Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Gündem Dışı

Gündem Dışı Genel internet Geyik vs muhabbetleri.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27-08-2009, 01:11   #11
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

L

La: Olmaz, olumsuzluk eki.
Laçın-laçin: Benekli doğan, benekli boz-gök-doğan.
Lain ü gümrah: Lanetlenmiş ve yolunu şaşırmış.
Lain: Kovulmuş, nefret kazanmış, istenilmeyen.
Lal: Dilsiz, söz söylemeyen.
Lasi: Leş.
Lat: Arapların İslam öncesi putlarından biri.
Lat-ı mehatı: Putlar.
Lavaş: Yufka ekmek.
Leb: Dudak.
Leblerinnen: Dudaklarından.
Lengi har: Topal eşek.
Lengi: Topallık, aksaklık.
Lenterani: (sen) beni göremeyeceksin.
Leşker: Asker
Levh: Üstüne yazı yazılan düz taş veya tahta, levha.
Levh-i mahfuz: Bu ve bundan önceki ayette, şerefli, yüce Kur'an korunmuş levhte bulunduğu bildirilir.

Levh-i-kalem: Üzerine insan kaderinin, olmuş ve olacakların yazılı olduğuna inanılan Tanrısal levhayı; Levh-i- mahfuzu yazan kalem.

Leyl ü nehar: Gece gündüz.
Leyl: Gece.
Leyla: 1. Leyla ile Mecnun hikayesinin kadın kahramanı. 2. Sevgili.
Leyli Mecnun: Leyla ile Mecnun.
Leyli vakti: Gece zamanı, gece gezintisi zamanı.
Leyli-Leyli: 1. Hikaye kahramanı Leyla. 2.Sevgili
Libas: Giyilecek şey, elbise.
Lokman Hekim: Efsane kahramanı hekim ve bilge kişi. İslamlık'tan önce yaşadığı kabul edilir. Halk inancında uzun ömrün simgesi ve hekimliğin atası sayılır. Lokman Hekim hikayeleri İran ve Türk Edebiyatı'na Arap Edebiyatı'ndan geçmiştir.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:12   #12
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

M

Mağrib: Mağrip, batı.
Mah: Ay.
Mahbup: Sevilen, sevgili.
Mahı: Balık.
Mahıtaban: Parlayıcı, parlak ay.
Mahi göz: Mahveden göz.
Mahi: Mahveden.
Mahim: Ay yüzlü sevgilim.
Mahpara: Mahpare, ay parçası, ay benzeri.
Mah-pare: Ay parçası gibi olan sevgili.
Mahraba: Büyük mendil, erkek mendili.
Mahrama: Mendil.
Mahzun: Üzgün, üzüntülü.
Mahzun: Üzüntülü, kederli, tasalı.
Mail olmak: Meyli olmak, ehli olmak.
Mail: Ehil, meyil.
Malamat: Ortaya çıkarma, açıklama.
Malı: Çapı, yağlık, başa sarılan örtü.
Mamur: Bayındır, bakımlı.
Man: Bana.
Mar: Yılan.
Marağa dügüsi: Marağa pirinci.
Maral bakışan: Dişi geyik gibi bakışına.
Maral: Dişi geyik.
Marifet: Hüner.
Masiva: Ondan gayrısı (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tabirler. Dünya ile ilgili şeyler.

Maslahat: Uğraş.
Maş: Baklagillerden yenilebilen bir bitki, taneleri ufak bir tür börülce. 2.Mercimek.
Maşrık: Doğu yönü.
Maşuğun: Sevgilini.
Maşuk: Sevgili.
Mat etmek: Satranç oyununda yenmek.
Mat kılmak: Mat etmek.
Mat: Satranç oyununda uğranılan yenilgi.
Mavu: Mavi, göl.
Mayıl olmak: Meyil vermek, sevmek, gönül vermek.
Mayıl salmak: Meyil salmak, gönül düşünmek, sevdalanmak.
Mayılam: Meylim var, istekliyim, özlemliyim.
Mecal: Güçlük, dinçlik, derman, takat.
Mecnun: Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı.
Medet: Yardım çağrısı.
Mefta: (Meftah) Hazine,
Mehhr-i mübüvvet: Peygamber mührü.
Mehle: Mahalle.
Mehr-i muhabbet: Muhabbetin şefkati.
Mehriban: Dost, seven, güler yüzlü, sevecen.
Meknun: Örtülü, gizli, saklı,
Mektep uşağı: Okul çocuğu, öğrenci.
Melaik: Melekler.
Melhem: Merhem, acıyı giderecek, iyileştirecek em.
Melil: Üzgün, üzüntülü.
Melul: Üzgün, üzüntülü.
Memat: Ölüm, ahrete göç etmek.
Memir: Bayındır, mamur.
Men aref: Kendini bilme, kendini kötülüklerden koruma. Menend: Benzer.
Men: Ben.
Menal: Ele geçirilen, sahip olunan varlık; mal, mülk.
Menem: Benim.
Menemşe: Menekşe.
Menevşe: Menekşe.
Meni: Beni.
Menim tekim: Benim gibi.
Menim: Benim.
Mennen: Benden.
Mensiz: Bensiz.
Menzil: 1. Yolculukta dinlenmek amacıyla konaklanılan yer, konak, konak yeri. 2. İki konak yeri arasındaki uzaklık.

Menzil: Mesafe, ulaşılması amaçlanan yer.
Meraga[Maraga]: Batı İran'da, Sahand dağının güney eteğinde Urmiye gölüne yakm şehir.
Merah: I.Bilmek isteği; 2.Kaygı, tasa. [merak]
Merd-i peleng: Erkek kaplan, erkek panter.
Merduvan: Merdiven.
Mesgen: Mesken, barmak, yuva.
Meskenet: Miskinlik, uyuşukluk, bitkinlik, yoksulluk.
Mesnevi: Her beyti ayrı uyaklı -başlı başına uyaklı- bir Divan Edebiyatı koşuk biçimi. Bu türdeki yapıtların genel adı.

Mest müdam: Heraman, devamlı sarhoş.
Mest: Sarhoş, aklı başında olmayan.
Mestan: Esrik, sevgi esriği, gözleri süzgün.
Mestan: Sarhoşlar.
Mestur: Sınırlanmış, çizilmiş, yazılmış, örtülü.
Meşrig: Doğu yönü.
Meta: Sermaye, satılacak mal,
Metederem: Överim.
Metel: Şaşkın.
Mevla: Tanrı.
Mey: İçki.
Meyil: Meyil vermek, gönül vermek, ilgi yöneltmek, ilgi duymak.
Meyit (Meyyit): Ölü.
Meyli: Gönlü, isteği, dileği.
Mezat: 1. Artırma ile yapılan satış. 2. Artırma ile satış yapılan yer.
Mezer: Mezar.
Mezet: Mezat, artırma ile satış yapılan yer.
Miheng: Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran ayar aleti. Bir insanın kıymetini ahlakını anlamaya yarayan vasıta.

Mihman: Misafir.
Mihnet: Sıkıntı, çile.
Mihr-i muhabbet: Sevgi ve aşk, aşk güneşi.
Mihrap: Sevgilinin kaşları, mihrabın girintili yapısının bir yaya benzetilerek, kutsallığa yönelmiş bir övgü ile sevgilinin kaşlarının anlatılmasında kullanılması.

Milağ: Elma, armut, ayva hevengi.
Minasip: Uygun.
Minekaş ayvan: Alınlığı mavi çinilerle süslü ayvan, balkonlu konak.
Miner: Biner.
Mirze: Soylu, saygın kişi, mirza.
Misk: Güzel kokulu bir madde.
Misk-ü-amber: Çok güzel koku.
Mizan: Terazi, ölçü, tartı, akıl, idrak, muhakeme. Mahşerde herkesin amellerini tartmaya mahsus bir adalet ölçüsü olup hakiki mahiyeti ancak ahrette bilinecektir.

Mor menevşe: Mor menekşe, menekşe.
More: Trakya ve Rumeli yöresinde erkeklere bir hitap sözcüğü.
Mori: Trakya ve Rumeli yöresinde kadınlara bir hitap sözcüğü
Möhebbet: Muhabbet, sevgi" aşk, dostluk.
Mufassal: Netice, sözün kısası,
Mugallit: Taklitçi.
Muhannet: Korkak, soğuk davranışlı, uzak.
Muhip: Seven, sevgi besleyen.
Muhkem: Sağlam, metin, sıkı sıkıya kuvvetli, tahkim edilmiş, sağlamlaştırılmış.
Mukaddem: Zaman ve mekan cihetiyle daha evvel olan.
Mukadder: Kader , kısmet. tayin olunmuş.
Mulla: Molla.
Murtat (Mürted): Dönek.
Musahip: Yol kardeşi, birlikte olan, arkadaş.
Muş: Muş ili.
Muştu: Sevindiren haber, müjde.
Muştuluk: Muştucuya verilen armağan, muştuluk, müjdelik.
Muy: Saç.
Muzu: Engel.
Mübah: İşlenmesinde sevap ve günah olmayan şey.
Müdam: Devam eden, süren, sürekli.
Müddei: İddia eden. İddiacı. davacı.
Müheyya: Hazırlanmış olan.
Müjgan: Kirpikler.
Mülevves: Kirli, pis, bulaşık, alıkoyulup sonraya bırakılmış veya durdurulmuş olan. Karışık, intizamsız.

Mülk ü meleküt: Maddi olmayan alemin varlığı, varlık melekler.
Münaci(müncü): Kurtaran.
Münezzeh: Arınmış.
Münkir: İnkar eden.
Müptela: Bir şeye tutulmuş, düşkün, aşık.
Mürayi: Riyakar, iki yüzlü.
Mürşit: İrşad eden, doğru yolu gösteren, gafletten uyandıran, Peygamber varisi olan kılavuz. Tarikat piri, şeyhi.

Mürur etmek: Ulaşmak, varmak.
Müsahip: Yol kardeşliği.
Müstecap: Hoş görülen, istediği kabul edilen, icabet olunmuş.
Müşerref: Şereflendirilmiş, şerefli.
Müşg-ü amber: Misk-ü amber.
Müşteri: Müşteri yıldızı, Jüpiter. Erendiz.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:12   #13
 
Mehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Emeğine Sağlık Mazlum , Bilgi İçin Teşekkürler.
__________________
Besiktasforum.NET

KayıpKentinYakışıklısı.
Mehmet Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:13   #14
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

N

Naciler: Kurtulmuşlar, esenlik ve saadete kavuşanlar.
Naçar: Çaresiz, umarsız.
Naçaram: Çaresizim, umarsızım.
Naçarımı: Çaresizliğimi.
Nadan: Cahil, bilmez, haddini bilmez, kaba, terbiyesiz.
Nail olmak: Erişmek. Kavuşmak, ulaşmak.
Nail: Erişme, ulaşma.
Nakkaş: Süsleme sanatkarı, usta.
Nale: İnilti.
Name: Mektup, kitap, mecmua.
Namert: Mert olmayan, alçak.
Nan: Ekmek, yiyecek.
Nar: Ateş, tamu. [Mec.] Meme.
Nara çalmak: Ateşe atmak.
Nara salmak: Ateşe atmak.
Narh: Fiyat.
Nar-ı hicran: Ayrılık ateşi.
Nar-ı miran: Zalim, kumandanın belası.
Narınç: 1. Turunç meyvası. 2.Mec.Meme
Nasip: Düşerlik, pay.
Naşi: Hain, kötü kişi.
Natuvan: Natüvan, güçsüz, argın.
Natüvan: Güçsüz.
Nazan: Nazlı.
Nazar: Bakış.
Nazen(nazende): Nazlı, naz edici, naz yapan.
Nazenin: 1. Cilveli, oynak. 2. Çok nazlı yetiştirilmiş.
Nazeninnen: Nazeninle.
Nazınnan: Nazından.
Nazik: İnce, zarif, güzel.
Nebat: Bitki.
Necaset: Pislik, murdarlık.
Nece bir: Nasıl da.
Nece: Nice, nasıl.
Nedür: Nedir.
Ne-düşüpsen: Niçin düştün, niye düştün?
Nef eylemek: Fayda etmek.
Nef: Fayda.
Nefsi emmare: İnsanın çirkin ve şeytanın teşviklerine itirazssız ve mücadelesiz tabi olması hali.

Ner: Erkek deve.
Nerban: Deveci.
Nerde: Nerde.
Nerduvan: Merdiven.
Nergiz: Nergis çiçeği.
Nerye: Nerye, nereye.
Nevcivan: Taze, genç, delikanlı.
Nevruz: Eski bir İran takvimine göre yeni yılın ve ilkbaharın başlangıç günü, 22 Mart.
Neynerem: Neylerim, istemem.
Neynin: Neyleyeyim.
Nezereyıe: Nazarkıl, bak.
Nigar: Nigar, özel ad.
Nihan etmek: Gizlemek.
Nihan: Gizli, saklı, bulunmayan, görünmeyen, sır.
Nikap: Yüz örtüsü, peçe.
Nikap: Yüzörtüsü.
Nişana: Nişane, belirti, im, kanıt.
Niyaz: Dilek, istek, dua.
Niza: Çekişme, kavga.
Nize: Kargı, mızrak.
Nöker: Köle, hizmetçi.
Nuş eylemek: Zevk ve sefa etmek.
Nuş: İçen, içici, tatlı şerbet gibi içilecek şey, zevk ve sefa.
Nübüvvet: Peygamberlik, nebi olmak, nebilik, Allah'ın emriyle görevli olarak insanları doğru yola çevirmek.

Nüsha: Yazılı, yazılmış şey, yazılı bir şeyden çıkarılan suret.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:14   #15
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

O

Od: Ateş.
Oğramak: Uğramak.
Oğru: Hırsız, uğursuz.
Oğrun: Gizli.
Ohullar: Okurlar.
Ohumak: Okumak.
Ohur: Okur.
Oladım: Olaydım, olsaydım.
Olam: Olayım.
Olannar: Olanlar.
Olar: Olur.
Olasan: Olasın.
Olcağ: Olucak, olunca.
Olcah: Olacak, olunca.
Ollam: Olurum.
Olmuşam: Olmuşum.
Olmuyum: Olmayayım.
Olum: Olayım.
Onın: Onun.
Otağ: Büyük ve süslü çadır.
Oyanıban: Uyanarak
Oyanmak: Uyanmak.
Oyatmak: Uyandırmak.
Oymak: Oymalı, bezeli, süslü, kümü küme.
Oynayıban: Oyna*****
Oyunbaz: Oyuncu, aldatıcı.
Oyunnu: Oyunlu, tutumlu, davranışlı.


Ö

Ögünden: Önünden.
Öğmek: Övmek.
Öldi: Öldü.
Ölke: Ülke.
Öllem: Ölürüm.
Ölüm: Öleyim.
Ölümnen: Ölümden.
Ölüptür: Ölmüştür.
Ömür başa varmak: Ömrün sona ermesi, bitmesi.
Ömür başa yetmek: Ömrün sona ermesi, bitmesi.
Ömür malı: Ömür varı, tüm yaşam.
Örük: Saç örgüsü, bir örgü saç.
Öz: Kendi, zat.
Öz-elinnen: Kendi elinle
Özge yarnan: Özge yarla, başka sevgiliyle.
Özge: 1. Başka 2. Başkası.
Özgelernen: Özgelerle, başkalarıyla.
Öz-özüme: Kendi kendime.
Özüm: Kendim, ben.
Özüme: Kendime.
Özün: Kendin, sen.
Özünü: Kendini, kendisini.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:15   #16
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

P

Paca: Baca.
Pahıl: Kıskanç.
Pak: Temiz, saf, katıksız.
Para para: Parça parça.
Para: Pare, parça.
Paralamak : Parçalamak.
Pare pare: Parça parça, küme küme.
Parlı: Parlak, ışıldayan, göz kamaştırıcı.
Pars: Farsça.
Pay pay olmak: Bölünmek, bölüşülmek, paylaşılmak.
Pay: Parça, düşer.
Payam vaktı: Konuşma, haber alma zamanı.
Payam: Peyam, haber.
Payız: Sonbahar, güz.
Peder: Baba, ata.
Penah: Sığınma, sığınılacak yer , dayandığı nokta.
Perçem: Alına ve yüze düşürülen saç, kakül.
Pergar: Çember, koruyucu.
Peri teki: Peri gibi, çok güzel.
Peri: Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel, çok güzel dişi varlık. Perişan: Dağınık, karmakarışık.

Perrü bal: Kanat.
Pervan : Pervane, geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek.
Pervane: Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek, haberci, kılavuz. Peyk: Haber ve mektup getirip götüren.

Pervaz etmek: Havalanmak, uçmak.
Perveri koç: Besiye alınmış koç, besi koçu.
Perveri: Besili, besiye alınmış, beslenmiş.
Peş-peş: Ard, arka.
Peyke: Tahta sedir.
Peymane: Büyük kadeh, şarap bardağı.
Pısmak: Sinmek, başı omuzlara doğru çekerek korkuyla büzülmek.
Pısmanam: Pısmam, korkuyla sinmem.
Pısmanık: Pısmayız, korkuyla sinmeyiz.
Pısmazık: Pısmayız.
Pilte: Fitil.
Pinhan: Gizli, saklı.
Pir: 1. Hak katından aşıklık bağışlanmışlara dolu bade sunan Hızır. 2. Yaşlı, büyük, ihtiyar reis, bir tarikatın kurucusu, tarikatta ulu kişi, herhangi bir meslek ve sanatın kurucusu.

Pişe: 1. Sanat, meslek, iş. 2. Yaradılış, huy.
Pişvaz: Karşılama.
Piyale vaktı: İçkinin, şarabın sunulma zamanı.
Piyale: Şarap bardağı, içki kadehi.
Piye: Satranç oyununda ön sıraya dizilen taşlardan her biri, piyade.
Puc: Hiç, boş.
Pucalmak: Hiç olmak, boşa gitmek, boş çıkmak.
Puç: Puc, hiç, boş.
Pul: Para.
Puta: Uğruna dolu-bade içilen Tanrı vergisi sevgili, maşuka.
Puş eylemek: Örtünmek.
Puş: Örten, giyen, örtü, elbise. zırh.
Puta: Put putası.
Pür: Çok, dolu, çok fazla.
Pür-nur: Çok parlak, çok nurlu.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:15   #17
 
Mehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Emegine Saglık Mazlum , Bilgi İçin Teşekkürler.
__________________
Besiktasforum.NET

KayıpKentinYakışıklısı.
Mehmet Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:16   #18
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

R

Rah: Yol, tarz, usul.
Rah-ı Halık: Allah yolu.
Rahim Şah: Emrah ile Selbihan hikayesinin bir Erciş kolunda Selbihan'ın babası
Rahm eylemek: Acımak, esirgemek.
Rahm: Acıma, koruma, esirgeme.
Rah-nüma: Kılavuz.
Raz: Gizli sır, sır gibi saklı şey.
Ref: Kaldırma, yüceltme.
Reftar: Yürüme, salınma.
Regib: Rakip, karşıt.
Rengin almak: Rengini almak, renklenmek.
Revan : Erivan kenti.
Revan: Yürüyen, giden, akan.
Reyhan: Fesleğen.
Rıza: Memnunluk, istek, arzu.
Rikab: Huzur, makam.
Rişte rişte: Tel tel.
Rişte: Tel.[ip ucu]
Riya: Özü sözü bir olmamak. İki yüzlülük.
Ruz u şeb: Gece-gündüz, gece ve gündüz.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:18   #19
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

S

Saba: Gün doğusunda esen hoş ve latif rüzgar.
Saba: Yazın kuzeydoğudan esen hafif rüzgar, tanyeli.
Sabbah: Sabah.
Sadağa: Sadaka.
Sadr: Her şeyin evveli ve başlangıcının en iyisi, kalp, göğüs, ön.
Safi: Katışıksız, temiz, süzülmüş.
Sağ: Sağlam, canlı, diri.
Sağalmadı: İyileşmedi.
Sağalmak: İyileşmek.
Sağalmıştır: İyileşmiştir, iyileşti.
Sağınnan: Sağndan, sağ yanından.
Sağolmaz: Sağalmaz, iyileşmez.
Sahat Çukuru: Çukur Sa'd-Saat Çukuru. Doğusu Erivan, güneyi Iğdır olan çukur bölge. Adını XIV. yüzyılda yaşamış olan Türkistan beyi Sa'ad'dan alır.

Sail: Kibirli, saldıran.
Sakı[saki]: İçki sunan.
Saklıyarlar: Konuk ederler, ağırlarlar.
Sal: 1.Dağ eteği, dağ eteklerindeki geniş düzlükler. 2. Genelde mezar örtüsü olarak kullanılan yassı taş, yassı kum taşı. 3. Sedye.

Salaca: Hastanın taşındığı sedye, ölünün taşındığı sedye ya da tabut.
Salak: Salalım, atalım.
Salatın: Selatin, sultanlar.
Salıpsan: Düşürdün ki, düşürmüşsün ki.
Sallana sallana: Salına salına.
Salmak: 1. Dizmek, koymak. 2.Atmak. 3. Ağlatmak. 4.Göndermek, ulaştırmak, vermek. 5.Düşürmek.

Sanarsın: Sanırsın.
Sanasan: Sanasın, sanırsın.
Sapa: 1.Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. 2.Sarplık.
Saralar: Sararlar.
Saralı: Sarılı.
Saralıban: Sarararak.
Saralmak: Sararmak.
Sarayınnan: Sarayından.
Sarışak: Sarılalım, sarışalım.
Satılım: Satılayım.
Savgat: Armağan.
Say I: Çalışma, emek.
Say II: Sayı.
Say III: Kumda bir takım çizgiler çizerek fal bakma, remil.
Say IV: Seçme, seçkin.
Say sayılır: Sayılır, hesap edilir.
Say saymak: 1.Saymak, hesaplamak. 2.Kumda bir takım çizgiler çizerek fal bakmak, remil atmak.

Sayrı: Hasta, esenlik durumu bozulmuş.
Sayrı: Hasta.
Se: Üç sayısı.
Seba: Bkz.Saba.
Sebak: Ders.
Seb'ül mesan: Yedi kat gökyüzü. Yedi ayetten oluşan Fatiha suresi.
Sedir: Üstü halı, kilimle örtülü, minderli, yastıklı kerevet, divan.
Sefa: Gönül şenliği, rahatlık.
Seferbeylik: Bir ülkeyi savaşa hazırlayacak önlemlerin tümü, seferberlik.
Sefil Emrah: Ercişli Emrah.
Sehab: Bulut.
Seherinen: Seherle, tan ağartısında.
Sehv: Hata, yanılma.
Sekiz Cennet: En yüksek gök katında bulunduğuna inanılan cennetin sekiz katı ya da sekiz kapısı.

Seküş: Sekiş, sekme, sekerek yürüme
Selbi[Selbihan-Selbinaz]: Ercişli Emrah'ın sevgilisi, Erciş kalesinin başbuğu Miroğlu'nun kızı.
Selvağacı: [Selvi ağacı, selvi dalı]: İnce uzun boylu.
Sema: Gökyüzü.
Semek: Balık.
Seninnen: Seninle.
Sennen: Senden, seninle.
Sentekin: Senin eşin, senin gibi.
Ser çeşme: Suyun başı.
Ser: Baş, tepe, uç.
Ser: Baş.
Seraser: Baştan başa.
Serencam: Başa gelen, baştan geçen ibretli hadise.
Sergerden: Başı dönmüş, şaşkın.
Sermest eylemek: Serbest eylemek, sarhoş etmek, başını döndürmek.
Server: Reis, baş.
Servi hôban: Uzun boylu güzel.
Serv-i-revan: Uzun boylu sevgili, boyu selviye dönüşmüş, boyu selviyi andıran.
Settar: Allah'ın sıfatlarından biri. Örten, kapayan, gizleyen.
Sevdügüm: Sevdiğim, sevgilim.
Sevecen: İçten seven, koru***** seven, şefkatli.
Sevennerin: Sevenlerin.
Seversez: Severseniz.
Sevli: Selvi, Selbi.
Sevmeginen: Sevmekle, sevmek ile.
Sevülmek: Sevilmek.
Sevülür: Sevilir.
Seyrakıp: Rakip, karşıt olan kötü kişi.
Seyran eylemek: Gezmek, gezinmek.
Seyran: Seyran, gezme, gezinti.
Seyrana çıhmak: Gezmeye, gezintiye çıkmak.
Seyrana düşmek: Gezintiye çıkmak.
Seyreylemek: Seyretmek.
Seyreylemiş: Seyretmiş, seyreylemiş.
Seyrine varmadan: Görmeye gitmeden, görmeye doymadan.
Seyrine varmak: Görmeye gitmek.
Seyyah: Gezgin, gezmen.
Seyyat: Avcı.
Seza: Layık.
Sıdk ile: İçtenlikle.
Sıdk: 1. Doğruluk, gerçeklik. 2.İçten bağlılık.
Sıdk: Kalp temizliği, ahdına sadık olma, samimi.
Sıdkınan: Doğru olarak, içtenlikle.
Sığamak: Sıvazlamak, okşamak.
Sındırmak: Kırmak, koparmak.
Sınık: Kırık.
Sırat mizan: Doğru yol.
Sıratü'l-müstakim: Doğru yol.
Sırdaş: Sır ortağı, sır saklayan.
Sırma: Gümüş tel, altın yaldızlı gümüş tel.
Sırr-ı yezdan: Tanrı Sırrı.
Sırrım: Sırrımı.
Sızıldanmak: Sızlanmak, yakınmak, sürekli yakınmak.
Sim ü zer: Altın ve gümüş.
Sim: Gümüş, gümüş, tel.
Simizer: Sim ü zer, gümüş ve altın.
Sin I: Mezar, gömüt.
Sin II: 1. ''S'' harfinin Arap abecesindeki adı. 2.Arap abecesinin on ikinci, Fars ve Osmanlı abecesinin on beşinci harfi.

Sin: Çin.
Sina: Sine, göğüs.
Sine: Göğüs, gönül, yürek.
Sine: Göğüs, kalp, iç.
Singirlenmek: Gerdanın sineye doğru güzelliğini bozmayacak bir ölçüde inmesi.
Sipin vahtı: Dua, yakarma zamanı; alatan; tan yerinin ağardığı zaman.
Sitem: 1. Bir kimseye, yaptığı güce gidecek bir eylemin ya da söylediği sözün yarattığı kırgınlık v.b. olumsuzlukları öfkelenmeden belirtme. 2. Haksızlık, eziyet.

Sitemkar: Sitem eden, sitemli, sitem taşıyan zulum ve haksızlık eden.
Somat: Şölen sofrası, sofra.
Sona: Suna, dişi ördek.
Sorak: Merak, düşkünlük.
Soraram: Sorarım.
Sormak: Emmek, sorumak, soğurmak,
Sökel düşmek: Halsiz düşmek.
Söylerem: Söylerim.
Söylüyüm: Söyleyeyim.
Sözün sayı: Sözün doğrusu.
Sözüni: Sözünü.
Sufra: Sofra.
Sulb: Soy , sülale, zürriyet.
Sücut etmek: Secde etmek.
Sücut: Secde.
Südkar: Şeker .
Süheyl: Süheyl yıldızı, sevgili.
Süleyman: Kur'an'da anılan peygamberlerden biri, İncil'de de adı geçen İsrail kıralı (İ.Ö.970-93 1 arası). Kur'an'ın bir çok ayetinde Süleyman peygambere verilen iistiin güçler, ilalıi nİnıetier ve saltanattan söz edilir. Kur'an'a göre Süleynıan, Davut peyganıberin oğludur. Süleylan peygamberin kuşların dilini bildiğine, rüzgara ve cinlere hükmettiğine inanılır. Divan ve Halk şairleri, Süleyman peygamberin doğa üstü güçlerine ve kudretli yüzüğüne (Mührü Süleyman) şiirlerinde telmih yoluyla, sıkça değinirler. Divan ve Halk şiirinde Süleyman peygamber kuvvet ve kudret örneği olarak işlenir.

Sümme veçhullah: Allah'ın.
Sünnet: Hz. Muhammed'in Müslümanlarca uyulması gerekli davranışlarının ve değişik konularda söylemiş olduğu sözlerin tümü. İbadet yönünden sünnet, farz olan nazalardan önce ve sonra kılınan namazlardır.

Süresen: Süresin.
Süryani: Eski Suriye halkında, Samilerin Arami kolundan olan.
Süsen: Süsen Çiçeği.
Süz: Süzülerek.
Süzmege: Süzmeye.
Süzük: Süzgün, baygın
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 27-08-2009, 01:19   #20
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ş

Şad olmak: Sevinçli olmak, neşelenmek.
Şad: Sevinçli, şen.
Şadda: Kuşak.
Şadlığ deryası: Sevinç denizi.
Şadlığ-şadlık: Sevinç, sevinçlilik.
Şadlık ünü: Sevinç sesi, sevincin sesi.
Şahanterlan: Şahin kuşu.
Şahan-terlan: Şahin kuşu.
Şahbaz: İri bir tür akdoğan.
Şakkü'l - kamer: Ayın ikiye bölünmesi.
Şamama: Güzel kokulu, yuvarlak, sarı kırmızı ya da sarı kahverengi çizgili bir tür küçük kavun. Saz şairlerinin şiirlerinde genç kız memesi kimi kez şamamaya benzetilir.

Şana: Tarak.
Şar: Şehir, kent, pazar.
Şaşarsız: Şaşırırsınız.
Şavk: Işık.
Şavkı çalmış: Işığı vurmuş.
Şayan: Yakışır, yaraşır, değer.
Şaz: Şad, mutlu, mutluluk.
Şaz: Şad, sevinç, neşe, mut.
Şefi: Ela göz, tatlı şaşı.
Şefteli: Şeftali.
Şeher: Şehir, kent.
Şekva: Şikayet, aciz kaldığını ve zavallılığını haber vermek.
Şem: Balmumundan yapılma mum.
Şems ü kamer: Ay ve güneş.
Şems: Güneş.
Şeraben tahur: Cennete mahsus şurup.
Şerik: Ortak, ders, okul arkadaşı.
Şeş: Altı (sayı).
Şevle: Şule, alev, yalım, parıltı.
Şeyda bülbül: Gülün sevgisiyle kendini yitirmiş bülbül.
Şeyda: Şaşkın, deli, sevda delisi.
Şikar eylemek: şikar eylemek, avlamak.
Şikar: Av.
Şikest eylemek: Kırmak.
Şikeste: Kırılmış, incinmiş.
Şire: 1.Şıra, daha mayalanmamış üzüm suyu; 2. Kimi meyve sularına verilen ad.
Şirin güftar: Tatlı söz.
Şirin: Ferhat ile Şirin hikayesinin baş kadın kişisi.
Şirin: Tatlı, sevimli.
Şita: Kış.
Şol: Şu.
Şovg-şovg: Şavk, ışık, parıltı.
Şövle: Şule, alev, yalım, parıltı.
Şuğ: Filiz, ağacın ilkbahar sürgünü.
Şuh-i-terlen: Özgürce uçan doğan.
Şule: Alev, ateş. alevlenmiş olan.
Şule: Alev, yalım.
Şüşe çekmek: Büyümeye, biçimlenmeye başlamak.
Şüşe: Şişe, sıvıların, özellikle içkilerin konulduğu camdan yapılmış dar ağızlı kap
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 03:10 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580