|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
29-01-2007, 10:43 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
GİRİŞ Ayçiçeği, içerdiği yüksek orandaki (%22-30) yağ miktarı nedeniyle, bitkisel ham yağı üretimi bakımından önemli bir yağ bitkisidir. Ayçiçeği yağı; içerdiği çoklu doymamış yağ asitleri oranının yüksek (%69), doymuş yağ asitleri oranının ise düşük (%11) olması nedeniyle, beslenme değeri en yüksek olan bitkisel yağlardan birisidir(Anonyomus, 1994). Ayçiçeği yağı; sıvı olarak yemeklerde ve kızartmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, diğer bitkisel yağlarla karıştırılarak yemeklik ve sofralık margarin yapılarak ta tüketilmektedir. Bugün dünya bitkisel ham yağı üretiminin %12,6 ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Ülkemizde yıllara göre değişmekle beraber, yıllık 220-380 bin ton ayçiçeği yağı üretilmektedir. Türkiye bitkisel ham yağı üretiminin %46,7’si ayçiçeğinden karşılanmaktadır. Ayçiçeği; yağ açığımızı kapatmak için üretebileceğimiz en önemli yağ bitkisidir. Yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspede, yüksek oranda protein bulunmaktadır(kabuklu %32,3, kabuksuz %46,8). Bu nedenle, karma yem üretiminde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Soya küspesinden sonra metobolize enerji değeri en yüksek yağlı tohum küspesidir(2260 kcal/kg). Dünya yağlı tohum küspe üretiminin %6,8 ‘i ayçiçeğinden karşılanmaktadır (Arıoğlu - 1990). Ayçiçeği yağında bulunan yüksek orandaki linoleik yağ asiti kurumayı çabuklaştırıcı özelliğe sahiptir. Bu nedenle, yağlı boya yapımında çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, kağıt,plastik,sabun ve kozmetik ürünleri yapımında hammadde olarak kullanılmaktadır. Ayçiçeği danesi kavrularak çerez olarak insanlar tarafından zevkle yenilmektedir. Ayrıca, kuşyemi olarak ta kullanılmaktadır. Hasat sonrası arta kalan sapları ile tohum kabukları yakacak olarak değerlenmektedir. Sapların yakılmasından elde edilen külde yüksek oranda (%36-40) potasyum bulunmaktadır. Bu küller tarlaya serpilmek suretiyle, gübre olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, ayçiçeğinin sap ve tablaları; furfurol ekstraksiyonunda ve kağıt yapımında da kullanılmaktadır (Eğilmez/1977). Ayçiçeği; soya ve mısır gibi bitkilerle karışık olarak ekilerek yeşil yem veya silaj yapılarak hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır. Ayçiçeği bir çapa bitkisidir. Kendisinden sonra ekilen bitkilere temiz ve havalanmış bir toprak bırakmaktadır. Bu nedenle, iyi bir ekim nöbeti bitkisidir. | ||
|
29-01-2007, 10:43 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. DÜNYA VE TÜRKİYE’DE AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ 1.1. Dünyada Ayçiçeği Üretimi 1993-97 yılı değerlerine göre, dünyada 100 bin tonun üzerinde ayçiçeği üretimi yapılan ülkelerin durumu çizelge de verilmiştir. Tablo 1.Dünyada Ayçiçeği Üretimi Ülkeler Ekim Alanı (ha) Üretim(Ton) Verim (kg/da) Arjantin 2653390 4731280 177,4 3611286 3006656 83,6 1877400 2294292 115,3 900200 1948000 216,6 184490 172566 143,2 2165600 1374800 63,4 780177 1311681 168,3 1355245 1074477 127,1 596412 827000 139,6 448969 758843 169,0 489082 55262 112,6 219121 496525 227,3 179512 336733 187,3 716515 291906 45,8 229650 262350 213,4 162699 241195 148,1 214516 137169 71,1 124853 135360 107 88540 123956 140 117000 120000 102,5 83000 117000 140,9 18197657 21847051 700,6 1.2. Türkiye’de Ayçiçeği Üretimi Türkiye’de 1971 yılından başlamak üzere 5’er yıllık ortalamalar halinde ayçiçeği ekiliş, üretim ve verim durumları çizelgede verilmiştir. Tablo 2.Türkiye’de Yıllara Göre Ayçiçeği Üretiminin Genel Durumu (Tarımsal Yapı ve Üretim 1971-1997) Yıllar Ekim Alanı (ha) Üretim (ton) Verim (kg/da) 1971-1975 443000 498600 112,5 445000 566000 127,0 557000 680000 122,0 740000 1060000 143,2 567500 800000 141,7 613000 950000 156,4 597000 815000 136,7 586000 740000 126,3 600000 900000 150,0 575000 780000 135,9 640000 900000 140,6 Çizelge de görüleceği gibi, 1971-75 yılları arasında yıllık ayçiçeği ekim alanı 443.000 hektar iken, 1997 yılında ekim alanı 640.000 ha’a yükselmiştir. Yine aynı dönemlerde üretim miktarı da 498.600 tondan, 900.000 tona ulaşmıştır. Özellikle 1960’lı yıllardan sonra Oranbanşa dayanıklı çeşitlerin ülkemize getirilmesiyle, ayçiçeği tarımında büyük gelişmeler olmuştur. Türkiye’de yıllık 5 bin tonun üzerinde ayçiçeği üretilen illerin durumu çizelgede verilmiştir. | ||
29-01-2007, 10:43 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Tablo 3.Türkiye’de Ayçiçeği Üretimi Yapılan İllerin Genel Durumları (Tarımsal Yapı ve Üretim, 1996) İller Ekim Alanı (ha) Üretim (ton) Verim (kg/da) 137,861 210,990 153,0 120,293 156,585 130,2 64,320 86,010 133,7 30,751 41,010 133,4 23,246 35,655 153,4 25,525 35,604 139,5 16,589 26,966 162,6 12,930 20,890 161,6 15,970 18,758 117,5 12,320 17,117 138,9 12,200 13,075 107,2 7,985 9,487 119,3 4,860 8,464 174,9 7,405 8,376 113,1 7,595 7,668 101,0 7,898 7,526 95,3 4,350 7,191 165,3 9,711 6,768 69,7 3,653 6,473 177,2 6,925 5,777 85,9 532,387 730,391 137,1 42,613 49,630 116,4 575,000 780,000 135,9 1996 yılı değerlerine göre Türkiye’de en fazla üretim yapılan illerin başında Tekirdağ ve Edirne illeri gelmektedir. Türkiye üretiminin yaklaşık %47’si bu iki ilden karşılanmaktadır. Çizelgede verilmemiş olmasına karşın, Konya,Tokat,Kırşehir,Erzurum,Kayseri,Sakarya,Deniz li ve Muş illerimizde de yıllık 2-5 bin ton arasında üretim yapılmaktadır. | ||
29-01-2007, 10:44 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1. AYÇİÇEĞİNİN YAPISI 1.1. Kök Ayçiçeği saçak köklü bir bitkidir. Saçak kökler, toprak içerisinde 10-15 cm. derindeki ana kök üzerinde çıkarlar ve 60-150 cm. yanlara doğru gelişirler. Ayçiçeğinde saçak köklerin gelişmesi genellikle toprağın üst kısmındaki 30-60 cm.lik derinlikte yoğunlaşmaktadır. Nebraskada (ABD) yapılan bir araştırmada, ana kökün 150-270 cm derinliğe kadar ulaşabildiği saptanmıştır. Ayçiçeğinde genelde kuvvetli bir kök sistemi mevcut değildir. Ancak, son yıllarda yapılan ıslah çalışmaları ile kuvvetli kök sistemine sahip kısa boylu çeşitler ıslah edilmiştir(yatmaya karşı dayanıklı). 1.2. Sap Ayçiçeğinde saplar dil olarak büyür. Uzunluğu 50-500 cm, sap kalınlığı ise 1-10 cm arasında değişmektedir. Ayçiçeğinde sap uzunluğu; boğum sayısı ve boğum araları mesafesine göre değişmektedir. Bitkide ki boğum sayısı arttıkça, sap incelmekte ve uzunluk artmaktadır. Kısa boylu çeşitlerde boğum sayısı azalmakta ve sap kalınlaşmaktadır. Ayçiçeğindeki sap ve yaprakların üzerleri tüylerle kaplıdır. Sap ****su ve iç kısmı süngerimsi öz maddesi ile doludur. Ayçiçeği çeşit özelliğine bağlı olarak farklı şekilde dallanabilmektedir. Dallanma tohum verimini olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan bir araştırmada, verim ile dallanma arasında yüksek oranda negatif bir ilişki (r = -0,709) saptanmıştır (Knowless,1978). Ayçiçeğinde dallanma farklı şekillerde olmaktadır. Bazıları hiç dallanma göstermez, bazıları alttan, bazılarında ise ana gövdenin her kısmından dallanma olur. Bir diğer dallanma şeklinde ise, ana gövdenin her noktasında dallanma olabilmekte, ancak, ana gövdenin ucunda tabla oluşmaktadır (yabani tiplerde). Ayçiçeği tarımının başladığı ilk yıllarda üretimde kullanılan çeşitler dallanmakta ve boyları uzun olmaktaydı. Makineli hasadın başlamasıyla birlikte dallanmayan kısa boylu çeşitler ıslah edilmiştir. Bugün üretimi yapılan ayçiçeği çeşitlerinde tek tabla oluşmaktadır. Ana gövdenin uç kısmı bir tabla ile son bulur. Tablaların ana gözdeye bağlanma şekli farklı olmaktadır. | ||
29-01-2007, 10:44 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1. Yaprak Ayçiçeği tohumu çimlendiğinde toprak yüzünde iki adet kotiledon yaprak oluşur. Daha sonra bunların arasında ilk bir çift gerçek yapraklar çıkar. Yapraklar boğumlarda bulunurlar ve gövde üzerinde almaşıklı olarak dizilirler. Fillotaksi 2/5’dir. Ayçiçeğinde yaprak şekli tersine piramit şeklinde olup geniş yaprak ayasına sahiptirler. Yaprak ayasının kenarları genellikle düzdür. Yapraklar uzun bir yaprak ayası ile ana gövdeye bağlanırlar. Bitkide oluşan yaprak sayısı çeşit özelliğine bağlı olarak 8-70 arasında değişmektedir. Yaprakların üzeri tüylerle kaplıdır ve yaprak rengi yeşildir. 1.2. Çiçek Tablası Ayçiçeğinde ana sap ve yan dalla bir çiçek tablasıyla son bulur. Çiçekler, tabla üzerinde yer almaktadır. Yeni oluşan çiçek tablası brakte yapraklarla kaplı olup tablanın büyümesiyle birlikte brakte yapraklar açılır içerisinden tabla ortaya çıkar. Tablanın dış kısmında 3-4 sıra halinde modifiye olmuş brakte (muhafaza) yapraklar bulunur. Çiçek tablasının iç kısmında iki sıra halinde sayıları 50-70 arasında değişen yalancı çiçekler bulunur. Bunların görevi çiçeği cezbetmektir. Ayçiçeği tablası yuvarlak ve kurs şeklindedir. İriliği çeşit özelliğine bağlı olarak 6-75 cm çapında değişmektedir. Tabla yüzeyi konkav (dış bükey), konveks (iç bükey) veya düz olmaktadır. Gövde ucunda farklı şekillerde bulunur. Bazıları aşağıya sarkıktır. Ayçiçeğinin kültür çeşitlerinde “ heliotropism “ (ışığa yönelme)vardır. Çiçek açtığında, sabahleyin tabla yüzeyi doğuya bakar, güneş yönünde hareket ederek akşamüzeri tamamen batıya döner. Bulutlu havalarda bu hareket olmaz. 1.3. Çiçek Ayçiçeğinde gerçek çiçekler tabla üzerinde bulunur. Tabla büyüklüğüne bağlı olarak, 700-3000 adet çiçek oluşmaktadır. Tabla üzerinde çiçekler dış kısımdan içeriye doğru açarlar. Günlük 1-4 sıra çiçek açar ve bu şekilde çiçeklenme 5-10 gün devam eder. Tabla çapına bağlı olarak bu süre uzamaktadır. Ayrıca, havanın bulutlu ve serin olması halinde, yine, çiçeklenme uzamaktadır. Bu nedenle de, tabla üzerindeki tohumların olgunlaşması farklı zamanlarda olur. Bir çiçekte; en dışta iki adet muhafaza yaprağı vardır. Bunlar kısa ve sert yapılıdır. Taç yaprakları 5 adet olup, birleşerek boru şeklini(çan) almıştır. Rengi sarıdır. İç kısmında 5 adet erkek organ bulunur. Dişi organ bir adet olup, iki stigması ve tek yumurtalıklıdır. Yumurtalık iki karpelli olup, döllenmeden sonra gelişerek sertleşir ve içerisinde tohum oluşur. Ayçiçeği yabancı döllenen bir içkidir. Döllenme böceklerle ve arılarla olur. Kendine döllenmede olabilmektedir(erkek kısırlık yoksa). | ||
29-01-2007, 10:45 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 1.1. Tohum Döllenmeden sonra yumurtalık gelişerek içerisinde tohum bulunan meyveyi oluşturur. Meyve kabuğu sert yapılı olup rengi beyaz, siyah, gri veya alaca renkte olabilmektedir. Çoğunlukla tablanın orta kısmında steril bir alan bulunur ve bu kısımda tohum oluşmaz. Ayçiçeğinde oluşan meyveler 7-25 mm uzunluğunda, 4-13mm genişliğinde ve 100 tohum ağırlığı 4-20 gram arasındadır. Yağlık çeşitlerde tohumlarda küçük, çerezlik çeşitlerde ise iridir. Meyveler uzun, oval ve yuvarlak olabilmektedir. Ayçiçeği tohumlarında kabuk oranı çeşit özelliğine bağlı olarak %12-32 arasında değişmektedir. Ayçiçeği yağında Tocoferol olarak E vitamini bulunmaktadır. Bu madde yağın oksitlenerek bozulmasını önlemektedir(Eğilmez, 1977, Dorrell, 1978). Ayçiçeği yağında yüksek oranda Linoleic acid (% 50-65), orta seviyede oleic acid(% 25-35) ve çok düşük oranda Linoleic acid (%1) gibi doymamış yağ asitleri bulunmaktadır. Bunların toplam değeri %80-90 arasında değişmektedir. Ayçiçeği yağında toplam değerleri %15’i geçmeyen oranlarda palmitic acid ve stearic acid gibi doymuş yağ asitleri bulunmaktadır. Bazı ıslah hatlarında oleic acid oranı %5-78, Linoleic aicd oranı %17-88 ve doymuş yağ asitleri oranı %4-25 arasında değişim göstermektedir. Yine yağ asitlerinin miktarı yetiştirildiği ekoloji ilede çok yakından ilişkili bulunmaktadır. Örneğin;serin,kuzey iklim bölgelerinde/ABD) yetiştirilen ayçiçekleri %70 ve daha fazla linoleic acid içerirken, sıcak güney iklim bölgelerinde yetiştirilen ayçiçeklerinde %30 ve daha az linoleic acid içermektedir(Robinson, 1978). Ayçiçeği tohumlarında %17,0-18,3 oranında protein bulunmaktadır. Yağ alındıktan sonra geriye kalan küspedeki protein oranı, %32,3-46,8’e yükselmektedir. Bu nedenle, ayçiçeği küspesi değerli bir yem katkı maddesidir. Tablo 4.Ayçiçeği küspesinde bulunan proteini oluşturan önemli aminoasitler şunlardır(Dorrell, 1978); Amino Asiteler Oransal Değerler(%) Arginine 10,38 Leucine 7,11 Threonine 5,33 Fhenylalanine 5,25 Valine 5,21 Isoleucine 4,28 Lysine 4,03 Histidine 2,67 Methionine 2,06 Kabuklu ayçiçeği tohumunda %10-20 oranlarında karbonhidrat, %15-25 selülöz, %3-5 kül ve %5-11 su bulunmaktadır. Ayçiçeği tohumunda %17-32 oranlarında kabuk bulunmaktadır. | ||
29-01-2007, 10:45 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Tablo 5. Ayçiçeği kabuklarının kimyasal bileşiminde(Eğilmez, 1977) Maddeler Oransal Değerler(%) Selülöz 50 –60 9 –16 9 –10 1 – 8 1 – 2 6 – 9 bulunmaktadır. 1. AYÇİÇEĞİ TARIMI 1.1. İklim İsteği Ayçiçeği kara iklim kuşağında ve ılıman iklimin yağışlı bölgelerinde yetiştirilen tek yıllık bir bitkidir. Çok geniş bir adaptasyon alanına sahiptir. Amerika, Avrupa, Asya, Afrika ve Avustralya kıtalarına mensup çok değişik ülkelerde tarımı yapılmaktadır. Kuzey Amerika’da 50. Enlem derecesine kadar olan bölgelerde başarıyla yetişebilmektedir. Ayçiçeği bitkisinin normal bir gelişme gösterebilmesi ve yeterli verim alınabilmesi için, diğer bitkilerde olduğu gibi belirli iklim değerlerine gereksinim duymaktadır. Ayçiçeği bitkisinin yetiştirildiği çevre koşulları, onun büyüme ve gelişmesi ile verim ve tohum kalitesini farklı şekillerde etkilemektedir. Aynı ayçiçeği çeşidinin Güney ve Kuzey Amerika kıtasında yetiştirebilmesi ile elde edilen tohum kalitesi farklı olmaktadır. Ayçiçeği tarımında başarılı bir sonuç alabilmek için, Çevre koşullarına karşı tepkisini çok iyi bilmek gerekmektedir. Bu takdirde değişen çevre koşullarına uygun üretim teknikleri uygulanarak yeterli ürün alınabilmektedir. 1.2. Sıcaklık Ayçiçeği bitkisi soğuk ve yüksek sıcaklıklara karşı oldukça toleranslı bir bitkidir. Bu nedenle geniş bir yayılma alanına sahiptir. Ayçiçeği bitkisinin değişik gelişme dönemlerinde farklı sıcaklık isteğine sahiptir. Tohumun çimlenebilmesi için toprak sıcaklığının minimum +4 °C olması gerekmektedir. Çimlenmenin normal olabilmesi için toprak sıcaklığının 8-10 °C’nin altına düşmesi istenmez. Toprak sıcaklığı arttıkça, tohumun çimlenme ve sürme hızı da artmaktadır. | ||
29-01-2007, 10:45 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ayçiçeği bitkisi fide döneminde soğuklara karşı oldukça dayanıklıdır. Bitki, kotiledon yapraklı döneminde, -5 °C kadar dayanabilmektedir. Bitkinin düşük sıcaklıklara direnci 6-8 yapraklı döneme kadar kademeli olarak azalmaktadır. Bitkinin daha ileri gelişme döneminde sıcaklık 0°C’ye düştüğünde, bitki zarar görmektedir. Ayçiçeği tarımında üretim için 21-24 °C gündüz hava sıcaklığı optimumdur. Yüksek sıcaklıklarda yabancı tozlama tehlikeye düşmektedir. Yetişme süresindeki, özellikle tohumun gelişme döneminde, ortaya çıkan yüksek sıcaklık, yağ asitleri bileşimini etkileyebilmektedir. Örneğin; Kuzey Amerika kıtasında yetiştirilen ayçiçeklerinde linoleic acid oranı %70, yağın iyod sayısı 130-138 ve oleic acid oranı %26 iken, aynı çeşitler Güney Amerika kıtasında yetiştirildiğinde linoleic acid oranmı %40-50’ye, yağın iyod sayısı 105-121’e düşmekte, oleic acid oranı %51’e yükselmektedir. Bu değerlerin incelenmesinden de görüleceği gibi tohumun gelişme döneminde yüksek sıcaklık, yağın kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir(Doymamış yağ asitlerinin oranını arttırmaktadır). Yetişme süresi boyunca ortaya çıkan yüksek sıcaklık, protein oranını yükseltmekte, yağ oranını ise azaltmaktadır. Ayçiçeği bitkisi diğer yağ bitkilerine göre sıcaklığa daha dayanıklı ve bu koşullarda daha yüksek yağ üretimi sağlanır(Robinson,1978). 1.1. Gün Uzunluğu Ayçiçeği bitkisi ışıklanmaya fazla duyarlı değildir. Bitki çok geniş ışıklanma sürelerinde çiçeklenebilmektedir. Genellikle nötr gün bitkisi olarak kabul edilmektedir. Ancak, son zamanlarda ışıklanmaya karşı reaksiyoner ıslah hatları gelişmiştir. Özellikle tohumluk üretimlerinde ana ve baba hatların eş zamanlı çiçeklenmeleri için, ışıklanmaya karşı tepkilerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. | ||
29-01-2007, 10:46 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ayçiçeği bitkisi normal olarak fotosentez yapabilmek için, yeterli miktarda ışığa gereksinim duyar. Işığın yetersiz olduğu durumlarda, fotosentez miktarı önemli ölçüde azalır. Örneğin; güneş ışığının %40 eksik olduğu gölge koşullarda yetiştirildiğinde, verimde %64’lük bir azalma ortaya çıkmaktadır. Özellikle, çiçeklenme-tohum oluşum döneminde yeterli ışık olmaz ise, verim önemli miktarda azalmaktadır. Yapılan bir araştırma göstermiştir ki; ışığa yönelen yapraklar, hareketsiz olanlara göre %9 daha fazla ışıktan yararlanmaktadır ve fototropizm bitkinin fotosentez kapasitesini %10-23 daha fazla arttırmıştır. Ayçiçeği C3 bitkisidir (Robinson,1978). Ayçiçeği bitkisinin yetiştirildiği enlem derecesi bitkinin gelişmesini etkilemektedir. Güneyden-Kuzeye doğru her bir enlem derecesi, çiçeklenme başlangıcını 1,9 gün uzamasına neden olmaktadır. 1.1. Yağış Ayçiçeği; kurak koşullara fazla dayanıklı olmamakla beraber, diğer kültür bitkilerinin yetişemediği kurak koşullarda başarıyla yetişebilmektedir. Ayçiçeği bitkisi topraktaki suyu en iyi değerlendiren bir bitkidir. Bunun nedeni, kök siteminin 2 m derinliğe kadar iniyor olmasıdır. Bitki büyümesinin olmadığı kuraklık stresi koşullarında dahi, ayçiçeği bitkisi fotosentezini devam ettirmektedir. Netice olarak ayçiçeği bitkisi kısa süren kuraklıklardan etkilenmez ve verimde bir azalma meydana gelmez. Transprasyonun düşük olması halinde bitki, büyümesini gece devam ettirmektedir. Ayçiçeği bitkisi yetişme süresi boyunca 500-600 mm’lik toplam yağışa gereksinim duyar. Bu yağışın yetişme dönemi içerisine dağılmış olması gerekmektedir. Ayçiçeği bitkisinin su isteği bölgelere göre değişmektedir. Bunun nedeni; toprak yapısının, sıcaklığın, nisbi nemin ve rüzgarın etkisinin bölgelere göre farklı olmasıdır. Ayçiçeği bitkisinin değişik gelişme dönemlerinde gereksinim duyduğu su miktarı farklı olmaktadır. Ayçiçeği tohumlarının çimlenebilmesi için, toprakta yeterince suyun olması gerekmektedir. Diğer bitkilerle karşılaştırıldığında tohumun çimlenebilmesi için daha az su yeterli olabilmektedir. Ayçiçeği bitkisinin suya en fazla ihtiyaç duyduğu dönem; çiçeklenmeden önceki ve sonraki 40 günlük dönemdir. Bu dönemde bitkinin susuzluk stresine girmesi halinde verim azalmaktadır. Özellikle çiçeklenme ve döllenmenin olduğu 10 günlük dönemde, bitki susuzluk stresine maruz kalırsa, verim çok fazla etkilenmektedir. Bunun nedeni, çok kurak koşullarda anthesisin durmasıdır. Çiçeklenmeden sonraki 20 günlük dönemde bitkinin susuzluk stresine girmesi halinde, yağ verimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Aşırı kurak koşullarda bitkinin alt yaprakları kurumaya başlar. Stresin devam etmesi halinde kuruma yukarıya doğru devam eder. Neticede, fotosentez ve verim olumsuz yönde etkilenir. | ||
29-01-2007, 10:46 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ayçiçeği, fazla nemli bölgeleri sevmez. Hava nispi nemin yüksek olması halinde tabla çürüklüğüne neden olan hastalıkların olumsuz etkisi arta. Bu nedenle ayçiçeği tarımında, hava nispi neminin düşük olduğu bölgeler seçilir. Ayçiçeği tarımında yağışın yeterli olmaması veya yetiştirilme dönemi içerisine dağılmamış olması halinde, sulanmalıdır. Sulama ile önemli verim artışları elde edilmektedir. Bununla beraber, kurak koşullardan en az etkilenen ayçiçeği üreticileri olmaktadır (Robinson, 1978). 1.1. Toprak İsteği Ayçiçeği toprak isteği bakımından fazla seçici değildir. Kumlu topraklardan, killi topraklara kadar değişim gösteren farklı yapılardaki topraklarda başarıyla yetişebilmektedir. Özellikle, derin organik maddece zengin alüvial topraklar, ayçiçeği tarımı için çok uygundur. Fazla verimli olmayan topraklarda dahi, çok iyi gelişme gösterebilmektedir. Fazla asitli topraklarda normal gelişme gösteremez. Ayçiçeği tarımı yapılacak topraklarda taban suyu yüksek olmamalı ve drenaj sorunu bulunmamalıdır. Ayçiçeğinin tuzluluğa toleransı fazla olmayan bir bitkidir. 2-4 mmhos/cm tuz konsantrasyonuna dayanabilmektedir. Bu değerden daha yüksek tuzluluğa sahip olan topraklar, ayçiçeği için iyi değildir. Topraktaki NaCl miktarı %1’in üzerinde çıktığında, çimlenme olumsuz etkilenir. NaCl2nin %2’nin üzerine çıkması halinde, çimlenme sıfıra kadar düşmektedir. Ayrıca topraktaki tuz miktarının artması ile yağ oranı da azalmaktadır(Robinson,1978). 1.2. Ekim Nöbeti Ayçiçeği bitkisi fazla gelişmiş yeşil aksama sahip olduğu için yetiştirme süresi boyunca topraktan fazla miktarda besin elementi kaldırmaktadır. Bu nedenle aynı tarlaya her yıl üst üste ekim yapılması halinde verim düşmekte, daneler küçülmekte ve hastalık zararlılar artmaktadır. Özellikle; ayçiçeği ekimi yapılan alanlarda canavar otu(Orabanch) önemli bir kök paraziti olarak bitkilere zarar vermektedir. Bu zararlının etkili olduğu alanlarda ekim nöbeti uygulaması mutlak zorunludur. Ayçiçeği tarımında, bölgelere göre farklı bitkiler ekim nöbeti içinde yer alırlar. Ayrıca sulu ve kuru tarım bölgelerine göre de uygulanan ekim nöbeti sistemleri farklı olmaktadır. Kuru koşullarda buğday,arpa,çavdar gibi bitkilerle ekim nöbetine sokulmaktadır. Adana Tarım İşletmeleri Müdürlüğü(Ceyhan-Adana) arazisinde, sulanmayan kuru alanlarda buğdayla, ayçiçeği ekim nöbetine sokulduğunda, buğday alanlarında görülen ve verim düşüklüğüne neden olan kök çürüklüğü hastalığı etkili olmamakta ve buğday tarımında büyük artışlar(%20-50) sağlanmıştır. Sulu koşullarda ise, patates, şeker pancarı ve baklagil bitkileri ile ekim nöbetine girmektedir. Özellikle pancar ekim alanlarında, ayçiçeğinin ekim nöbetine sokulmasıyla verim artışları elde edilmiştir | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/hayvancilik-ve-tarim/20273-dunyada-ve-turkiyede-aycicegi-uretimi/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
Untitled document | This thread | Refback | 07-03-2008 11:01 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |