Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Beşiktaş > Futbol

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18-03-2008, 10:45   #1
 
bjk_bjk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
"Sinan Engine Karşıyım"

Futbolun asi kızı Nilay Yılmaz, Beşiktaş'ın gayet kötü yönetildiği kanaatinde... Yıldırım Demirören'in bu hataları şirketinde bir müdürü yapsa kovulacağına ise kesin gözüyle bakıyor. Yılmaz, Sinan Engin'in takımdaki menajerliğine karşı olduğunu açıklarken, Ertuğrul Sağlam'ın yıllar önce Beşaktaş'ta maruz kaldığı tavrı şimdi futbolcularına karşı uygulamasını ise affedemiyor. Yılmaz, hemcinsi Süreyya Ayhan'ın her şeyi olan adama, eşine karşı çıkamadığına, bunun da erkek egemen toplumun dayatması olduğuna inanıyor...
***
Yakan Top ile Milliyet'te spor yazılarını kaleme alan Nilay Yılmaz ile sporu ve futbolu konuşacağız.
Yaklaşık 1 hafta boyunca süren telefon trafiğinin sonucunda kâh onun işleri, kâh benim zamansızlığım derken en sonunda Sıraselviler Redbo Restaurant'ta karşı karşıyayız.
Özenli ama sade bir hanım var karşımda. Click the image to open in full size.
Melun bir İstanbul trafiğinden kaçan iki hanım olarak uzun süredir tanıyormuşçasına sıcak bir ortamda karşılıyoruz birbirimizi...
Yorucu bir günün ardından bu sohbet için bir aradayız.
Karşılıklı 'nasılsınız'ların ardından, bu yorgunluğun tadı çay olmadan çıkmaz ki!..
Allah'tan Nilay da benim gibi sıkı bir çay dostu çıkıyor!..
Röportajımızı yaptığımız mekan Redbo'daki dostlar sohbetimiz boyunca bize bol bol çay taşıyorlar...
Sohbetimize başlarken, Nilay çocukluğunda tam bir 'Erkek Fatma' olduğunu anlatıyor.
TRT'li yıllarda yetişmiş bir kız çocuğu olarak yetişen Nilay Yılmaz'ın futbol merakının nereden geldiğini öğrenme çabasındayım.
‘Babanın futbola bir düşkünlüğü olsa gerek’ diye düşünürken, aksine Yılmaz Ailesi'nin reisinin televizyonda maç yayını başladığında aletin düğmesine basmayı tercih ettiğini öğreniyorum.
Çok sevdiği bir kuzeninin Beşiktaşlı olmasının, taraftarı olduğu Kara Kartal’ı sevmesinde büyük etkisi olduğunu belirtiyor Nilay Yılmaz.
Futbolu sevmesinde değil ama Beşiktaş taraftarı olmasında bu ilk buluşmanın altını çizerek...
“Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu yıl Heybeliada'da şampiyonluk kutlamalarında balkondan Beşiktaş bayrağı sallarken, biri bana ‘O, Fenerbahçe bayrağı değil’ dedi. İşte, ilk kez o zaman, ‘Ben Beşiktaşlıyım’ dedim.”
Nilay Yılmaz, en eski Beşiktaş hatırasını anlatırken öğreniyorum ki, çocukluğunu erkek arkadaşlarıyla futbol ve bilye oynayarak geçirmiş...
Bursalı bir ailenin İletişim Fakültesi mezunu çocuğu olarak Milliyet'te Taktik ekinin çıkacağı dönemde Fanatik Gazetesi Müdürü Necil Ülgen ile görüşmesiyle spor dünyası içindeki duruşu da belirlenir Nilay Yılmaz’ın...
Yakan Top ile Milliyet’te yazılarını kaleme alan Nilay Yılmaz'ın kendine has esprili üslûbu dikkat çekiyor.
- Erkeklerin kendilerini en özgür hissettikleri nokta olan futbol aleminde sırf erkek olmadığı için eleştiri oklarına hedef olduğunu hissediyor mu acaba?..
“Muhakkak. Ağırlıklı olarak suya sabuna dokunmayan yazılar yazdığımda gelen e-mail sayısıyla, birilerini eleştirdiğimde gelen e-mail farklı oluyor. Mesela Sinan Engin'i eleştirdiğimde, onu sevmeyenler kadar sevenler de oluyor. 'Elinin hamuruyla erkek işine karışma', 'Sen futboldan ne anlarsın' gibi eleştiriler alıyorum. Baştan gelen e-maillere yanıt veriyordum. Sonra bundan vazgeçtim. Şimdi sadece düzgün eleştirilerde bulunan insanlara, ‘Şu, şu sebepten’ şeklinde düşüncelerimi açıklıyorum. Hakaret içeren e-mailleri yanıtsız bırakmaya tercih ediyorum.”
“ÇUVALDIZI KENDİME BATIRIYORUM”
- Beşiktaş tarafı olduğunuzu kabul ediyorsunuz, yazılarınızda da Beşiktaş öne çıkıyor...
“Sadece Beşiktaş yazıyor değilim. Ama şu an en çok problem Beşiktaş'ta olduğu için öyle bir görüntü ortaya çıkabilir! Beşiktaşlı dostlarım var, sonuçta ben de bir Beşiktaş taraftarıyım. Alınan hatalı kararlara daha çok tepki gösteriyorum. Fenerbahçe'de de aynı şeyler olabilir. Ama, o takımı desteklemediğim için o kadar sert tepki göstermiyorum. Beşiktaş'ı daha sert eleştiriyorum. İğneyi değil, çuvaldızı kendime batırıyorum.”
Click the image to open in full size.
- Peki taraftar ve gazeteci çizgisini nasıl ayrıştırıyorsunuz?
“Bu işe başlarken, gazeteci değildim. Hâlâ da gazeteci olduğumu düşünmüyorum. İşin mutfağında yeni yeni bulunmaya başladım. 1 yıl sonra 'gazeteciyim' diyebilirim. Şu an kendime sadece 'spor yazarı' diyorum. Deli gibi maçların hepsini takip ediyordum. Bu işin içine girince ve birçok şeyi görünce normalleştiğimi düşünüyorum!..”
“LİVERPOOL’U 5 YIL ÖNCE YENSEYDİK, ÇILDIRIRDIM”
- 'O birçok şey'in içinde olunca sevginiz törpülendi mi?
“Muhakkak. Şu an öyle nitelendirilse de gazeteci kimliğim daha ağır basıyor. 'Ah! ne güzel günlerdi o günler' diyorum. Beşiktaş, Liverpool'u 5 yıl önce yenmiş olsa, çıldırırdım. Ama şimdi gayet normal karşılıyorum.”
- Maç seyrederken, sakin misiniz?
“Gayet sakin maç seyrederim. ‘Ayağa kalkıp, zıplayayım’ yoktur bende. Hani o, 'Çekirdekçi taraftar' denilen tiplemelerdenim yani. Rıza Çalımbay zamanıydı sanırım, Samsun maçıydı. Fenerbahçeli bir arkadaşımla maça gittim. Beşiktaş gol attı, Fenerbahçeli arkadaşım, 'Goolll' diye ayağa fırladı. Döndü, bana, 'Sen Beşiktaşlı değil misin' dedi. Ben ise gayet sakin ona soruyordum, 'Sen Fenerbahçeli değil misin?!..”
“BEŞİKTAŞ YENİLDİ Mİ? YARIN OKUL YOK”
- Çocukluğunuzda da mı böyleydi?
“Nerede?.. O zaman deli gibiydim. Oturup ağlardım. Okula gitmezdim. Pazar günü Beşiktaş yenildiğinde, annem bilirdi ve beni sabah okula gitmem için uyandırmazdı... Sonradan böyle oldu!..”
- Beşiktaş taraftarı tribünde agresif mi?
“Ben taraftarının gayet sağduyulu olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'ın işleri iyi giderken de tribünleri dolmuyor. Fenerbahçe'nin yaşadığı bunca güzelliğe rağmen seyircisi azaldı. Belediye maçında tribünler boştu. Ama Beşiktaş, işleri yolunda gitmemesine rağmen, yine taraftarı geliyor maça. Beşiktaş taraftarının yaşadığı son 4 yıldaki travmayı, Fenerbahçe taraftarı yaşamış olsaydı, bence Saracoğlu bomboş olurdu. Şiddet olarak tarif edilen şeyin ülkenin içinde bulunduğu genel durumla ve ekonomik koşullarla da alâkalı olduğunu düşünüyorum.”
“BEŞİKTAŞLILIK, 'DİĞER' OLMAKTIR”
- İşler kötü giderken Beşiktaş taraftarının bu şekilde takımına sahip çıkışını neye bağlıyorsunuz?
“Beşiktaş taraftarının şöyle bir sloganı vardır: ‘Biz seni sevinmek için sevmedik ki’... Bir takımın şampiyon olması bizim için o kadar önemli değil. Sonuçta Beşiktaş bu ülkenin tırnak içinde 'Üçüncü Takımı'dır. Ama bu insanlar yine de Beşiktaş taraftarı olmuşlardır. Galatasaray'ı ya da Fenerbahçe'yi tutmamışlardır. Bence birçok insanın Beşiktaş taraftarı olmasında 'denge unsuru'nun büyük bir etkisi vardır. Fenerbahçe, Galatasaray ve üçüncü takım... Yani, 'diğer' olmak. Seba zamanında bahsedilen, 'Beşiktaş duruşu', 'Şerefli ikincilik' denilen şey... Onların hepsini sahiplenmiştir Beşiktaş taraftarı. Şampiyonluk onların sevgisinin yanında hiç bir şeydir. Önemli olan Beşiktaş sevgisidir. O, takımın illa da şampiyon olması için tribüne gitmez. Çocuklar, şu an Çarşı sempatisiyle Beşiktaş taraftarı oluyorlar.”
- Herkes Beşiktaş'ın kötü yöneldiği konusunda hemfikir, ama değişen bir şey yok... Neden?
“Bu kadar borcun altına girecek bir yönetim bulunamıyor. Muhalefet duramıyor. Sonuçta Yıldırım Demirören bu borçları kendisi yapıyor. O, oyuncuları ben almadım. Kimse yönetime talip olamıyor.” Click the image to open in full size.
“DEMİRÖREN'İN YAPTIKLARINI MÜDÜRÜ YAPSA, BABASI ŞİRKETİNDEN KOVARDI”
- Bu yönetimin başarısızlığının sebebi nedir sizce?
“Ben Yıldırım Demirören'in Beşiktaş'ı çok sevdiğini, gerçekten çok sevdiğini düşünüyorum. Ama, 'Herkes, her şeyi başaracak' diye bir şey yok. Yönetemiyor, bu ayrı bir yetenek. Sürekli hatalar yapıyor ve buna rağmen hâlâ inatla orada oturuyor. Aynı şeyleri kendi şirketlerinde yapan genel müdürü olsaydı, babası onu ertesi gün kovardı. Sevgisine sözüm yok. İnsanların, 'Ben bu işi beceremedim' diyerek gitmesini de bilmesi lazım. Ben Beşiktaş Kulübü'nün başkanı olsam ve kulübü bu şekilde yönetiyor olsam, ‘Beşiktaş Kulüp Başkanı'yım’ demeye utanırım. Gizlerim, söylemem. ‘Sen bu kulübü nasıl bu noktaya getirdin’ derler diye utanırım.”

- Ülkemizde futbol farklı bir statüye yerleşme unsuru olarak görülüyor. Siz de bunların içinde bir yazarsınız...
“Zaten elimden geldiğince bunları yazmaya uğraşıyorum. Bizim ülkemizde bu durum ego tatmini. Yöneticilerimizde televizyona çıkma hastalığı var.”
“SİNAN ENGİN'İN MENAJERLİĞİNE KARŞIYIM...”
- Sinan Engin'i eleştiriyorsunuz. Takıma yakıştırmıyor musunuz?
“Sinan Engin'in şu an takımın başında menajer olarak bulunmasına karşıyım. Zamanında bu takımın başında menajerlik yapmış ve kulübün yetkilerini kendisi ve başkalarının çıkarlarına kullandığı için mahkemesi devam eden birisi. Bu konuda hukuken aklansa dahi, birçok insanın vicdanında aklanmayacak Sinan Engin. Böyle bir insanın tırnak içinde 'Beşiktaş Duruşu' lafından hoşlanmıyorum ama ona aykırı olduğunu düşünüyorum. O yüzden menajerliğine karşıyım.”

- Yapabiliyor mu sizce menajerliği?
“100. yılda yaptığı söyleniyor ama... 100. yıl öyle bir havaydı ki... Yönetim şampiyonluğa inanmıştı. Takımın başında Lucescu gibi bir hoca vardı. Şampiyonluğa herkes yoğunlaşmıştı. ‘Şampiyon takımın başında Demirören ve ben vardık, bizi eleştiriyorlar’ diyerek şampiyonluğun kendisinden geldiğini söylüyor ama, hiç öyle bir durum yok. Gerçi, Alaaddin Çakıcı telefon konuşmalarında, ‘Şampiyonlukta hiç mi katkımız yok Sinan’ demişti orası ayrı...”
- Bu tür ilişkilerin aleni şekilde bilinmesine rağmen, yine de görev verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Yıldırım Demirören'in takdiri!.. Demirören bu işin üstesinden tek başına gelemiyor. Bir işi yaparsınız, daha önce yapabilmişsinizdir. Yapamadığınızda, üstesinden geldiğiniz günlerdeki insanları ararsınız. Yıldırım Demirören'in ruh halinin bu olduğunu düşünüyorum. Sinan Engin, göreve gelmeden önce Yıldırım Demirören'i çok eleştiriyordu. Hatta, Beşiktaş Başkanlığı'na dahi aday olacağını söylemişti Sinan Engin. Demirören, Sinan Engin'i menajer yaparak, bu eleştirilerden kurtuldu en azından...”
“SANA YAPILAN YANLIŞI, SEN NASIL YAPARSIN HOCAM?..”
- Ertuğrul Sağlam, yerinde bir tercih miydi? Yaşı konusunda temkinli davranmak gerekli mi?
“Ben hocaların büyük takımların başına gelmesinde bir yaş kriteri olmasına karşıyım. Önceden bu Rıza Çalımbay için de söylenmişti. Bu, yönetmeyi ne kadar berecebildiğiyle alakalı bir durum. Demirören, 'Akasındayım' dedi. Çalımbay arkasına dönüp baktığında ise kimse kalmamıştı. Ertuğrul Sağlam'ın Demirören yönetimiyle çalışmasını istemezdim. Çünkü, sabırlı, bu işten anlayan bir başkan değil. O açıdan istemezdim. Sağlam, 2-3 yıl sonra Beşiktaş'ın başında görmek istediğim insandı. Ama oldu, bakalım. Demirören de arkasında duruyor şu an. Ama bu son, oyuncuların gönderilmesinde Ertuğrul Sağlam'ın düzgün bir tavır gösteremediğini düşünüyorum. Zamanında sen de bu takımdan neredeyse kovulmuşsun. ‘7-8 oyuncuyu göndereceğim, istediğim verimi alamadım’ demek, doğru bir tavır değildi. Ama onun da aklını Sinan Engin'in çeldiğini düşünüyorum.”
Click the image to open in full size.
“BEŞİKTAŞ, ALİ ŞEN'İN FENERBAHÇE'SİNE DÖNDÜ”
- Ya Koray'ın gönderilişi...
“Sonuçta Koray bu takımın üçüncü sırada da olsa kaptanıdır. 'İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toraman olmadığında kaptan o'dur' diyorsan, kaptanı pazarlayamazsın. Ben Beşiktaş'ın Ali Şen zamanındaki Fenerbahçe'ye dönüştüğünü düşünüyorum. O dönem, Aykut ve Oğuz gönderilmişti. Değerlere sahip çıkılmayan bir dönem vardı, şu an bunu Beşiktaş yaşıyor. Ama kötü bir kopyası...”
- Ama bir milli maçta basın tribününe hakeret eden gencimize de kaptan payesi verdik...
“Emre vakasında, Fatih Terim'in yerinde ben olsam Emre'nin milli takım ile ilişkisini keserdim. Ki, muhtemeldir şampiyonaya gitmek için çok ödün verdi. Böyle bir şeyi görmezden gelmek dahi bu ödünlerin başındadır bence. 'Basınımız' dediğimiz şey de bundan çok farklı değil. Marsilya maçını basın tribününde seyrediyorum. Biri, Beşiktaşlı futbolculara sürekli küfrediyor. Arkamızda da Fransızlar oturuyor. Beşiktaş ikinci golü attıktan sonra o ağabeyim, babam yaşındaki adam döndü, Emre'nin yaptığı hareketi Fransızlar'a yaptı. TSYD, Emre'yi kınadı ya!.. Yetmiyor... Spor kültürümüzde çok ciddi bir eksiklik var.”
- Tek kelimeyle Beşiktaş'ı tanımlayacak olsanız, nasıl ifade ederdiniz? Sempatik, sevimli, hırslı, güçlü, gururlu. Click the image to open in full size.
“Taraftarı yaratıcı, neşeli. Takım ise sempatik...”
- Holosko'yu nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Holosko'nun üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdiğine inanıyorum.”
“ŞAMPİYONLUKTA BEŞİKTAŞ-GALATASARAY ÇEKİŞİR”
- Sezon sonunda şampiyonluk favoriniz kim?
“Beşiktaş bu yarışın içinde olur. Beşiktaş ile Galatasaray çekişir diye düşünüyorum. Şampiyonlar Ligi’ne yoğunlaşacağı için, Fenerbahçe’nin düşüş yaşayacağını düşünüyorum.”
- Beşiktaş'ın Avrupa Kupaları'ndan sıyrılmış olması lig için avantaj mıdır?
“Zannetmiyorum. Ayrıca ben 8-0'lık Liverpool yenilgisinin takıma iyi geldiği kanaatindyim. En ağır travmayı yaşadılar çünkü. Ve onu atlattılar. Sezon sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceklerini düşünüyorum. Bizim toplum olarak övgülerimiz de abartılı, yergimiz de. Bunu Liverpool maçında açıkça gördük. Beşiktaş yendiğinde ‘Biz yaptık’ diyerek kendisini de de işin içine katan basın, Beşiktaş'ı yüceltti, 8-0'da ise 'Rezil olduk' dedi...”

- Haziranda bizi zorlu bir sınav bekliyor. EURO 2008'deki şansımızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Ben EURO 2008’de aynı kötü anların yaşanacağını zannetmiyorum. Türkiye'nin de çok iyi şeyler yapacağını düşünmüyorum. Çünkü, oynanan futbol bunu gösteriyor. Muhtemelen kadroya giren oyuncuların o zamanki performansının çok büyük etkisi olur ama, gruptan çıksak dahi ileri gidebileceğimizi zannetmiyorum.”
“KADINLARA FUTBOLU SEVDİRMEK İÇİN İŞE KADIN DAHİL EDİLİYOR”
- Basında kadın futbol yazarının sayısının belirli bir sınırda tutulduğuna inanıyor musunuz?
“Durum bence şu. Futbolun bu kadar popüler olması ve dönen paranın ciddi miktarlarda seyretmesi nedeniyle kadınlara da futbolu sevdirmeye çalışıyorlar. Bunu en kolay yapmanın yolu, kadın spikerlerin, kadın spor yazarlarının sayısını artırmaya çalışmak. Şu bir gerçek ki, bir daralmaya gidileceği zaman, her yerde olduğu gibi yine kadınları işten çıkartırlar. Milliyet'te bir daralmaya gidilecekse, ilk ben kapının önüne konurum diye düşünüyorum.”
Click the image to open in full size.

- Ama herkes futbol hakkında görüş beyan edebiliyor...
“Futbol üzerine herkes bir şeyler biliyor. Özellikle futbol diye üzerine basa basa söylüyorum. Spor değil, önce futbol var ülkemizde. Değişik insanların çıkması, renk olarak değerlendirilmesi ayrı bir şey ama. Bu insanlar sadece futbolcuları eleştiriyor ve teknik direktörün tercihlerini beğenmeyerek bunun üzerinden o işi yapıyorlarsa, doğru yapıldığını düşünmüyorum. Bunu, kahvedeki, sokaktaki insan da yapıyor. Ben top oynamadım, ama bu işi seviyordum ve yapabileceğime inandım. Ben gidip de teknik direktörleri, futbolcuları eleştirmem. Çünkü, o futbolcularla o diyaloglara giren kişi teknik direktördür. O işi bilen odur. O benden daha iyi bilir. O benim haddim değil. Ama birçok insan bunun haddi olduğunu düşünerek, o insanları eleştiriyor. Ben de bunu eleştiriyorum. Ama eski futbolcuların bu işi yapabilenleri de var aralarında...”
“HERKES İŞİNİ YAPSIN”
- Örnek vermek ister misiniz?
“Rıdvan Dilmen... İşsiz kalıp da bu işi yapmıyor Rıdvan Dilmen. Bu işi meslek edinmiş. Feyyaz Uçar mesela. Ben bir kaç yazısını hatırlıyorum Feyyaz'ın, gayet keyifliydi. Teknik direktörlük yapıp da, kendine kulüp bulamayınca gidip gazete köşelerini alan, tekrar teknik direktörlüğe döndüğünde o işi bırakan insanların bu işi kirlettiğini düşünüyorum. Mehmet Demirkol'un yazısında okumuştum. TV'de Aykut Kocaman'a ‘Gel birlikte program yapalım’ dediklerinde, ‘Önümüzdeki sezon belki de birlikte çalışacağım insanları nasıl eleştireyim? Bu benim işim değil’ demiş. Bakın Lig TV kan kaybediyor. Ersun Yanal gitti, Yılmaz Vural gitti. Geçen gün Erdoğan Arıca'yı gördüm TV'de, Çaykur Rize'ye gitti. Bu insanların yapmasına karşıyım. Herkes işini bilsin. Bu bana, boşta kalınca bir yerde görünür olmak, kendini ifade etmek kaygısı taşıdığını düşündürtüyor.”

- Futbolun markasının gün geçtikçe kirleniyor olmasının nasıl önüne geçeceğiz pekâla?
“Spor basını kendine dönüp özeleştiri yapan bir kurum değil. Ben bu işin içinden kolay kolay çıkılacağını zannetmiyorum. Teknik direktörleri ve futbolcuları eleştirmekten çok, bu işi gerçekten yapan insanların sayısının artmasıyla olabilecek bir iş bu.”
- Yorum yaparken, özellikle dikkat ettiğiniz hususlar var mı?
“Ben futbolun gülen yüzünü göstermeye çalışıyorum. Çünkü bizim yazarlarımız futbolu o kadar asık suratlı hale getiriyorlar ki. Bu hususta kadınların ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Mesela Feryal Pere. Çok güzel bir şekilde Fenerbahçe aşkını yazıyor. Alex kötü bir şey dahi yapmış olsa onu değil, Fenerbahçe aşkını yazıyor.”
“HAYATIN GİZİ FUTBOL DEĞİL”
- Bu kadının anaç tarafından kaynaklanıyor olsa gerek...
“İşte bu anlamda kadın spor yazarlarının da artması gerekiyor. Erkekler futbolu asık suratlı hale getiriyorlar. Futbolu hayatın en önemli gizi zannediyorlar. Bunun üzerine saatlerce konuşabiliyorlar. Ben işim gereği pazar geceleri bütün o programları izlemek zorunda olan bir zavallıyım!.. Ama işim gereği...”
- Toplum olarak eleştirinin dozunu kaçırıyor muyuz dersiniz?Click the image to open in full size.
“Bizim şöyle bir kültürümüz var. Bir şeyi olmadığı kadar yüceltiyoruz. Olmadığı kadar da yerin dibine batırıyoruz. Mesela, Aydın Yılmaz diye bir futbolcu vardı. Galatasaray'da 2 yıl önce son saniyede Konyaspor’a gol atmıştı, şampiyon oldukları sene.”
- Şimdi nerede?
“İstanbul Büyükşehir Belediye'de ve bunu bilen insan sayısı çok az. Vestel Manisa'ya kiraladılar, sakatlandı. Sene başında da İstanbul Belediye'ye geldi. O çocuğa methiyeler düzüldü ki, çocuk kendisini göklerde buldu. O ilgi bittiğinde, Aydın'ın halini düşünün. Mesela, Hakkari'de şehit olan askerlerden sonra, milli maç nedeniyle futbolculara o kadar manevi baskı yüklen ki, o takımın yenileceği belliydi. Tıpkı Sivas'ta Sivasspor'un Fenerbahçe maçına hazırlanması gibi.”

- Sivasspor'un çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bir Anadolu takımının şampiyonluğu bence hayal. Bu tür çıkışların artmasından yanayım. Onlar sonuçta futbolu güzelleştiriyorlar. İspanya liginde Real Madrid ile Barcelona arasında 9 puan fark var. Bizim 1. ve 4. takımımız arasında ise çok az fark var. Gayet heyecanlı bir lig yaşıyoruz. Geçen sene Kayseri idi. 2003-2004'te Gençlerbirliği. Vestel Manisa'nın da dengesini biz bozduk. Ersun Yanal'ın aynı gün 4 ayrı gazetede röportajlarını okudum. Durumu oyun olarak göremiyoruz. Endüstriyel boyutuna bakıldığında herkes bu pastadan nemalanmak isteyince eleştiriler ve övgüler de abartılı oluyor.”
“İKİ TAŞ BİR TOP: İŞTE FUTBOL”
- Basketbol ve voleybol biraz daha eğitimli kesimin sporu olarak görülürken, futbol daha varoşların sporu olarak kabul edilir. Siz de aynı görüşte misiniz?
“Hiç öyle düşünmedim. En zor kuralı ofsayt olan bir oyundan bahsediyoruz. Benim çocukluğum sokaklarda futbol oynayarak geçti. Basket oynayarak değil. Çünkü, potamız yoktu, filemiz yoktu. İki tane taş koyarsınız, kale olur. Top için kağıt parçaları dahi yeterlidir. Ben bu yaşta dahi, önüme bir pet şişe çıksa top gibi tekme atmadan geçemiyorum. Futbolu hiç banal bir spor olarak düşünmedim. Çok basit bir oyun. Herkes rahatlıkla anlar. Ben bile voleybolun kurallarını doğru dürüst bilmem. Ama futbol bir yerde kaçırırsanız, diğer bir kanalda rahatlıkla yakalayabiliyorsunuz. Geçen gün TRT'de Artistik Patinaj Şampiyonası'nı izlediğimde çocukluk günlerim aklıma geldi. Birçok kuralı bildiğimi fark ettim. Ama şunu da anladım ki, futbolun nasıl her şeyi kaplıyor ve gözümüze sokulan şey sadece futbol... Bu da yine spor basınının suçu...”

“SÜREYYA DA ERKEK EGEMEN TOPLUMUN KURBANI”
- Kadın dayanışması gösteriyor musunuz? Soruyu bir kadın sporcumuza getirmek istiyorum. Doping yaptığı için ceza alan Süreyya Ayhan'a bakışınız nedir?
“Doping yapan sporcuların sadece kendilerinin suçlu görünmesine karşıyım. Sonuçta biz o insanlardan başarı bekliyoruz. Başarı, başarı yüklüyoruz. Biz onları o hale getiriyoruz. Süreyya'nın bu noktaya gelmesinde en büyük pay bizimdir. Süreyya Ayhan'ı hiç tanımıyorum, telefonda dahi konuşmadım. Röportaj yapmayı çok istedim. Olmadı. Dendiği gibi Süreyya Ayhan eşinin etkisinde kaldıysa, bu da bizim suçumuz. Sonuçta bu kadın 12-13 yaşında gözünü açmış, onu görmüş. Babası, kocası, hocası her şeyi. Sonuçta Süreyya'da erkek egemenliğinin kurbanı oldu diyebiliriz. Her şeyi olan bir adam ve o adama karşı duramadıysa bu yine bizim suçumuz. Yani sistemin suçu...”
“BENGAY KOKUSU ZİHNİ AÇMIYOR Kİ?”
- Futbolu eleştiren kadın yazar olarak erkekler sizi nasıl eleştiriyor?
“Muhakkak ki, taraftarın beni erkek yazarlar kadar ciddiye almadığının farkındayım. Sonuçta onların gözünde ben bir kadınım ve onlar kadar iyi bilmeyebilirim... Hep Bengay kokusu almamakla eleştirilirim. ‘Top oynadın mı’ anlamında... Selçuk Yula ile bir atışmamız olmuştu. İbrahim Kaş’ın sakatlanmasından sonra, beni 'futboldan anlamamakla' itham etmişti. Ben de ‘Haydi diyelim ki, futboldan anlamıyorum. Benim anlatmak istediğim insanlıktı. O dönem -İyi ki sakatlandı-cı bir basınımız olmuştu. 20 yaşındaki bir topçunun ayağının kırılma ihtimalinden bahsediyoruz. Zora geldiğinde hep futbolu anlamamakla, Bengay kokusu almamakla eleştiriliyorum ama Bengay kokusunun da zihni açtığını kanıtlayan bir veri yok ortada” diye yazmıştım. Hâlâ da aynı görüşteyim.”
- Yazılarınızdan sonra aldığınız hoş bir eleştiri ya da övgü var mı unutamadığınız?..
“En son Koray ile ilgili yazımdan sonra Atilla Ağabey (Gökçe) aramıştı. ‘Gözlerinden öpüyorum. Hepimizi ters köşeye yatırdın, ellerine sağlık’ dedi. Çok etkilenmiştim.”
- Taraftar sizinle karşılaştığında ne yapıyor?
“Taraftar beni tanımıyor!.. Gazedeteki fotoğrafla ben artık benzeşmediğim için tanımıyorlar. Tanıdığım insanlardan ise güzel tepkiler alıyorum.”
***
'Asi Ruh' adlı bir Çarşı belgeseli hazırlıyor Nilay Yılmaz bu sıralar.
Kendisini nadiren tanıyan insanlarla, sürekli futbol konuşuyor olmasından da bazen şikayet ettiği ettiği oluyor...
Bu durumu açıklarken de, “Bu benim işim. Bir yerden sonra ne kadar hobim olsa da başka şeyler yaşamak isterken, yeniden futbolun içine dönmek bazen rahatsız edici oluyor” diyor.
Futbolu konuşurken gözlerinin içi parıldıyor Nilay'ın...
Işıl ışıl bakıyor bana.
Kendisini, çocukluk günlerini anlatırken, erkeklerle top peşinde koşan afacan duruyor adeta karşımda.
Kendinden emin, sakin ama, her an için 'Vurduğu bir tekmeyle camı kırabilir ya da salondaki vazoyu alaşağı edebilir' edası hakim duruşunda.
Spor konuşmak için yola çıktık, ama o '3 F' formülü (Fado, Fiesta, Futbol) girdabındaki futbolun büyüsüne biz de kapıldık.
Yine meşin yuvarlağın etrafında dolandık durduk velhasıl.
Gerçi, ben halimden hiç şikâyetçi değilim.
Dünya şirini bir hemcinsimle dolu dolu sohbet ettim.
Onun da dili sivri, bendenizin de!...
Eee o kadar top etrafında döner misin?
Olacak o kadar...
Belli işte!..
Adı üstünde,
Yakan Top!..
Röportaj: Saadet ÖZCAN

alıntı
bjk_bjk Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 12:15   #2
Can't Forget
 
VeysTube - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

bu kim ya hey allahım

bende sana karşıyım .
__________________

ŞafakLa Tanış Saya Saya Biter Mi ?


ANTALYA / Gazipaşa İLçe Jandarma KomutanLığı

Şafak:253
VeysTube Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 12:17   #3
 
zorro_ysf - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

abi eline kalem alan spor yazarı oluyo bu kim nerden çıktı şimdi. ben bayanların spor yazarlığı yapmasına karşıyım hiç yakışmıyo.
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
zorro_ysf Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 12:47   #4
 
Bjk-Deniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Nilay Yilmaz cok iyi bir besiktasli..ve ben cok seviyorum bu kadini...hep besiktasi koruyor bi sever Fbli yazar Youla bisey yazmisti o hemen cevap verdi ...ben hep okurum yazilari..ve siz niye elistiriyorsunuzz onun görsü öyle herkesin bi bakisi var oda öyle göriyor....bugün bile Besiktasin Projesini anlati ...
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
Bjk-Deniz Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 12:57   #5
 
northwest_eagle - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Çok uzun yazı biraz okudum ama her ne diyosa haklı şahsen bende Sinan Engin'e karşıyım.Ama Beşiktaş'ımız için başarılı olmasını can-ı gönülden diliyorum.O başarılı olsun varsın biz sevmeyelim onu.
__________________
Lütfen Konu acarken konunun var olup olmadıgını kontrol ediniz..

------------------------------------

Lütfen Forum kurallarını okuyunuz..
northwest_eagle Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 13:07   #6
 
PascaL_NoumA_21 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

herşey şimdilik iyi gidiyo ama umarım biyerde patlak vermeyiz..bende sinan engine karşıyım adam partal makinası transfer dönemi gelirken öle laflar ettiki dedim maldini nesta felan gelcek heralde bize kör gordonu getirdi
__________________
ŞAMPİYONLUK BİZİM KUPA BİZİM !!! Kapak sizin,Şişe sizin !!!
PascaL_NoumA_21 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 17:07   #7
 
aslihan7780 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Lightbulb

ben her kelimesine katılıyorum çok güzel bir yazı ve beşktaşı çok iyi analiz etmiş tebrik ediyorum
__________________
Kulübümüzde müceddet nücumu mevc vursun
Bu kainat bize hep gıpta ediyor isar
Biz onbir arkadaşız lakin arkamız daha var
Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım
Vekar hak gibi sakin nezih ve saf olalım
Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım
aslihan7780 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-03-2008, 21:43   #8
 
1903_delisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Lİg bittikten snra konuşun bakalım kardeşim.Şimdi ne ötünüyosunuz...
1903_delisi Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 09:10 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580