Affedin mirim - Beşiktaş Forum ( 1903

**CptJackSparrow** · 16-06-2009, 23:10

Buraya ‘’Hoşgeldin Kartal Yürek’’ isimli bir yazı yazan da bendim evet.

Baştan söyleyeyim de sonradan ne ayaksın gibi soruların muhatabı olmayalım…

Herhangi bir geri vitese takmışlığımız yok,olmaz da.Lâkin bellidir sözünü çiğneyenler,bu sebepten vicdanım rahat.

Ve fakat hayal kırıklığımızla birlikte kendimize sormamız ve cevabını almamız gereken birtakım mevzular olduğu kanaatindeyim.

Bazen kimlere ne kadar değer verdiğimizi şaşırıyoruz sanki.

Popülizmin günlük hayatımıza işleyip değer yargılarımızda ne boyutta değişmeler yarattığını çok değil 3-4 gün öncesine uzanırsak rahatlıkla görebiliriz.

Henüz o formayı gram terletmemiş birine hayatı boyunca nail olamayacağı sıfatları vaad ettik.Bu süreçte akılların başlara devşirilmesini salık veren de oldu elbette.Ve bizim onlara haddimiz olmayan çıkışlarımız da oldu.

-Adam harbi Beşiktaşlı kardeşim...

Esas posta atılan adamdı harbi Beşiktaşlı olan…

Kendi adıma böyle bir polemiğe girmesem de sonuçta malum şahsın sözlerine inanıp onu bu forma altında görme isteğim zaman zaman bu teskinlerin önüne geçmiş olabilir.Bu bakımdan önce o büyüklerimize ve onlar gibi düşünen her Beşiktaşlıya;

Çifte kupayı yıllar sonra bize getirmelerini takip eden günlerde bize sundukları bu zafer badesinden kana kana içip sarhoş olmak varken bir ‘olur mu olmaz mı’ ihtimalinin peşine düşmek suretiyle layık olamadığımız şampiyon kadroya;

Örneğin ameliyatlık halde özveriyle yarım sezondan fazla dişini sıkan Toraman’a

Takıma giremez denilirken üstelik sakat sakat oynayan Ekrem’e

35 birçoklarına göre yolun yarısı iken o yaşta hırsını,yüreğini koyup şampiyonluk maçını kaptan bitirip gözyaşlarımıza kasteden Üzülmez’e;

Yeni doğan kızını sevip koklamaya doyamayan,şampiyonluk için canını dişine takan Holosko’ya;

Koca Yusuf’a;

Kısaca bizlere bu mutlulukları yaşatan,kutsal formayı teriyle ıslatan herkese;

Çifte kupalı şampiyona…

…Malum kişinin ‘Beşiktaşlıyım’ rollerine inanıp da bir anda efsane etiketlemeleri yaparken zihnimize uğramayan gerçek efsanelere;
Her maç homurdandığımız ama mabedin siyah beyaza bürünmesi için desteğini bizden esirgemeyen Baki’ye örneğin;

Ya da bir jübile bile düzenleyemediğimiz son samurayımız İlhan’a;

Emektarımız Tayfur’a;

Fener’e gitti diye gönül koyduğumuz Feyyaz’a bile belki;

En çok da inancımızın ve desteğimizin boyutunu gösterebilmek için adını benzetme sıfatı olarak kullandığımız Asi Ruh Pascal’a;

Süleyman Seba başkanımıza…

Liste böyle uzadıkça uzayabilir,isimler çoğalabilir.

Kısacası Beşiktaşlı rolleri kesişine kandığımız bir cibilliyetsizi yüceltmek uğruna onu en tepeye getirip yerleştirivermek suretiyle gözardı ettiğimiz Beşiktaş’ın temel direklerine;

Başkalarını efsaneleştirerek ‘efsane’ sıfatını düşürdüğümüz durumlardan olsa gerek gerçek efsanelere;

Hak etmeyenlere kullandığımız için ‘Cesur Yürek’ kelamının babası Kazım ağabeyimize;

Cismini anlamadan ismini gurur vesilesi bellediğimiz için bu ismi gerçekten gururla taşıyan nice Mehmetlere,Mehmetçiklere

Son Holigan’a;

Mehmet’i layık gördüğümüz kaptanlık mertebesine;

O pazubandı şerefiyle taşıyanlara

‘Kaptan ol Mehmet Topuz’ diyebildiğimiz için Vedat Kaptan’a,Sanlı Kaptan’a,Tayfur’a Şifo’ya,Zekeriya’ya,taa eskilerden büyük kaptanlarımız Süleyman Seba büyüğümüz ve Baba Hakkı’ya;

Kısacası Beşiktaş’ın özüne,geçmişine,harcına,geleneğine,ruhuna ve Beşiktaşlılığa

Koca bir özür borcumuz var.

Özür borcu bir tarafa boyun borcumuz var.

Sezon başladığında o sahaya çıkacak olanları çılgınca desteklemektir boyun borcu

Sevgi şahsa değil armaya,formaya layıktır.

O formayı sırtına geçiremeyenler gönül tahtımızın uzağından geçmemelidirler.

Toplu bir af dileme paklar bizi şimdi…
Affedin mirim

Affet Beşiktaş’ım…

Kim nereye giderse gitsin;

Biz buradayız,gitmiyoruz…

.........alıntıdır............