaki değişmelerin etkilediği teknolojik değişmelerden daha farklı sonuçlara yol açabilmektedir. Bu alandaki değişmeler daha güç kabul edilmekte ,bu tür değişmelere karşı sosyal tepkilerde şiddetli olmaktadır. Bu bağlamda değişmenin daha kolay benimsenmesi ve yol açacağı olumsuzlukların aza inmesi için toplumun değişime hazır ve açı olması gerekmektedir. Modern toplumlar bu konuda geleneksel toplumlardan daha olumlu koşullara sahiptir.

DEĞİŞMEYE KARŞI UYUM VE UYUMSUZLUK YADA DİRENME
Değişmeye uyum sağlama: Değişme olgusu karşısında yöneticini çalışanlarının değişmeden zarar görmediklerini gösterecek ve onları inandıracak bir yol izlemesi gerekir. Böylece duygusal tıkanıklık önlenmiş ve değişmenin benimsenmesi sağlanmış olur. Yöneticiler değişik yollar deneyerek çalışanların ekonomik kayba uğramalarını önlemelidirler. Her bireyin, bu değişimden kişisel ve mesleki bir zarar görmedigini bilmeli ve bunalıma düşmesi önlenmelidir. İş yerinin kuralları yapısı uygun oldugu taktirde işçilerin değişikliğin sonuçlarını ürünün paylaşılmasının sağlanmasıdır. Bu yaklaşım olumsuz direnmeyi önlemesi bakımından yararlı olabilmektedir. İşçiler memurlar ve yöneticiler arasında iyi bir iletişim kurulmalı ,iletişim yolları sürekli açık tutulmalıdır
Değişmeye karşı direnme: Hemostatik denge değişmeye karşı direnmeye neden olmaktadır. Birey genellikle kurumsal rolünün dışında bir kişi olarak değişmeye karşı direnme meğili gösterir,çünkü bu değişmeler yeni alışkanlıklara,yeni davranışların edinilmesine neden olmakta, bir çok yerleşmiş alışkanlıklarından, eski yerleşmiş yöntemlerden vazgeçmek ise güvensizlik ve yetersizlik duygusunun belirmesine neden olmaktadır. Bu durum çalışanları oldugu gibi çalıştıranları, yöneticileride kapsamaktadır. Bir değişme ister istenen, ister istenmeyen türden olsun insan ilişkileri açısından zekice yöneltmeyi gerektirir. Planlı ve dikkatli bir yönetim direnmeyi en alt düzeye indirir ve bozulan dengeyi kurmayı kolaylaştırır. Grubu oluşturan kişilerin zeka düzeyleri de değişmeye karşı izlenen tutumu
Belilrer ancak grubun zeki kişilerden oluşması birçok hallerden değişmeye karşı direnmeyi artırdığı gözlenmektedir.böyle kimselerin nedenlerinin güçlü delillerle kanıtlama yollarını seçmeleri onları daha büyük sorun kaynagı durumuna getirmektedir. Bu nedenle zeka düzeyleri normal olan kimselerin değişme olgusu karşısında daha akıl alır bir yol izledikleri gözlenmekte ve değişmeler daha objektif ölçülerle değerlendirilerek benimsenmekte kişiler genellikle değişmeye sosyal ilişkilerinin bozulması, kazandıkları statünün değerlerine düşmesi, sosyal güvenliklerinin tehlikeye girmesi gibi nedenlerle direnmekte, teknik nedenlere daha az yer vermektedirler. Bu nedenle yönetici, değişmenin sosyal yönüne teknik yönünden daha çok önem vermeli ve bu yolla bozulan denge yeniden kurularak değişmenin benimsenmesi sağlanmalıdır

DEĞİŞİMİN TÜRLERİ
3 Değişik değişim türü vardır;
• Toplumsal değişim
• Sosyal değişim
• Çalışma hayatında değişim



*TOPLUMSAL DEĞİŞİM:
Toplumsal ilişkilerde, kurumlarda ve belirli bir durumdan yada varlık biçimden bir başka durum yada varlık biçimine geçişine denir.
3 temel unsuru vardır: *insan *mekan *zaman
Toplumsal değişme ile ilgili kavramlar:
*İlerleme: Değişimin bir durumdan daha iyi bir duruma geçişi.
*Gerileme: Değişimin bir durumdan daha kötü bir duruma geçişi.
*Gelişme: ilerlemenin birden fazla alanda gerçekleşmesidir.
*Modernleşme: Genellikle az gelişmiş ülkelerin ekonomi, toplumsal, siyasal ve kültürel bakımdan sanayileşmiş ülkelerin modelini temel alan bir değişme göstermeleridir.
*Evrim: daha iyiye, daha güzele, daha güçlüye, daha mükemmele doğru olan toplumsal yapının tümünü kapsayan değişmedir.
Toplumsal değişmenin yarattığı sonuçlar:
Toplumsal değişme: hem toplumun varlıgını koruma, hem de bu varlıgı tehlikeye düşürme yönünden etkiler yapabilmektedir.
Toplumsal yapıda ortaya çıkan değişmeler o toplumdaki örf, adet, gelenek ve inançlardan gelen bir direnmeyle karşılaşır. Bu direnmenin yanında bu değişmelere ayak uydurmaya çalışan ve benimseyen kişilerde vardır. Bu durum çagdaş insandan bir çok uyumsuzluklara ve dengesizliklere yol açmaktadır. Bunlar:
*Kurumların işleyememesi
*Kurallara uymama
*Bireylerden beklenen rollerin yerine getirilememesi
*Kültürel değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılamamasındandır.

ÇALIŞMA HAYATINDA DEĞİŞME:
İş hayatında meydana gelen herhangi bir değişmeyi ifade etmektedir. Çalışma hayatının bütünlüğü içinde oluşan bir değişme kurumun tüm fonksiyonlarını etkilemektedir. Özellikle teknolojik gelişmeler çalışanlar üzerinde oldukça önemli etki gücüne sahiptir.
Yeni bir buluşun, bir makinanın işyerine alınması, birçok kimsenin görevlerinin yerlerinin değişmesine neden olmaktadır. İşten çıkarılma tehlikesi yanında çalışanlarının mevcut teknik bilgi ve becerilerinin yetersizliğide huzursuzluğun kaynağı olabilmektedir.
Bu huzursuzluğu belki çatışma ve bunalım izleyecek ve sonunda çalışanlar arasında umutsuzluk, güvensizlik, iş yerinde de verimsizlik ve çöküntü önlenemeyecektir.

NASIL BİR TOPLUM NASIL BİR SOSYOLOJİ
Konusu toplum olan bir bilim hakkında söz söyleyebilmek için hem bilimsel donanım açısından donanımlı hem de iyi bir gözlemci olmak gerekir. Ancak içerisinde yaşadığımız toplum konusunda herkesin ortalama da olsa bir fikri düşüncesi vardır en azından ikili sohbetlerimizde ne olacak memleketin hali cinsinden soru cümleleriyle hem kendi fikrimiz beyan ederiz hem de başkalarının düşüncelerini de öğrenme yoluna gideriz .Topluma önyargısız bakabilmek şüphesiz oldukça zordur çünkü hepimiz bu toplumun birer bireyiyiz. Einstein "Ne hazin bir çağda yaşıyoruz bir önyargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha güç"derken bizim önyargılarımızın yaşadığımız çağı algılayışımızda ne büyük engeller çıkarttığını da gözler önüne sermekteydi...
Bilgi çağının bütün ihtişamıyla yaşanmakta olduğu günümüzde , bilginin işlevinde önemli değişiklikler oldu. Bu çağda Bilgi bir performans artırma aracı olarak kullanılmaya başlandı , bilginin gerekliliği ve paylaşımı bir yana , ne işe yarar ? sorusu bilgi için daha çok sorulan bir soruya karşılık gelmekte. Yaşanılan çağ bilgi sınırlarını da değiştirdi bilmek için daha çok maddi güçler, istek, ilgi yeterli olmaya başlamıştır. Bu da yaş cinsiyet gibi faktörlerin bilme üzerindeki etkisini azaltmıştır. Bilme özgürlüğündeki sınırsızlık diğer toplumsal değerlerin de erozyona uğramasına sebep olmuştur. Bilginin içeriğindeki değişiklikler bilgi sahibi kişinin mütevazı olmasını ortadan kaldırdığı gibi bilenin ayrıcalıklı konumunu pekiştirmiş ancak bilginin aktarılması ve el değiştirerek daha çok kişi tarafından bilinir hale gelmesinin karşılığı para olmaya başlamıştır.
Toplumbilimin şüphesiz tüm bu değişmelere kayıtsız kalması düşünülemez . Çünkü toplumbilim durağan değişmez kalıpları olan bir bilme edimi değildir. Toplumsal değişme toplumbilimin olaylara bakışını ve öngörüsünü de değiştirmektedir. Zaten toplumbilimin amacı toplumu islah etme değildir olmamalıdır toplumsal dönüşümlerde rotanın şaşırılmaması açısından yol gösterici bir işlevi olmalıdır toplumbilimin....
İçinde yaşadığımız kent de tüm bu toplumsal dönüşümlerden payını almaktadır Nerede yaşarsak yaşayalım bir mekan olarak kent de kimliğimizin bir parçasıdır. Kent Sosyolojisinin anlaşılmasına yardımcı olması gerekli konulardan biri de "İnsanların neden birbirlerini gördükleri ancak duymadıkları" sorusuna yanıt aramak olmalıdır. Sorunlarını ve yaşamı gören ancak onları duymayan anlamayan onların üzerine eğilmeyen insan Işıklı camlara da bakmaktadır, komşu kavgalarına da, yoldan geçen araçlara da futbol oyununa da ... Bilgi çağı söylemek istediklerini elbette görüntülerle pekiştirmektedir . Söz tüm bu sanallaşma eğiliminden en çok zarar gören iletilerden biridir.
Topu topu 500-1000 kelime ile konuşan uzun konuşmayı sevmeyen selamlaşmalarında bile işaret dilini kullanmayı yeğleyen bir toplum görüntüsüne gelinmektedir yavaş yavaş ... Tüm bunlara insan yaşamında önemli denge unsurlarından olan etik-estetik dengenin estetik lehine bozulması da eklenirse komşularını tanımayan, sadece kendi sorunlarıyla uğraşıp onları da çözemeyen insan bir üst yabancılaşmayı yaşamaya başlamıştır. Nurdan Gürbilek "Vitrinde Yaşamak "adlı eserinde "İnsanın dünyayla olan ilişkisinin aslen bir seyretme ilişkisine dönüşmesi" fikrini reklamcılığın etkisinin artmasıyla pekiştirir ve der ki "Reklamcılık tüm yaşantımızı vitrine çevirdi"
Tüm bu yaşananlar "Hayat denen seyirlik oyun" ifadesini güçlendirir .Daha çok makyaj ve daha çok maske, daha çok takı gerçekleri saklamaz sadece üzerlerini geçici sürelerle örter . Ayrıca tüm bunlar doğruyu "sade"ce seyretmemize bile izin vermez . Şimdi "sade"yi yaşamak öylesine zorlaşmıştır ki mutlaka "biri bizi gözetliyor "dur. Toplumun bireyler üzerinde kurduğu değişeceksin ! ve onlar gibi olacaksın hem de hemen şimdi zorlaması bizi televizyonda gördüğümüz insanlar gibi giyinmeye onlar gibi düşünmeye ve onlar gibi yaşamaya zorlamaktadır. Toplumun farklı olana ne ihtiyacı ne de hoşgörüsü kalmamıştır.
Sosyologların değişen toplumsal değersizlikler enflasyonu içerisinde gördüklerini ve geleceğe yönelik saptamalarını tüm toplumu aktarma Bilgiyi paylaşma zorunlulukları ortaya çıkmaktadır. Kentte ve yaşadığımız tüm mekanlarda bu aslında mümkündür. Toplumbilimciler örnek insanlar olmak zorunda değildirler ancak en azından İnsan ! olmak zorundadırlar .yani sıradanlaşmamalı bayağılaşmamalıdırlar.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 19-02-2007, 11:59   #2
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 14:54 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580