Nasıl Bir Türkiye

[ferro1903]

A&G araştırma şirketinin 32 ilde yaptığı geniş çaplı araştırmaya göre, Türk halkının yüzde 31.1'i 2007'de daha iyi bir Türkiye bekliyor. Halkın yüzde 26.9'u ise 'Daha kötü olur' diyor. Yine aynı araştırmaya göre, erkekler kadınlardan daha iyimser

A&Garaştırma şirketinin 2006'nın sonunda Türkiye genelinde yaptığı araştırma, yeni yıldan umutlu olanların karamsarlardan daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Türk halkının yüzde 31.1'i 2007'de daha iyi bir Türkiye beklerken, "daha kötü olacak" diyenlerin oranı yüzde 26.9'da kaldı. Erken seçim istemeyenlerin oranı, isteyenleri geride bıraktı.
Türkiye'nin 7 bölgesinden 32 il ve 112 ilçede 2 bin 385 kişiyle 16-17 Aralık tarihlerinde görüşülerek yapılan araştırmadan, erkeklerin kadınlardan daha iyimser olduğu sonucu çıktı. İyimserlerin yüzde 34'ünü erkekler, yüzde 27.5'ini kadınlar oluşturdu. Karamsarların yüzde 27.3'ü erkek, yüzde 26.4'ü kadın...

Geçim yükünü üstlenen orta yaş grubu, genel ortalamanın biraz daha üzerinde karamsar gözükürken, eğitim yükseldikçe kötümserlerin oranı arttı. İlkokul mezunlarının yüzde 32'si daha iyi bir Türkiye beklerken, üniversite mezunu iyimserlerin oranı yüzde 20.5. Sosyal statü yükseldikçe karamsarların oranı artarken, kırsal bölgelerde yaşayanlar da, büyük şehirlerde yaşayanlara oranla daha iyimser. Kırsal bölgelerdekilerin yüzde 37.2'si 2007'nin daha iyi olacağını düşünürken, büyük şehirlerdeki iyimserlerin oranı yüzde 25.4...

CHP'li karamsar
AKP'li seçmenlerin yüzde 58.9'u daha iyi, yüzde 8'i daha kötü bir yıl bekliyor. CHP'li seçmenin sadece yüzde 18.4'ü iyimserken, yüzde 45.2'si 2007'nin daha kötü olacağını düşünüyor. MHP'lilerin yüzde 22.5'i, ANAP'lıların yüzde 15.5'i, DTP'lilerin yüzde 19.3, DSP'lilerin yüzde 12.2'si, GP'lilerin yüzde 37.5'i, Saaddet Partililerin ise yüzde 30'unun 2007'den beklentileri iyimser.

'Erken seçim'e bakış
Eğitim seviyesi yükseldikçe erken seçim isteyenler artıyor. İlkokul mezunlarının yüzde 34.5'i, üniversite mezunlarının yüzde 58.1'i "Erken seçim olmalı" diyor. Büyük şehirlerde yaşayanların yüzde 52.5'i erken seçim isterken, kırsal bölgelerdekilerin yüzde 56.9'u erken seçim istemiyor. AKP'lilerin yüzde 75.8'i erken seçim istemezken, CHP'lilerin yüzde 79.1'i, MHP'lilerin yüzde 47.4'ü, DYP'lilerin yüzde 49.5'i erken seçim istiyor.

AKP'li askere güveniyor
Araştırmaya göre, halkın en çok güvendiği kurum sıralamasında ilk sırayı yüzde 89.6 ile Türk Silahlı Kuvvetleri alıyor. Doğu Anadolu'da yaşayanların yüzde 21.5'i, Güneydoğu Anadolu'da yaşayanların yüzde 72'si orduya güvenmediğini belirtirken, AKP'li seçmenin yüzde 87'si orduya güveniyor. DTP'li seçmenin yüzde 89'u ise orduya güvenmiyor.
Kadınların yüzde 69.8'i, erkeklerin yüzde 62.1'i Cumhurbaşkanı'na güvendiğini belirtirken, Başbakan'a güvenen erkeklerin oranı kadınlardan daha fazla. Eğitim yükseldikçe Cumhurbaşkanı'na güvenenlerin oranı artarken, Başbakan'a güvenenler azalıyor. Başbakan'a güvenenlerin oranı büyük şehirlerden kırsala gittikçe artıyor. AKP'lilerin yüzde 57'si, CHP'lilerin yüzde 88'i Cumhurbaşkanı'na güvendiğini belirtirken, DYP'lilerin yüzde 55'i, CHP'lilerin yüzde 25'i, MHP'lilerin yüzde 24'ü Başbakan'a güveniyor.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a güven düştü

2000 yılında yüzde 91.1 olan orduya güven 2001'de yüzde 85'e düşerken, 2006'da 89.6'ya yükseldi. 2000 yılında Cumhurbaşkanı'na olan güven yüzde 94.1 iken 2001'de 85.7, 2006'da ise 68.8 oldu. Başbakan'a duyulan güven ise 2000'de yüzde 62 iken, 2001'de yüzde 17.7'ye geriledi, 2006'da ise 51.6'ya yükseldi.

