Anlayana!!!

[Nilay Yılmaz]

Arkadaşlar beğendiğim bir yazıyı sizinle paylaşmak istedim...
Anlayana!
Günlerden bir gün Nasrettin Hoca’nın evine hırsız girer.Evde ne var ne yok götürür.Hoca bunun üzerine kadıya gider.Evine kaçıncıya hırsız girdiğini söyleyerek yakınır.Kadı alır Hoca’yı karşısına,sormaya başlar:
-Evde kimse var mıydı?
-Yoktu efendim.
-Kapılar kilitli miydi?
-Hayır.
-Peki pencereler?
-Evdekiler açık unutmuş olabilir…
Kadı bunun üzerine düşünür Hoca’ya zamanında tedbir alması gerektiğini söyleyerek onu suçlar.Hoca şaşkınlıkla cevap verir:
-Yahu kabahat hep bende mi,hırsızda hiç suç yok mu?

Sene 2004…Beşiktaş’ın yeni başkanı Yıldırım Demirören’in dünyaca ünlü,kaldırmadık kupa bırakmamış teknik adam Vicente Del Bosque ile anlaştığını duyunca nasıl heyecanlandığımızı hatırlarız hepimiz.Juanfran ve John Carew gibi yıldızlarla da iyiden iyiye havalı başlamıştık sezona.İlk sekiz haftada 6 puan alabildik.Tek galibiyetimiz de ligin yeni takımı Sakarya’ya.Bu arada Avrupa’da erken havlu attık tabi.
Derken çıkışa geçti takım.Akabindeki 9 haftada 7 galibiyet 2 beraberlik alarak 23 puanla kendini potaya soktu nihayet.Artık daha bir umutla bakıyorduk geleceğe.Ta ki kupadaki Konya maçına kadar…
Takım rayına oturmuşken kalecimiz Cordoba’nın atıldığı maçta kupadan elenmemiz hocanın da sonu oluyordu.Üstelik çok sonra Beşiktaş kendisine eşek yükü ile tazminat ödeyecek ve en acısı şudur ki günün birinde müstesna (!) başkanımız şu sözü söyleyecekti:
‘’En büyük hatam Del Bosque’yi erken göndermekti’’
Bu arada İspanyol milli takımının sol kanadı denilerek alınan Juanfran elimizde patlamış,Carew elle tutulur tek oyuncu iken küçük klüp mantığıyla para için satılmıştır.Hocalık koltuğuna da bir Beşiktaş efsanesi Rıza Çalımbay’ı getirir büyük başkan (!)…
Evladımız,Atom Karınca’mız mabede bir başka çıkacaktır artık.Forma sırtındayken yaşadığı şampiyonlukları şimdi de yaşatacaktır bizlere.Nitekim o sezon ikinci yarıda en çok puan toplayan takım olur Beşiktaşımız.Her daim günübirlik politikaları çok seven yönetimimiz evladına,hocasına desteği esirgememektedir.
Yeni sezon umulan gibi başlamaz Beşiktaş için.İnönü’de kaybedilen Malmö maçı da çanların iyice çalmasına sebep olmuştur.İstifa baskısı ile dolu bir kamuoyu Beşiktaş’ın evladı Rıza’nın üstüne üstüne gitmektedir.Rövanşta 4 atınca başkanın yanına gider evladımız Atom Karınca.İstifa eder.O an O’nu rahatlatan ve gönlünü çelen o cevabın aslında sonun başlangıcı olduğunu henüz bilmemektedir.
Büyük yönetimimizin olmayan Bolton deplasmanına otobüs kaldırma planları yaptığı maça yetişemeden görevden alınır Rıza Hoca.Defalarca omuzlarda çıktığı Beşiktaş mabedinden boynu bükük,kalbi kırık ayrılır.Beşiktaş futbol takımı ise şimdiden kamuoyundaki sempatisini kahrolduğumuz iki senesini ve Atom Karınca’sını daha şimdiden kurban vermiştir başkan Demirören’e.Beşiktaş evlat katili bir babaya dönmüştür O’nun sayesinde.İç acıtan taraf bu eylemlerin seri cinayet şeklinde devam edecek olmasıdır…
Takımın başına Jean Tigana gelir bu kez.Ağzında kürdanı,üzerinde isminin baş harfleri yazılı eşofmanı ile takım elbiseli,kravatlı,Beşiktaşlı Rıza’ya hiç benzememektedir Fransız.Ama biz O’nun ne de olsa Beşiktaşlılık duruşuna da Fransız olduğunu,sonuçta yabancı bir teknik adam olduğunu söyleyerek içimizdeki beyefendi Rıza özlemini dışa vurmamaya çalışırız hep.Üstüne bir de J’Taime Tigana diye marşlar dizeriz Mösyö için.
Baktığınız zaman bir buçuk senede 2 Türkiye kupası,bir de Süper Kupa kaldırır Fransız.Ancak oynattığı futbolu beğenen yoktur.Futbol şubesine ise bir başka efsane Ali Gültiken getirilmiştir menajer olarak.Şampiyonluk İnönü’deki fener maçında kaçınca yine camia homurdanmaya başlar.Aslında başkanımızın derdi belki de kaçan şampiyonluk değil,kazandığı Türkiye kupalarını olduğu gibi lig kupasını da Saffet amcasına götürememektir,kimbilir…
Beşiktaş gitgide kamuoyundaki saygınlığını,sempatisini,asil duruşunu,mali dengesini,kısacası değerlerini kaybetmektedir.Kongrede oy alabilmek için cebinden verdiği parayı faturaya döker büyük başkan.Öyle ya,borcu sen ben yapmışızdır nasılsa…
Tigana ‘’Son senemi hediye ediyorum’’ diyerek ayrıldığı Beşiktaş’tan daha sonra tazminat isteyecek,Vicente Del Bosque ile görülen mahkemede de kara sonuç yavaş yavaş gelecektir kapıya.Artık camiada da sabır kalmamıştır ve yeni sezona mutlak şampiyonluk parolasıyla girer Beşiktaş.Bu kez de geminin kaptanı Beşiktaş’ın bir başka evladı Ertuğrul Sağlam’dır.Lakin ne yazık ki O’na kucak açan yönetim Ali Gültiken’i sebepsiz bir şekilde görevden alıp yerine Sinan Engin’i getirmiştir.Yani Beşiktaş yönetimi bir evladımızı daha tüketmiştir.Bu da yetmezmiş gibi İlhanlar,Sergenler,Pascallar neredeyse klübün sokağına uğramaz olmuş,kutsal Beşiktaş forması Rüştü,Mehmet Yozgatlı gibi isimlere kalmıştır.Kendi evlatlarını yiyen düzen popülizmin ve endürstriyel futbolun sığ sularında boğulmuş,başkalarının kapı önüne koyduklarına mesken olur hale gelmiştir Beşiktaş.
Ertuğrul Hoca ile inanılmış şampiyonluk yolunda hakemler daha 5.haftada Ankara’da yolumuza taş koymaya başlarken başkanımız ilk defa oh be dedirten bir açıklama yapmış,büyüklüğünü göstermiş ve masaya yumruğunu vuracağını söylemiştir.Bugün hala o yumruğun nerede kaldığı konuşulur birkaç kartal yüreğin bir araya geldiği her platformda.
24 Ekim 2008 akşamı Liverpool’a mabedi dar eder Beşiktaş.Taraftarıyla,futbolcusuyla,tribündeki hocası kenardaki evladıyla.Bu sefer oldu demektedir içimizden bir ses ama aslında olan bir şeyin bulunmadığı 15 gün sonra çıkar ayyuka.Telaffuz bile etmek istemediğimiz o gün evladımız başkanımıza istifa edebileceğini belirtirken o malum sözü duyar kendisinden:
‘’ARKANDAYIZ’’
Akabinde gasp edilen puanlara,kaçıp giden maçlara,uykusuz gecelere sahne olur Beşiktaşlıların hayatı.Başkanın bahsettiği yumruk hala yerinde yokken Kadıköy’deki fener maçı bardağı taşırır.Sivas maçına pafla çıkacaktır takım,taraftardan maça gelmemesi istenmiştir.Ama unutulan bir şey vardır ki Beşiktaş taraftarı için önemli olan formadır.Kim çıkarsa çıksın destek verilecektir en desibellisinden…
Sahada paf takımı göremeyen seyirci ‘’Aldırma Kartal’’ eşilğinde türküler tutturur 90 dakika boyunca…Yeter sesleriyle inler İnönü.’’Sinan’ı da al git’’ der bağırmaktan çatlamış gırtlaklar.Maçtan sonra o Sinan’ın açıklaması düşündürücüdür:
‘’Bugün taraftarımız tepkisini maçtan sonra yapabilirdi,maçı kaybettirdiler’’
Hayatını Beşiktaş’ın galip bitireceği doksan dakikalara adamış Beşiktaş taraftarını,yani Beşiktaş’ın çocuklarını da yemeye kalkıyordur büyük yönetim.Ama göndermek alışkanlık olmuşken gitmeyi akıllarından bile geçirememektedirler.O sezon da adeta elimizden alınan şampiyonluğa tepkisiz kalınmış,inanmış çocukların güzel günler görme hayalleri yeni sezona ertelenmiştir.
Sezon başında Beşiktaş’ın maçlarını nerede oynayacağı belirsizliği ve Çarşı grubunun şok eden kararı ile kara bulutlar dolaşır üzerinde.Derken Beşiktaş’ın cesur yürek evlatları alırlar dayanamayıp tribündeki yerlerini ve devam ederler gençliği Beşiktaş için kül etmeye.Formalar yok satar,transferler yerindedir,şampiyonluğa şafak sayılmaya başlar…
Ukrayna’da suya düşer hayalimizdeki Kadıköy finali.Ve kendi hariç herkese kıymaya programlanmış başkanımız arayışlara girmiştir bile.Yine evlat kellesi bürümüştür gözünü.Bu kez kurban bu yapılanma içinde Beşiktaş’a tek yakışan ‘’Adam gibi adam Ertuğrul Sağlam’’dır.Beşiktaş’ın büyük başkanı bir evladına daha kıymaktan çekinmez.Çünkü koltuk değerlerden daha önemli hale gelmiştir onun için.
Şimdi söylüyorum bunları ama şampiyon olunca da söyleyeceğimden emin olunuz sayın Demirören…Hiç çuvaldızı kendinize batırdınız mı? Hiç nerede yanlış yaptım dediniz mi? Elin etiketli adamlarına milyon dolar hava paraları verirken evlatlarınızı ortada bıraktığınız için hiç vicdan azabı duydunuz mu?
Şampiyonluklar,kupalar Beşiktaş’ın bir evladının tırnağına değişilmez.Biz Beşiktaş’ı böyle severiz.Bu yüzden şampiyon bile olsak yavaş yavaş sıra sizde sayın başkan.Bazen ceketi alıp gitmek de bir erdemdir.Anlayana! Şöyle br düşünün yaptıklarınızı ve Nasrettin Hoca’yı getirin aklınıza…Hırsızın hiç mi suçu yok?


Alıntıdır..
yazanın yüreğine sağlık ..bende sizinle paylaşmak istedim..yazıda anlatılanlara yüzde yüz katılıyorum..

[HaNNiBaL_65]

işte dediğin gibi kardeş anlayana....bunlar anlamıo anlamayacak.istenmediği yerde duran adam orda daha ne bekler anlamış deilim

[Nilay Yılmaz]

valla bir gün gelecek isteselerde istemeselerde anlamak zorunda kalacaklar...iş işten geçmiş olacak be HaNNiBaL_65

[HaNNiBaL_65]

aynen kardeş olan bizim beşiktaşımıza oluo.ertuğrul sağlam kader haysiyetli olsalardı keşke onla beraber giderlerdi.

[Nilay Yılmaz]

bu yazıyı demirörene göndermeyi gerçekten çok istiyorum ...ama bundan birşey anlayacağından da şüpheliyim!!!

[HaNNiBaL_65]

kobeny´isimli üyeden Alıntı

bu yazıyı demirörene göndermeyi gerçekten çok istiyorum ...ama bundan birşey anlayacağından da şüpheliyim!!!

aynen bencede 30 bin kişi yıldırım demirören yeter dedi onu anlamadı.bunuda anlamaz.bende ne zaman ve nası anlıcak onu merak ediorum

[Nilay Yılmaz]

valla idiotların anlama kapasitesi yok..o yüzden hiçbirzaman anlamayacak...merak ediyorum bu adamda bukadar ne var...hala daha başkan olarak kalmasının altında ne yatıyor...

[kartalim_]

kobeny´isimli üyeden Alıntı

valla idiotların anlama kapasitesi yok..o yüzden hiçbirzaman anlamayacak...merak ediyorum bu adamda bukadar ne var...hala daha başkan olarak kalmasının altında ne yatıyor...

50 milyon $....

[Nilay Yılmaz]

kartalim_´isimli üyeden Alıntı

50 milyon $....

canım benim 50 milyon $ var diyorsunda biz den götürdüklerine ne diyeceksin o geldiğindeki dış borcumuz ne kadardı şimdi ne kadar ...ya şu ülkede 50 milyon $ fazla parası olan,beşiktaş duruşunu yansıtan,ölümüne BEŞİKTAŞ diyen bir adam yokmu ya ...başkan olsun...kurtarsın bizi şu tüpçüden ...

[HaNNiBaL_65]

kobeny´isimli üyeden Alıntı

canım benim 50 milyon $ var diyorsunda biz den götürdüklerine ne diyeceksin o geldiğindeki dış borcumuz ne kadardı şimdi ne kadar ...ya şu ülkede 50 milyon $ fazla parası olan,beşiktaş duruşunu yansıtan,ölümüne BEŞİKTAŞ diyen bir adam yokmu ya ...başkan olsun...kurtarsın bizi şu tüpçüden ...

aynen kardeş.+1903