|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
12-05-2008, 17:55 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2006 Yaş: 38
Mesajlar: 3.633
Tecrübe Puanı: 21 |
Ağustos'ta Sheriff maçıyla başlayan Beşiktaş'ın son sezonu, Manisaspor karşısında son buldu. Beşiktaş başarılı mı, başarısız mı? Sorusunu sorarken, sonuç olarak "nasıl bitirdiğine" değil, "neleri yaptıklarına, nelerini geliştirdiğine" bakmamız lazım... İlk Sheriff maçındaki Beşiktaş'ı gözümüzün önüne getirelim. Tek ortasahalı (Cisse) olması sebebiyle rakibine yeterince fiziki baskı sağlayamayan, yumuşak, gol şansını ya bireysel sorumluluklara -Delgado bir ara pası çıkartırsa, Serdar Özkan bir kaç adamı geçer de pozisyon bulursa, Nobre indirirse gibi.- ya da duran toplardan vuralacak kafalara, oluşacak karambollere bırakmış bir Beşiktaş vardı. Bu durum son Manisaspor maçına kadar devam etti. Bu sezonda ilk devrenin, ikinci devreden tek farkı "Holoskosuz Beşiktaştı" o kadar... Yani değişen tek şey, bir oyuncu transferi, yeni bir iyi adamın eklenmesi. Yoksa takım oyunu olarak koca sezon bir arpa boyu yol alamadık. Bütün sezon boyunca Nobre'ye şişen toplar, "indirir de, Bobo-Holosko vurursa ne alâ" mantığında izleyen bir takım, gol gecikirse tek hamlenin; Batuhan'ı sokup şişen toplara çıkan bir kafanın daha eklenmesi olan bir Beşiktaş... Bir takım, hazırlık pası yapmayı bile öğrenemez mi yahu? Hiç hatırlıyor musunuz; şöyle defansla, ortasahadan birilerinin birbirine yaklaşıp, kısa ayağa toplarla, yavaş yavaş kaleye inip de pozisyon bulduğumuz bir an? Hatırlayamazsınız, çünkü hiç olmadı. Taraftara yönelen en büyük eleştrilerden biri "Kartal gol gol gol" tezahuratının zamansız söylenmesi, o tezahurat yapıldığında sahada başka bir oyun oynanması. İyi de, zaten bu "organize olamama" sorunu yüzünden Beşiktaş hiç bir zaman "Kartal gol gol gol" sesini arkasına alıp, atak yapacak bir takım olamadı ki... Bizim atak yapmamız 10 saniye sürüyo. Ya direkt kaleci Nobre'ye şişiriyor, ya da defansta en fazla 2 pas olup, oradan Nobre'ye top kaldırılıyor. O topun kalkıp-inmesinde olaki Delgado'nun, Serdar'ın, Tello'nun, Holosko'nun önüne düşerse, daha farklı bir atak yapma şansımız oluyor... Bu sezonun sonunda puan durumunda geride kalınca yine klasik bir sözle herşey açılandı. "Yeni bir takımız..." Yeni mi? Şu 11'e 3-4 tane adam eklenmiş geçen seneden yeni olarak, nasıl yeni takım oluyoruz? Üstelik bizim yeni takım yaratmaya ihtiyacımız yoktu ki... Sorunumuz belliydi, geçen sene elimizde tek bir maçla şampiyonluktan olmuş, 2. kalmış bir takım vardı. O takımın da en büyük sorunu "bekler"di. İki bek oyuncusu da "bek" değildi. Diğer sorunlar da, ortasahada ve forvette derinlik sorunluğu, yani alternatifsizlik. Bobo yoksa forvet hattı çöküyor, Serdar Kurtuluş yoksa ortasaha. Ama biz bu sezona nasıl yapılandık? O, olmadığında ortasahanın çöktüğü adamı "sağbek" ilan ederek, sağ beke hiç transfer yapmadık. Solbeki yine aynı isime (kimse kusura bakmasın Türkiye'nin en kötü solbekine) teslim ederek girdik. Belki de o boşluğu iyi dolduracak Tello'yu da hiç orada denemedik (zorunlu kalınan 3 maç dışında). Aydın gibi bir çocuğu, ancak Tello'nun sakatlığında görebildik. Hem Tello, hem de Üzülmez'in sağlam olduğu bir maçta, ilk kesilen Aydın oldu yine. Tam da beklediğim gibi... Üstelik, en az 5 gereken maçta bile Tello-Aydın gibi bir kanat seçimini denemedi Ertuğrul Sağlam. Buna gerçekten mantıklı bir cevabı olması lazım, tabii varsa. İbrahim Üzülmez neye göre oynuyor? Neye göre son haftaların en formda adamı kesiliyor? Buna mantıklı bir cevap olamaz. Hatta Morinho, Lippi, Ferguson, Capellolu bir konferans oluşturulsun; Aydın'ın Tello'nun, Üzülmez'İn 5er maçlarını izlesinler; Üzülmez-Tello seçimine bir tek mantıklı sonuç bulamazlar... Haa Aydın Getafe'ye imzalamadı diye kesik yemiş olabilir... Yeni sezona girerken, millet kritik transferlerini bitirmesine rağmen biz hala komite kurma telaşındayız. Ertuğrul Sağlam da, bir marifetmiş gibi "Sezon bitmeden hiç bir somut adım atmayacağız, ne iç transfer ne de dış transferde." demişti. Süper bir strateji gerçekten.... O yüzden Türkiye'de son yıllarda alt yapıdan çıkmış "en parlak" defans oyuncusu olan, Euro2008 kadrosuna dahil olmuş 21 yaşındaki çocukla sözleşme uzatmamışız zamanında demek ki... Solbek transferi için de Ağustos'u beklerler belki de hiç alınmaz kim bilir... Halbuki az biraz sağlıklı bir kulüpte, bu kadar bağıran bir eksik Ocak'ta kapatılmalıydı. Sinan Engin'in açıklamalarından anladığım kadarıyla Bobo satılacak, o parayla stoper falan alınacak, forvette de Bebbe alternatif olarak alınacak falan filan. "Kaçan şampiyonluğun en büyük sorumlusu Bobo" gibi bir açıklamadan, başka türlü bir anlam çıkaramıyorum. Satacaksanız da, efendi gibi satın. Genç yaşında Beşiktaş'a çoğu kritik olan 50 gol kazandırmış çocuğa, adam gibi muamele yapın. "İnsanları Bobo'dan soğutalım da, satışı kolay olsun" gibi zemin hazırlamayı bırakın. 16 yılda 2 şampiyonluk, büyük takım hüvviyetinden yavaş yavaş kopma, yanlış yönetilme, fedarasyonun hakemlerin her sezon tektikçiliği gibi durumlar; Beşiktaşlıyı deli, karamsar, paranoyak yapabildi ama çok şükür gerizekalı da olmadık. Bence Bobo satılmalı mı? Kesinlikle hayır. Bobo gibi bir oyuncu zaten 25'ine kadar tavan düzeyde piyasa yapar. Sözleşmesi de var üstelik... Bu takımın hucum hattı özellikle forvet hattının çeyreği, diğer büyüklerde yok. Takımın sorunu "arkasıydı" hatta daha da açayım, beklerdi. Bu takıma iyi ve son transferini yapmayan, geleceği olan 2 yabancı bek transferi bile yeter yahu. Stoperler içinde derinlik katacak 1 transfer ve Koray Şanlı'yı kalıcı olarak A takıma çıkartırız olur biter. Düzgün beklerle eldeki stoperlerin bile ne hale geleceğini görür gibiyim, "vay be amma aşama kaydettiler" sözlerini de duyar gibiyim... Diğer bölgeler için de alt yapı destekli bir kadro oluştururuz, kurtuluş bu. Ama yok, Bobo'dan para kazanalım Bebbe'yi alalım, bir forvet daha alalım şöyle şişen toplara kafa vuracak cinsinden, bide menajerlerin tavsiyelerinden 2 stoper kapalım şöyle yıllığı 2 milyon euro olanlardan, olmadı pafa yollarız maaşını veririz sonra kovarız... Beklere de bakarız Ağustos'ta falan olursa olur... Zaten elimizde İbrahim Üzülmez var Ali Tandoğan var dimi... Cinnete ramak kaldı keselim. Not: Yukarıdaki yazı Forza Beşiktaş tan alınmıştır. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |