|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Gündem Dışı Genel internet Geyik vs muhabbetleri. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
12-07-2008, 12:18 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 63
Mesajlar: 4.095
Tecrübe Puanı: 35 |
11 Temmuz 2008 tarihli "sabah" gazetesinde Hıncal'ın köşesinden alınmıştır; Polis eşi olmanın hem güzel, hem de zorlayıcı yönleri var. Hangi yönü daha ağır basıyor inanın onu değerlendirmek çok ama çok zor. Bir yanda güvenle aldığımız her nefeste onların payı olduğunu bilmek, bir yanda eşinizin sizin daha yakınınızda nefesini duymak istemek. Bazen hangisini istemeye hakkım var diye sorarsınız kendi kendinize. Oysa o, hep dengelemeye çalışır. Onun için aile kavramı çünkü çok daha geniştir. Bir yanda eşi ve çocuğu, diğer yanda canı pahasına korumaya çalıştığı insanlar. Biliyor musunuz hep sormaya korkmuşumdur, hangimiz daha önemliyiz diye.. Mesleği mi, ailesi mi?. Çünkü 12 yaşından itibaren beraber büyümüştür mesleğiyle. Her şeyini paylaştığı mesleği, yaşamının bütünü olmuştur. Bizlerse sonradan var olduk onun için. Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, balayınızda bile açıktır telefonu, izinli olmasına rağmen, bir şeyler aksamasın diye. Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, hamileyken sabahlara kadar oturursunuz tek başınıza korka korka. Bunu bilen eşiniz yanınıza bile gelemez. Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, yeni doğum yaptığınızda bile eşiniz sizinle kalamaz hastanede. Kollarınızın arasında bebeğinizle kara kara düşünürsünüz "Bütün hayatım böyle mi geçecek" diye gözyaşları içinde. Polis eşi olmak öyle bir şeydir ki, eşinizi her sabah yolcu ederken dua ve akşama tekrar kavuşabilmeyi ümit edersiniz. Kapıdan çıktığında dışarıdan yüksek bir ses gelse korkuyla cama koşarsınız, pusu mu kuruldu diye. Kimse anlayamaz, ne polis, ne de polis eşi olmanın manasını. Bilmez kimse, sorunlu anlarınızda karşılaştığınız polislerin aslında fazlasıyla çabaladığını. Çözümlenmesi mümkün olmayan şeylere çözüm bulamadığı için karalandığını. Sabahlara kadar çalıştığını ama "Çalışsa bunlar olmaz" diye itilip kakıldığını. Unutulmamalıdır ki; sabah çıkarken polis kıyafeti giyen bu kişi, sokaktaki herhangi bir babadan farksızdır. Onların da sorunları vardır. Yapabileceklerini yaparlar. Onlar sadece kanunların uygulayıcısıdırlar. Aslında her biri bir masal kahramanıdır, kendileri bilmese bile. ..Ve bunu fark ettiğinizde siz de girersiniz bu kocaman aileye gururlu yüreğinizle, polis eşi olarak.. Ve...işte söz bitti...ağlıyorum...
__________________ "iki özel tutkum;İstanbul ve Beşiktaş" | ||
|
12-07-2008, 12:32 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jul 2008 Yaş: 43
Mesajlar: 17
Tecrübe Puanı: 16 | Çok özür dileterek bir hatayı düzeltmek istiyorum. dün bjk medyasını eleştirirken cem dizdar yerine yeni yazısını okuduğum şemsi birbenin adını telaffuz ettim.,iç düşmanlar diye tabir ettiğim cem dizdar ve orhan yıldırımdır.bjk taraftarı bu rant çevrelerine fırsat vermeyecektir.şampiyon olurken sözde bjk medyası geçinen iç düşmanları da yeneceğiz
__________________ Lütfen forum kurallarını okuyunuz.. | ||
12-07-2008, 12:45 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 63
Mesajlar: 4.095
Tecrübe Puanı: 35 | Merak etme dostum,Cem Dizdar ın ne mal olduğunu biz biliyoruz...Ayrıca Orhan Yıldırım.Atıf Keçeci,Faik Gürses,Basri Baykoç u da biliyoruz..
__________________ "iki özel tutkum;İstanbul ve Beşiktaş" | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |