|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
29-01-2007, 14:19 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
. MEYVECİLİK KÜLTÜRÜNÜM TARİHÇESİ Türkiye birçok meyve türlerinin anavatanı ve meyvecilik kültürünün beşiğidir. Bugün, meyvecilik kültüründe önem kazanmış olan elma, armut, ayva, fındık, antepfıstığı, vişne, kiraz, erik, ceviz, badem, kestane, incir, üzüm ve nar gibi bir çok meyve türü bu topraklarda ortaya çıkmıştır. Kültürü yapılan meyve türlerimizden başka kuşLurnu, alıç, ivez, böğürtlen, muşmula, melengic, keçi boynuzu ve idris gibi bir çok yabani meyvelere de rastlamak mümkündür C Tablo 1). Yapılan kazılardan anlaşıldığına göre 4-5 bin yıl önce Anadolu' da yukarıda anılan meyve türlerinin yetiştirildiği ileri bir meyvecilik kültürü vardı. Ayrıca bu cağlarda Hindistan'da manço, Çin'de portakal, şeftali, brabîon hurması ve Amerika' da avacado yetiştirildiği düşünül ursa;bu ülkelerin meyve türlerine büyük biir katkıda bulunmad^ı ancak kontrollü yetiştirme tekniğini ilerlettiği görülür. Türkler batıya yaptıkları sefer ve gezilerle, Doğu.Asya meyvelerini batıya taşıyarak Dünye meyvecilik kültürüne çok değerli hizmetlerde bulunmuşlardır. Alman tabiat tarihi bilimcilerinden Hehn, esk Yunanlılar ve Romalıların, Etiler ve Finikeliler zamanından sonraki meyvecilik kültüründen bahsederken "...bu memleketlerdeki yabani ormanların yerinde simdi içerisinde dokunun meyve ağaçları yetişen ağaçları kurulmuş ve halkı tabiatın yabani ve ilkel kaynaklarının av ve mer'a ürünleri yanında, doğunun kültür meyvelerinin ferahlatıcı sularından zevk almaya başlamışlardır..." demektedir. Buradan anlaşı1 iyorki, Dünyanın en eski ülkelerinden sayılan Yunanlılar bile, meyvecilik kültürünü Anadolu' dan almışlar ve sonradan Roma'ya ve oradan da Avrupa1 ya geçmiştir. İnsanlık tarihi kadar eski olan Bağ-Bahce ziraatı içindeki meyvecilik tarihide eskidir, önceleri göçebeler gördükleri yabani meyvelerin meyvelerini tüUetmeye başlamışlardır. Ancak taze meyvelerin kısa bir süre içinde görünüp kaybolmaları karsısında, bunları saklama gereğini duymuşlardır.öncelikle ağaç üstünde kuruyan ve yere dökülen ceviz, fındık, badem meyveleri toplamakla işe başlamışlar sonraları ise, kendileri kurutma ve saklama yoluna gitmişlerdir. Yabani olarak yetişen meyvelerden sürekli yararlanma istekleri ise göçebeleri bu meyvelerin oldukları yerlerde yerleşik hayat düzenine geçirmeye zorlamıştır. Bu nedenledirki çok eski zamanlarda Anadolu'da yabani meyve türlerinin cok fazla bulunduğu yüksek yaylalarla,kıyılar en eski kültür merkezleri konumundadırlar. Meyvecilik kültürünün sonraki gelişme periyodu ise; ormanlarda yetişen gene agac ve fidanların sökülerek evlerinin yakınlarına meyve bahçeleri kurmakla başlamıştır. Bu nedenle öncelikle <*yvar elma, armut,kızılcık, badem ve erik gibi meyve ağaçlarından kurulu*çi tler yapılmıştır. Daha sonraları ise yenilen meyvelerin atılan çekirdeklerden ve dip sürgünlerinden yeni bitkilerin oluşabildiğini gördükten sonra çoğaltma tekniğini öğrenmişlerdir. îleriki yıllarda ise iri «eyvelerin tohumlarından daha iyi meyve aldıklarını farkettikten sonra ise bir ıslah metodu olan seleksiyonla üstün özellikle yeni bireyler'elde etmişlerdir. Tabii bu durumu bitkinin vegetatif kışlalarından faydalanarak da yapmışlardır. Kesilen bitki parçalarının toprağa değdikleri yerde köklenmelerini ve yeşermelerini görmeleri ise bunlara çelikle çoğaltmayı; dalları kırılan ve -seyrek meyve araçlarındaki meyvelerin daha iri ve kaliteli olması budama ve terbiyp şekillerini? birbirine sürtünen ve sürtündükleri yerden iki dalın kaynadığının görülmesi gibi olaylar ise meyvecilign ileri bir teknlojisi olan asıyla çoğaltmayı öğretmiştir. Meyvecilik kültürünün daha ileri aşaması ise, doku kültürüyle çoğaltma, bitki fizyolojisi (hormonların ve bitki büyümeyi düzenleyici maddelerin, iyo-nize radyasyonun kullanımı gibi), kimya ve bitki ıslahı (me-lezlemels:-, kendilemeler ve mutasyonlarla üstün özellikli yeni bireylerin elde edilmesi) vb. alanlardaki gelişmelerle; hasat sonrası soğuk teknolojisindeki gelişmelerin meyveciliğe uygulanmaya başlandığı dönemleri oluşturur. | ||
|
29-01-2007, 14:20 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yukarıda belirtilen tarihsel gelişimin bir çok aşamasını memleketimizde görmek mümkündür. Bugün bile hala yurdumuzun bir çok yöresinde yabani meyvelerden hem doğal haliyla hemde onları aşılayarak yararlanma yoluna gitmektedirler, örneğin, yabani zeytinler, melengiçler, mahlep, kuşburnu, kızılcık, böğürtlen gibi. özet olarak söylemek gerekirse, Türkiye bugün de butun bu gelişme asamalarıyla ve çok farklı ekolojilere sahip olması nedeniyle, muzdan, şeftali, hurma ve elmaya kadar binbir meyveyi bünyesinde barındıran meyvecilik kültürünün tarihi bir müzesi durumundadır. II. DÜNYADft YETİŞTİRİLEN MEYVE TÜRLERİ VE TÜRKIYENİN TÜR VE CESIT ZENGİNLİSİ Dünya üzerinde yetiştirilen meyve türlerinin sayısı 138'i bulmaktadır. Bunlardan 85 tanesi tropik ve subtropik, kalanı sıcak ve soğuk mutedil iklim bölgelerinde yetiştirilmektedir. Türkiye çok değişik iki imleriyle çok sayıda tür ve çeşitleri bünyesinde barındırır. Bu şekilde yurdumuzda yetişen meyve tür sayısı, yeni ürünlerle birlikte 75'in üzerindedir. Bu türlerin büyük çoğunluğunun orjini Anadolu olup, turunçgillerin büyük çoğunluğu, şeftali, kivi, ananas, pikan gibi bazı meyve türleri ise çok önceden veya yakın zamanlarda yurdumuza başka ülkelerden getirilmişlerdir. Türkiye'de görülen bu büyük tür zenginliği yanında, büyük bir çeşit bolluğuda vardır.Bu şekilde elmalarda çeşit sayısı 500, armutlarda 600, eriklerde 200, kirazlarda 1500 ve şeftalilerde ise 100' üzerindedir. Dünyadaki çeşit sayıları ise bunların çok üzerindedir, örneğin, kirazlarda 1500, şeftalilerde ise 2000' e yakın çe?it vardır. Türkiyenin bu çeşit zenginliği, tür zenginliği gibi ıs-lahçılar için, damızlık materyali sağlayan kaynakları oluşturur. Gerçekten Erwin Baur 1927' de Kocaeli bölgesinden topladığı değişik erik tiplerini Almanya'ya götürmüş, aynı şekilde Kanada'lı Hunter Karadeniz bölgesinde Fusikladiuma dayanıklı Demir eî'nasî çeşidinden faydalanma yolları aramıştır. Ayrıca çeşit bolluğumun sayesinde değişik ekolojilere uyum sağlayan üstün kaliteli çeşitleri ayırarak . buralarda yetiştirme imkanları ortaya çıkar. Bu kaynakları korumak amacıyla gen bankaları yanında, kolleksiyon .bahçeleri tesis edilmelidir. | ||
29-01-2007, 14:20 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| MEYVECtLîSÎN YURT EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ ' Tarımda bir üretim dalının memleket ekonomisindeki yerini belirtmek için; — üretim dalının kapladığı alan, — Bu daldaki gelirlerin milli gelir içerisindeki yeri, — Dıs ticaretteki yeri, — Bu üretim dalı ile geçinen nüfus, ._ . — Nüfus beslenmesindeki önemi, — Endüstriye sağladığı hammaddeler bakımından durumu ve — Yurt topraklarının korunması ve güzellestirilmesindeki yeri' nin bilinmesi önem kazanır. Bu durumlara aşağıda kısaca değinilmiştir. Bahçe Bitkileri yet istir ici1 i ğı Meyvecilik, Bağcılık ve Sebzecilik olarak incelenecektir. 1. Meyveciliğin Kapladığı Alan Yurdumuzun hemen hemen her yerinde meyvecilik yapılmaktadır. Ancak değişik bölgelere adapta olmuş ve çoğunlukla kalitesini o yörelerde bulan meyvelerimiz, meyvecilik için daha büyük önem arzeder. örneğin, Karadeniz bölgemizde kıyı boyunca uzanan fındıklıklar ve mandarin bahçeleri, Marmara ve Ege Bölgelerinin incir ve zeytiniikleri,Akdeniz kıyısının turunçgiller ve muz bahçeleri, Güney Doğu Anadolu bölgemizin Antep- . fıstıkları ve zeytinlikleri gibi. Anadolu içerlerine doğru gidildikçe sulak vadiler ve yaylalık alanlarda ceviz, elma, armut, kiraz, vişne vd. meyve bahçelerini görmek mümkündür. 1392 yılı verilere göre 773452 kilometre kare olan toplam yüzölçümümüzün X40' ını işlenebilir alanlar, '/.I' ini sebze alanları ve 7.3—4' ünü (bağ alanları hariç) meyve alanları oluşturur (Anonymous., 1382; Anonymous., 1392a). Mevcut tarım alanları içinde X6'lık meyvecilik alanında üretilen meyve türlerinin dağılımı ve 10 yıllık değişimi de Tablo 3.' te verilmiştir. Tablo 3. ZS'lık meyvecilik alanında üretilen meyve türlerinin dağılımı ve 10 yıllık değişimi Şenel meyve alanımız 1992 yılına kadar düzenli olarak artmış ve 1932 yılında 1.565.000 hektarlık meyve alanında, 10.381.700 ton meyve üretimi gözlenmiştir. Bu üretim miktarının genel olarak ve tek tek meyve türlerine göre dağılımı ise S'-yledir. | ||
29-01-2007, 14:20 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Tablo 4-. 1392 yılı meyve üretim miktarının meyve grupları ve genel meyve üretimi içindeki dağılımı. Tablo 5. 1932 yılı üretim miktarlarına göre meyve grupları içindeki türlerin, grup üretimi içindeki dağılımı 2. Meyveciliğin Milli Gelir İçindeki Payı ve İhracattaki Yeri 2.1.Dünya meyveciliğinin genel görünümü Son istatistikı vsrilere göre dünya meyve üretimi yaklaşık 222 milyon tcı olup, bu üretimin 7. 34'ü Asya, 7. 24'ü Amerika, 7. 14'ü Avrupa, 7. 8'i Afrika kıtalarına ait olmuştur. En fazla üretim yapan ülkeler arasında Cin, ABD, italya 've Türkiye yer almaktadır. En çok üretilen ürünler ise turunçgiller, muz. elma, armut ve şeftali gibi ürünlerdir. Bu üretim içinde ülkemizin elma ve armut üretimi dünya ülkeleri arasında orta sıralardadır. Dünya'da en iyi kalitede yetiştirdiğimiz incir, üzüm gibi türlere ait veriler yalnızca bu ürünlerin kurutulmuş hallerine aittir. Kuru kayısı, kuru incir ve fındık gibi ürünlerde en önemli üreticiler arasında yer alırken (birinci sıradayız) yaş meyve üretim acısından ise çoğu ülkeler bizden önde gelmektedir. Dünya meyve üretimi ve bunun kıtalara göre dağılımı tablo <5. 'de belirtilmiştir. Tablo <f. Dünya meyve üret iminim: 1000 ton) kıtalara göre dağılımı ve oranları (.'/.') Tabloda da görüldüğü gibi son 6.yıl içinde (13B6-1991) genel dünya meyve üretimi miktarında önemli bir değişim olmamıştır. Ancak son yıllara doğru az da olsa meyve üretiminin arttığı gözlenmektedir. En fazla üretim; 221.845.000 ton ile 1991 yılında, en az üretim ise 193.065.000 ton ile 19B7' de yapılmıştı,'. Kıtalar bazında ele aldığımızda Asya kıtasında en çok üretim yapılmaktadır ki Dünya meyve üretiminin 7. 35-40' im oluşturmaktadır. Bunu sırayla Amerika, Avrupa, Afrika ve Okyanusya kıtaları izlemektedir. Kıtalar içinde en fazla turunçgil üretimini Brezilya, elma üretimini Cin, Türkiye ve Fransa, muz üretimini Hindistan, Brezilya, şeftali üretimini Amerika ve fındık üretimini Türkiye yapmaktadır Dünya'da üretimi en çok yapılan meyvelere dikkat edildiğinde bu türlerin genelde tropik ve subtropik türler olduğu, dolayısıyla bu özelliğe sahip Ekvator ve Akdeniz kuşağı ülke- leri bunların basında geldiği görülmektedir (Anonymous 1993c, Anonymous 1993d, Anonymous 1093e). 2.2. Dünya' da üretimi en fazla yapılan meyveler Tablo 7-'nin incelenmeliyle de görülüyor ki, dünyada en fazla üretimi yapılan meyvelerin basında turunçgiller (portakal, mandarin, limon), muz, elma, armut ve şeftali gibi türler gelmektedir(Anonymous., 198£; Anonymous., 1987; Anonysous., 1988; Anonymous., 1989a; Anonymous., 1990a; Anonymous., 1991b). Tablo 7-Dünya'da en fazla üretilen meyvelerin üretim miktarlarının (1000 ton) yıllara göre dağılımları ve' dünya meyve üretimi içindeki oranları (.'/.'). Bu önemli türler arasında birinci sırayı yaklaşık 50 milyon ton ile portakal ve sırayla 44 milyon ton ile muz, 40 milyon ton ile elma ve bunları armut, mandarin, şeftali ve limon izlemektedir. Bu meyvelerin üretim miktarları Dünya meyve üretimiyle kıyaslandığında görülüyor ki portakal üretimi 7. 21-28, muz üretimi V, 21-22, elma üretimi 7. 19-21, armut 7. 5, mandarin "/. 4, şeftali V. 4, limon 7. 3'lük kısmını oluşturmaktadır. 7. 21'lik kısmını oluşturan diğer meyve türlerinin tek tek oranları ise X 3'ün altındadır. Bu grup içerisinde de antepfıstığı, ceviz, fındık, kayısı, erik, badem ve kestane meyveleri yer alır. Sözü edilen bu meyve türlerinin üretim ve ihracatını ürün bazında ele alarak incelemeye çalışalım (Anonymous, 1990K;Anonymous, 1991c; Anonymous, 1992b). NOT: Tablolardaki verilerden aynı yıllara ait veriler arasındaki farklılıklar, yararlanılan kaynaklardan ortaya Çıkmıştır. | ||
29-01-2007, 14:21 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.2.1. Portakal ve mandşrin üretimi ve ihracatı Dünya portakal ve mandarin üretimi ihracat ve gelir durumunu gösteren tablo aşağıda verilmiştir. En fazla üretimi yapılan meyvenin portakal olduğu daha önce belirtilmiş idi. Tabloda da görüldüğü gibi dünya portakal ve mandarin üretim miktarı yaklaşık 62 milyon ton olup bunun yaklaşık 5.5 milyon tonu ihraç edilmektedir. İhraç edilen bu miktar portakal ve mandarin üretiminin 7. 9'luk kısmını oluşturmaktadır. Bundan elde edilen gelir de 2.7 milyon dolar civarındadır. Kıtalar arasında portakal ve mandarin üretimi sırayla Amerika, Asya, Avrupa, Afrika ve Okyanusya kıtaları yer almaktadır, ülkeler arasında ise en çok Brezilya, ABD üretim yapmakta ve bunun 7. 7"sini ihraç ederek yine ABD birinci sırayı almaktadır (Kaliforniya, Florida gibi eyaletler). Tablo S . Dünya turunçgil üretiminin (portakal + mandarin ) kıta/ulke olarak dağılımı, ihraç miktarı(lOOOton), üretime oranıC/.) ve elde edilen gelir (1000 t) 2.2.2. Muz üretimi ve ihracatı Muz, Dünya'da üretilen en önemli meyvelerin ikincisini oluşturur. Ortalama 40- 44 milyon ton üretimi yapılan muzun ortalan) 7. 21' lik kısmı ihraç edilmektedir. Bundan sağlanan gelir ise yaklaşık 2.5 - 3 milyon dolardır. En fazla ı*uz üreten ülkelerin basında Brezilya ve Meksika gelmekte, ancak en fazla ürün ihraç eden ülkelerin basında ise Ekvator, Filipinler ve Honduras gelmektedir. Bu ülkeler ürettikleri muzun 7. 25-92'sini ihraç ederek yaklaşık, Ekvator 600 bin dolar, Filipinler 160 bin dolar ve Honduras 300 bin dolar gelir sağlamaktadır (Tablo 9). Tablo 9.Dünya muz üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihraç miktarı (1000 ton) üretime oranı (7.) ve elde edilen gelir C1000 *) 2.2.3. Elma üretimi ve ihracatı Dünya'da üretimi yapılan en önemli meyveler arasında yer alan elmanın durumunu gösteren tablo aşağıda gösterilmiştir. Elmanın üretim miktarı 39.5-40 milyon ton ile muzdan sonra gelmektedir. Ancak ihraç miktarı ve bundan elde edilen qelir, muz'a oranla oldukça düşüktür ki 3.6-3.9 milyon ton île X 9-1O' luk kısmı ihraç edilmektedir. Bu ihraçtan da yaklaşık 2.3 milyon dolar gelir sağlanmaktadır. En fazla elma üreten ülkeler Cin ve USA olup ihracatta ön sırayı, Fransa ve USA almaktadır. Fransa ihraç ettiği üründen yaklaşık 600 bin dolar, USA ise 28O bin dolar gelir elde etmektedir. Tablo 10.Dünya elma üretiminin kıta/ülke olarak dağılımı, ihr^c miktar ı < 1000 ton) üretime oranı (7.) ve elde edilen gelir (1000 $) | ||
29-01-2007, 14:22 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 2.2.7. Diğer meyve turları Bu grupta inceleyecaşimiz meyve türleri; daha önce belirttiğimiz önemli meyvelerin dışında kalan türlerdir. Ancak ülkemiz için fındık, kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısı en fazla öneme sahiptir. ülkemiz fındık üretiminde Dünya' da birinci sırada yer almakta ve en kaliteli fındık çeşitlerini üreterek fındıkta tekel durumundadır. 1391 istatistiklerine göre Dünya'da 483.353 ton üretimi yapılan fındığın 330.000 tonu Türkiye'de üretilmektedir (.'/. 68.2'sini oluşturur). Yine Dünya kuru incir üretiminin 7. 50' sini Türkiye üreterek basta gelmektedir (Anonymous, 1993 e). Tablolar dikkatle incelendiğinde üretimi fasla olan USA, Brezilya ve Cin gibi ülkeler yetiştiricilik acısından uygun ekolojilere sahip olması yanında yetiştiricilik ile ilgili teknik bilgileri yıllar öncesinde tamamlamış ülkelerdir. üretimi artıran temel faktörlerin basında uygun anaç ve cesit secimi gelmektedir. Bu ülkelerde özellikle standart çeşitler tespit edilmiş ve istenilen miktarda, aynı kalitede ürün çıkarma imkanına sahip olmuşlardır. Diğer yandan kaliteli ürün sldesinde en önemli şart olan bodur anaç kullanılmasına çok önceleri başlanmıştır, örneğin Roma tadımcıları M.'d. 3. yüzyıllarda tanışmışlar ve bunları bahçelerinde yetiştirmişlerdir. Buradan da Avrupa, Asya, ingiltere, Çin ve Japonya ya götürülmüştür. 1800'lü yıllarda ise öncelikle kayısı, kiraz, elma, armut ve portakal gibi ürünlerde kullanımı iyice yaygınlaşmıştır (Tukey, 1983). Dünya meyveciliği acısından Türkiye'nin yerine bakıldığında son 6 yıllık <86-91) dağılıma göre özellikle kuru meyvelerde ilk sıralarda yer alırken yas meyve üretim ve ihracatında (Turunçgiller hariç) epeyce gerilerdedir. Turunçgiller gibi bir kac tür dışında diğer türlerde rakip olacak durumda değildir. Oysa Dünya'nın cok çeşitli ve en güzel iklimlerine sahip olan ülkemizde gerek üretim ve gerekse kalit-e acısından yeterli potansiyel imkanlarına sahiptir. Ancak üretim ve ihracatla ilgili sorunların çözümünde cok yavaş ilerlemektedir, örneğin, kalitenin artırılması ve maliyetin düşürülmesinde en basta olması gereken ve sık dikime imkan veren bodur anaç kullanımı Çin, İngiltere ve Avrupa'da 18. yüzyılda yaygınlaştığı halde (Bilinmesi M.ö. 3. yüzyılda olmuştur) ülkemizde ise halen örnek bahçelerden öte gidememiştir. Yine ihracatçı ülkelerde ihraç ettikleri her ürünler için tam donanımlı paketleme evleri olduğu halde; ülkemizde mevcut peketleme evlerinin hepsi (1 tanesi hariç) turuncgil paketleme evidir. 31 adet, 370 ton/saat kapasiteli paket evlerinin 30'u narenciye, 1 tanesi de elma-armut paketleme evidir. Bu paketleme evlerinin bulunduğu illler; Hatay, Adana, İçel, Antalya, Mutjla, İzmir ve Bursa' dır (Anonymos, 1382). | ||
29-01-2007, 14:23 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| ülkemiz bir cok meyve türünün gen merkezi olduğu halde standart çeşitlerin olmayışı nedeniyle istenilen miktar ve kalitede üretime, son yıllarda yeni yeni başlamaktadır, örneğin, her ceviz ağacı bir cesit gibi değerlendirilse her şartlara dayanıklı ve her talebi karşılayabilecek çeşitleri bulmamız mümkündür. Ancak bu ürünü talep eden ülkelere, aynı kalitede yeteri kadar ürün verememekteyiz. Oysa ceviz üretim ve ticaretinde Fransa, ttalya ve ABD'nin önde gelmesi o ülkelerde seleksiyon yoluyla üstün özellikli çeşitlerin öncelikle seçilmiş olmasındandır.Bu standart çeşitlerden örneğin, Kaliforniya'da iyi bakımlı ve verim çağındaki ceviz bahçesinden 500 kg/da .aaac bası İOO kg) verim alınmaktadır. Yurdumuzda ise 21 yıllık ortalamalara göre tamamı tohumdan üretilmiş bulunan ceviz varlığımızda aaac başına verim 30 kg olmaktadır (Çelebioğ/u, 1985, Sen, 1980). özellikle yas meyvelerde kayıpları önleyen en önemli uygulama olan soğukta muhafaza işlemi; ülkemiz koşullarında, soğutma ve ısıtmanın çok pahalıya gelmesi nedeniyle yeterli düzeyde uygulanamamaktadır (Hasat anında ve sonraki uygulamalarda). Ekolojimizin uygun olması ve pazar ülkelere yakınlığı nedeniyle (Ortadoğu ülkelere gibi özellikle standart çeşit ve anaç, nakliye ve pazarlama ile ilgili işlemler halledilirse, turfanda ürünlerde Avrupa'dan önce dıs piyasalara meyve pazarlamamız mümkün olabilecektir). 3. ihraç Ettiğimiz Meyve Türleri va önemi İhracatta Dünya ülkeleriyle rekabet edebileceğimiz en önemli tarım ürünlerimiz arasında fındık, üzüm, kayısı, antep fıstığı ve incir gibi meyvelerimiz gelmektedir. Ekolojimizin uygun olması nedeniyle bu meyvelerimizin kalitesi de diğer ülkelerde yetişen meyvelerin kalitesinden cok daha iyi dir.örneğin tombul fındık çeşidi ve sarı lop incir çeşidinin Dünyada bir benzeri yoktur. Bu nedenledir ki ihracattaki sorunları hallettiğimiz ölçüde bu ürünlerimize sürekli talep olmaktadır. Bunun yanında ihracatta önemli bir paya sahip olmayıp, ancak kalitesi açısından benzeri olmayan antep fıstığı gibi ürünlerimizde ise standart, çeşit ve ypterli üretim sağlanabilirse şimdi olduğu gibi ileride de alıcıları mutlaka çıkacaktır. Benzeri durum cevizlerimizde de görülmektedir. Bu haliyle bile ihraç ettiğimiz ürünlerimiz içerisinde yukarıda anılan meyvelerimize ilaveten turunçgiller, elma, şeftali, kestane gibi meyvelerimizden de önemli düzeyde gelir elde etmekteyiz. | ||
29-01-2007, 14:23 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.1. Meyve ihracatımıza genel bir bakış İhracatta Dünya ülkeleriyle rekabet edebileceğimiz en önemli tarım ürünlerimiz arasında fındık, üzüm, kayısı, antep fıstığı ve incir gibi meyvelerimiz gelmektedir. üzüm, kayısı ve incirin tamamına yakınını kuru olarak ihraç etmekteyiz. İleri bu konulara değinilecektir. Yas meyveler içinde ise yalnızca önemli düzeyde turunçgiller, bunun yanısıra şeftali, elma, yas üzüm, kayısı, vişne vb. ürünler satmaktayız. Turunçgillerden ihraç ettiğimiz türlerden portakal, mandarin ve limon'un 1991 yılı üretimi toplam 1138000 ton olup, bunun 163000 tonunu portakal ve mandarin olarak ve 1310OO tonunu da limon olarak ihraç etmektedir.Toplam turunç-runçgil ihracatı 294000 ton dur. Muz, elma, armut ve şeftali ile birlikte turunçgillere hariç toplam yas meyve ihracatımız 384000 dur. Su halde turunçgiller yas meyve ihracatımızın yaklaşık X75' sini oluşturmaktadır. Aynı yıla ait fındık, a.fıstığı, kestane, ceviz, badem, kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısının toplam ihraç miktarları 360150 tondur. VGenel ihracat gelirleri ile ilgili bilgiler tablo 14.' de verilmiştir. Tablo 14. Şenel olarak tarım ürünleri, bahçe bitkileri ürünleri, meyve vt sebze ürünleri ihracatının ( genel ihracat içindeki oranı CGÎO)—milyon * ** " : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, ÎGEME-1993 ve T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Şenel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından hazırlanmıştır. Tablo.14'de görüldüğü gibi son 10 yılda ihracatımızda 7. 100 lük bir artış gerçekleşmiştir. Tarım ürünlerindeki ihracat artısı ise '/. 70 civarında olmuştur. Bahçe bitkileri (sebze ve meyve) ihracatımızdaki artış ise "/. £0 civarındadır. Ancak tabloda da görüldüğü gibi genel ihracatımızdaki artısın fazla olması nedeniyle tarım ürünlerinin payı oransal olarak azalmıştır. Genel ihracatımız yıllara göre düzenli bir artış gösterirken, tarım ürünleri ihracatımız yıllara göre genel bir artış göstermekle birlikte 1931 yılında maximum düzeye ulaşarak 2.7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bahçe bitkileri ihracatımızda dal-ç,-alanmalar görülmüştür. Meyve ihracat ımızdak i durum ise 1984, 1985, 1986, 1987 yıllarında 600 milyon dolar seviyesinde seyrederken 19B8 de 900 milyon dolara çıkmıştır. 1983 da 750 milyon dolara düsmüs, 1^30,1991 1992 ve 1993 yıllarında ise 1 milyar dolar seviyesinde seyretmiştir. | ||
29-01-2007, 14:23 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Sebze ihracatımız 1986 , 1931, 1992 ve 1993 yıllarında 130 ^ milyon dolar civarında iken 1984, 19B5, 1987, 1988, 1989 yılla-, rında ise 70—30 milyon dolar arasında olmuştur. Yıllara göre gerek tarım ürünleri gerekse bahçe bitkileri ürünleri ihracatımızın dalgalanmasının nedenlerinin arasında öncelikle üreti»ıi etkileyen ekolojik faktörler gelir. Bunların yanında ihracat sırasında ülkeler arası karşılaşılan bazı sorunlar ve prensip anlaşmaları da sayılabilir, örneğin; ülkemizde her yıl yaklaşık 140 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm üretilmektedir." İhracata ayrılan miktar 7. 70 civarındadır. Geleneksel pazarları— rımız AT ülkeleri, Rusya ve İskandinav ülkeleri olmuştur. Ancak AT yine kendi üyesi olan Yunanistan'ın çekirdeksiz kuru üzümlerini himaye ettiğinden, ortaklık Uısı ülkelerden gelen çekirdeksiz kuru üzümlere muhtelif kısıtlamalar getirmiş ve Türkiye AT ülkelerine eskisi kadar çekirdeksiz kuru üzüm satamaz duruma gelmiştir. Çekirdeksiz kuru üzümde hT dışındaki ülkelere yapılan satışlarda ihracatlarımız " arasında sık sık görülen asın rekabet, Çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarının gereksiz yere düşürülmesine ve hatta bazen maliyetinin altına satış yapılmasına yol açmaktadır CAnonymous, 1993 g). 3.2. İhraç meyvelerimiz ve önemi ihracatımızda büyük öneme sahip meyvelerimizi 4 gurup altında toplayabiliriz. Bunlar: sert kabuklular, kurutulmuş meyveler, turunçgiller ve diğerleridir. Genel meyve ihracatımız içinde bu gurupların payları Tablo.15' da gösterilmiştir. Tablo 15 . Genel meyve ihracat imizCGMI)[(milyon ♦)] içindeki sert kabuklu meyveler, kurutulmuş meyveler, turunçgiller ve diğer meyve türlerinin oranı** * : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, ÎGEME-1993 ve T.C. • ; Sanayi ve Ticaret Eakanlığı Teşkilatlandırma Genel " ' Müdürlüğü Ekonomik Rapor'arı- Ankara, yayınlarından •'■ ■ ; ■hazırlanmıştır. Tablo 15.'de de görüldüğü gibi en önemli ihraç ürünleri arasında 1.sırayı sert kabuklular, 2. sırayı kurutulmuş meyveler 3. 'sırayı turunçgiller ve 4. sırayı diğerleri almaktadır. Bu değerlere değinelim; ...... | ||
29-01-2007, 14:23 | #10 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| 3.3. Sert kabuk3u meyve türleri Sert kabuklu meyvelerimiz meyve ihracatımızın X50-60' lık kısmını oluşturmaktadır. Bu nedenle en fazla öneme sahip meyvelerimiz şart kabuklu meyve türlerimizdir. Sert kabuklu meyvelerimiz içinde ihracatımıza konu olan meyvelerimiz; fındık, antep fıstığı, kestane, ceviz ve bademdir. Bu meyvelerimizin önen» durumları ise; X 30 lık payla fındık, 7. 3 lük payla antep fıstığı, 7.7 lik kısmını ise ceviz, badem va kestane oluşturur. 3.3.1. Fındık ihracatımız Fındık ihracatımızın durumunu gösteren tablo aşağıda gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı gibi son 10 yılda fındık ihracatındaki yıllara göre değişimler tutarlı değildir. 1984 yılından bu yana fındık ihracatımız 90 bin ton ile 195 bin ton arasında değişmiştir. 1990 ve 93 yıllarında en yüksek fındık ihracatımız gerçekleşirken 1985 ve 1987 yıllarında en düşük fındık ihracatımız gerçekleşmiştir. Tablo li. Fındık üretimi, ihracatı, ihraç edilen fındığın üretimdeki, ihraç edilen meyveler arasındaki, genel ihracattaki ve bahçe bitkileri içindeki payları. - : Tarımsal Yapı ve üretim 1984-93, ISEME-1993 ve T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü Ekonomik Raporları- Ankara, yayınlarından haz ir lanmışt ir. Fındık ihracatımızdan yıllık ortalama olarak 400 milyon dolar civarın^ gelir sağlanmıştır.Bu gelir genel ihracatımızın X4 ünü, bahçe bitkileri ihracatımızın 7.45' ini ve meyve ihracatımızın da 7.50 sini oluşturmaktadır. üratilsn fındığın 7.3O'ini AT ülkeleri ithal etmektedir. En fazla fındık ihraç ettiğimiz ülke 7.50 lik payla Almanya'dır. Almanya'yı, Avusturya, isviçre, Çe rslavakyd ve diğer ülkeler izler. Fındık satışımızın X99.7' sini iç fındık oluşturur <Anony-mous, 1993 f). 3.3.2. Diğer sert kabuklular Antep Fıstığı ihracatımızın son 10 yıllık ortalaması 4 bin ton civarında gerçekleşmiştir. Antep Fıstığı kabuklu ve.kabuksuz olarak ihraç edilmektedir. iç Antep Fıstığı kendi arasında sarı ıc, gül iç, yeşil iç ve sarı soyulmuş yeşil iç seklindedir. ihracatımızda son 10 yılda önemli azalmalar olmuştur. 1985 yılındaki ihracatımız 5732 ton iken diğer yıllarda devamlı düşerek 1933 yılı ihracatımız 371 ton olarak gerçekleşmiştir CAnonymous, 1993 j ). | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |