|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Gündem Dışı Genel internet Geyik vs muhabbetleri. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
17-02-2009, 15:14 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 63
Mesajlar: 4.095
Tecrübe Puanı: 35 |
NOT: HaberX den alınmıştır... Tarih; 2007 yılının Mart ayını gösteriyor, hava soğuk mu soğuk, hem de insanın içini sızlatan cinsten… Yer: Diyarbakır Hazreti Süleyman Camii Adı: İbrahim Ve hikâye bir manada onun hikâyesi… Kendimi çok kötü hissettiğim zamanlardan birinde Hz. Süleymanın ve 27 sahabenin naaşlarının bulunduğu o camiye gitmiştim geçenlerde… Bu tür buhranlı zamanları son dönemlerde ne kadar sıklıkla yaşadığımı aklımdan geçirerek abdestimi alıp caminin içine girmiştim. Amacım namazımı kılıp dua ederek beni Yaratana sığınmaktı ama bu hislerimde çok ta samimi değildim, çünkü Allahım neden bu kadar sıkıntı benim başıma geliyor diye aklımdan da geçirmiyor değildim… Zaman zaman da olsa… İşte böyle bir halet-ruhiye içerisindeyken, hemen yanımda beliren 10-11 yaşlarında bir çocuk dikkatimi çekti. Sonradan öğrendim ki adı İbrahim’miş. İbrahim son derece bakımsız adeta içler acısı bir haldeydi. Hava o kadar soğuk olmasına rağmen ayağında çorap bile yoktu. Büyük bir telaşla namaz kılıyordu. Öylesine içten namaz kılıyordu ki, öylesine sıkıntılarla iki büklüm oluyordu ki alnını secdeye koyduğunda rabbine en yakın olduğu o anda secde anında O’na öylesine yakınlaşmaya çalışıyordu ki alnını koyduğu yeri nerdeyse kazıyacak gibiydi. Müthiş bir acı çekiyordu sanki… Her şeyi Allah-u Teâlâ ya arz edip, kimsesizlerin kimsesi sensin. Ne olur beni kimsesiz bırakma der gibiydi… Namazı bitti. Hemen peşinden koştum acelesi var gibiydi… Tedirgindi, ürkekti ama bir o kadar da saftı… -Adın ne senin? -İbrahim abi -Nerde oturuyorsun -Şu arkada -Baban ne iş yapar İbrahim -Hapiste abi (ne için hapis olduğu hiçbir şekilde umrumda değildi önemli olan babasız olmasıydı, o kadar…) -Peki sana bir şey soracağım ne için böylesine içten bir şekilde dua ediyorsun -içten ne demek abi -İçten? Hımm şeyy… yani senin dua ettiğin gibi demek içten. -Babam için abi -Nasıl dua ediyorsun baban için? - Böyle ellerimi açarak abi (cevap çok duru) -Peki ne diyorsun dua ederken -Allahım bana hayırlı paralar ver, helalinden bişeyler ver Allahım diye dua ediyorum abi -Peki diyelim Allah c.c. sana para verdi napacaksın o parayı Verdiği cevap tam anlamıyla onun saflığıyla bütünleşmiş bir formattaydı… -Abi bütün köşelere adamlar dikeceğim bu paralarla ne kadar fakir insan varsa hepsini bulup onlara yardım edeceğim, öncelikle de babası olmayanlara tabii… Bu cevap beni çok şaşırttı ve dev yürekli bu çocuğa bir harçlık vermek istedim. -Al bunu annene götür dediğimde çocuk bir kez daha beni şaşırttı. - Abi bu para çok değil mi? Almasam… Ve ekledi -Almayayım abi çünkü ben bu parayı hak edecek bir şey yapmadım, kul hakkına girerim. Sanki bir onur abidesiydi ki biz yetişkinler bile zaman zaman bu olgunluğu gösteremeyiz. Israrımla, zorla da olsa parayı aldı. Tam o sırada bu teni kara ama kalbi bembeyaz çocuğun elinde yırtık pırtık olmuş bir not defteri dikkatimi çekti. Bakmak isteyince tereddütle de olsa verdi. Her tarafına ufacık, tefecik notlar iliştirilmiş defterin arasında şu satırlar gözüme çarptı. O adamdı O babamdı… Hüzündü… Sana yakıştırılan ama asla yakışmayan Eksik bırakıp gittiğin anlarda… Saçlarındaki aklardı çektiklerin, Yağmur yürekliydin ve yiğittin. İçimi ıslattın. Ve gittin… Kimin yazdığını sorunca abim dedi İbrahim Sonra başka bir bölümdü baktığım… Bir gün bende tanıştım yalnızlıkla, Bir çarşamba sabahıydı. O yüzden hep bir yalnız uyandım çarşambaları. Kanadı kırık bir kuş gibi hiç ama hiç uçamadım Yaşamak adına nefes almaktan öte değildi yaptıklarım. Çünkü çarşambaydı… Yaşam benle meşguldü ben yaşamla değil İçinde yaşadıklarımla yaşamın içindekiler hep farklıydı. Çünkü aynı kılan, aynı yapan yoktu, Gölgesine sığınacak bir dal bile bırakmadan, Bir garip geldi, yaşadı ve garip gitti. Biz ise zamansızdık, hazırlıksızdık. Çünkü çarşambaydı… Artık bayramlar bile benim değildi Çünkü ÇARŞAMBAYDI… Bu duygusal muhabbetin sonunda İbrahim aldığı küçük de olsa o paranın sevinciyle koşarak evine gitti. Hani ÖSS sınavında bu paragrafın ana fikri nedir? Şeklinde sorular vardır ya… Aynen öyle bir durum… İnsan olarak hepimizin bam teli ya da telleri vardır. Bir gün bir yerde kopar aniden… İşte o andı… Yaşadıklarım ve yaşatılanlar… Öyle ya İnsan hep kendine yenik Hep yazık… Hep insan… Hep yenik… İnsan… Beyazdan gelinlik de yapar… Kefen de… Ne garip ama! Hayal kırıklıklarımın cirit attığı Ve umudumun bittiği yerde suçum isyandı, Kefaletimin adı ise İbrahim Küçük harflerle DEV yazabilen o aslan parçası… Çünkü sıkıntılarımın çok şeyi hatta bazen her şeyi anlattığı bir anda yaşam denen kavgalar yumağının dayanılmaz ağırlığında ezilirken bende ben kalmamıştı… Benim için insanı var eden sebeplerden sevda bile yitik bir şehirdi artık… Öyle ya Annen baban varken kendini çocuk gibi hissetme özgürlüğün vardır yaşın kaç olursa olsun ama birini kaybedersen hayal kurma lüksün bile olmaz çünkü her zaman hep tek bir kolun yoktur belki de o yüzden derin izler bıraktın be aslanım… Yüreğime umutsuzluk kelimesinin anlamını yüklediğim o anda çıktın karşıma… ŞİMDİ BİZE DÜŞEN ana fikir şu değil midir? Kaybedilen hayalleri, yaşam sevinçlerini, bir masum gülümsemeyi vermek İbrahimlere En son ne zaman hayal kurduğunu bile unutan bu yavrulara… Nasıl her yusufun bir züleyhası varsa …Bu çocuklar da “Her” in Bir’i değil midir? Neden mi? İnsan olduğu için Ötesi yok zaten gerekte yok… Hani kendi acılarımızla ilgili kimse “benim kadar…” ile başlayan cümleler kurarız ya bundan sonra “kimse bizim kadar…” deme zamanı… Ateş sadece düştüğü yeri yakmasın, yazmaz da… Unutmadan denizyıldızının hikâyesi olduğunu hayatın… Ne kadar kurtarırsak kâr… Kaç İbrahim kurtarırsak, kâr… Hatırlayın lütfen! O meşhur hikâyeyi Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır: - Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun? Genç adam yanıtlar; - Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar; - Kilometrelerce sahil, binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki? Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır. - Onun için fark etti ama...
__________________ "iki özel tutkum;İstanbul ve Beşiktaş" Konu Karetta2002 tarafından (17-02-2009 Saat 15:16 ) değiştirilmiştir.. | ||
|
17-02-2009, 15:22 | #2 | ||
zɐʎaq ɥɐʎis Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 42
Mesajlar: 11.401
Tecrübe Puanı: 40 | Teşekkürler.
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + | ||
17-02-2009, 15:25 | #3 | ||
Eye For An Eye Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 7.914
Tecrübe Puanı: 39 | güzelmiş abi...saolasın... | ||
17-02-2009, 15:25 | #4 | ||
ÇUKUROVA KARTALI Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 11.535
Tecrübe Puanı: 62 | yazın çok güzeldi abi.özellikle denizyıldızı hikayesi de müthişti.ibrahimlerden çok fazla var ama ibrahim gibisinden çok az var. teşekkürler.+rep | ||
17-02-2009, 15:29 | #5 | ||
ah mine'l-aşk Üyelik tarihi: Sep 2007 Yaş: 38
Mesajlar: 7.404
Tecrübe Puanı: 42 | Teşekkürler İrfan abi....
__________________ Yar gurbette can yürekte..Bir kafeste ne amansız..Sonsuz ayrılıktır geçmez zaman..Her gece hep aynıdır..Fırtınada ak ayazda..Sürgün her yerde hep yalnızdır..Gül açsada kuş uçsada..Görmez dargındır.. | ||
17-02-2009, 15:39 | #6 | ||
BeŞiKtAşKımM.. Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 4.698
Tecrübe Puanı: 51 | Teşekkürler..
__________________ Kalbimin en orta yerinde büyük bir yangın var, Alevler içinde... Beşiktaş sana yemin olsun, Bitmeyecek sevdan... ☻ /▌\ / \ ☻ /▌\ / \Siyah! ☻ /▌\ / \ Beyaz! ☻ /▌\ / \ Hep Seninleyiz! ☻/ /▌Beşiktaş!:) | ||
17-02-2009, 16:08 | #7 | ||
Savaşçı Kartal Üyelik tarihi: Jul 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 9.555
Tecrübe Puanı: 46 | Adımın böyle mükemmel bir yazıya konu olması beni çok mutlu etti...Paylaşımına sağlık İrfan abim
__________________ Beşiktaşlı olmayanlara sesleniyorum. Birgün bu takımı sevmeyeceksiniz ona tapıcaksınız. profeminizm hareketi engellenemez !!! milliyet blog yazıları sayfam... | ||
17-02-2009, 16:13 | #8 | ||
1903-1984-2008 Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 10.250
Tecrübe Puanı: 32 | teşekkürler... | ||
17-02-2009, 16:18 | #9 | ||
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 192
Tecrübe Puanı: 17 | elıne yuregıne saglık UNUTMAYALIM bır gun o ıbrahımlerdne bırı bız ola bılrıız
__________________ muhammetertas.tr.gg UNUTMAYINKİ OYUN BİTİNCE ŞAHTA PİYONDA AYNI KUTUYA GİRER... | ||
17-02-2009, 19:53 | #10 | |||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 | Alıntı:
Teşekkürler İrfan Bey,çok güzel bir konu...Rep borcum olsun,biraz bekleme gerekiyormuş.
__________________ | |||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |