|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
05-11-2007, 20:48 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Aug 2006 Yaş: 53
Mesajlar: 165
Tecrübe Puanı: 18 |
Gecenin bir yarısı, saçını başını aceleyle taradığı her halinden belli, sinirden yüzü gözü ter içerisinde kalmış Yıldırım Demirören evinin önünde kameraların karşısındaydı. Arkasında bir takım yöneticiler ve hemen sağ tarafında da Ertuğrul Sağlam duruyordu. Verdi veriştirdi. Hakeme, fenevbahçe'ye, federasyona. Arkasından da bombayı patlattı. "Sivas maçına PAF takımla çıkıyoruz, bu kesin kararımızdır." Benim şahsi fikrim, Demirören, Sinan Engin'in dolmuşuna gelmiştir. Medyanın arayıp da bulamadığı madendi bu haber. Kaydedilen görüntüler ışık hızıyla canlı yayınlara ulaştırıldı. Arkasından herkes işkembeden atmaya başladı. Bugün Pazartesi. Ortalık bir nebze de olsa biraz sakinleşmeye başladı. Demirören'in zehir zemberek açıklamalarından sonra, bugün bu kararın aslında o kadar da kolay uygulanamayacağı yönünde duyumlar alındı. Arkasından, BJK'nin resmi internet sayfasında, nihai kararın Cuma gününe kadar yapılacak olan Yönetim Kurulu toplantısında netlik kazanacağı açıklandı. Bu nedir, biliyor musunuz? Amatör yöneticiliğin önde gidenidir, profesyonel yöneticiliği bilmemektir. Bu, asırlık bir çınar olan Beşiktaş camiasını rezil etmektir. Şimdi sorarım sizlere; bu Yönetim Kurulu "Hayır, Yönetim Kurulu, as takımla çıkma kararı aldık" derse, bundan sonra sizi kim ciddiye alır? Bu kararı hangi yüzle basına açıklayacaksınız? Bu taraftarı madara etmeye hakkınız var mı? Ne aceleniz vardı da, daha tezeğin üzerinde duman tüterken kameraların karşısına geçip, bilip bilmeden "şöyle yaparız, böyle keseriz" diye atıp tutmaya başladınız? Siz ne zaman kurumsal bir kimlik kazanacaksınız? Mahalle takımının bile bir sözcüsü varken, sizler milyonlarca dolar değerinde ve 104 yıllık mazisi olan bir kulüp için neden bir Halkla İlişkiler Departmanı faaliyete geçirmezsiniz? Mikrofonu önünde gören konuşuyor. Olmaz beyler, bu böyle olmaz. Önce bütün medyaya Pazartesi günü toplantıdan sonra basın toplantısı yapacağınızı belirten bir bülten geçersiniz. Arkasından bütün Yönetim Kurulu (YK) üyelerini BJK merkez binasında olağanüstü toplantıya çağırırsın, ne diyeceğini, neler yapılabileceğini, yapılabileceklerin hukuki yönünü, altını, üstünü tartışırsın ve yazılı bir basın açıklaması hazırlarsın. Daha sonra çıkarsın basın mensuplarının önüne. Halka İlişkiler Müdürü veya Müdiresini en ortaya oturtursun, bir yanına başkan geçer, diğer tarafına da başkan yardımcılarını oturtursun, hazırladığın yazılı açıklamayı okursun. Daha sonra da hiçbir soru almadan toplantıyı terk edersin. Çünkü kolpa basın, tuzak sorularla sana istemediğin şeyler söyletmeye çalışacaklardır. (Örnek, Tigana'nın son basın toplantısında İsmail Er ve Yemen Ekşioğlu palyaçolarının yaptığı gibi) Bunları böyle yapamadığınız takdirde hem kendinizi, hem de bizleri maskara durumuna düşürürsünüz. Ne demiş büyüklerimiz? "Büyük lokma ye, büyük laf konuşma"
__________________ yalnızlık alır götürür, vay beni yazık bana, eller böyledir hep ayırır karışıp sevdalara Konu Deckard tarafından (05-11-2007 Saat 20:50 ) değiştirilmiştir.. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |