Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Beşiktaş > Futbol

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16-08-2009, 12:56   #21
 
kartal mersin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üzerinden 10 yıl geçti..

Kaybettiklerimizin acısı hala kalbimizde.. Hepsini rahmet ve dua ile anıyoruz..
Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.

Acımız çok büyük


Türkiye'nin kuzeybatasını dün sabaha karşı uykuda yakalayan 6.7 şiddetineki deprem sonucu bine yakın kişi ölürken, beş bini aşan kişi de yaralandı

Türkiye'nin kuzeybatı ve batısı dün sabaha karşı saat 03.02'de meydana gelen depremle yıkıldı. Merkez üssü İzmit - Adapazarı olan 6.7 şiddetindeki depremde yaklaşık bin kişi yaşamını yitirirken, beş bini aşkın kişi de yaralandı. Başta Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul olmak üzere, Marmara ve Trakya'yı beşik gibi sallayan, güneyde Marmaris'ten bile hissedilen deprem 45 saniye boyunca sürdü. Türkiye'yi uykuda yakalayarak binlerce binayı harabeye çeviren depremin derinliği, dipten yukarı doğru 16 kilometre 850 metre olarak belirlendi. Afet, mevzuata aykırı biçimde eksik malzemeyle yapılan binaların insanlara mezar olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Akşam saatlerine kadar süren kurtarma ve enkaz temizleme çalışmaları sonunda resmi kayıtlara göre ölü sayısı 721'i bulurken, yaralı sayısı beş bini aştı. Yetkililer, depremin yıkıcı etkisini hisseden kentlerde enkaz altında çok sayıda insan olduğunu ve bu nedenle can kaybı sayısının artabileceğini belirttiler. Depremden en çok İzmit, Adapazarı, Gölcük, Yalova, Bolu'nun Düzce, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova ilçeleri, İstanbul, Bursa, Zonguldak ve Eskişehir etkilendi.


Deprem sonucu İzmit Tüpraş tesislerinde yangın çıktı, başta İstanbul - Ankara TEM otoyolu olmak üzere bazı karayolları kapandı, yollarda kayma, asfalt kırılmaları oldu, çok sayıda köprü de kullanılamayacak kadar hasar gördü.



Sakarya'da gözyaşı

Adapazarı'ndaki çok sayıda bina çökerken komşu binaları da biblo gibi yere savurdu. Eksik malzemeyle bitişik nizam inşa edilen binaların enkazı tüyler ürperten bir manzara oluşturdu. Kentin en işlek caddesi Çarka'da depremin faturası ağır oldu. Şeker ve Hacıoğlu mahalleleri ile Sedat Çiftetepe Caddesi'nde binaların yarısı ağır hasar gördü.

Milliyet

Click the image to open in full size.
Almanya'dan gönderilen 2 bin 500 çadır, işlemler için gümrükte bekliyor.
83 kişinin öldüğü Hicret Apartmanı faciasında müteahhit 1.5 yılla kurtuldu
Deprem Fonu'nda sadece bir milyon lira var. Depremzedeye iki paket sigara.
Deprem bölgelerinde salgın hastalık tehdidi büyüdü. Devlet, buna da seyirci.

Click the image to open in full size.

Yabancı ülkelerden koşup gelen kurtarma ekiplerine tercüman bile verilemiyor.
Ekmek sıkıntısı görülüyor. Elektrik ve su hala kesik. Haberleşme düzelmedi.
Milli gelirde Türkiye'nin en zengin ili olan Kocaeli, hastane yoksulu çıktı.
Depremin şiddeti bile tam ölçülemedi. Kandilli 6.7 dedi, sonra düzeltti: 7.4.


Devletin personeli depremde çalışmadı.

Büyük bir yıkım yaşanan Adapazarı'nda kurtarma çalışmaları, resmi personelin görev başına getirilememesi ve araç yokluğu yüzünden yapılamıyor

Nazım Alpman Adapazarı

Adapazarı'na doğru yola çıktığımızda dünkü Milliyet'in son kalıpları için de kısa notlar geçmeyi planlıyorduk. Normal olarak bir buçuk saatte almamız gereken yolu, depremin olağanüstü koşullarını da dikkate alırsak üç saatte rahat rahat katedebilirdik.

Ancak gazetedeki hesap E - 5'e pek uymadı. Gebze'ye kadar gevşek ve akıcı karayolu trafiği, Hereke'de sıkışmaya başladı. Karşı yönden gelen araçların neredeyse tamamı 41 plakalı araçlar... Tüpraş'taki yangının paniği yollara vurmuş, İzmit, İstanbul'a akıyordu.


Eski adı Tütünçiftlik olan Körfez ilçesine geldiğimizde kent tamamen boşalmış gibiydi. İzmit yönüne doğru ilerledikçe yol kenarında yalvaran bakışlarla otostop yapan ailelerle karşılaştık. Tüpraş gerçek bir cehennem olmuştu.

Otomobili olanlar şanslıydı. Olmayanlar eş dost ve akrabalarının veya komşularının kamyonlarıyla kaçıyorlardı.
"Nereye gidiyorsunuz?"
"Bilmiyoruz, 'kaçın' dediler kaçıyoruz."
İçi tıklım tıkış dolmuş otomobil fotoğrafları çektik. Tam yanımızda bir Toros'un içi insan dolu, yatanlar bile var. Bağaj kapağı açık. Arkada oturmuş iki kardeşin arasından bir tabut uzanıyor! Ağabeylerinin cesedini İstanbul'dan almışlar memlekete götürüyorlar.

Körfez çıkışı yol, tam anlamıya kilitlendi. Araçlar ters yönden iki şerit halinde gelmekteydi. Bu koşullarda Adapazarı'na yedi saat sonra girebildik. İstanbul - Ankara trafiği, E - 5 üzerinden şehiriçi formunda ilerliyordu.
Adapazarı'na giren Adnan Menderes Bulvarı ürperti verdi. Ama bu daha bir şey değil. Kentin merkezine yaklaştıkça karşılıklı olarak caddeye doğru eğilmiş dev mezar taşları gibi duran apartmanlardan korkmamak mümkün değil.

Bir kurtarma çalışması yapılmakta. Otomobillerin farlarının o yöne doğru çevrilmesini istiyorlar. Kurtuluş için sabahı beklemek gerekiyor.

Adapazarı'nın merkezi, vilayet binası çevresindeki jeneratör sayesinde etrafa aydınlık saçıyordu. Bu soluk sarı ışık, enkaz altında yakınları olanların da umut ışığı... Meydanın ortasına kurulan "Kriz Masası", yeni krizlere neden oluyordu.


"Ben Almanya'dan geliyorum, sizde yaralı ve kayıpların listesi var mı?"
"Öyle bir listemiz yok!"
"Akrabalarımı arıyorum, evleri yıkılmış..."
"Hastaneye bakın."
Kriz Masası'nın bu bölümünde sadece yıkıntı altında kalmış olanların kayıtları yapılıyor. Önceki gece yarısına kadar 350 ev için enkaz altında kalmış 2 bin 457 kişinin kayıtları yaptırılmıştı.
Masanın önüne yaşlı bir adam geldi. Niyazi Özçelik, eşi, kızı ve iki torunu için yardım istiyordu.
"Enkaz altından ses geliyor mu?"
"Hayır gelmiyor... Ama benim de sesimi duymamışlardı."
"Sen de mi içerdeydin?"
"23 saat kaldım, şimdi çıkarttılar."
Özçelik, kızıyla bir kere işaretleşmişler. Ona "baba" diye seslenmiş. Sonra bir daha duyamamış. Kriz Masası'ndan vinç, dozer istedi. Ama onların elinde de yok ki! Adapazarı Belediyesi'nin hizmet ve itfaiye binaları çökmüş. İtfaiye araçları enkaz altında...
İsmi bizde saklı bir yetkili Adapazarı'nın gerçek hizmet dramını açıklıyor:
"Devlet adamlarını toplayamıyor ki..."
"Nasıl?""Adamın evi yıkılmış, karşıda çimenlerde eşi ve çocuklarıyla oturuyor, 'gel çalış' diyorsun gelmiyor.
Bu durumu daha sonra Vali Yardımcısı Celal Dinçer daha somutluyor:
"Kendi personelimizle iş yapamıyoruz. Şube müdürlerimiz içinde enkaz altında bulunanlar var. 20'den fazla polisimiz öldü. Kendisinde bir şey yoksa evi yıkılmış, annesini ya da babasını kaybetmiş."
"Neye ihtiyacınız var?"
"Su tankeri, arazöz, battaniye, yiyecek, çadır ve nitelikli eleman istiyoruz."
Biz vali yardımcısıyla konuşurken ağlayarak gelen kadın yalvarıyor:
"Bakın ben doktorum, insanların hayatlarını kurtardım. Ama şimdi çaresizim. Çark Mahallesi'nde enkaz altında sağ insanlar duruyor. Ev iki gündür yanıyor, n'olur bir şeyler yapın!"
Vali yardımcısı "evet" diyemiyor, çünkü elinde araç gereç yok. Tam bu sırada Ankara'dan vinç, dozer ve kepçe getirmiş bir sorumlu geliyor. Celal Dinçer, sevinçle direktif veriyor:
"Hemen Çark Mahallesi'ndeki yangına gidin!"
"Sayın Valim ben yabancıyım, orasını bilmiyorum."
Vali sağa sola bakınıp birini buluyor ve yolluyor. Bu sefer de bir başkası karşısına geliyor. Yapacağı çok şey yok.

Ölüm tarlasında doğan umut...



Depremden en fazla etkilenen yerlerin başında gelen Adapazarı, sessiz bir "ölüm tarlası"nı andırıyor. Bu talihsiz kentte ölüm nereden ve nasıl geleceğini belli etmiyor. 15 gün önce büyük bir sel felaleti yaşayan Adapazarı'nda bu kez de depremin acı çığlıkları duyuluyor.
Bu çığlıklar arasında dün umut dolu bir başka çığlık yükseldi. Genç anne Zehra, kızını ölüm acıları arasında açıkhavada sezaryenle dünyaya getirdi. Bir yanda ölüm diğer yanda doğum... Nazım Hikmet sanki 50 yıl öncesinden onu karşılamıştı: Hoşgeldin bebek / Yaşama sırası sende / Senin yolunu gözlüyor / Tren kazası, uçak kazası, iş kazası / Yer depremi falan..."

Milliyet


SAKARYA



Sakarya'da bulunan Bosna caddesi Saraybosna'dan farksız. Enkazın yüzde 85'ine hic ulaşılamamış durumda. Dün sabah saat 10'da Sakarya'ya ulaşabilen Alman kurtarma ekibinden bir görevli, "Hayatımda böyle bir şok yaşamamıştım." diyor. Sakarya'da depremin tablosunu Bosna caddesi sergiliyor. Deyim yerindeyse cadde yerle bir olmuş. Aslında yalnızca Bosna caddesi değil Sakarya'nın yüzde sekseni yerle bir olmuş. Üstelik Bosna caddesi'ndeki harabe görüntüleri Saraybosna'yı aratmıyor. Aradaki tek fark, Saraybosna'daki Sırp bombardımanına karşılık Sakarya'da deprem bombardımanına maruz kalınması. Bosna caddesinin başında oluşturulan Ambulans parkından peşpeşe çıkan ambulansların enkazlara yanaşıp tekrar siren sesleriyle uzaklaşmaları insan ruhunda garip etkilere yolaçıyordu.

Enkazın yüzde 85'i duruyor

Dün ikindi saatlerinde depremin üzerinden tam 36 saat geçmişti. Ancak 17 Ağustos günü saat 03.02'da deprem uykusuna dalan Sakarya'nın yüzde sekseninin neredeyse tamamı hala uykudaydı. Yaklaşık 40 noktada yürütülmesi gereken kurtarma çalışmaları çok çok yetersizdi. Ekipleri sevkeden telsizlerin başındaki kişiye soruyoruz,

Cevap: "Bırakın tek tek binaları, henüz hiç giremediğimiz mahalleleler var. Sakarya'nın yüzde sekseni enkaz altında. Biz bu enkazın ancak yüzde onunu, bilemediniz yüzde 15'ini kaldırabildik. Herşeye muhtacız..."

Kurtarıcı köpekler

Almanya ve İspanya'dan gelen sınırlı sayıdaki kurtarma ekiplerinin bir kaç köpeği dün öylesine işe yaradı ki, koca Sakarya'da sağ olarak enkaz altından çıkarılabilen birkaç kişiyi de bu köpeklerin hassas koku alma yetenekleri tesbit etti.

Ama koca bir Sakarya'ya bu birkaç köpeğin yetmesi mümkün değildi. Yorulduklarında koku alma yetenekleri zayıflayan bu can kurtaran köpekler belirli aralıklarla dinlendirilmek zorunda kalındı.

Türkiye'nin dört bir tarafından gelen kurtarma ekipleri elbette var. Ama örneğin Dağcılık federasyonu ekibinin ya da Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nın gönderdiği kurtarma ekibinin beraberinde niye bu cankurtaran köpekler yoktu?.. Deprem kuşağında olan ve belirli aralıklarla ağır sonuçlarla dolu depremler yaşayan Türkiye'nin bu köpeklere ihtiyacı yok mu?

Sakarya tükenmiş vaziyette

Dün Sakarya'yada herkes bitkindi. Valiliğin önünde oluşturulan kriz merkezinin önünde Türk Telekom'un kurduğu uydu linkleri sayesinde yakınlarına sesini duyurmak için kuyruğa giren insanlar, yan yatmış binaların içerisinde sağlam kalabilmiş bir kaç parça eşyasını çıkarabilmek için bu binalara giren insanlar, öte yandan eline çekiç, balta, keser alıp "Ben sağım" diye bağıran yakınlarını kurtarmak için insan üstü bir çaba sergileyen diğer depremzedeler... Elbette böylesine geniş bir alanı etkisi altına alan yüzyılın en büyük depremlerinden birinde devletin ve halkın eli bir kaç saat içinde heryere ulaşamayabilir. Zaten bu yüzden dün Sakarya'da devlet henüz yoktu. Enkazların altından yükselen, "Bizi kurtarın" seslerine rağmen.

Kim ayağa kaldıracak?

7.4 şiddetindeki bir depremin herkesi nasıl şaşkına çevirdiğini, zihinleri nasıl allak bullak ettiğini dün Sakarya'da bütünüyle yaşamak mümkündü. Sakarya dışından yeni gelmiş insanların sokaklara dalıp enkaz yığınlarıyla karşılaşmalarından sonra çığlık atmaları ve "Acaba yanlış sokağa mı girdim?" umuduyla geriye dönmeleri ama tekrar gerisin geriye gelmeleri ve krizlere tutulmaları...

Öyle anlaşılıyor ki, Sakarya yardım ekipleri ve enkaz kaldırma çalaşmaları açısından İzmit ve Yalova'nın çok gerisinde. Elbette İstanbul'da da henüz enkazı kaldırılamayan binalar var. Aslında önemli olan enkazları kaldırmak da değil. Henüz hayatını kaybetmemiş insanları kurtarabilmek. Ne yazık ki, dün Sakarya'da böyle bir manzara yoktu. Depremin üzerinden 36 saat geçmişti hala bu manzara yoktu. Peki Sakarya hiç ayağa kalkmayacak mı? Şairin sözüyle sırtına koca bir tarih vurulan Sakarya elbette ayağa kalkacak. Hiç olmazsa bugünden itibaren elinizi Sakarya'ya uzatın, Çünkü Sakaryalı bitmiş, tükenmiş vaziyette...



Toplu mezar
Kamyon mısır tarlasına yanaşıyor. Arka kapağı açılıyor. Çarşafa, battaniyeye sarılı cesetler indiriliyor. Yere yayılıyor. Dozer faaliyete başlıyor. Kepçe toprağı yarıyor, upuzun bir çukur açılıyor. Ölüm çukuru bu. Toplu mezar...

Ne kefen ne tören
Çocuk, genç, yaşlı cesetler dizi dizi aynı çukura atılıyor. Dozer, çukuru kapatıyor. Ne yıkama, ne kefen, ne tören. Yer, Adapazarı Serdivan tepesi. Depremin üçüncü günü. Çürümüş sahipsiz cesetler salgın tehdidine karşı böyle gömülüyor. Deprem, insanlığı öldürüyor...

Milliyet

Adapazarı yürek dağlıyor


Ölü sayısı 5 bini bulan şehirde, halk adeta çaresizleri oynuyor
Bütün Türkiye'yi büyük yasa boğan depremde en büyük hasarı alan Adapazarı, burada olan akrabalarını görebilmek için gelenlerin yüreklerini dağlıyor. Halk sokaklara döküldü. Personel eksikliği sebebiyle yardım ve kurtarma çalışmaları kargaşa içerisinde yapılıyor. Kentin Bosna, İzmit, Kurbanlık ve Çark caddelerinde bulunan evlerin tamamı ya yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. Kentin ticaret ve sanayi odası, adliye, ordu evi, postane, defterdarlık ve itfaiye binaları yıkıldı. İbadete yeni açılan Bosna Camii de yıkılan birçok camiden birisiydi.


Halk çadırkentte toplanacak
Şehirdeki evlerin kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle bölgede çadırkent kurulacak. Depremzedelere bir yandan devlet diğer yandan da çeşitli sivil toplum kuruluşlarından ve özel firmalardan yardım akıyor. Ancak kente gelen yardımların düzenli bir şekilde yönlendirilmemesi nedeniyle yardımların dağıtımı yardımı getirenlerin inisiyatifine bırakılmış durumda. Sakarya Gençlik Merkezi bahçesinde yapılan yiyecek içecek dağıtımında ise zaman zaman arbede yaşandı. Askeri birlikler şehirde meydana gelebilecek yağmalama olaylarına karşı önlem alırken, çevre illerden yapılan polis ve polis aracı takviyesi ile elektriksiz kentte güvenlik sağlanmaya çalışılıyor. 150 bin nüfuslu Adapazarı'nın yollarında büyük çatlamalar gözlenirken, bariz şekilde görülen müteahhit hatalarına vatandaşlar büyük tepki gösterdi. AKUT yetkilileri, kentte kurtarma faaliyetlerinin kalabalık nedeniyle yavaş ilerlediğini ve istihbarat eksikliği çektiklerini ifade ettiler.

Ölü sayısı 5 bini bulabilir
Yetkililer ölü sayısının 5 bini geçmesinden endişe ediyor. Öte yandan enkaz kaldırma çalışmaları yapanlarla yakınları enkaz altında kalanlar arasında zaman zaman tartışmalar yaşanıyor. Dozerlerle enkaz kaldırılmasına karşı çıkan vatandaşlar profesyonelce çalışma beklediklerini ifade ettiler. Aradan geçen dört güne rağmen enkaz kaldırma çalışmalarının tamamlanmaması nedeniyle toprak altında kalan cesetler kokmaya başladı. Adapazarı Belediyesi Teftiş Heyeti Müdürü Abdurrahim Tüzün ise aradan geçen 50 saate rağmen toprak altından sağ olarak çıkarıldı. Öte yandan Adapazarı Müftülüğü yetkilileri bugüne kadar 500 kişinin toprağa verildiğini belirtti.

Adapazarı Valiliği önünde kurulan kriz masası ise faaliyetlerini hızlandırmaya başladı. Türk Telekom'un burada kurmuş olduğu seyyar santral sayesinde diğer illerde bulunan akrabaları ile haberleşmek isteyen vatandaşlara kolaylık sağlandı. Depremle birlikte şehirde meydana gelen elektrik kesintisi nedeniyle cep telefonlarını dolduramayan vatandaşlara jeneratörden yararlanma imkanı verildi.
M. ERKAN ACAR ve A. YAVUZ ARSLAN'dan oluşan ZAMAN ekibi İzmit ve Adapazarı'ndan bildiyor.
Click the image to open in full size.


Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.
Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.





Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.



Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.


hiç unutmadık unutmayacağızda
Rabbim geride kalanlara sabır ve selamet versin

tekin


alıntıdır
sevgiler
kartal mersin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-08-2009, 16:45   #22
Deivson Rogerio Da Silva_BoBo
 
alev.bobo13 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Unutmadık! Allah kimseye bir daha böyle bir acı yaşatmasın.
__________________
Click the image to open in full size.
alev.bobo13 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-08-2009, 16:59   #23
 
bjk19.03 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

allah böyle bir acıyı bir daha kimseye yaşatmasın. çarşıyı duyarlılığından dolayı tebrik ediyorum
dilerim bu duyarlılığı beşiktaş içinde gösterirlerde yönetime tepki gösterirler
__________________
SADECE "BEŞİKTAŞ"
TEK NAMAĞLUP ŞAMPİYON
bjk19.03 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 13:16 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580