Kıbrıs'ta taviz yok

Katılımcıların yüzde 6.3'ü liman ve havalanlarının Kıbrıs Rumlarına açılmasını isterken, yüzde 55.5'i "Türkiye, Kıbrıs'tan asla taviz vermemelidir" diyor. Yüzde 20.9'u ise ambargoların kaldırılmasına karşılık bir havaalanı veya limanın açılması gerektiği görüşünde.
Gençler, bir liman veya havaalanının açılmasını daha fazla isterken, eğitim seviyesi yükseldikçe ambargoların kaldırılmasına karşılık liman veya havaalanı açılması isteyenlerin oranı artıyor. DTP'lilerin yüzde 66.7'si limanların Rum kesimine açılmasını isterken, AKP'lilerin yüzde 45.9'u, CHP'lilerin 66.8'i, MHP'lilerin ise yüzde 70.5'i "Asla taviz verilmemeli" görüşüne sahip.

Avrupa Birliği bizi almaz!

Türk halkının yüzde 52.6'sı AB'nin Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmeyeceğine, oyalayarak taviz koparmaya çalıştığına inanıyor. Türkiye'nin üyeliğe kabul edileceğini düşünenlerin oranı sadece 13.6.
Halkın yüzde 21.1'i "AB'ye tam üye olacağımız kesin değil ama biz yine de üzerimize düşeni yapmalıyız" görüşünü paylaşıyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe "Üyelik kesin olmasa bile Türkiye üzerine düşenleri yapmalı" diyenlerin oranı artıyor. Oyunu Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) vereceğini söyleyenlerin yüzde 56.4'ü Türkiye'nin gerekli şartları yerine getirmesi gerektiğini düşünürken, AKP'lilerden aynı görüşü paylaşanların oranı genel ortalamanın biraz üzerinde.

AB'ye tepki tavan yaptı

A&G araştırma şirketinin başkanı Adil Gür, 7-8 yıldır her yıl düzenli olarak bu araştırmaları yaptıklarını, ilk kez bu yıl AB'ye karşı çıkanların ve Türkiye'nin dik durmasını isteyenlerin oranının bu kadar yüksek çıktığını söyledi. Bunun nedenini AB'yle müzakerelerde şu anda gelinen noktaya bağlayan Gür, diğer sonuçları şöyle yorumladı: "Anketten çıkan birinci sonuç, Türk halkının 2007 konusunda iyimser olması. İktidardan memnun olmayanlar, ağırlıklı olarak şehirde yaşayan iyi eğitimli insanlar. Bu karamsarlık veya iyimserlik, Türkiye ve dünyadaki gelişmelerden çok, siyasi iktidara yakınlık göz önünde bulundurularak ortaya çıkıyor.

Şiddeti ekonomik sıkıntı artırdı

Türk halkına göre, son zamanlarda artan şiddetin en büyük sebebi ekonomik zorluklar. Katılımcıların yüzde 68.5'i şiddetin gerekçesi olarak ekonomik zorlukları gösterirken, yüzde 38.9'u televizyonlarda yayımlanan, şiddet içeren dizilerin, yüzde 38.7'si ahlaki çöküntünün, yüzde 14.3'ü ise toplumun ruh sağlığının bozulmasının olumsuz artışta etkili olduğunu düşünüyor.
Erkekler şiddetin gerekçeleri arasında ekonomik sebepler ve ahlaki çöküntüyü genel ortalamanın üzerinde gösterirken, kadınlar şiddet içeren diziler ve ruh sağlığının bozulmasını ortalamanın üzerinde sebep olarak görüyor.
Gençler ekonomik zorluklar ve ruh sağlığını, 44 yaş üstü kesim ahlaki çöküntüyü, üst gelir ve eğitim grubuna dahil olanlar ise ekonomik zorluklar ve ruh sağlığının bozulmasını ortalamanın üzerinde gerekçe olarak gösteriyorlar.

[Meric]

teşekkürler paylaşım için