|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
29-12-2007, 22:12 | #1 | ||
Banned Üyelik tarihi: Dec 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 218
Tecrübe Puanı: 0 |
1- Osvaldo Nartallo (Beşiktaş): Hafızalardan silinmeyen bir tablo; Fotospor gazetesinde yayınlanan fotoğraflarda yeni Kempes olarak lanse edilen Nartallo, transferinden bir gün sonra Fulya tesislerinde basın mensuplarının önünde top sektirmektedir. Ama rivayet odur ki, hiçbir denemesinde beş sektirmeden öteye geçemez. Kariyerine San Lorenzo takımında başlayan ve Orlando Pirates, Angelos de Puebla, Granada gibi takımlarda oynayan Osvaldo Nartallo, Türk futbol tarihi ve Beşiktaş adına izlediğimiz en ilginç futbolcularından biriydi. Dede tarafından gelen İtalyan kanı sebebiyle kısa sürede Serie A’ya transfer olacağını her fırsatta dile getiren Arjantinli oyuncunun Beşiktaş’tan ayrılışı, çizme istikametine değil Petrolofisi istasyonuna doğru olmuştu. Nartallo, oynadığı sezon Beşiktaş’ın en golcü oyuncularından birisi olmuştu, ama attığı gollerin yarısının boş kaleye, geri kalan yarısının da burun, kalça, diz, sırt gibi ayak dışı organlarla atılmış olması ilginçti. Ancak yine de oynadığı sezon Fenerbahçe’ye her iki maçta da 2-1 yenilen Beşiktaş’ın iki golünün de sahibi olması, hele bunların arasından Kadıköy’de attığı golün Beşiktaş kariyerindeki en güzel gol olması da dikkat çekicidir. 2- Sabin Ilie (Fenerbahçe): Kardeş kontenjanı bazen Arçil-Şota gibi meyve vermiyor. Galatasaray’a oynadığı bir buçuk sezonda çok şey katarak Valencia’ya transfer olan Adrian Ilie’nin gazını alan Fenerbahçe’nin transfer ettiği, ancak işe yarayan tek yanı Fenerbahçe’ye sonraları faydalı olacak Mosheou ile takas edilmesi olan Sabin Ilie, ilginçtir; Fenerbahçe’nin düştüğü hata kendilerine özgü olmamalı ki yine kardeşinin peşinden Valencia’nın yolunu tutmuş, orada da kendini göstererek (!) ülkesi Romanya’ya gönderilmiş, yolculuğunu Çin 2’nci liginde Changchun Yatai takımında sürdürmüştür. Halen Yunan liginde Iraklis takımında top koşturmaktadır. 3- Gabriel Tamas, Ovidiu Petre, Florian Bratu üçlemesi (Galatasaray): Gheorghe Hagi’nin Türkiye’ye ayak basışı, nasıl Adrian Ilie, Filipescu, Popescu, Lucescu gibi Türk futbolunun yararına olacak örnekler ortaya çıkardıysa Sabin Ilie, Lutu, Radu Niculescu gibi akıllara zarar örnekler de çıkarmıştı. Ama bunların en belirgini, Galatasaray taraftarının her hafta katlanmak zorunda olduğu işkencenin üç temsilcisiydi. Fatih Terim’in uğruna spiker fırçaladığı Gabriel Tamas’ın başını çektiği bu üç oyuncu, Galatasaray tarihinin son yıllardaki en kötü döneminin mimarlarındandı. Önde gelen özellikleri, Tamas ve Petre’nin oldukça ağır, Bratu’nun ise gereğinden fazla hızlı olmasıydı. Bratu, Galatasaray’dan sonra hangi yetenek avcısının gözlemleriyle olduğunu merak ettiğimiz bir transferle Nantes’ın yolunu tuttu, ancak geçtiğimiz sezon Valencienns’e kiralanarak alıştığımız yeteneklerini sergiledi ve 12 maçta tek bir gol dahi atamadı. Petre şu anda ülkesi Steau Bükreş’te top koştururken Gabriel Tamas ise ilginçtir Galatasaray’dan sonra Spartak Moskova’ya transfer oldu ve bu sene Celta Vigo’ya kiralanarak 23 maçta forma giydi. Kendi etrafında dönmesi yaklaşık beş saniye süren Tamas’ın bunu nasıl başardığı ayrı bir merak konusu. Ne diyelim, her üçleme Brehme-Klinsmann-Mathaaus (Inter) ya da Rijkaard-Gullit-Van Basten (Milan) gibi olmuyor. 4- Frank De Boer (Galatasaray): Galatasaray’ın ‘ikinci Terim dönemi’nin bir başka fiyaskosu… Vatandaşı Pierre Van Hooijdonk, ezeli rakipte ‘Aziz’ unvanını alırken, Barcelona’da artık ağırlığından ve sakatlığından hareket edememesi sebebiyle satıldığı rivayet edilen De Boer’in, Galatasaray’daki ömrü yarım sezon oldu. Kardeşi Ronald De Boer gibi Glasgow Rangers’a, oradan da Katar’ın Al Rayyan’a transfer olan Frank De Boer’dan geriye verdiği kısa düşen geri pasları, rakiplerin 5 metre geriden koşmaya başlayıp 5 metre önüne geçtikleri ikili mücadeleleri kaldı. De Boer, 2006 Nisan’ında futbolu bırakarak, kariyerine ilk başladığı Ajax’a genç takım antrenörü olarak döndü. 5- Robert Enke (Fenerbahçe): İşte son yılların fiyaskodan öte, en garip transfer hikâyesi. Carl Zeiss Jena’da futbol hayatına başlamış, Borussia Monchengladbach’ın kalesine geçmiş, oradan üç yıl oynadığı ve kaptanlık pazubandını taktığı Benfica’ya transfer olmuş ve daha sonra da Barcelona’nın transfer ettiği, ama kaleci bolluğundan olsa gerek 2003 yılında Fenerbahçe’ye kiralık olarak yolladığı bir kaleciden bahsediyoruz. Bu kariyere sahip Robert Enke, Türkiye’deki ilk maçına çıktı, üç gol yedi. Daha sonra da bunun aynı zamanda oynadığı son maç olduğu ortaya çıktı. Neye uğradığını anlamadan geri gönderilen Enke, Ocak 2004’te Tenerife ile anlaştı. Burada yarım sezon oynadıktan sonra da halen kalesini koruduğu Hannover 96 ile 2004-05 sezonu için anlaştı. Ha unutmadan, Fenerbahçe’nin bir maçta biletini kestiği Robert Enke, iki ay önce Alman Milli takım formasıyla ilk maçını Danimarka’ya karşı oynadı. Öyle görülüyor ki Enke, Kadıköy’de hayatının sadece bir 90 dakikasını işgal eden o zaman dilimini yaşayıp yaşamadığından bile emin değil. Açıkçası biz de öyle… 6- İbrahim Ba (Ç. Rizespor): Aslında 10 numara için Anadolu takımları arasında bir seçim yapmak zorundaydık. Gençlerbirliği’ne büyük umutlarla gelen Nijerya Milli takımının forvet oyuncusu Haruna Babangida, Trabzonspor’a Victor Shaka ile beraber eziyet eden Misse Misse ya da İstanbul takımlarından Fenerbahçe’nin bu sezonki transfer bombası Deivid De Souza ve Beşiktaş’ın defans hattının zayıf halkaları Thomas Hengen-Sixton Veit ikilisinin de haklarını yemek istemeyiz, ama bir futbolcu Bordeaux, Milan, Marseille, Bolton Wanderers gibi takımlarından sonra (ki Milan’da oynadığı altı sezonda 56 kez forma giymiş bir oyuncudur) Rize’nin yolunu tutup iki maç oynadıktan sonra İsveç’in yolunu tutuyorsa, bu dikkate değer bir olay. Djurgarden takımında da aynen Rize kentinde olduğu gibi aradığını bulamayan Ba, 2006 yılı sonunda kulüpten ayrıldı. 7- Ali LUKUNKU (Galatasaray) 8- Souleymane Oulare (Fenerbahçe): SİZİN AKLINIZA GELEN BAŞKA TRANSFERLER VAR MI ??? | ||
|
29-12-2007, 22:20 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 3.061
Tecrübe Puanı: 25 | Maldaraşanu var abi bizim adam maç oynadı mı hatırlamıyorum valla ama 100. yıl balosunda en çok sevinenlerden biriydi | ||
29-12-2007, 22:33 | #6 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 36
Mesajlar: 3.061
Tecrübe Puanı: 25 | Ortega o kadar da fiyasko değildi bea... | ||
29-12-2007, 22:54 | #7 | ||
besiktaş jk Üyelik tarihi: Nov 2007
Mesajlar: 1.721
Tecrübe Puanı: 19 | Kletsov
__________________ “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |