Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Biyografi > Halk Kahramanları

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-02-2007, 06:51   #1
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kara Fatma

Milli Mücadele'nin bayraklaşan kahramanı: KARA FATMA


Doksanüç Harbi denilen Türk-Rus Savaşı vesilesiyle temayüz eden ve Kara Fatma ünvanı taşıyan kadınlardan ilki, bir aşŒret reisinin kızı idi. Genç yaşında etrafına kendisi gibi mücadeleci kadınları toplayarak adeta gönüllü bir alay teşkil etmişti. Onları disiplinli bir ordu efradı gibi sevk ve idare ediyordu.

"Kadınlar Dünyası" isimli gazetenin 20 Temmuz 1913 tarihli ve 100-1 numaralı sayısında bu muhterem validemiz hakkında şu bilgi verilmiştir.

"Kara Fatma, Malatya'ya bağlı Aladağlı'dır. Zayıf, orta boylu ve esmer, gözleri ve kaşları siyahtır. Elbisesi, erkek elbiselerinin aynıdır. Entari yerine geniş bir şalvar, ceket yerine ise "sarka" tabir olunan bir tür cepken giyerdi. Sesi erkek sesi gibi gür ve sertti. Yüzünü örtmez fakat, saçlarını boynuna dolar; başının, yüz kısmı dışında bütün kısımlarını "Leçel" denilen beyaz bir bezle kat kat sararak örterdi. Maiyeti üzerinde son derece nüfuza malik olup İbo namındaki danışmanı dahi Kara Fatma'nın hışım ve heybetinden ürperirdi. Lakin , cengaver olduğu nisbette yumuşaktı ancak, şefkati lüzumundan fazla değildi. Kara Fatma, tarihen sabit olan en mühim ve parlak zaferlerini Rusya Muharebesi hengamında göstermişti.

Ölümden korkmayan kahraman

Rus orduları Erzurum'u işgal ettiği esnada Kara Fatma, Aziziye Tabyası'nda maiyetindeki üç-dört bin cengaverle birlikte savaşmıştır. Bu büyük Müslüman-Türk annesi, askerin içeceğini, yiyeceğini hazırlar, yaralıları tedavi eder, omuzlarında yararlı askerleri hastaneye taşırdı. Düşman, Aziziye Tabyası'nın her s–retle müdafaasında gösterilen metanet ve şiddetin bertaraf edilmeyeceğini anlayınca hŒleye müracaat ederek bir gece yarısı askerlerimizin koğuşu yakınına sokmuş olduğu bir nefere, bir tüfek attırıp koğuşun lambasını söndürtmüş... Askerlerimiz kendilerini düşmanın bastığını zannederek rastgele, ateş etmiş ve birbirlerini sabaha kadar katlettikten sonra düşman kolaylıkla tabyayı zabtetmişti. Bu korkunç hile ve sarsıntımızdan son derece müteessir olan Kara Fatma, hemen Erzurum içlerine girmiş ve topladığı erkek, kadın, genç, ihtiyar birçok vatandaşı tüfek bulamayanları evlerden buldurduğu balta, satır ve kılıçlarla silahlandırıp Aziziye Tabyası'na yönlendirmiş gülle, kurşun yağmurları aldırmaksızın taarruz etmiştir. Yüzlercesi şehit olduğu halde ölümden asla yüz çevirmemiş ve tabyanın hendeklerini düşmanın leşleriyle doldurarak Aziziye Tabyası'nın kurtarılmasına muvaffak olmuştur."Meşhur Sivastopol Destanı'nda Kara Fatma'dan şöyle bahsedilir:

Sivastopol Destanı'nda Kara Fatma

Beş altı gün sonra geldi
Kara Fatma-i gazi
Nisalar kahramanı, şeref-razı

Beş altı yüz kişiyle geldi o an,
Kamusu hep süvari-i namdaran.

Onların namı var Türkmen ilinde
Kılıç belinde, kargı yollarında.

Onlar çok kırdı düşman, döktü kanın
Şehid oldu karındaşı nisanun.

O hatun kendi dahi yaralandı
Onuldu yarası hoş varlandı.

Ömer paşa olup Şumn–da kaim
Onlara gönderir cephane daim.

Kara Fatma bu harpte yüz bin kişilik düşman ordusunun karşısında geceli gündüzlü harbederek Türk ordusunun en ileri hatlarına kadar giderek askere cesaret aşılamıştı. Bu harpte bir ara yaralanmış ve kardeşini kaybetmişti. Kahramanlığı yabancı eserlere de geçmiştir. Allah şefaatinden mahrum eylemesin

Kara Fatmalar tükenmez

Kuva-yı Milliye'nin Kara Fatma namlı kadın kahramanlarından bir diğeri, Batı Anaddolu'da Yunanlılara karşı mücadele eden ve ilk Kuva-yı Milliye hareketinin mimarı Mustafa Kemal Atatürk'ün de liyakatini kazanan Kara Fatma'dır. Memleketin kara günlerinde, bütün kadınlığı gönülden temsil eden, vatan için, istiklal için dövüşen ve adı sık sık gündeme gelen Kara Fatma, bizim endişeli günlerimizin sayılı kahramanlarından, kadınlarımızın en saygıya değerlerindendir...

Ölünceye kadar sırtında muharebe zamanlarında giydiği elbisesinin bir benzeri ve göğsünde taşıdığı "İstiklal Madalyası" ile çok kere cadde ve sokaklarda gelip geçenlerin dikkatini çeken bu kahraman Türk anası, kendisine bağlanan maaşı, bir hayır cemiyetine bağlamış olduğundan hayatının son yıllarını, kendi uhdesinde kalan yetim torunları ile birlikte fakr-u zar–ret içinde geçirmiştir.

Hakikaten, Milli Mücadele döneminin birçok erkek kahramanı kadar şöhret yapmış ve hizmet etmiş bulanan Kara Fatma, son yıllara kadar muammer olmuş ve hakkında basında muhtelif vesilelerle pek çok neşriyat yapılmıştır.

"Muharebe bana düğün gelir"

Memleketi tehlikede gören bu genç kadın, şahsŒ arzularının verdiği bir ıstırabı olmadan, İşgal Kuvvetleri'nin sıkıcı karanlığına dayanamıyor. "Kadın isem de, Türk değil miyim?" diyerek İstanbul'dan kah yürüyerek, kah ata binerek dolu dizgin, ancak gençlik ve memleket aşkının verdiği cesaretle Sivas'a geliyor ve Mustafa Kemal'in karşısına çıkarak:

"-Bütün millet, vatanın kurtarılmasını bekliyor, işte ben de kadın halimle geldim ! İş göster. Emret !" diyordu.

Samimi ve içten gelen bu sözler Mustafa Kemal'in gözünden kaçmıyor:

"-Peki ama ne iş görebilirsin? Silah kullanır mısın? Ata biner misin? Harpten ateşten korkmaz mısın?"

"-Ata binerim, silah kullanırım, muharebe bana düğün gelir" cevaplarını veren Kara Fatma'ya hayran kalan Mustafa Kemal, "Şu dakikada bütün kadınlarımız senin gibi olsalardı Kara Fatma !" diyor ve bu s–retle Fatma Hanım, "Kara Fatma" lakabını almış oluyor.

Mustafa Kemal'den aldığı emir ve tavsiyelerle İstanbul'a gelen Kara Fatma 15 kişilik vatansever genci etrafına topluyor, buradan Kocaeli'ne geçiyorlar. Köylerde vaziyeti asla belli etmeden tam bir teşkilat kurmayı başarıyor ve Geyve'de cephe tutuyor. Halid Bey Kumandası'nda bir yıl çalışıyor, çarpışıyor ve bu sırada ilk defa yaralanıyor. Teşkilat lağvedilince orduya çavuş olarak giriyor. Birçok korkulu savaşlarda orduya, istiklale büyük hizmetler eden Kara Fatma'nın bu zaferlerden tek nişanesi aldığı bir yara ile kırmızı kurdelalı bir harp madalyası ona gurur ve iftihar veriyor.

Kuva-yı Milliye'nin hadimi

Kendisi, Kuva-yı Milliye devresindeki hizmet ve faaliyetlerini bir gazeteciye aşağıdaki şekilde hulasa etmiştir:

"-İzmit, Adapazarı, Düzce ve civarına Yunanlılar sık sık baskınlar yapıyordu. Bir gün kumandan Halid Bey beni çağırdı ve şunu söyledi:

"-Fatma Hanım, senin bugüne kadar yaptıklarından çok memnunum, sana kaymakamlık vereceğim."

Halid Bey'in bu sözlerinden anlamıştım ki; bana gene mühim bir iş verecek.

Şu emri verdi.

"-Şimdi adamlarını alıp İznik'e gideceksin!"

"-Ama ben on beş gün önce orada idim."

"-Gene gideceksin, orada bulun, işlerin var."

Emir, emirdi. Derhal hazırlandım, atlarımıza atladık, dağlardan bayırlardan dolu dizgin koşturuyorduk.

Yolda nefes nefese iki köylüye rastladık. Bizi görünce:

"-Aman" dediler, "imdada gelin, köyümüzü bastılar, hepimizi öldürecekler."

"-Kimler bastı, köyünüzü?"

"-Kimler olacak, gavurlar."

Öyle günler yaşıyorduk ki; kimseye inanmak caiz de değildi hani. Bu, düşmanın bir oyunu olabilirdi, nitekim bu gibi hadiselerle çok karşılaşmıştık.

"-Hangi köydensiniz?"

"-Elmacık Köyü'nden."

Hemen atlardan indik, kıyafetlerimizi değiştirdik. Ben eski püskü bir elbise giymiştim.

Köye girdiğimiz zaman manzara tüyler ürpertici idi.

Meydanda bir papaz oturuyordu. Etrafında onbeş, onaltı kadar silahlı vardı. Türkleri bir araya getirmişlerdi. Papaz, Hıristiyan kadınlara sordu:

"-Nasıl ceza verelim?"

Kadınlardan biri:

"-Onları iyice bağladıktan sonra bize teslim ediniz, intikamımızı biz alırız" dediler.

Benden şüphe edilmediği için yanlarına kadar yaklaşmıştım.

Papaz, üç Türk'ün bir ağaca bağlanmasını emretti.

Kardeşime yaklaştım:

"-Hali görüyor musunuz?" dedim. "İyi ki gelmişiz, şimdi tabancamı adamların üzerine boşaltacağım."

Kardeşim sert sert yüzüme baktı ve yavaş sesle:

"-Acele etme, sonra işi bozarız" cevabını kulağıma fısıldadı. Ben bekleyecek halde değildim. Heyecanımdan tir tir titriyordum. Oğlum da benim halimden şüphelenmişti. Yanıma yaklaştı O da fısıldadı:

"-Acele etme ana!"

Düşmanın rengi küle döndü...

Ağaçlara bağlananların az sonra can vereceklerini anlayan köylüler ağlaşmaya, feryad etmeye başlamışlardı.

Ne olursa olsun fazla sabredemeyecektim. Tabancamı çektim ve:

"-Teslim olun!" diye haykırdım.

TabiŒ adamlarım da silahlarını çekmişlerdi. Bu beklenmeyen hal, düşmanı öylesine şaşırtmıştı ki... Hemen ağaçlara bağlananların iplerini çözdürdüm ve silahlı düşmanların silahlarını aldırdıktan sonra onları bağlattım. Papaza dönerek:

"-Haydi" dedim, "şimdi siz ölümlerden ölüm beğenin."

Hepsinin de rengi kül gibi olmuştu. Titriyorlardı. Oracıkta düşüp öleceklerdi.

Adamlarıma döndüm:

"-Hepsini Halid Bey'e götürünüz" dedim, "cezalarını o verecektir."

İzmit'e döndüğümüz zaman Süvari Livası Hacı Arif Bey bu muvaffakiyetimizden dolayı bizim için büyük bir merasim hazırlamıştı. Köylüler, coşkun tezahürat yapıyordu. Fakat bu muvaffakiyet ile birlikte beni sükut u hayale garkeden bir mesele hasıl oldu. Meğer "Kara Fatma tehlikeden sakınmıyor, başımıza bir iş açar" diye beni, geri hizmetlere almaya karar vermişler.

Kıyameti kopardım. Halid Bey:

"-Bilmiyorum Fatma Hanım" dedi, "ölümden korkmuyorsun, fakat ya şehid olmaz da esir düşersen ne olur?.. Bizimkilerin maneviyatı bozulur, düşmanın maneviyatı kuvvetlenir. Sen hiçbir tehlikeden kaçmıyorsun. Ya, Elmacık Köyü'ndeki düşman kuvvetli olsaydı da sizi esir etseydi?.."

O zaman kim tehlikeyi düşünüyordu... Bundan sonra ihtiyatlı olacağımı vadederek vazifeme devam ettim."
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:30 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580