|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
04-10-2007, 13:47 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Aug 2006 Yaş: 53
Mesajlar: 165
Tecrübe Puanı: 18 |
Vizyon - Fransızca bir kelime olup, Türkçe'deki karşılığı "Görünüm - Ülkü" dür. Ülkü kelimesinin TDK'nın güncel sözlükteki karşılığı " Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal" Vizyonu olmayan bir takımın, koyduğu hedeflere ulaşabilmek için gideceği yolu bilmemesi çok doğaldır. Sadece sözle "Biz her kulvarda başarılı olacağız" demek, masal anlatmaktır. Bunu nasıl yapacağını bilemezsen, bu söylemler sadece lafta kalır. Bir problemi çözmenin en etkin yolu, problemi çok iyi analiz etmektir. Bunu yapmazsanız, problemi anlayamazsınız ve sadece problemin sizi mutsuz etmesine izin verirsiniz. Fakat bu problemi çözmenize yardım etmez. Problem, problem olarak yaşamaya devam eder. Beşiktaş futbol takımı hangi elemanlardan oluşuyor? 1 - Yönetim 2 - Teknik Kadro 3 - Futbolcular Aslında 4. olarak taraftarı da bu listeye ekleyebilirdim, ancak taraftar verilen kararlara doğrudan etki edemediği için onu liste dışı bıraktım. Yönetim Beşiktaş'ın şu andaki yönetimi maalesef vizyon sahibi değil. Yazılı ve görsel basında açıkladığı hedefler sadece havada kalıyor. Bu gayet normal, çünkü yaptıkları ile bu hedeflere ulaşabilmeleri imkansız. Beşiktaş yönetimi, kulübün parasal kaynaklarını iyi kullanmayıp çarçur ettiği gibi, her geçen yıl daha da fazla zarara sokuyor. Yaptığı yatırımların karşılığını alamadığı aşikar, zira sportif anlamda başarı yok. Beşiktaş yönetimi, sorumsuzca davranışları sebebiyle Del Bosque ve Tigana'ya milyonlarca dolar ödemek zorunda kalacaklar (kaldılar). Hala televizyonlara çıkıp "Yok, aslında öyle değil" gibi palavralar sıkıyorlar. FIFA söke söke alacak o paraları. Kimse alacağı yokken, durduk yerde kimseyi mahkemeye vermez. Bu yönetim, yapılan sözleşmelere sadık kalmamıştır ve taahhütlerini yerine getirmemiştir. Kulübün parasına, emanetine ihanet etmişlerdir. Beşiktaş kulübü, Yıldırım Demirören'e kimilerine göre 40 milyon, kimilerine göre 50 milyon YTL borçlanmıştır. Kulübün, kongrede yeni bir başkan seçmesi mümkğn değildir, zira Demirören kongrede başkanlığı kazanamadığı gün alacaklarını tahsil etmek için girişimde bulunacaktır. Kimse bana "Demirören iyi Beşiktaş'lıdır, hemen yapmaz onu, orta vadeli bir ödeme planı üzerinde anlaşırlar" demesin. Para için insanoğlunun yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Kaldı ki, Beşiktaş başkanlığı (diğer büyük kulüplerin başkanlıkları gibi) reklam ve makam açısından çok ama çok önemli bir mevkidir. Beşiktaş başkanlığı Demirören şirketlerine çok daha fazla para kazanma imkanı vermiştir. Bu sebeple, Demirören'e olan borcu üstlenecek paralı bir aday bulunmadıkça, Demirören'in yerine kimse başkan adayı olmaz. Bu, Beşiktaş kulübü için utanç verici bir ipotektir. Bu ipoteğin bir an önce kaldırılması muhakkak sağlanmalıdır. Eğer Demirören, kendi şirketlerini Beşiktaş'ı yönettiği gibi yönetse, şirketler kısa süre içerisinde iflas eder, babası da onu boğaz köprüsünden aşağı atar. Şaka bir yana, baba Demirören oğlunun şirketleri böyle yönetmesine izin vermez, hemen onu görevden alır. Yönetimin transfer ile ilgili hatalarını Teknik Kadro bölümünde anlatacağım, zira ikisi birbiri ile yakından ilgili. Teknik Kadro Ertuğrul