|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
15-11-2006, 17:20 | #1 | ||
Forumun Basketçisi Üyelik tarihi: May 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 5.116
Tecrübe Puanı: 23 |
'Geçtiğimiz pazar günü telefonum hiç durmadı. Uzun süreden bu yana görmediğim dostlarla beraberdim ve ben buna rağmen saatlerce telefon kulağımdaydı. Dostlar, sürekli çalan ve benim uzun uzun konuşmamdan rahatsız oldular. Gelen telefonların hemen hemen hepsi Beşiktaş üzerineydi. İşin ilginç yanı arayanlardan bazıları Beşiktaşlı futbolculardı...' Kartalhaber.com yazarı Erce Kaftan yazdı; Şimdi ne yapılmalı? Geçtiğimiz pazar günü telefonum hiç durmadı. Uzun süreden bu yana görmediğim dostlarla beraberdim ve ben buna rağmen saatlerce telefon kulağımdaydı. Dostlar, sürekli çalan ve benim uzun uzun konuşmamdan rahatsız oldular. Gelen telefonların hemen hemen hepsi Beşiktaş üzerineydi. İşin ilginç yanı arayanlardan bazıları Beşiktaşlı futbolculardı.. İlginç yanı diyorum çünkü ikisiyle bugüne kadar hep telefonda konuştuk. Hani bir yerde karşılaşsak selam vermese "Neden selam vermiyorsun kardeş?" bile diyemeyeceğim. Beşiktaş'ta durum kötü... Yöneticiler üzgün, futbolcular belki herkesten daha fazla üzgün. Taraftar ise yenilgiden daha fazla maçtan sonra çıkan olaylara kahrolmuş durumda. Yöneticisi, futbolcusu ve taraftarla konuştuktan sonra pazartesi ve salı günü durum değerlendirmesi yapmaya çalıştım. Hep şu soruyu sordum kendime; "Yönetici, futbolcu veya taraftar olsaydım ne gibi tepki vermem gerekirdi?" Doğrusu Beşiktaş-Sivasspor maçını izlerken izlerken futbolcuları ayıplamıştım. Her ne olursa olsun Beşiktaş'ı bu kadar bu kadar kötü temsil etmemelilerdi. Ama şu da vardı sorumluluk almak cesaret işiydi. "Neden kendinize güvenmiyorsunuz?" soruma takımın genç oyuncularından biri sihirli soruyu bana sordu; "Allah aşkına benim yaşımda ne yapıyordun?" O Beşiktaş'ın genç yıldızıydı. Türkiye'nin tanıdığı isimdi. Kısaca yolda yürürken imza dağıtan genç arkadaşa "Nasıl yani" derken ben zaman kazanıyordum. Ne mi yapıyordum? Ben onun yaşında öğrenciydim. Futbol maçlarına gitmek için sabahın kör saatlerinde stadın kapısında yerimizi alıyorduk. Onun yaşında mıydım yoksa daha mı büyüktüm hatırlayamıyorum ama Akaretler yokuşunda o dönem Beşiktaş'ın yıldızı Feyyaz'ı görmüştüm. Çok heyecanlanmıştım, Okula gittiğimde arkadaşlarıma anlatmıştım; "Düşünebiliyor musun Feyyaz Uçar'ın yanından geçtim". O olaydan sonra Rıdvan'ı görmüştük Ortaköy'de. yanımdaki arkadaşımın kan şekeri düşmüştü. Ben ve arkadaşlarım o yaşlarda ünlü bir futbolcuyu yakından görmenin gururunu yaşarken o genç arkadaş Türkiye'nin en önemli takımlarından birinde top koşturuyordu. Bu yazdıklarıma şöyle bir karşılık verebilirsiniz; "Peki ya, Emre Belözoğlu, Nihat veya Arda genç yaşta nasıl bu kadar başarılı olmdular, kendilerini kanıtladılar" Bu soruya benim cevabım, "Beşiktaşlı genç futbolculardan hiç biri Emre, Nihat ve Arda gibi yetenekli değil.Evet değil ama çok gençler ve geleceğin oyuncuları... Nihat formayı giydiği ilk günlerde Şifo Mehmet ve Ertuğrul ona güven aşılıyordu. Emre 16 yaşında ilk sahaya çıkarken Hagi onunla uzun uzun konuşmuş ve Emre'nin ayakkabılarını bağlamıştı. Takımda sadece bir Sergen olsa o bile yeterdi. Bu yazııyı yazmadan önce Beşiktaşlı futbolcuların kaç yaşında olduklarını bir yere not ettim. Serdar ve Mehmet Sedef 19, Burak, Bobo ve Gökhan Güleç 21, Ýbrahim Akın 22... Ve işin ilginç tarafı bu oyuncuların hepsi de Beşiktaş'ın en önemli silahları olarak gösterilmeleri. Ben genç futbolculara her zaman sempati ile bakanlardanım. Dünya futbolunda artık 13-14 yaşında çok önemli transferlerin yapıldığını da gözlemliyorum ama bu kadar genç arakadaşın aynýıanda Beşiktaş'ı başarıya taşıyacağına inanmanın hayal perestlik olduğunu da biliyorum. Bir sene önce İnönü Stadı'nın önünden geçerken heyecanlanan birçok gencin Beşiktaş forması giymesi tabii çok güzel ama hepsini aynı anda arenaya sürmek de o kadar da akıl dışı bir uygulamadır. Maalesef o gençler şimdi o yükün altında ezilme tehlikesiyle karşı karşıya. Unutmamak lazım 23 Nisan törenlerinde Millet Meclisi'nde temsili oturan çocuğun yaşı da 21'di. Yani meclisimize göre Beşiktaşlı birçok futbolcu daha çocuk... Şu durumda ne yapılabilir? Keşke bu geçiş dönemi yavaş yavaş sindirilerek yapılsaydı. Ama keşkeler zamanı geri getiremiyor. Tigana'nın Beşiktaş'taki hatası kendisini Arsenal'i çalıştıran Wenger edasıyla takımı yönetmeye kalkmasıdır. Sanki 10 yıl bu takımın başında kalacak gibi futbolcularıyla hiç diyaloğa girmiyor ve basına top yekün saldırıya geçti. Futbolcularını kaybedilen puanlarda suçlu ilan etti. Tigana istediği kadar suçlu olsa bile gönderilmeli mi? Bence hayır... Ne dersiniz deyin Fransız teknik adam geleecğe yatırım yaptı. En azından sezon sonuna kadar takımın başında kalmalı. Eğer giderse yerine büyük ihtimalle Mustafa Denizli gelecek. Denizii çalıştırdığı takımlarda bol transferler yaparak başarıya ulaştı. Denizli'nin göreve geldiği andan itibaren transfer isteyecek. İşin en kötüsü aslında bu gençlere destek vermesi gerekenlerin kendi çıkarları için kampanyalar yaparak şu aşamada bir fırsatını bulup camiaya zarar vermek istemeleri. Özellikle birkaç grubun Beşiktaş'ın Fenerbahçe'ye yenilmesi için kampanlyaya bayrak açması affedilir bir davranış değil. Bu kişilere bakarsınız onlardaki Beşiktaşlılık ruhu kimsede yok. Bir zamanlar Beşiktaş başkanlarını küfürle kovanlar bugünlerde yönetimde yer almak için yine pazarlıklarla koltuk kapmanın peşine düşmüş olması çok acı. Başkan Demirören en doğrusunu yaparak bu kişilerin yeniden kulübe sızmalarını engelledi. Onlar da ilginç ve kendilerinin sonunu hazırlayan kampanyaya başladılar. Ben bu filmi daha önce görmüştüm. Ümit ediyorum bu sefer sonu daha değişik olacak. Çünkü taraftar artık oyuna gelmez. Fenerbahçe maçı Beşiktaş için sezonun en önemli maçlarıdır. Ben gerçek Beşiktaşlı taraftarların bu hafta takımlarına sahip çıkacağına inanıyorum. Daha doğrusu sahip çıkmak zorunda. Fenerbahçe'ye yenilse bile! Çünkü Beşiktaş'ın bugün huzura ihtiyacı var.
__________________ вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя... | ||
|
15-11-2006, 17:51 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jul 2006 Yaş: 43
Mesajlar: 1.648
Tecrübe Puanı: 19 | son cümleye dikkat yenilsek bile takıma destek verilmeli çünkü bu takımın güvene ihtiyacı var
__________________ Aklımda birtek sen, Fikrimde birtek sen, Ne farkeder KARTAL, Sen hergün yenilsen, Uğrunda herşeyden öyle vazgeçmişken, Nasıl vazgeçerim BEŞİKTAŞ'ım Senden | ||
15-11-2006, 17:51 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 6.331
Tecrübe Puanı: 24 | aynen bende aynı şeyi dedim bizde kaliteli genç yok bu iş ısrarla olmaz mehmet s.,serdar k,gökhan g..... sahaya çıkınca formayı alır.ayrıca sergen olsa son 20 dk girse şu puana 10 puan daha eklenirdi.
__________________ SADECE "BEŞİKTAŞ" TEK NAMAĞLUP ŞAMPİYON | ||
15-11-2006, 17:53 | #4 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 41
Mesajlar: 6.331
Tecrübe Puanı: 24 | aynen bende aynı şeyi dedim bizde kaliteli genç yok bu iş ısrarla olmaz mehmet s.,serdar k,gökhan g..... iyi topçu sahaya çıkınca formayı alır kendini belli eder.ayrıca sergen olsa son 20 dk girse şu puana 10 puan daha eklenirdi.
__________________ SADECE "BEŞİKTAŞ" TEK NAMAĞLUP ŞAMPİYON | ||
15-11-2006, 18:25 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 38
Mesajlar: 362
Tecrübe Puanı: 18 | sergen gençlik yıllarında oyunuyla ben topçuyum diodu ama şuanki gençlerde maalesef beşiktaşı kaldırcak kapasite yok
__________________ Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlarda. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |