|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
12-05-2008, 14:29 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2006 Yaş: 38
Mesajlar: 3.633
Tecrübe Puanı: 21 |
Futbol artık sadece spor değil bir endüstridir; spor kulüpleri de ticari müesseselerdir. Avrupa futbol pazarı 2006 yılında 12.6 milyar Euro seviyesine ulaşmıştır. Pazar son 5 yılda yıllık %9 büyüme göstermektedir. NTVSPOR Güncelleme: 12:27 TSİ 30 Nisan 2008 Çarşamba Avrupa'nın 5 lider ligi İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Fransa 1.lig kulüpleri 2006 yılında toplam 6.7 milyar Euro ciro yapmışlardır. Burada aslan payı yaklaşık 2 milyar Euro ciro ile İngiltere'nindir. Türkiye pazarı ise yaklaşık 350 milyon Euro'luk bir pazardır. Avrupa'nın 5 lider liginde gelirler son 10 yılda çok ciddi artış göstermiştir; örneğin İngiltere 1.ligi son 10 yılda 4 kat büyümüştür. Endüstride TV yayın gelirleri, maç günü gelirleri, ticari gelirler ve sponsorluk gelirleri olarak gruplanan 4 ana gelir kalemi vardır. Yayın gelirleri ana gelir kalemidir ancak artan rekabet ve yaratıcı yönetim anlayışları diğer gelir kalemlerini hızla büyütmektedir. Toplamda yayın gelirleri 5 lider 1.ligde 2.9 milyar Euro civarındadır. Maç günü gelirleri 1.6 milyar Euro, sponsorluk ve ticari gelirler ise yaklaşık 2 milyar Euro seviyesindedir. Türkiye bahsi geçen liglerden çok küçük olsa da lider 1.ligler ve Türkiye'de gelir dağılımları bakımından benzer bir resim görülmektedir. Bu gelir kalemlerinde sportif başarı kadar doğru ve iyi yönetimin de etkisi vardır; özellikle sponsorluk gelirleri ve ticari gelirler yani lisanslı ürün satışlarına dayalı gelirler tamamen pazarlama yetkinliği ve markalaşma ile ilintilidir. Manchester United, Barcelona, Real Madrid gibi kulüpler sportif başarı olsa da olmasa da yaklaşık aynı oranlarda sponsorluk ve ticari gelir yaratabilmektedir. Sportif başarı esas olarak yayın gelirlerini etkilemektedir çünkü yayın gelirleri özellikle Avrupa çapı yarışmalarda performans bazlı olarak dağıtılmaktadır. Bu havuz sistemini uygulayarak yayın gelirlerini dağıtan ulusal ligler içinde geçerlidir. Örneğin son Şampiyonlar Ligi Şampiyonu AC Milan ligin yayın havuzundan 39.5 milyon Euro para kazanırken, son 32 takım arasına kalıp hiç puan alamayan Levski Sofya ise 5.5 milyon Euro para kazanmıştır. Burada Şampiyonlar Ligi ile ilgili de bir not düşmek gereklidir. Bu lig futbol kulüplerinin gelirlerini yeni boyutlara taşıyan bir yapı haline gelmiştir; örneğin UEFA kupası şampiyonu sadece 6 milyon Euro yayın geliri elde etmektedir. Ekonomik boyutlar her ligde büyümektedir ancak operasyonel karlılık bu büyüme ile gelmemiştir; İtalya ve Fransa ligleri son 10 yılda toplam 1.6 milyar Euro; İspanya ise 4 sezonda toplam €300 milyon zarar etmiştir. Devamlı karlılığı yakalayabilmiş tek lig İngiltere'dir. İngiltere 1.ligi kulüpleri son 10 yılda toplam 1.6 milyar Euro operasyonel kar etmişlerdir. Karlılıkta başarısızlığın görünen en önemli etkeni giderlerin gelirlerden hızlı büyümesidir. Futbolda gider kalemlerinde aslan payı kadro maliyetidir; yani transfer ve maaş giderleridir. Son 10 yılda 5 lider 1.ligin sadece maaş maliyetleri yaklaşık 1 milyar Euro seviyesinden yaklaşık 4 milyar Euro seviyesine ulaşmıştır. Futbol ekonomisinde normal finansal oranlara ek olarak kendine özgü oranlarla takip edilir ki bunların en önemlisi ücret ciro oranıdır. Sağlıklı bir kulüp için bu rakam %60dan küçük olmalıdır; %80 üstü ise intihardır. Oysa son 10 yılda pek çok kulüp, yıllık cirolarından daha fazlasını oyuncularına maaş olarak vermeyi göze alabilmiştir. Bu finansal başarısızlığın en önemli etkenlerindendir. Ücret giderleri ile sportif başarı arasında güçlü bir ilişki vardır ancak sportif başarı ile finansal başarı arasında güçlü bir bağ yoktur. İngiltere 1.ligi incelendiğinde ücret maliyetleri yüksek olan kulüpler ile ligdeki sportif başarı arasındaki korelasyon %83 çıkmaktadır oysa ligdeki sportif başarı ile operasyonel karlılık ilişkisi arasındaki korelasyon sadece %2dir. Yani ekonomik başarı için sportif başarı şart değildir. Ancak devamlılık arz eden ekonomik başarı sportif başarıyı getirecektir. Karlılık problemindeki görünen etkenin ardındaki temel sebep ise spor kulüplerinin yönetim, paydaş ve organizasyon yapılarıdır. İngiltere dışında dünyada spor kulüpleri geçmişte dernek yapısı ile yönetilmekteydi. Türkiye'de genel olarak yapı halen böyledir. Dernek yapısından dolayı: • Yönetimlerde rasyonel karar verme mekanizmaları zaman zaman kaybolmaktadır. • Yönetimler hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri mevcut olmadığından günü kurtarmak adına hatalar yaparlar. • Yönetimlerin ve yöneticilerin elleri finansal olarak taşın altında olmadığından genellikle kulüpleri normal şirket yönettikleri gibi yönetmezler. • Çevre etkileri ve geniş paydaş yapısı spor kulüplerini normal şirketlerden farklı konuma konumlandırır. Bunun negatif etkisi yönetsel hataların gizlenmesidir. Hesap sorma mekanizmaları halen tam olarak gelişmemiştir. • Spor kulüplerinde sportif başarı olduğu sürece bütün hatalar gizlenebilir ki bu da gelecek için risktir (özellikle gelecekteki gelir harcanıp karşılığı ticari olarak alınamıyorsa). • Profesyonelleşme tamamlanamamaktadır. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |