Sakin kafa değerlendirmesi

[mypatxah]

Öncelikle şunu belirteyim; bu topic, kişileri aklamaktan ve onların savunuculuğunu yapmaktan ziyade, iç açıcı olmayan tabelaya rağmen ortaya konan mücadelenin, geleceğe umutla bakmamız ve hemen yıkıcı eleştirilere girişmememiz gerektiğini belirtmek amacıyla açılmıştır.

Maç biteli saatler oluyor, öyleyse sakin kafayla Denizli’yi anlamaya çalışalım,

Öncelikle Tello sakatlığından ötürü tercih edilmedi ve bu konunun eleştirisi olmaz.

Maç öncesine dönmek gerekirse,

Fener’in kanatlarına önlem alıp, fazla duran top şansı vermezsek yolu yarılarız deniliyordu.

Tello sakat, Ekrem o bölgede tercih edilmiş
bir bakıyorsunuz ortada,
bir bakıyorsunuz solda,
kanat savunmasına katkı sağlıyor,
koşuyor, mücadele ediyor, üretkenliği var
Tello’yu aratmıyor, maçın yıldızı oluyor

Holosko yerine Özkan tercih edilmiş
hucumda Ekrem kadar göz doldurmasa da,
‘’sıfırdı’’ denilemez
hücum organizasyonlarında kaptırdığı toplar can sıkıcı olsa da
Carlos-Boral ikilisin o bölgeden doğru dürüst tek atak gerçekleştiremediğini düşündüğümüzde
aslında pek çok kişinin feryat figan ettiği gibi "facia" bir durumun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz

eğri oturup doğru konuşalım,
sol tarafta Aydın,
sağda da Holosko olsaydı
Uğur ve Kazım bu kadar geri planda kalmazdı
dolayısıyla kanatları kapamak adına bu tercihleri yadırgamıyorum

Kağıt üzerinde kadrolara baktığımız vakit,

Fener kazanmak zorunda ve tek ön liberolu sistemde
diğer yandan çift ön liberoyu ve Holosko’suz bir takım görünce
ister istemez ‘’belli ki Denizli korkmuş’’ fikri ağır bastı

ama maç başlıyor ve beklenenin aksine,
rakibi ceza alanına sokmayan,
orta sahayı ele geçiren,
golü arayan bir Beşiktaş görüyoruz.

Maç öncesi endişelerimiz de ne kadar haklı olduğumuzu gösteren türden
bir duran top golü geliyor
ama bir Allah’ın kulu da bu maçı kaybederiz demiyor
benim hiç umudum yoktu diyen de kusura bakmasın ama çok büyük yalancıdır.
şu takımın ilk 30 dakikadaki futbolu ve golden sonraki isyankar hali sizin için bir anlam ifade etmiyorsa
ve dahası ‘’korkak Denizli’’ diyorsanız iyi niyetten, samimiyetten bahsetmeyin.

Stoperinin şutu direkten dönüyor, ön liberon 6 pas içinde ofsayta kurban gidiyor, diğer ön liberon kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda 1-1’in getirdiği gazla Allah ne verdiyse vurup auta atıyor, iki metre topu sürse 2.golün sahibi olacak, Zan rövaşataya kalkıyor olmuyor, Nobre’nin yarım volesi auta gidiyor. Rakip sahada iyi pas yapıyoruz, Ekrem sağda solda sürekli fırsat kolluyor, Delgado özlenen kıvamına gelmiş, Nobre bildiğimiz gibi, belli işte ulan bu takım bugün kaybetmeyecek, Denizli’den mi kaptım bilinmez mağlupken bile gülüyorum, takım bu rahatlığı veriyor.

fakat kırmızı kartla birlikte maç bitiyor.
Ne orta saha üstünlüğümüz kalıyor,
ne rakip sahada adam akıllı pas yapabiliyoruz
ne de hucumda çoğalabilen Beşiktaş’ı görüyoruz.

40 dakikalık futbol beni fazlasıyla tatmin etti,
5 hucum oyuncusu ile çıkmak daha fazla atak anlamına gelmiyor
Orta sahada üstünlüğün olmazsa, gerek savunma gerek hucum da dönen topları toplayacak oyuncuların yoksa, rakip sahada pas trafiğini kuramıyorsan, futbol senin yarı alanında oynanır. İşte biz buna izin vermedik, rakip ne kadar kötü bir dönem geçirse de, deplasmanda ve kazanmak zorunluluğu olan yaralı bir ekibe karşı yapılması gereken her şeyi yaptık.

Yediğimiz 2 gol de, sistemin ürünü değil. Dolayısıyla şöyle oynasaydık, böyle çıksaydık denilecek bir durum yok.
Bu şartlar altında bundan fazla pozisyon bulunmaz, buna karşın saha içi dizilişinin neden olduğu pozisyonlar vermedik.

Olsaydı’yla olsaydı ..
belki futbolda buna yer yok
ama yediğimiz 2 gol helali hoş olsun
fakat bu takım eksik bırakılmasaydı
o fener’in altından girer, üstünden çıkardı
zira sistem işliyordu,
ve beraberliği sağladığımız andan itibaren rakip risk alacak,
Kayseri ve Arsenal maçındaki geniş alanları bırakacaklardı
işte o zaman Holosko’nun ne için saklandığı daha net görülecekti
ama gelen goller ve kırmızı kart, kontrollü futboldan vazgeçmemelerine neden oldu ..

45.dakikada Holosko ve Bobo oyuna girse belki golü bulurduk
diğer yandan yenilecek gollerden de kaçışımız olmazdı.
dolayısıyla oyunu son bölüme kadar bu skorda taşıma,
ve bulursam bir tane yerleştiririm düşüncesi kabul edilebilir geliyor..

Aylardır orta sahanın önemine değinip, fazladan 1 adamın sağladığı avantajları konuşuyoruz.
ama mutlak kazanmak zorunda olan rakibe karşı ve mağlup durumdayken 10 kişi kalmanın dezavantajlarını es geçiyoruz.

Kimilerine göre bu yorumlar avatarım gibi pembe gelecektir
lakin şu maçtan sonra görüldüki hayallerle yaşıyor bazı yavşaklar
hep biz fener galibiyeti ile kendimizi kandıracak değiliz elbet
varsın şimdi onlar günü kurtarsın

Holosko’nun golünden sonra Demirören’e dönüp,
‘’ofsayt ofsayt, keh keh ‘’ diye gülen it oğlu ite inat
son gülen iyi güler diyelim ..

[Meric]

Kısmen katılıyorum yazılanlara ama kimse bana takımın 3 yıldızını klübede yanında oturtmanı açıklayamaz,onlar sahada olsaydı biz 3 yesek eziklerden en az 5 atardık ,ve son nokta kırmızı kartı yediğimiz andı ben o ana kadar bu maç nasılsa bizim diyordum.Sağlık olsun, M.Denizli ilk derbide benim açımdan sınıfta kalmıştır.Bu kadro ben galibiyet için Kadıköye gidiyorum diyen teknik adamın kadrosu değildir.

[_Blackseagless_]

mypatxah´isimli üyeden Alıntı

Öncelikle şunu belirteyim; bu topic, kişileri aklamaktan ve onların savunuculuğunu yapmaktan ziyade, iç açıcı olmayan tabelaya rağmen ortaya konan mücadelenin, geleceğe umutla bakmamız ve hemen yıkıcı eleştirilere girişmememiz gerektiğini belirtmek amacıyla açılmıştır.

Maç biteli saatler oluyor, öyleyse sakin kafayla Denizli’yi anlamaya çalışalım,

Öncelikle Tello sakatlığından ötürü tercih edilmedi ve bu konunun eleştirisi olmaz.

Maç öncesine dönmek gerekirse,

Fener’in kanatlarına önlem alıp, fazla duran top şansı vermezsek yolu yarılarız deniliyordu.

Tello sakat, Ekrem o bölgede tercih edilmiş
bir bakıyorsunuz ortada,
bir bakıyorsunuz solda,
kanat savunmasına katkı sağlıyor,
koşuyor, mücadele ediyor, üretkenliği var
Tello’yu aratmıyor, maçın yıldızı oluyor

Holosko yerine Özkan tercih edilmiş
hucumda Ekrem kadar göz doldurmasa da,
‘’sıfırdı’’ denilemez
hücum organizasyonlarında kaptırdığı toplar can sıkıcı olsa da
Carlos-Boral ikilisin o bölgeden doğru dürüst tek atak gerçekleştiremediğini düşündüğümüzde
aslında pek çok kişinin feryat figan ettiği gibi "facia" bir durumun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz

eğri oturup doğru konuşalım,
sol tarafta Aydın,
sağda da Holosko olsaydı
Uğur ve Kazım bu kadar geri planda kalmazdı
dolayısıyla kanatları kapamak adına bu tercihleri yadırgamıyorum

Kağıt üzerinde kadrolara baktığımız vakit,

Fener kazanmak zorunda ve tek ön liberolu sistemde
diğer yandan çift ön liberoyu ve Holosko’suz bir takım görünce
ister istemez ‘’belli ki Denizli korkmuş’’ fikri ağır bastı

ama maç başlıyor ve beklenenin aksine,
rakibi ceza alanına sokmayan,
orta sahayı ele geçiren,
golü arayan bir Beşiktaş görüyoruz.

Maç öncesi endişelerimiz de ne kadar haklı olduğumuzu gösteren türden
bir duran top golü geliyor
ama bir Allah’ın kulu da bu maçı kaybederiz demiyor
benim hiç umudum yoktu diyen de kusura bakmasın ama çok büyük yalancıdır.
şu takımın ilk 30 dakikadaki futbolu ve golden sonraki isyankar hali sizin için bir anlam ifade etmiyorsa
ve dahası ‘’korkak Denizli’’ diyorsanız iyi niyetten, samimiyetten bahsetmeyin.

Stoperinin şutu direkten dönüyor, ön liberon 6 pas içinde ofsayta kurban gidiyor, diğer ön liberon kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda 1-1’in getirdiği gazla Allah ne verdiyse vurup auta atıyor, iki metre topu sürse 2.golün sahibi olacak, Zan rövaşataya kalkıyor olmuyor, Nobre’nin yarım volesi auta gidiyor. Rakip sahada iyi pas yapıyoruz, Ekrem sağda solda sürekli fırsat kolluyor, Delgado özlenen kıvamına gelmiş, Nobre bildiğimiz gibi, belli işte ulan bu takım bugün kaybetmeyecek, Denizli’den mi kaptım bilinmez mağlupken bile gülüyorum, takım bu rahatlığı veriyor.

fakat kırmızı kartla birlikte maç bitiyor.
Ne orta saha üstünlüğümüz kalıyor,
ne rakip sahada adam akıllı pas yapabiliyoruz
ne de hucumda çoğalabilen Beşiktaş’ı görüyoruz.

40 dakikalık futbol beni fazlasıyla tatmin etti,
5 hucum oyuncusu ile çıkmak daha fazla atak anlamına gelmiyor
Orta sahada üstünlüğün olmazsa, gerek savunma gerek hucum da dönen topları toplayacak oyuncuların yoksa, rakip sahada pas trafiğini kuramıyorsan, futbol senin yarı alanında oynanır. İşte biz buna izin vermedik, rakip ne kadar kötü bir dönem geçirse de, deplasmanda ve kazanmak zorunluluğu olan yaralı bir ekibe karşı yapılması gereken her şeyi yaptık.

Yediğimiz 2 gol de, sistemin ürünü değil. Dolayısıyla şöyle oynasaydık, böyle çıksaydık denilecek bir durum yok.
Bu şartlar altında bundan fazla pozisyon bulunmaz, buna karşın saha içi dizilişinin neden olduğu pozisyonlar vermedik.

Olsaydı’yla olsaydı ..
belki futbolda buna yer yok
ama yediğimiz 2 gol helali hoş olsun
fakat bu takım eksik bırakılmasaydı
o fener’in altından girer, üstünden çıkardı
zira sistem işliyordu,
ve beraberliği sağladığımız andan itibaren rakip risk alacak,
Kayseri ve Arsenal maçındaki geniş alanları bırakacaklardı
işte o zaman Holosko’nun ne için saklandığı daha net görülecekti
ama gelen goller ve kırmızı kart, kontrollü futboldan vazgeçmemelerine neden oldu ..

45.dakikada Holosko ve Bobo oyuna girse belki golü bulurduk
diğer yandan yenilecek gollerden de kaçışımız olmazdı.
dolayısıyla oyunu son bölüme kadar bu skorda taşıma,
ve bulursam bir tane yerleştiririm düşüncesi kabul edilebilir geliyor..

Aylardır orta sahanın önemine değinip, fazladan 1 adamın sağladığı avantajları konuşuyoruz.
ama mutlak kazanmak zorunda olan rakibe karşı ve mağlup durumdayken 10 kişi kalmanın dezavantajlarını es geçiyoruz.

Kimilerine göre bu yorumlar avatarım gibi pembe gelecektir
lakin şu maçtan sonra görüldüki hayallerle yaşıyor bazı yavşaklar
hep biz fener galibiyeti ile kendimizi kandıracak değiliz elbet
varsın şimdi onlar günü kurtarsın

Holosko’nun golünden sonra Demirören’e dönüp,
‘’ofsayt ofsayt, keh keh ‘’ diye gülen it oğlu ite inat
son gülen iyi güler diyelim ..

not:alıntıdır ama arkadaş yazmak istediğim herşeyi yazmış

[inspekta]

güzel bir yazi. olaya bir de bu acidan bakarsak gercekten dogru yazmis arkadas....yanliz bir hata var: serdar özkan.

[zarko]

tek katılamdığım nokta önce durdur sonra vur anlayışını geride bırakmış olmamız lazım artık
beşiktaş savunma yapmayı bilmiyor
en iyi yaptığımız şey hücum etmek !!!
herkes en iyi yaptığı şeyi yaparken biz neden yapamadığımız şeyleri bu önemli maçta yapmaya çalıştık ???

[Burak Uyanik]

Öncelikle eline sağlık güzel bir yazı olmuş.Yazdıklarının bir kısmına katılıyorum.fb nin kanatlarından çekindiği için 2 şer adam koymuş dedik, sol tarafa tmm ibo-ekrem 2lisi ama sağ taraf için aynı şeyi söyleyemem.S.özkan yerine Holosko da oynasaydı pek bişey değişmezdi savunma yönünde hücum yönünde ise çok şey katardı ekstra olarak Holosko.Anlayamıyorum bu serdarözkan da Ertuğrul arkadasından Denizli ne buluyoda oynatıyo.Kanat oyuncusu güya, ne bi adam geçip 0 a indiğini gördük bunca zmn ne de öle aman aman süratlı bi adam.Kanat oyuncusu dediğin füle adımlı fizikli olur.Öyle serdar gibi 2 adım koşup atıp kız gibi kendini yere atmaz.Serdarın bu takımda işi yok.Holosko mutlaka olmalıydı.Denizli bu yönüyle sınıfta kaldı.
İkinci kadroda yeri olmayan adam GökhanCAM..Sezon başı oh be dedik 2 stoper geldi şu adamdan sonunda kurtulduk, gene verdiler formayı.Tam bi saatli bomba.Gökhan dururken ne kadar bu maçta 1kaç hata yapmış olsada İtalya tecrübesi olan Zapo'nun oyundan alınması çok büyük yanlıştı.Ha Gökhan'ın bu formayı giymesi zaten başlı başına bi skandal.
Diğer söylemiş olduğun ilk 40dk daki futbolu bende beğendim.Aslında sonrasında da iyi mücadele ettik.Ama 10 kişiyle bu kadar.Bu yanlış kadroya rağmen 11 kişi olsak kesin kazanırdık.O zmnda belki burda başka şeyler konusuyo olurduk.
fb ye yenilmek gerçekten çok koyuyo, hele o azizenin son dkdaki sırıtışı gözümün önünden gitmiyo.Sinir oldum akşamdan beri ne spor programı seyrettim ne de gazete okudum.
Satılmış Bünyamin!!

[kartalim_]

Güzel bir yazı olmuş, katılıyorum bazılarına...Ama şöyle bir şey var, bazı şeyler vardırki bunun neresinden tutarsan tut olmaz, savunamazsın o şeyi...Dünküde öyle bir şeydi, Holosko'nun kenarda tutulmasını kimse açıklayamaz bana mantıklı bir şekilde, çünkü bunun mantığı olmaz!..Mesela orda bir söz var, golü yediğimizde kimse bu maçı çeviremeyiz gibi bi hise kapılmıyor diye, ben kadroya bakarak kapıldım açıkçası, belki iyi oynuyorduk ama Delgado, Nobre, Ekrem üçlüsüylen nereye kadar gidebilirdikki sonuçta, Fb savunması o kadar kötü olmasa pozisyon bile bulamazdık belkide...Bide Serdar Özkan hakkında denilenlere katılmıyorum, bana göre sıfırdı...Serdar'ın savunması zaten sıfırdır, Holo'dan bi fazlası olduğunu düşünmüyorum bu konuda, top mu çalıyor, ikili mücadelelerden galip mi çıkıyor, yok, hiçbirini yapmıyor, ee ne yapıyor peki bu adam...Deivid-Kazım ikilisini biz durdurmadık zaten, onların ikisi zaten durmuş bi vaziyetteydi!..Eğer kanatlarımız savunma anlamında iyi olsaydı zaten o kadar pozisyonda vermezdik, ilk yarıda Carlos bi iki kere çok fena geldi mesela, ikinci yarıyı saymıyorum, çünkü ikinci yarıda savunma denen bir şey yoktu...

[Neokartal]

Maçtan önce de sonra da şimdi de sakin kafaylıyım ve değerlendirmem hiç değişmedi.. Bu takımın en klas ayağı Tello'nun olmadığı bir maçta feneri yenmemiz mümkün değildi ve mümkün değil.. Hatta başka bir iddiada bulunayım. Bence Cisse atılmasaydı daha farklı yenilirdik. Çünkü ikinci yarı oyunu kontrol etmek ve son dakikalara taşımaktan başka birşey yapmadık.. Eğer 11 kişi olup rakibin üzerine gitseydik daha çok gol yerdik.. Klasik fener.. Ben denizliyi çıkardığı sisteme bakıp korkak diye eleştirmiyorum.. Ama Gökhan Zan'ı, Serdar Özkan'ı, Cisse'yi ve hatta delgadoyu oynatarak cehaleti sergilediğini eleştiriyorum.. son 3 senedir ligde adam gibi bir derbi kazanamadığımız gibi sivas, kayseri ve hatta trabzon gibi kalbur üstü takımlara karşı da genelde hep takıldık..Karşımızdaki futbolcu kalitesi ve sertliği biraz artınca bizim ne kadar kalitesiz ayaklarımız olduğu hemen ortaya çıkıyor zaten.. son 3 sezonda gökhan zan-toraman ikilisi fener için kezman-güiza ikilisinden çok faha faydalı oldu.. Bu sene iki tane stoper alıyoruz taş gibi ama ligin en önemli maçında biri stoper diğeri ortada oynuyor onun yerine ligin en dengesiz ve problemli stoperi sahada.. Bununla da kalmıyor dakika 70de gökhan zanı dışarı beklerken en iyi stoperimiz dışarı alınıyor.. 40. dakikada 10 kişi kalan takım 30 dakika aynı kadroyla oyunamaya mahkum edildi ve oyundan alınan futbolcular zapo,ekrem ve nobre.. ekrem ve nodre sahanın en iyisi, zapo da yanındaki Zanı'mı yoksa güizayı mı tutayım derdinde maçı sürdüren bir adam.. Bunun yanında maç içinde tek olumlu hareket yapmayan, 65. dakikadan sonra ayağına top bile gelmeyen ve kaptırdığı her toptan sonra hırsından yerleri döveceğine sırıtmayı tercih eden Serdar özkan, bebek yüzlü çıt kırıldım 10 numaramız artist delgado ve defanstaki saatli bomba gökhan zan sahada.. Sonuçta giden bir 3 puan, prestij ve rakibimizi potaya sokmak oldu.. Son 5 senenin en kötü fenerini, son 5 senenin en iyi beşiktaşı olduğu söylenen kadro yenmeyi beceremedi..
Bir parentez hakeme açayım: hiçbir türk hakemi gibi o da fenere böyle bir cift sarı kart ve kırmızı gösteremezken bize çok rahat bir şekilde çıkardı gösterdi.. Bunu zaten bekliyorduk.. Bu fenerin karşısındaki tüm takımların kaderi zaten.. takdir hakları dışındanki pozisyonlarda problem yoktu.. zaten bu maçlar ince bir ipliğe bağlıdırı onu da koparırsan yapacak pek bişey kalmaz..
Bir parentez da büyük futbolcu, küçük yorumcu ve karaktersiz insan Sergen'e: Ertuğrul hocanın bırakma durumunda sölemediğini bırakmadın.. Dünkü maçtan sonra ise bir cengaver gibi Denizli'yi savunurken acaba Ertuğrul bu hataları yapsaydı ona ne derdim diye düşündün mü hiç.. Bunu Denizli seni beşiktaşda işe alacak diye mi yapıyorsun yani.. Demek senin de sinan neginden bir farkın yok menfaatlerin herşeyin üzerinde.. Yarın Denizliyle aran bozulunca ozaman görecem seni..

[_Blackseagless_]

Neokartal´isimli üyeden Alıntı

Maçtan önce de sonra da şimdi de sakin kafaylıyım ve değerlendirmem hiç değişmedi.. Bu takımın en klas ayağı Tello'nun olmadığı bir maçta feneri yenmemiz mümkün değildi ve mümkün değil.. Hatta başka bir iddiada bulunayım. Bence Cisse atılmasaydı daha farklı yenilirdik. Çünkü ikinci yarı oyunu kontrol etmek ve son dakikalara taşımaktan başka birşey yapmadık.. Eğer 11 kişi olup rakibin üzerine gitseydik daha çok gol yerdik.. Klasik fener.. Ben denizliyi çıkardığı sisteme bakıp korkak diye eleştirmiyorum.. Ama Gökhan Zan'ı, Serdar Özkan'ı, Cisse'yi ve hatta delgadoyu oynatarak cehaleti sergilediğini eleştiriyorum.. son 3 senedir ligde adam gibi bir derbi kazanamadığımız gibi sivas, kayseri ve hatta trabzon gibi kalbur üstü takımlara karşı da genelde hep takıldık..Karşımızdaki futbolcu kalitesi ve sertliği biraz artınca bizim ne kadar kalitesiz ayaklarımız olduğu hemen ortaya çıkıyor zaten.. son 3 sezonda gökhan zan-toraman ikilisi fener için kezman-güiza ikilisinden çok faha faydalı oldu.. Bu sene iki tane stoper alıyoruz taş gibi ama ligin en önemli maçında biri stoper diğeri ortada oynuyor onun yerine ligin en dengesiz ve problemli stoperi sahada.. Bununla da kalmıyor dakika 70de gökhan zanı dışarı beklerken en iyi stoperimiz dışarı alınıyor.. 40. dakikada 10 kişi kalan takım 30 dakika aynı kadroyla oyunamaya mahkum edildi ve oyundan alınan futbolcular zapo,ekrem ve nobre.. ekrem ve nodre sahanın en iyisi, zapo da yanındaki Zanı'mı yoksa güizayı mı tutayım derdinde maçı sürdüren bir adam.. Bunun yanında maç içinde tek olumlu hareket yapmayan, 65. dakikadan sonra ayağına top bile gelmeyen ve kaptırdığı her toptan sonra hırsından yerleri döveceğine sırıtmayı tercih eden Serdar özkan, bebek yüzlü çıt kırıldım 10 numaramız artist delgado ve defanstaki saatli bomba gökhan zan sahada.. Sonuçta giden bir 3 puan, prestij ve rakibimizi potaya sokmak oldu.. Son 5 senenin en kötü fenerini, son 5 senenin en iyi beşiktaşı olduğu söylenen kadro yenmeyi beceremedi..
Bir parentez hakeme açayım: hiçbir türk hakemi gibi o da fenere böyle bir cift sarı kart ve kırmızı gösteremezken bize çok rahat bir şekilde çıkardı gösterdi.. Bunu zaten bekliyorduk.. Bu fenerin karşısındaki tüm takımların kaderi zaten.. takdir hakları dışındanki pozisyonlarda problem yoktu.. zaten bu maçlar ince bir ipliğe bağlıdırı onu da koparırsan yapacak pek bişey kalmaz..
Bir parentez da büyük futbolcu, küçük yorumcu ve karaktersiz insan Sergen'e: Ertuğrul hocanın bırakma durumunda sölemediğini bırakmadın.. Dünkü maçtan sonra ise bir cengaver gibi Denizli'yi savunurken acaba Ertuğrul bu hataları yapsaydı ona ne derdim diye düşündün mü hiç.. Bunu Denizli seni beşiktaşda işe alacak diye mi yapıyorsun yani.. Demek senin de sinan neginden bir farkın yok menfaatlerin herşeyin üzerinde.. Yarın Denizliyle aran bozulunca ozaman görecem seni..

Aşırı derece saçmalamışsın kusura bakma hakem hariç bir sözüne katılmıyorum .

[RamesooN]

ohh be allah razı olsun yazan arkadaştan..düşündüklerimi aynen yazmışsın..dün akşamdan beri ilk kez yazma fırsatı buldum..her hangi bi topice tam yazacaktım ki benim düşüncelerim aynen yazılmış tamamına ktılıyorum..öncelikle bazı çelişkili yorumlar görüyorum diyor ki bazıları 11 e 11 oyun sürseydi biz maçı alırdık sonra sahaya korkak çıktık bu nasıl hoca diyor??..sahaya çıkan 11 görünce bende açıkcası şok oldum..fakat cisse atılana kadar ki oyunu görünce yanıldığımı anladım..ben hocanın yanlış değişiklikler yaptığını düşünüyorum sadece..sahaya çıkardığı 11 ''korkaklık'' olarak nitelendirildiyse de sadece kadıköy gibi bi deplansmanda alınacak normal önlemlerdi diye düşünüyorum..sahaya çıkan 11 korkaklık gibi göründese mantalite hucüm üzerineydi bunu görmemek samimiyetsiz bi yargı olur..bu önlemleri almayıp hababam hucüm yapan galatasarayı da 4 ledi bu ezikler unutmamak lazım..bence çok akıllı oynadık..ezilmedik ezdik..10 kişiye karşı kadıköyde fener kontra atak oynadı düşünün yani..ben umutluyum arkadaş kim ne derse desin hocaya güveniyorum..amacım hocayı savunmak değil sadece gerçekçi düşünüyorum..