Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Felsefe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14-07-2006, 02:21   #1
 
GoD of WaR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
İyonya Okulu

İyonya Okulu

"Thales, Anaksimandros, Anaksimenes"
Felsefe tarihinin ilk okul ya da düşünce geleneğini oluşturan İyonyalı filozoflar, Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes olarak sıralanır. İyonya Okulu, felsefenin ilk okulu olarak ortaya çıkarken, Batı Anadolu kıyılarındaki İyonya da, Yunan felsefesinin ilk merkezi olarak seçkinleşir. Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, herşeyden önce, mitopoetik düşünceden kopuşu ve felsefi düşünüşe geçişi simgeler. İkinci olarak, bu filozoflar, herhangi bir çıkar, pratik amaç gözeterek değil de, salt bilmek ya da anlamak için felsefe yapmışlardır.
Öte yandan, Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, her ne kadar felsefede onların yaşadıkları çağda madde ile ruh arasında bir ayırım yapılmamış olsa da, felsefe tarihinin ilk materyalistleri olarak bilinirler. Nitekim, nedensel bir varlık anlayışı ortaya koyan ve varlığa ilişkin doğru bir açıklamanın maddi, fail, formel ve ereksel neden olmak üzere, dört ayrı nedeni ortaya koyması gerektiğini belirten Aristoteles'e göre, İyonyalılar yalnızca maddi neden üzerinde yoğunlaşmışlar ve varolan herşeyin kendisinden türediği arkhe ya da maddi nedeni belirledikleri zaman, varlığı açıklayacaklarını düşünmüşlerdir.
Onlar, bundan dolayı aynı zamanda monist filozoflar olarak sınıflanırlar. Bu filozofların monist olarak sınıflanmalarının nedeni, şu halde, öncelikle maddeyi evrendeki tek gerçeklik olarak görmeleri, dış dünyayı meydana getiren çokluğun gerisinde bir birlik aramaları ve madde söz konusu olduğunda da, daha sonraki plüralistler gibi, varlığın temeline birçok arkhe ya da maddi neden değil de, tek bir madde yerleştirmeleridir.
İyonyalı filozoflar, maddi neden dışında bir neden, fail neden düşünmedikleri ve özellikle de maddeye hareket verecek, onu harekete geçirecek bir dış güç tasarlamadıkları için, arkhe olarak, kendi kendisini harekete geçirecek, kendi hareketini yine kendisinin açıklayacağı bir ilk madde aramışlardır. Bundan dolayı, onlar aynı zamanda hilozoistler diye bilinirler.
İyonyalı filozoflarda ortak olarak sergilendiğini gördüğümüz başka bir ortak nokta da, onların "hiçten hiçbir şey çıkmayacağı"(Nihil ex nihilofit) ve dolayısıyla madde ya da dünyanın ezeli olduğu inancıdır. Aynı zamanda tüm Yunanlı filozoflar tarafından paylaşılan bu inancın bir gereği olarak, hiçten yaradılış, veya maddi dünyanın zaman içinde bir başlangıcı olduğu düşüncesi, onların akıllarının ucundan dahi geçmemiştir.
Thales

Click the image to open in full size.İyonya Okulu'nun, ilk filozofu Milattan önce 6. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Thales'tir. Onun, Milattan Önce 585 yılında vuku bulan güneş tutulmasını önceden tahmin ettiği bildirilir. Buradan da anlaşılacağı üzere, onda bilim ve felsefe birbirinden ayrılmış değildir. Thales'e atfedilen başkaca bilimsel faaliyetler arasında, onun bir yıllık hazırlaması faaliyetiyle, gemicilere, Küçük Ayı yıldızına bakarak yol göstermesi faaliyeti yer alır.
Thales'le ilgili olarak, doğruluğu bir ölçüde kuşkulu olan bir takım öyküler de anlatılmıştır. Bunlardan ikisi, filozofa özgü karakteri, ya da günümüzde olduğu gibi, o zaman da sokaktaki insan tarafından alaya alınan filozof imajını gözler önüne sermesi bakımından ilginçtir. Bunlardan birincisine göre, Thales, yanında Trakyalı kölesi de olacak şekilde yürüdüğü sırada, filozofa özgü merak duygusuyla, gökyüzünü gözlemlerken, önündeki çukuru görmeyip, yere düşmüş. Bu durum, ezeli-ebedi olanla, ötede olan-la, değişmez ve kalıcı olanla ilgilenen Thales'e göre, şimdi ve burada olanla ilgilenen Trakyalı köleye onu alaya alma fırsatı vermiş.
Bir diğerine göre ise, Thales, astronomi ve ziraatle ilgili bilgilerine dayanarak, bir yıl sonra zeytin mahsulünün çok verimli olacağını tahmin etmiş ve bir yıl öncesinden mahzenleri çok ucuza kiralamış. Zeytin mahsulü gerçekten de çok verimli olunca, bu mahzenleri oldukça yüksek bir bedelle başkalarına kiralayarak, bu yolla büyük bir para kazanmış. Bununla da, ahalisine filozofun isterse eğer, çok zengin olabileceğini, fakat onun maddi değerlerden çok, entellektüel değerlere önem verdiğini anlatmak istemiş.
Thales'te, felsefe bakımından önem taşıyan husus, onun "Neyin var olduğu" "Neyin gerçek olduğu" ya da "Neyin gerçekten var olduğu" sorusu üzerinde düşünmüş olmasından kaynaklanır. O bu çerçeve içinde, doğada var olan şeylerin tüketici bir listesini yapmayı amaçlamamış, fakat şeylerin varlığa gelmeleri ve daha sonra da yok olup gitmeleri olgusundan etkilenmiştir. "Neyin var olduğu" sorusunu yanıtlamanın en önemli yolu, onun gözünde birlik ile çokluk ya da görünüş ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi doyurucu bir biçimde ifade edebilmekten geçmiştir. O, buna göre, gözle görünen bireysel varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosun, çokluğun gerisinde akılla anlaşılabilir, kalıcı ve sürekli bir gerçekliğin var olduğuna inanmıştır. Thales, çokluğun kendisinden türediği. çokluğun gerisindeki bu birliğin "su" olduğunu öne sürmüştür.
Kendisinden önceki felsefenin bir anlamda tarihini yazmış olan Yunan filozofu Aristoteles, Thales'i bu sonuca, herşeyin sıvı bir varlıktan beslendiği, sıcağın da sudan türeyip, suyla beslendiği, herşeyin tohumunun nemli bir yapıda olduğu gözleminin götürdüğünü belirtir. Buna göre, buharlaşma fenomeni suyun buhar ya da hava olabilmesini, donma fenomeni ise, suyun toprak olabilmesini akla getirmiştir. Yine, Thales'in Akdeniz'i aşarak, Mısır'a yapmış olduğu seyahatler suyun insan yaşamı üzerindeki önemi ve değerini ona göstermiş olabilir. Onu arkhenin su olduğu sonucuna götüren nedenler ne olursa olsun, onu felsefe tarihinde önemli kılan unsur, verdiği yanıttan çok, sorduğu sorudur. Buna göre, o varlığın ya da dünyanın nihai ve en yüksek doğasının ne olduğu sorusunu sormuş olduğu için, önemlidir.
Anaksimandros

Click the image to open in full size.İyonya Okulu'nun ikinci düşünürü, Thales'ten daha genç biri olan Anaksimandros'tur. Onun M.Ö. 610 yılında doğup, M.Ö. 547 yılında öldüğü tahmin edilir. Anaksimandros'da da, bilimsel faaliyetle felsefi düşünce iç içe geçmiş durumdadır. Nitekim, onun Karadeniz'e açılan denizciler için bir harita yapmış olduğu anlatılmaktadır. Dinden ya da mitolojiden ayrılarak kendisini öne süren, kendisine yer açan felsefenin, onda biraz daha soyut ve gelişmiş bir düzeye ulaştığını görmekteyiz. Gerçekten de, Anaksimandros'un evren anlayışı, dünyanın su üzerinde yüzen düz bir tepsi olduğunu öne süren Thales'in evren anlayışının çok daha ötesine gider. Thales'in görüşünde, tepsiyi ve tepsinin üzerinde yüzdüğü su kütlesini neyin taşıdığı sorusuyla, akşam batıdan batan güneşin, ertesi sabah yeniden doğudan nasıl doğduğu sorusuna tatmin edici bir yanıt getirmenin güçlükleri karşısında, Anaksimandros, dünyanın bir tepsi değil de, genişliği yüksekliğinin üç katı olan bir silindir şeklinde olduğu düşüncesine ulaşmıştır. Bu görüşe göre, dünya, evrenin tam merkezinde ve boşlukta, dayanaksız olarak durmaktadır. Evren küresinin her yerine eşit uzaklıkta bulunan dünyanın, şu ya da bu yöne gitmesi için hiçbir neden yoktur.
Arkhe ya da maddi töz konusunda da, Anaksimandros, Thales'i aşar. O çağdaşı Thales'in maddi töz olarak "su" anlayışına, suyun nicelik bakımından sınırlı, nitelik bakımından belirli olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştır Buna göre, su ya da nem, çatışma ve savaşlarını açıklamak durumunda olduğumuz karşıtlardan biri olup, ondan hiçbir zaman karşıtı çıkmaz. Başka bir deyişle, değişme, doğum ve ölüm, büyüme ve küçülme, çatışma ve savaşın, bir öğenin sınırlarını diğerinin aleyhine olacak şekilde genişletmesinin bir sonucu olduğu için, suyun doğasına aykırı bir yapıda olan öğe ya da şeylerin, su içinde nasıl olup da eriyip gitmedikleri sorusuna doyurucu bir açıklama getirilemez. Sudan, öyleyse yalnızca ıslak ve soğuk olan şeyler türeyebilir. Oysa, dünyada sıcak ve kuru olan şeyler de vardır. Suyun nitelik bakımından belirli olmasının yarattığı güçlükten kurtulsak bile, bu kez suyun nicelik bakımından sınırlı oluşunun yarattığı güçlük karşımıza çıkar. Buna göre, su gibi nicelikçe sınırlı bir maddeden, sonlu bir kütleden evreni meydana getiren sonsuz varlık kütlesi doğamaz. Sonsuz sayıda evren olduğunu öne süren Anaksimandros'ta, sonsuz sayıdaki evren görüşü, sonsuz miktarda maddeyi gerektirir.
Evrende varolan tüm nitelikleri tek bir niteliğe götürmenin, tüm karşıtları tek bir karşıta indirgemenin doyurucu ve doğru olmamasından dolayı, ona göre, evrenin ilk maddesi, maddi tözü, arkhesi nitelik bakımından belirsiz, nicelik bakımından sınırsız bir madde olmalıdır. Anaksimandros, söz konusu özellikleri taşıyan ilk maddesine, hiçbir duyusal maddeyle özdeş olmayan belirsiz bir varlık, soyut bir ilke anlamında apeiron adını verir. Onun, ilk madde olarak nicelikçe sınırlı, nitelikçe belirli bir öğe ya da maddenin seçilmesi evresini geçerek, herşeyin kendisinden türediği belirsiz, sınırsız bir arkhe anlayışına ulaşması, felsefede gerçek bir ilerlemeyi ifade eder.
Anaksimandros'un başka bir yeniliği, ya da onun gözlemi akıl yürütme veya argümanla destekleyişinin çok iyi başka bir örneği de, geliştirmiş olduğu evrim kuramıdır. Yaşamın denizlerde ve suda başladığını, insan da dahil olmak üzere, tüm canlıların önce denizlerde yaşamış olup, karaya daha sonra çıktıklarını söyleyen Anaksimandros'a göre, insan türünün ataları, önce balıkların vücudunda doğmuş ve ancak yaşamlarını kendi başlarına sürdürebilecek bir olgunluğa eriştikten sonra, karaya çıkmışlardır Bu durumu, insan yavrusunun uzun bir bakım devresinin ardından kendi başına yaşayabilir olması olgusu ile açıklayan filozofa göre, insan varlıklarının söz konusu uzun bakım devresini balıkların karnında geçirmemiş olsalardı, karaya çıkar çıkmaz yok olup gideceklerdi.
Anaksimenes

Click the image to open in full size.İyonya Okulu'nun üçüncü ve sonuncu düşünürü Anaksimenes'tir. M.Ö. 585-525 yılları arasında yaşadığı hesaplanan Anaksimenes, tıpkı Thales ve Anaksimandros gibi bir bilim adamı -ya da astronom- filozoftur. Bununla birlikte, Anaksimandros'un, Thales'e kıyasla, felsefi ve bilimsel düşüncede bir ilerlemeyi gösterdiği yerde, o bir anlamda geriye dönüşü temsil etmektedir. Bunu, örneğin onun astronomisinde görmek mümkündür. Buna göre, Anaksimenes, Anaksimandros'un boşlukta duran silindir şeklindeki dünya anlayışı yerine, havada aynen bir yaprak gibi yüzen, bir masa kapağı şeklindeki dünya anlayışını geçirmiştir. Yine, o gökkuşağına ilişkin olarak da oldukça tuhaf bir açıklama getirmiştir. Onun açıklamasına göre, gökkuşağı, güneş ışınlarının, içinden geçemedikleri bir bulut üzerine düşmelerinin sonucu olarak ortaya çıkar. Anaksimenes'e haksızlık etmemek için, bir yandan da onun astronomisinin Anaksimandros'unkinden bazı bakımlardan daha ileri olduğunu söylemek gerekir. Çünkü, o güneş ve ay ile diğer yıldızlar arasında ilk kez olarak bir ayırım yapmış, güneşin kendi ışığına sahip olduğu yerde, ay da dahil olmak üzere, diğer gök cisimlerinin güneşin ışığını yansıttığını söylerken, güneş ve ay tutulmalarına ilişkin olarak da doğru bir açıklama getirmiştir.
Anaksimenes felsefe bakımından da, Anaksimandros'un gerisine düşmüştür Zira, o, Anaksimandros'un nicelikçe sınırsız, nitelikçe belirsiz bir töz olarak apeironundan sonra, Thales'in belirli tözüne geri giderek ilk madde olarak Aer ya da havayı öne sürmüştür. Onu, ilk madde ya da maddi tözün hava olduğunu söylemeye götüren neden, muhtemelen insan varlığındaki nefes alma olgusudur. İnsan nefes aldığı sürece yaşadığı için, havanın evrendeki yaşam ve varlık ilkesi olduğu sonucuna ulaşmak zor değildir.
Onun felsefe alanındaki yeniliği ise, ilk kez olarak birlikten çokluğa geçiş süreci üzerinde, varolan herşeyin havadan nasıl varlığa geldiğini açıklama işinde yoğunlaşmış olmasıdır. Buna göre, Anaksimenes birlikten çokluğa geçiş sürecini açıklarken, dudaklarımızı birbirine yaklaştırıp avucumuza üflediğimiz zaman, ağzımızdan çıkan havanın soğuk, ağzımızı fazlaca açıp, avucumuza üflediğimiz zaman da, ağzımızdan çıkan havanın sıcak olması gözleminden yararlanarak, sıkışma ve seyrekleşme kavramlarına başvurmuştur. Başka bir deyişle, Anaksimenes'e göre, hava seyrekleştiği zaman, ateş, sıkıştığı zaman da, rüzgar, bulut, su ve toprak haline gelebilir. Bu çerçeve içinde, o havanın seyrekleştiği zaman, daha sıcak hale geldiğini ve böylelikle de ateş olma yoluna girdiğini, buna karşın sıkıştığı zaman, daha soğuk olup katılaşma yoluna girdiğini düşünmüştür. Anaksimenes'teki seyrekleşme ve sıkışma kavramları, birlikten çokluğa geçiş sürecini açıklamaya yaradıktan başka, her tür niteliği niceliğe indirgeme girişimini temsil eder.
Anaksimenes'le ilgili olarak önem kazanan sonuncu husus, onun maddi töz olarak havayı öne sürdüğü bağlamda, ruh kavramına giden yolda ilk büyük adımı atmış olmasıdır. Havayla ruh arasında bir benzerlik kuran Anaksimenes'e göre, nasıl ki evreni kuşatan hava, evreni ayakta tutuyorsa, aynı şekilde içimizdeki nefes, aldığımız soluk olarak ruh da, bize can verir. Buna göre, ruh insan varlığındaki hareket ve canlılık ilkesidir.
__________________
fb öfkemsin gs nefretimsin !




GoD of WaR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-10-2006, 20:19   #2
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler abi
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 31-10-2006, 03:07   #3
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

teşekkürler paylaşım için
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 17:15 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580