Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Gündem Dışı

Gündem Dışı Genel internet Geyik vs muhabbetleri.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06-12-2007, 01:27   #1
 
taKi_bJk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Futbol filmi yapsam adı 'HAYAT'olurdu

Zeki Demirkubuz, bu toprakların yetiştirdiği en değerli yönetmenlerden biri, kendini öyle nitelendirmese bile… C Blok'la başladığı serüvenini sırasıyla Masumiyet, Üçüncü Sayfa, İtiraf, Yazgı, Bekleme Odası ve Kader'le devam ettirdi. İnsanı, salt insan doğasını tüm veçheleriyle ortaya koymasıyla kendine ait bambaşka bir sinema dili oluşturdu. Bilenler, tanıyanlar için ise çok iyi bir Beşiktaş taraftarı. Beşiktaş'ın maçlarını kendine ait locasından değil kendini ait hissettiği Kapalı'dan seyrediyor. Beşiktaş'a, futbola ve sinemaya ait tüm merak ettiklerimize sineması gibi sahici bir dille cevap verirken ekliyor: "Bütün suçlarına, günahlarına, kabahatlerine rağmen bence futbol olgusundaki en masum kitle hâlâ taraftarlardır."

Futbolu ve Beşiktaş'ı ne kadar yakından takip ediyorsunuz?

Özellikle son beş yıldır, Beşiktaş hayatımdaki birçok şeyin önüne bile geçti diyebilirim. En az sinema kadar. Aslında sinema üzerine çok fazla düşünen biri de değilim. Sosyal bir sinemacı olmadığım için, sadece hikâyelerimi, ne anlatmak istediğimi düşlüyorum. Hayatı anlamaya çalışırken orada anladıklarım orada süzdüklerim bende sinema yapma, bir film çekme duygusu yaratıyor. Sinemayla ilişkim neredeyse bununla sınırlı kaldı. Ama Beşiktaş bir insanın hayatında derdini, çocuklarını, sevdiklerini, ülkesini düşünmesi gibi bir boyuta geldi. Bu aslında iyi Beşiktaşlıların ya da Beşiktaş'a önyargısız bakabilen "Bu Beşiktaşlılar nasıl insanlar?" ya da "Bu Beşiktaş nasıl bir kulüp?" diye biraz merak eden insanların da hissedebileceği bir şeydir. Çünkü ben Beşiktaş'ı bizim ülkemize benzetiyorum. Bir sürü şeyiyle, karakteriyle, ruhuyla, akıldışı yanlarıyla, kaderiyle filan böyle bir bağ var. Yalnız kötü ve şikâyet edilebilir bir şey değil bu. Bu hayatın diğer alanlarında memnun olmadığım, kendimi oraya ait hissetmediğim, hatta değersiz olduğunu düşündüğüm bir sürü şeyden kurtulmamı sağlıyor. Beş yıl önce, insani olarak böyle bir eşikteydim, hayat beni bir yere getirip bırakmıştı. O sırada kardeşim, şunlar bunlar, Lucescu'nun kişiliğinde bazı şeylerle yeniden ilgilenmeye, yıllar sonra maça gitmeye başladım. O beni yeniden hayata döndürdü. Hayatla yeniden başka türlü, daha hayat dolu bağlar kurmamı sağladı. O yüzden Beşiktaş'la ilgili günümüz futbolunda insanların beklentileri üzerinden bir ilişkim yok. Beşiktaş ikinci lige düşse, ben bundan herhangi bir şey kaybetmem. Zaten skorları yenmesi, yenilmesi, benim için neredeyse aynı değerde. Hatta yenilgileri ve sorunları bütün bu süreçte onunla daha büyük bağlar kurmama sebep oldu.

Kör Tuğrul'u yani Tuğrul Şener'i çok sevdiğinizi yazınızdan biliyoruz. Zamanında kendinizi özdeşleştirdiğiniz futbolcular var mıydı böyle?

Zaten benim Beşiktaş hikâyemde de biraz o vardır. Biz Isparta'da futbolcu nedir, kimdir bilmezdik. Evimizde o zamanlar televizyon yoktu. Gazetelerin özellikle de Tercüman gazetesi gelirdi, arkası spor sayfası olurdu, oralardan gördüklerimle bir futbol bilgisi oluşmuştu. Daha çocuktuk, ama pek çok Beşiktaşlı'nın takımıyla olan ilişkisinde genel olarak bir hikâye, bir inat, sıradışı bir durum vardır. Fenerliler veya Galatasaraylılar gibi önüne koyulan seçenek şeklinde olmaz o ilişki. Benimki de şöyleydi: Evimizin yanında bir şadırvan kahvesi vardı, onun bahçesinde oynardık, ilkokul öncesi ya da ilkokula başladığım yıllardı. Oynardık ama içeri girmemiz yasaktı. Öyle olunca içeriyi merak ederdim ben, içeriye bakardım sık sık. İçeride büyük bir ayna vardı, yanında da bir futbol takımının posteri asılıydı, her bakışımda siyahbeyaz renkler hemen gözümü alırdı. Siyahbeyaz rengin en büyük özelliği de odur; Dünyanın en büyük tezatlığıdır. Gözümü alırdı, bir türlü o resme şöyle doya doya bakma fırsatı bulamadım. Biriki kere girdim, boyum çok küçük olduğu, resim de yüksekte kaldığı için yine hâkim olamadım. Uzun bir zaman o resmin içindekilerin kimler olduğunu merak ettim. Futbolcuları yakından tanımak için bir olanağımız daha vardı; çikletlerden çıkan resimleri. Kimse bana "Beşiktaşlı ol" demedi, Isparta'da öyle bir gelenek de yoktur zaten. Herkes ya Fenerliydi ya Galatasaraylı. Ben, o resimden o futbolculardan, özellikle de Kör Tuğrul'dan, Kör Tuğrul'un o tipsizliğinden etkilendim. Bazı insanların içinde doğal olarak var bu demek ki: Ben hayatta da güzelleri, yakışıklıları merak etmedim hiç. Bugün filmlerimde de bu var, hep daha karanlık şeyleri merak ettim.

"Böyle böyle karardım, böyle böyle Beşiktaşlı oldum" diyorsunuz yani?
Evet, gerçekten öyle.

O metin gerçekten de çok güzel. O kadar kısa bir yazıda o duyguyu verebilmek çok önemli. Aynı duyguyu Radikal İki'ye yazdığınız kardeşinizle ilgili metinde de veriyorsunuz. Spor üzerine daha çok kalem oynatmak istediniz mi hiç?

Yok, özel olarak düşünmedim, çünkü bu benim duygum. Buradaki söyleyebileceğimiz bu bağlarda, bütün bu konuşmalarda ya da Beşiktaş'la olan hikâyemdeki tek durum aslında akıldışılık. Bunun tek bir açıklaması kalıyor geriye; bu benim duygum. Dolayısıyla ben bunu başka bir hale getirmem. Zaten en büyük reflekslerimin, en kızgın olduğum zamanların ya da duygularımın en yüksek olduğu en büyük sevinçleri yaşadığım zamanlarda bile bir refleks geldiği zaman, "Hani bir şey yazayım insanlarla paylaşayım" diye, orada biraz duruyorum. Çünkü giderek bir görev haline gelir. Hatta bazen istiyorlar, o anda benim de hoşuma gidiyor, söz veriyorum ama onu yapmaya oturduğum zaman yazamadığımı, zorlandığımı ya da sahte olmaya doğru gittiğini görüp vazgeçiyorum. Onun benim içimden gelmesi lazım. Çünkü Beşiktaşlılık benim kimliğim değil, görevim değil bu böyle bir şey. O az önce anlattığım günlerdeki masumiyetimi de hiç yitirmemeye çalışıyorum. Beşiktaş seyircisi kaba, holigan şu bu denir, tamam öyle yanları da vardır. Bunu önemsediğimi de söyleyeyim ayrıca. Burası Türkiye, yani böyle olmazsanız çöpe de gidersiniz. Şunu da görüyorum ki statta, yolda, sokakta, maça giderken, gelirken bir sürü arkadaş filmi izlemiş filan bu insanlarla konuştuğum zaman, ya da onların Beşiktaşlılık hikâyelerini dinlediğim zaman inanılmaz hikâyeleri olan insanlar. Bunu böyle çok yüceltmek adına falan da söylemiyorum. Mesela Fenerli, Galatasaraylı arkadaşlarım da var onlardan böyle hikâyeler duyduğum çok az oluyor. Onların da var elbette, ama daha çok genel bir pompalamanın, revaçta olan bir siyasi partinin taraftar kazanma biçimi gibi sanki. Ama Beşiktaşlılara bakın ya babasına, ya dayısına, ya okulundaki arkadaşlarına isyan etmiştir. Bir gün Beşiktaş çevresini, içindeki kötü durumları, yanları, sorunları iyi bilen arkadaşlarım bana bunu anlatmaya başladılar. Bugün Beşiktaş yönetiminde, ki sadece bugün de değil, benim nefret edebileceğim, sevmeyeceğim bir sürü şey olduğunu çok iyi biliyorum. Onlara şöyle dedim "Bana bunları anlatmayın. Ben kendimi tanıyorum, bunlara kayıtsız kalmam. Benim hayatta sahip olduğum yegâne iyi şey bu. Zedelenmez, ama yine de bana bunları anlatmayın." Hayatın her alanında bu kadar gerçekçi olmayı seçmiş biri olarak bunu korumaya çalışıyorum. Bugün baktığım zaman inanın Beşiktaş dışında bir sürü şey artık bana ülkede boş gelmeye başladı. Çünkü insan biraz da böyle. İnsanın yüksek bulduğu, değer verdiği, akıldışı bile olsa bir şeyler olmalı. Öbür türlü hayatı yaşarken zorlanmaya başlıyoruz. O yüzden bunu korumak adına, bunu bir yazıya dökerken Beşiktaşlı kimliğini ön plana çıkarmamaya da özellikle dikkat ediyorum. Duygusuyla istediği kadar bilinsin, bir taraftar gibi istediğim kadar algılanayım hatta holigan olarak bile algılanmaya hazırım ama "Beşiktaşlı adam" diye, hani piyasada bir sürü böyle Beşiktaşlı, ortalıkta Beşiktaş üzerinden prim yapmaya çalışan adam var ya, onlar gibi olmamak için de özen gösteriyorum.

Devamlı Zeki Demirkubuz Beşiktaş belgeseli çekti, çekiyor, çekmek üzere diye sözler dönüyor ortada, bunların hepsi şehir efsanesi mi?

Hayır, onların benimle bir ilgisi yok. Şu var mesela, ben ikiüç senedir maçları kapalıda seyrediyorum. Bazen maç da kötüyse bırakıp çocukları seyrediyorum. Yüzlerine bakıyorum uzun uzun. Futboldan ötede başka bir şey de var. Tabii ki futbol da var, takım sevgisi var ama o sevginin kaynağına dair benim kafamı karıştıran, kafamda sorular oluşturan bir şeyler var. Bunları anlama arzusu uyandıran bir belgesel yapma ya da işte Çarşı'nın belgeselini yapma her zaman bende varolan bir şeydir. Ama "Çarşı desibel rekoru kırmış, Çarşı şöyle bir sosyal konuya el atmış," değil ben zaten böyle bir şeyi beceremem de. Yusuf Tunaoğlu belgeseli de yapmak var kafamda. Ama ben Yusuf Tunaoğlu'nu sadece futbol kriteri olarak alsam, daha iyi bildiğim Sergen'i yaparım. Bir Anadolu takımında maçtan sonra, tüm yöneticileri öbür takıma küfrederken, haksızlığa uğradığını söylerken "Hayır bunu biz yaptık, bahane bulmak hiç dürüstçe değil" diyen futbolcunun belgeselini yaparım. Çünkü beni insan duygusu olarak yakalayan değerli bir şey var orada, anlaşılması gereken. Beşiktaş Şampiyonlar Ligi şampiyonu olsun ben bunun belgeselini yapmam ama 2.Lige düşerse onun belgeselini yapabilirim. Beşiktaş'ın küme düşme, düşmeme maçı olan o Zonguldakspor maçına 67 bin seyircinin gelmesini, ne bileyim 12 Eylül döneminde şampiyon olduğumuz yılki o sokağa çıkma yasağına rağmen Trabzonspor maçından sonraki kutlamaları. Fakat bir hayat duygusu bulamayınca bırakın belgeseli, filmi, fotoğrafını bile çekmem o şeyin.

Filmlerinize en yakın bulduğunuz maç hangisi?

Beni o açıdan en etkileyen şey tabii duygudur. Değişik duyguların, farklı duyguların yaşanma durumudur. Gençlerbirliği'ne 43 yenildiğimiz maçtır mesela. Oradaki İlhan Mansız'ın o hali hiç aklımdan gitmiyor. İnsan doğasını anlama çabasından bahsediyorum ya, yani İlhan Mansız'ın bile bilmediği derinlerindeki bir duygunun ortaya çıkması beni inanılmaz etkilemişti. O gün ona İmansız demiştim ama İ. Mansız'ı bilmiyordum, onu düşünerek söylememiştim. Bir gün maça giderken bir çocuğun formasında gördüm, İmansız yazmış acayip hoşuma gitti.

Son dönemde Beşiktaş ya da dışından beğendiğiniz futbolcular var mı?
Her şeye rağmen Beşiktaş'ta 5 tane sayabilirim. İlginç bir şekilde bunun kimse böyle olduğunu düşünmüyor ama sezgilerim Higuain'in Beşiktaş'a, hem ruh hem de yetenek olarak en yakışan futbolcu olacağını söylüyor. Benim o çocuğa geldiği günden beri garip bir inancım var, inanç da değil bu sadece sezgisel bir şey. Delgado'nun takım yapılırken, sistem oluşturulurken biraz daha kriter haline getirilerek düşünüldüğü takdirde hem çok iyi Beşiktaşlı hem de olduğundan daha yararlı olacağını düşünüyorum. Ama beni şu andaki Türkiye'de hem duygusal olarak, hem oynadığı futbol olarak en etkileyen futbolcu Tello. Hatta o çocuğa bakınca bazen gözlerim doluyor. Serdar Özkan'ı kesinlikle çok beğeniyorum ama Tello'yla, Higuain'in verdiği duyguları vermiyor bana. Cisse'ye garip bir sempatim var. İlk geldiği zaman bizim bir arkadaş "Bu bizim boyacı" demişti, hakikaten de öyle. Biz zaten böyle bir dile, ruha sahibiz. Dikkat ediyorsan yerli futbolcuları söylemiyorum, garip bir biçimde yerli futbolcular bana daha profesyonelmiş gibi geliyor. İbrahim Üzülmez benim hep sevdiğim biridir. Giderek son zamanlarda daha tedirgin ve panik olduğunu görüyorum, çok üzülüyorum ama benim için çok şey ifade eder, benim için emeği simgeler. Futbolcular kişiliklerini ne yazık ki oynadıkları kulüplerin duygusuna, ahlaki kriterlerine göre oluşturuyorlar, bu beni çok üzüyor. Devamlı başka biri olmaya zorlanıyorlar. Ben rakip duygusuna teslim olacak biri değilim ama bir futbolcunun Fenerli olma hali diye bir fotoğraf var artık. Mesela Galatasaray benim için daha vukuatlı bir alandır. Hakan Şükür ve ekürisinin, Ümit Karan'ın belirlediği davranış ahlakı. Skoru bana söylemesinler, Galatasaray'ın maçını izlerken Ümit Karan'ın rakip futbolcuyla bir mücadele sırasındaki tavrından Galatasaray'ın mağlup mu, galip mi olduğunu anlayabiliyorum. Eğer Ümit Karan, Hakan Şükür, Sabri kendisine çok sert bir faul bile yapılsa hemen o ağabey, babacan tavrını gördüğüm zaman "Ha Galatasaray galip ve işler yolunda" diye düşünüyorum. Ama en ufak bir şeye bir tahammülsüzlük, adil olmayan bir hırçınlık hali gördüğüm zaman iş değişiyor. Galipken değil, mağlupken de aynı tavrı gösterebilirlerse bende bir inandırıcılık uyandırıyorlar. Galatasaray futbolcuları benim için böyle bir topluluk. Tabii ki Ergün farklı, hoş Galatasaray'da da değil artık. Lincoln'ü çok beğeniyorum ama Feldkamp'ı daha çok beğeniyorum. Şu an benim belki en beğendiğim teknik direktör diyebilirim. Fenerbahçe futbolcularına baktığımda ise hep şunu görüyorum; bir resim vardır esnafların dükkanında, peşin satan ve veresiye satan. O peşin satan duygusunu veriyorlar bana, hoşuma gitmiyor o halleri. Bunun sağlamasını da şöyle yapıyorum. Bazıları Fenerbahçe'den gönderildikleri zaman Anadolu kulüplerinde oynuyorlar, orada veresiye satan gibi davranmaya başlıyorlar. Ama mesela bu tuzağa Beşiktaşlı futbolcular düşmüyor. Eskiyi zaten değerlendiremeyiz ama son yıllarda Beşiktaşlı futbolcuların bu anlattığım fotoğrafa benzer görüntüleri yok. En beğenmediğim adamın da, en doğru bulduğum adamın da böyle şeyler yaptığını bana kimse söyleyemez. Biz kaç defa İnönü'de yenildik, ben Saracoğlu'ndaki, Ali Sami Yen'deki manzaraların hiçbirini görmedim. Çünkü Beşiktaşlı futbolcu şunu biliyor, öyle bir çiğlik yaptığı zaman, seyirci bir şekilde onu affetmeyecek zaten bence Beşiktaş'ın da farkı bu. Başka takımlardan da beni etkileyen adamlar oluyor. Gerçekçi olma, adalet duygusunu ondan beklenenin üzerinde tutma çabasını gördüğüm zaman, onu bu ülkede ki her şeyin üzerinde tutmaya çalışıyorum zaten.

röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz..

http://www.tff.org.tr/default.aspx?pageID=286&ftxtID=2788
__________________
KIZLARIN GÖZÜ HEP YÜKSEKLERDE
ZENGİN PARALI ŞIK ERKEKLERDE
BİZİM ONLARDAN NE FARKIMIZ VAR
BEŞİKTAŞLIYIZ !
İŞTE O KADAR..
taKi_bJk Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2007, 01:42   #2
 
aetos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Geçenlerde forumdan galiba benzerini okumuştum.Tekrar sağol kardeşim.
__________________
AĞAÇLAR KALEM DENİZLER MÜREKKEP OLSA SEVGİNİ TARİFE YETMEZ BEŞİKTAŞIM...
aetos Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2007, 01:53   #3
Banned
 
|RespecT Me| - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

paylasim icin tesekkürler
__________________
ARKADAŞLAR SİZLERİ SALAK YERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIM ANCAK BAŞARILI OLAMADIM. FORUM YÖNETİMİNİ ENAYİ YERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIM ANCAK BAŞARAMADIM. SİZDEN DİLENEREK ALDIĞIM REPLERİ FORUM YÖNETİMİ SİLDİ. ŞİMDİ İSE BEN BUNA İSYAN EDİYORUM. BEN BİR MALIM!
Click the image to open in full size.
|RespecT Me| Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 17:10 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580