Sağlam'ı severim. Yaşım itibariyle onu defalarca İnönü'de seyretme fırsatım olmuştur. Beşiktaş'ın pahalı sayılabilecek transferlerinde biriydi. İnsanlığına, futbolculuğuna, duruşuna diyecek sözüm yok. Ancak teknik direktörlüğü ve vizyonu konusunda çekincelerim var. Kayserispor'da oynattığı ofansif futbol çok övüldü, Beşiktaş'a geldikten sonra, söylemesine rağmen niye benzer bir futbol oynatmadığı eleştriliyor. Sebebi aslında çok derinlerde gizli değil. Kayserispor'la üst üste 4 maç kaybetsen, kimse seni daracağına götürmez. Ancak Beşiktaş'ta bunu yapamazsın. Medya seni yer bitirir. Hele ki, yöneticilerin çıkıp da "Bu sene herşeyi kazanacağız, süper takımımız" var deyip de beklentileri en üst düzeye çeker, arkasından bir iki tökezlersen, zaten hazır olan yağlı ilmiği boynuna geçirmek için sıraya girerler. Ertuğrul'un transfer politikasındaki vizyonunun ne kadar zayıf olduğu son dönemde yapılan çeşitli açıklamalarda ortaya çıktı. Çoğu kişinin eleştirdiği Celal Kolot, transfer döneminde Mario Berk ile Avrupada birçok iyi isimle anlaşma sağlamasına rağmen, Sağlam bunları "takımdaki dengeleri bozar" diyerek istemedi. Bu açıklamalar sadece Celal Kolot değil, başka kaynaklardan da doğrulandı. Sağlam maalesef küçük düşündü, cesur olamadı. Bu, Sağlam'ın kendine güveninin olmadığının göstergesi bana göre. Geçen sezon kalesinde sadece 23 gol gören, ancak sadece 40 gol atabilen bir takımın problemi nerde diye ilkokul 2'ye giden bir çocuğa sorsanız, size hemen söyler. Milyonlarca doları transferin son gününde, sırf bakın transfer yaptık demek için "eften püften" futbolculara harcamak, Beşiktaş'a ihanet demektir. Diatta ve Higuain'e verilen paralarla, anlaşma sağlanmış olan Santa Cruz'u çok rahat getirebilirlerdi. Ama Sağlam istemedi. Transfer komitesinin anlaşma sağladığı diğer oyuncularda Sağlam'ın vetosuna takıldı. Tello haricinde Beşiktaş'a bu sene transfer edilen bütün futbolcular "dandiktir". Sağlam, futbolcu transferinde sınıfta kalmıştır. Yönetim de bu komediyi seyretmekle yetinmiştir. Bu da gösteriyor ki, Beşiktaş yönetiminde transferden anlayan kimse yok. Sadece imza atarken televizyona çıkmayı transfer yapmak zannediyorlar. Kimseyi kandırmayalım. Bunun acısını maalesef Beşiktaş ve taraftar çekecektir. Futbolcular Beşiktaş'la hemen ilgisinin kesilmesi, para getirebilecek futbolcuların hemen satış listesine konması gerekmektedir. İbrahim Üzülmez, Burak Yılmaz, İbrahim Akın, Diatta, Rüştü, Hakan Arıkan, Ricardinho, Bobo, Cisse. Bu futbolcular mümkün mertebe iyi paralara satılarak, yerlerine, forvete İngiltere veya İspanya'dan güçlü, yırtıcı iki, defansa İtalya veya İspanya'dan rakip forveti neşter gibi doğrayacak bir, ön liberoya da yine bu ülkelerden oyunu hem ofansif, hem defansif oynayabilecek, ayağına hakim ve hızlı futbolcular transfer edilmelidir. İnanın, bu tip adamlar Avrupada var ve alınamayacak kadar da pahalı değiller. Yukarıda anlattım, transfer komitesi bunlara benzer adamlarla anlaşmıştı bile. Defansta Zago-Ronaldo, ortada Giunti, forvette Pascal yada Carew tarzı bir iskelet kuramadığı müddetçe Beşiktaş başarılı olamaz. Vizyonu olmayan bir kulübün başarılı olması mümkün değildir.
__________________ yalnızlık alır götürür, vay beni yazık bana, eller böyledir hep ayırır karışıp sevdalara | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |