|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Haberler Bu Bölümde Gündem Yaratan Haberler Tartışılır. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
20-02-2009, 23:39 | #1 | ||
ÇUKUROVA KARTALI Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 11.535
Tecrübe Puanı: 62 |
Atlas okyanusunda tespit edilen 'gizemli' şekillerin kayıp kıta Atlantis'e ait harabeler olabileceği belirtildi. İngiliz The Sun Gazetesi'nin haberine göre, ördüğünüz bu fotoğraf, batan efsane şehir Atlantis'in fotoğrafı olabilir. Fotoğraf, Atlas okyanusunun yaklaşık 5,5km derinliğinde, deniz tabanında neredeyse Galler boyutlarındaki mükemmel bir üçgen siteyi gösteriyor. Büyük bir şehir gibi duran site oldukça geniş ve doğal olarak oluşmuş gibi. Üçgen, sınırlarla çevrilmişe benziyor Alınan bilgiye göre, geçtiğimiz gece kayıp metropolisin bulunmuş olma olasılığı okyanus bilimcileri ve jeofizikçileri heyecanlandırdı. Site Afrika'nın batı kıyısından yaklaşık 1000km uzaklığında ve Kanarya Adalarına daha yakın. Bu yer, ünlü filozof Plato tarafından kayıp şehir Atlantis'in olduğu yer olarak söylenen bölgeye yakın. Plato, Atlantis'in MÖ9700 yıllarında deprem nedeniyle batan bir ada medeniyeti olduğuna inanıyordu. Haberin yayıldığı gece Atlantis üzerinde en büyük araştırmayı yapan otoritelerden birisi olan New York State University'den Doktor Charles Orser bu bulguyu ‘büyüleyici' olarak nitelendirdi. Doktor, Orse “Site, Atlantis için önerilen yerlerden en öne çıkanı. Coğrafi bir şekil olsa bile, daha derin bir araştırmayı hak ediyor" dedi. Atlantis'ten bahseden filozof Platon, kıtanın M.Ö 9700'de, yani yaklaşık 12 bin yıl önce sulara gömüldüğünden bahsetmişti. | ||
|
20-02-2009, 23:40 | #2 | ||
ÇUKUROVA KARTALI Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 11.535
Tecrübe Puanı: 62 |
Atlantis efsanevi her milletin ve dönemin ülkelerinin bulmak istediği batık bir kıta ve uygarlıktır. Platon'a göre Atlantis, "Herkül Sütunları'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın birçok kısmını fetheden ve Solon'un zamanından 9,000 yıl önce (yaklaşık M.Ö.9500) Atina'yı fethetmeye çalışan, ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır. Platon'un diyaloglarında gömülü bir hikâye halinde olan Atlantis, genellikle Platon tarafından kendi politik teorilerini anlatmak için yaratılmış bir efsane olarak görülür. Bir çok akademisyen için Atlantis hikâyesinin amacı belirgin olmasına rağmen, Platon'un hikâyesinin nekadarının eski hikâyelerden derlendiği bir tartışma konusudur. bazı akademisyenler Platon'un hikâyeyi Thera yanardağ patlaması veya Troya Savaşı'ndaki bazı öğelerle oluşturduğunu savunurken, bazıları ise M.Ö. 373'te gerçekleşen Helike'nin yıkımı veya M.Ö. 415-413 yılları arasında gerçekleşen Atina'nın başarısız Sicilya işgali gibi olaylardan esinlendiğini savunurlar. M.Ö. 421 yılında Sokrates'in evindeki bir Felsefe sohbetinde Atinalı devlet adamı Kristias, dedesi Dropides'in kendisine naklettiği efsaneyi hikâye eder. Hikayeyi dede Dropides'e nakleden ünlü Yunanlı şair Solon'dur. Solon'un gösterdiği kaynak ise Mısır'da bulunduğu dönemde tanıştığı Mısırlı bir keşiştir ve Keşiş'e göre Atlantis 'e ilişkin olaylar M.Ö. 9000 yılında gerçekleşmiştir. Plutarkhos'a göre Sais şehrinde Solon'a ders veren rahibin adı Sonchis idi. İskenderiyeli Clemens'e göre bu aynı zamanda Pythagoras'a ders veren Mısırlı rahibin adıdır. Platon'un hem Kritias, hem de Solon'la akrabalığı vardı. Ayrıca, kendisi de Mısır'ı ziyaret ederek birkaç yıl kalmış ve inisiye olmuştu. Onun için, bazı Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan önce, bu konuda bilgileri topladığı fikrindeler. Platon(eflatun)'a göre bu kıta çok zengindi ve soylu insanlar tarafından yönetiliyordu.Bir felaket sonucu okyanusun sularına gömülmüştü. Kur'an'da "Ad kavmi" diye de geçer, Ad-land; Ad Ülkesi demektir. Kimi araştırmacılar İbranice'deki, ilk insanı belirten ve adama sözcüğünden gelen "Adem", Sanskrit dilinde “ilk, başlama” anlamına gelen ve Aryenler'in ilk konuşan insan türüne verdikleri ad olan "Ad-i", Frigler'in "Attis", Kafkasyalılar'ın "Adige", Polinezyada'daki "atea", Truva öyküsündeki "Ate", Aztek mitolosindeki "Atzlan" (ada) ve Türkçe'deki "ad", "ada", "ata" (pek çok dilde baba anlamına gelir) sözcükleri ile "Ad" kavminin adı arasında etimolojik bir bağlantı olabileceği düşünülmektedir. Kutsal Kitaplarda Atlantis 1947 yıllında, Ölü Denize yakın Kumran mağrasında bulunan rulo yazıtlar, İbrani kutsal edebiyatın en eski örneklerini oluşturur. Bulunan bir yazıta göre Nuh farklı bir fiziğe sahipti. Öyle ki, babası Lamek onun kendi oğlu olduğunu karısı Bartenoş'un yemin ve ısrarlarına rağmen inanmamıştı. Nuh'un "Bakıcılar, Kutsal Olanlar veya devler" in soyundan gelmediğini ancak meleklerden her şeyi öğrenen" büyükbabası Enok (İdris)'a danıştıktan sonra inanmıştı. Kitabi Mukaddes'te (Eski Ahit ve Yeni Ahit / İncil) Enok kitabından yer yer söz edilir. Asırlardır saklanan ve kutsal metinler külliyatından çıkarılan bu kitabın iki farklı nüshası vardır, biri yakın zamanlarda bir Rus manastırında bulunarak Slavonik dilde muhafaza edilmiştir. Adı Enok'un (İdris) Sırlar Kitabıdır. Bu kitapta Enok'un Tanrı tarafından göğe kaldırıldıktan sonra cennet ve cehennem katlarında gördüklerini ve sonradan 360 kitap yazdığını anlatmaktadır. İkinci ve çok daha uzun kitap ise Enok'un Kitabıdır. Burada Nefilimlerin devler olduklarını ve tufandan önceki çöküş devrinde onların insanoğlunun yiyeceklerini tükettiklerini ve bunlar da yetmediğinde insanları yediklerini yazıyor. Bu kitapta, bu çeşit atıflar, dini çevreleri rahatsız etmişti (San Augustine Tanrının Şehri) ve bu kitabın Eski Ahit külliyatından çıkarılmasına, 1772 yılında James Bruce tarafından bir Habeş manastırında bulunana dek, yüzyıllardır ortandan kayıp olmasına sebep vermişti. (Vikipedi) | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |