Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Hukuk

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23-01-2007, 12:11   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Türkiyede ve Dünyada İnsan Hakları

Dünyada ve Türkiye'de İnsan Hakları



Prof.Dr. İsmail DOĞAN
Eğitim Sosyoloğu, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Öğretim Üyesi


Giriş

İnsan hakları ya da kamu özgürlükleri genel olarak, insan onurunu korumayı, maddî ve manevî gelişmesini sağlamayı amaçlayan haklardır. Kısaca insan hakları bireylerin yalnızca insan olmaları nedeniyle kazandıkları haklardır. İnsana özgü olarak kabul edilen bu haklar, bütün insanların, hatta bazı durumlarda henüz doğmamış olanların, her zaman ve her yerde sahip olması gereken haklardır. Bu sebeple de insan haklarına sahip olmak için özel bir çaba gerekmez. İnsan olarak dünyaya gelmiş olmak insan haklarına sahip olmak için yeterli bir sebeptir. Bunun yanı sıra insanların deri rengi, ırkı, dili, din ve kültürleri insan hakları için bir ayrıcalık ölçütü olamaz. Yani hiçbir kimse burada sözü edilen ölçütlerden birine ya da birkaçına dayanarak " Ben insan haklarına daha çok lâyığım." diyemez. Deri rengi, dili, yaşama biçimi, dinî inanç ve uygulamaları ile düşünceleri insan haklarının güvence sınırları içinde yer alır.

İnsan hakları kavramı, günümüzdeki anlamına uzun bir tarihî süreç sonunda ulaşmıştır. Kavramın bu tarihî süreç içindeki gelişimi, aynı zamanda anlam ve içeriğinin de zamanla zenginleştiğini gösterir. Buna göre başlangıçta kavram, insan haklarında bireysel olanları ön plâna çıkarıyordu. Kanunî eşitlik, kişi güvenliği, bireysel özgürlük, düşünce ve inanç özgürlüğü, siyasî haklar ve mülkiyet hakkı, kavramın başlangıçtaki sınırları içinde düşünülmüştü.

İnsan hakları kavramında ikinci önemli gelişme, ekonomik ve sosyo-kültürel hakları içine almasıyla gerçekleşir. Çalışma, adil ücret, sosyal güvenlik, sendika ve grev, sağlık ve eğitim hakları bu gelişmenin ürünüdür.

İnsan hakları kavramının üçüncü aşamasında ise ortak ve evrensel haklar yer alır. Bu haklar milletin siyasî, ekonomik, sosyal ve kültürel geleceklerini belirleyebilme hakkını, doğal kaynaklardan faydalanabilme hakkını kapsar. Bunlara danışma hakları da denir.

Buna göre insan hakları kavramını şöyle tanımlayabiliriz : "İnsan hakları, insanın tek tek kişilerle ve iktidarla ilişkileri içinde kendi malı olarak elinde bulundurduğu, kurallarla yönetilen ayrıcalıklardır." Bu tanım ışığında insan hakları kavramının ana hatları şu şekilde sıralanabilir:

-İnsan hakları evrenseldir. Bütün insanların ve hatta dünyaya henüz gelmemiş çocukların sahip olması gereken haklardır.

-Özgürlükçüdür. İnsanın özgürce yaşama ve gelişmesinin temelidir.

-Eşitlikçidir. Doğuştan tüm insanlar bir ve eşittir.

-Barışçıdır. Barış, insanların onurlu yaşamaları için gereklidir. İnsan hakları barışın sağlanmasında etkili ve ısrarlıdır.

-Sorumluluk telkin edicidir. Sorumsuz davranışlar insan ve toplumların huzurunu bozar.

-İnsan hakları etik temeller üzerine oturmaktadır.

Buna göre modern demokrasilerde insan hakları yalnızca yasalarla belirlenmekle kalmayan, bireylere haklarını yargı yoluyla koruma imkân ve güvencesini veren bir işlev ve görünüm kazanmıştır.

İnsan Haklarının Önemi

İnsan hakları kavramı, insanın doğal ve kültürel yeteneklerini özgürce ifade edebilmesidir. Kavram, insan haklarını güvence altına almayı amaçlayan etik bir anlayışa dayanır.

İnsan, sahip olduğu davranış biçimleri (yaşama, mülk edinme, eğitim arzusu, çalışma hakkı, seyahat hakkı vs.) hayata geçirildiği ölçüde mutlu ve huzurlu olabilir. Aksi hâlde, davranışı engellenen insanlar mutsuz ve huzursuz olurlar.

Mutsuz insanlardan oluşan toplumun kendi içinde denge ve uyum sağlaması mümkün değildir. Uyumsuz ve huzursuz bir toplumun ise hem kendi ülkesine hem de insanlığa olumlu katkılarda bulunması beklenemez.

Uyumlu insan, çevresine ve topluma karşı sorumluluk taşıyan insandır. Demokrat kimlik ancak bu nitelikteki insanlarda gelişir. Demokrasilerin gelişmesi de bu insanların çoğalması ile mümkündür.

Kendini ifade edemeyen insan, yeteneklerini geliştiremez. Oysa toplumların çeşitli konu ve alanlarda kendisini yetiştirmiş, girişimci, üretken ve çalışkan insanlara ihtiyacı vardır. İnsan hakları, toplumda böyle bir potansiyelin harekete geçmesini sağlayan en büyük güvencedir. İnsan hakları, başarıyı azınlığın tekelinden alarak geniş kitlelere ulaştırmanın önemli bir aracıdır. Ülkenin her köşesindeki insanlar, insan haklarının kendilerine tanıdığı eşitlik ilkesi doğrultusunda kendilerini ifade ve kanıtlama imkânına kavuşurlar. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi birçok ülkede eğitim hakkının, geniş halk kitlelerinin çocuklarının da bu haktan yararlanmasına katkıda bulunmuştur.

İnsan hakları ile zayıf ve güçsüzlerin ezilme ve sindirilmelerinin önüne geçilmektedir. Birey ve ülke temelinde gerçekleşen bu fonksiyon gerçekte hukukî bir yaptırıma bağlı olarak ortaya çıkmaz. İnsan hakları gücünü, dayandığı etik temelden alır. İnsan haklarının etik temeli, kavrama psikolojik ve felsefî boyutlarını aşan evrensel bir güç kazandırır. Günümüzde birçok ülke, Anayasalarını hazırlarken İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin temel felsefesini dikkate almaktadır. Bu da insan haklarının, ahlâki amaçlı ilkelerinin hukukî güvencelere kavuşmakta olduğunu gösterir.




İnsan Hakları ve Etik

İnsan etik yani ahlâki bir varlıktır. Bütün dinler, inanç sistemleri ve felsefeler insanı ahlâkî bir varlık olarak kabul etmektedir. Ahlâkî yanıyla insan, biyolojik yanını aşmakta, birtakım sorumluluklara yönelmektedir. İnsan kendi dışındaki insanların varlığını ve onların kendisi gibi haklara sahip olduğunu, sorumlulukları aracılığıyla öğrenir. Çünkü insan, canlılar içinde "başkası" düşüncesine sahip tek varlıktır. Başkalarını düşünme, onları dikkate alma, onlara saygı ve sevgi gösterme insanların ahlâkî özünün bir gereğidir.

İnsan toplumda yalnız olmadığını, başka insanların, toplumların ve kültürlerin olduğunu bilir. Bu bilgi, insanın davranışlarını denetler; ona, dikkatli zamana ve şartlara uyumlu bir kişi olması gerektiğini öğretir. Oysa diğer canlılarda ahlâkî özle açıklanabilen böyle bir özeleştiri yeteneği yoktur. Çünkü insan, aklı ve iradesi ile diğer canlılardan ayrılır. Akıl insanı bilgiye, bilgi de ahlâk ve sevgiye götürür. Bu şekilde insan, ihtiraslarından, tutkularından ve kıskançlıklarından kendisini arındırmasını öğrenir. Bilen kişi, gerçek değerin insan olduğunu anlar ve ona ihanet etmekten korkar. Bilen kişi ahlâka kolay ulaşır. Etik ise insan haklarına saygının gerçek güvencesidir.

Etik değerler evrenseldir. Adalet, eşitlik, özgürlük, insana saygı, dürüstlük, çalışkanlık vs. tüm insanlar için aynı değere sahiptir. Bu değerlerin hayata geçirilmesi yalnızca belirli bir toplum ve kültür için değil tüm insanlık için önem taşımaktadır. İnsanın etik bir varlık olarak kabulü ve tanımlanması işte bu evrensel değerlerin insanlar tarafından gözetilmesi ve hayata geçirilmesi konusunda insanlara yükümlülük getirmektedir.

İnsan haklarının konusu insandır. Bu haklar, insanın "sırf insan olması" nedeninden kaynaklanır. İnsanın sırf insan olması, onu diğer canlılardan farklı bir yapı ve niteliğe sahip oluşunu vurgular. İnsan hakları, insana özgü bu yapı üzerinde gelişir.

İnsan hakları en üstün etik değerlere dayanan haklardır. Düşünme, hareket etme, iletişim kurabilme gibi doğal yeteneklerle dünyaya gelen insan, bütün bu yetenekleri geliştirdiği ölçüde insan olmanın onurunu ve hazzını yaşar. Ancak insanın belirtilen yapısına uygun davranış geliştirmesi için, yaşam şartlarının buna elverişli olması gerekir.

Sorumluluk duygusu içinde olan insanlar, insan haklarının teminatıdır. Başkalarına yardım eden, başkalarına saygılı olan insanlardan oluşan toplumda kişiler haklarını kullanmakta zorluk çekmezler. İnsan, yapısı gereği mutlu ve huzurlu yaşamak ister. Karşısına çıkan engeller onu mutsuz ve huzursuz eder. İnsan haklarının etik temeli, insanın mutlu ve huzurlu olmasını gözetir.

İnsan hakları yapay ve sonradan oluşturulmuş şartların bir sonucu değildir. İnsan doğasındaki özgür irade ile gelişmiştir. Çünkü insan, farklı bir mesleği yapması, belirli bir görevi ve rolü yerine getirmesi ya da farklı din ve ırklara mensup olması nedeniyle değil de sırf insan olması nedeniyle bu haklara sahiptir.






  Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 12:12   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İnsan Haklarının Evrenselliği

İnsan hakları evrenseldir. İnsan haklarına konu olan insan her yerde insandır. İnsanlar arasındaki farklılıklar tabiattan değil, eğitim ve kültürden ileri gelir. Bu nedenle dünyanın her yerinde insanlar benzer duyarlılıklara sahiptir.

Yaşama isteği insanın evrensel bir hakkıdır. Yaşamı anlamlandırma ve güzelleştirme çabaları bu hakkın kullanımı ile gelişmiştir. İnsanın doğal olan bu ihtiyaçları vazgeçilmez ve engellenemez haklardır.

Haklar, insanlar için göreceli, kişiden kişiye farklılık gösteren uygulamalara da konu olamaz. Örneğin ; yaşama, insan için bir hak olarak kabul edilmişse bu, tüm insanlar için aynı değere sahip olmalıdır. Buna göre yaşama hakkını dünyanın belirli bölgelerindeki insanlar için tanıyıp, belirli bazı bölgelerindeki insanlar için tanımamak , insan haklarının temel felsefesine aykırıdır. Hiç kimse "Yugoslavya’daki Sırplar yaşama hakkına sahiptir ama Bosnalı Müslümanlar yaşamasa da olur." diyemez; böyle bir tutuma insan hakları anlayışı içinde mantıklı bir açıklama getirilemez.

Ayrı kişi ya da kültürlere göre de insan hakları değişiklik gösteremez. Bir kişi, "Benim insan haklarından anladığım budur, başka bir anlayış beni ilgilendirmez." şeklinde bir yaklaşımla insan haklarını kişiselleştiremez.

Kültürler ve toplumlar da böyledir. Bir toplum " Bizim insan hakları konusunda alınmış ve pekişmiş bir tavrımız vardır, başka örnekler bizi ilgilendirmez." diyemez. Böylesine kültür bencilliği, insan haklarının temel felsefesiyle uyuşamaz.

Öte yandan insan hakları, düşünce ve felsefesi açısından olduğu kadar gelenek açısından da evrenseldir. Birleşmiş Milletlere üye olan bütün devletler, yine Birleşmiş Milletler bünyesinde insan hakları sorumluluğunu yüklenen İnsan Hakları Komisyonu’nun denetimine, inceleme ve araştırmalarına açıktır. Bu komisyon, ülkelere gönderdiği temsilciler ve araştırmacılar aracılığıyla insan haklarının durumunu inceler, vardığı sonuçları öneriler hâlinde kamuoyuna açıklar.

İnsan haklarının evrenselliğini anlatan en önemli belge ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948’de kabul ettiği ünlü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi metnidir.

İnsan Haklarının Korunmasının Gereği

İnsan hakları insanlık onuru ile ilgili bir kavramdır. İnsan ve insanlık onuru, insanı diğer canlılardan ayıran önemli bir özelliktir. Haklarına sahip çıkan insan, varlığının bu önemli yeteneğine de sahip çıkmış olur. Diğer bir deyişle, insan hakları ile insanın onurlu yaşama istek ve amacının mücadelesi yapılmaktadır. Haklarından yoksun bırakılan insanların onurlarıyla birlikte birçok değerlerden de yoksun kaldıklarını olaylar ve tarih kanıtlamaktadır. Üstelik bu insanlar, üretkenliklerini de yitirerek kendilerinden daha üretken ve güçlü ulusların egemenliğine girmeye mahkûm olurlar.

İnsan haklarının korunmasının temelinde insanların bağımsız ve hür yaşama düşüncesinin etkisi vardır. Bu haklarını koruyamayan insanların bağımsız bir kişilik ve özgür bir toplum oluşturmaları mümkün değildir.


İnsan Haklarının Kime ve Neye Karşı Korunacağı

Toplum huzuru üzerinde tehdit ve baskı unsuru olan her türlü faktör insan haklarını ihlal eder. Bazı kişi veya kurumlar toplumsal huzuru bozabilirler. Bu nedenle, insan hakları, bütün insanlara, insan olmalarından dolayı tanınması gereken haklar bütünüdür. Bu bütün içinde, en temel insan hakkı, "yaşama hakkı" ya da "var olma hakkı" dır.

İnsan hakları konusunda temel bir belge olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler Şartı’nın 1. maddesi şöyledir : "İnsan haklarının sağlanması, insanların mutluluğu, barış ve güvenliğinin temel şartıdır."

İnsan, yaşama ve var olma hakkıyla mutluluğu aramaktadır. Bunları gerçekleştirdiği ölçüde mutluluk sağlanacak, barışa yol açılmış olacaktır. İşte bu olgu, insan haklarının kime ve neye karşı korunacağı sorusunun da cevabıdır. Bu aşamada denilebilir ki, insanın mutluluğunu, barış ve huzurunu engelleyen her uğraşın özünde insan haklarına yöneltilen bir tehdit vardır. Mutsuz insanlar verimli ve üretken olamazlar. Barışın bozulmasına yönelik faaliyetler, kişiler, kurumlar ve devletler tarafından gerçekleştirilir. Her ne olursa olsun insan haklarının söz konusu tehditlerden korunması gerekir.

İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Eğitimin Rolü

İnsan haklarının ortaya çıkması kadar, korunması ve geliştirilmesi de önem taşımaktadır.

Siyasî ve hukukî önlemlerin koruyucu etkisi yaptırım gücüne bağlı olan etkenlerdir. Ancak insan haklarının konusu mademki insandır, o hâlde bizzat insanın kendi haklarına sahip çıkması beklenir. Bu da tek tek insanların bu konudaki bilinç ve duyarlılıklarıyla gerçekleşir. Söz konusu duyarlılıklardan yoksun olan insanların, insan haklarının korunması ve geliştirilmesine katkısı olamaz.

Kişilerde insan haklarına ilişkin bilinç ve duyarlılıklar eğitim yoluyla kazandırılır. Eğitim, siyaset ve hukuk gibi yaptırım mekanizmalarına gerek kalmaksızın insan haklarının korunma ve geliştirilmesinde en önemli etkendir. Sevgi, saygı ve hoşgörü gibi kavramlar eğitim yolu ile kazanılır. Bu değerler de insan haklarının geliştirilmesine yardımcı olur. Bu durumda eğitimin program ve sistem olarak insan haklarına ilişkin işlev yüklenmesi beklenir. Bu işlev sistemde insan hakları eğitimini zorunlu kılmaktadır.

Eğitim, birey açısından insan haklarını bilme hakkını kapsar. İnsan haklarını bilip tanımanın en etkili yolu da eğitimdir. Bu nedenle insan hakları eğitimi dünya barışının sağlanması ve korunmasında çok önemli bir etkendir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 12:12   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İnsan Hakları Eğitimi Konusunda Uluslar Arası Düzenlemeler

Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT) olmak üzere, uluslar arası diğer kuruluşlar tarafından kabul edilen insan haklarıyla ilgili sözleşmeler ve diğer belgelerde, bir insan hakkı olarak eğitim hakkına ve insan hakları eğitimine önemli bir yer verilmiştir. Sözleşme ve belgeleri kabul eden taraf devletlere ise hukuksal yükümlülükler getirilmiştir.

Bu süreçte ortaya çıkan ilk belge 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’dir. Bildirge’nin başlangıç bölümünde, tüm bireylerin ve toplumun tüm organlarının, öğretim ve eğitim yoluyla insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı geliştirmek ve insan haklarının ve temel özgürlüklerin evrensel olarak tanınmasını ve etkili bir biçimde uygulanmasını sağlamak için çaba göstermeleri istenir.

Bu konuda ikinci önemli belge ise UNESCO Genel Konferansınca 1974 yılında kabul edilen Uluslararası Anlayış, İşbirliği ve Barış İçin Eğitim ile İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Hakkında Eğitime İlişkin Tavsiye Kararı’dır.

Avrupa Konseyi’nin yıllık çalışma programlarının özel bir bölümü, 1976 yılından beri insan hakları alanında eğitime ve bilgilendirmeye ayrılmıştır. Bakanlar Komitesi’nin 1978 yılında kabul ettiği İnsan Hakları Öğretimi Tavsiye Kararı ile 1985 yılında kabul ettiği Okullarda İnsan Hakları Öğretimi ve Öğrenimi Tavsiye Kararı’nda insan hakları eğitimine ilişkin somut önerilere yer verilmiştir. İnsan hakları eğitimi konusu, AGİT çerçevesinde, 1975 yılında imzalanan Helsinki Son Belgesi’nden beri kabul edilen belgelerde, özellikle de AGİK’in İnsani Boyut Konferansı Kopenhag ve Moskova toplantıları belgelerinde yer almıştır.

Bu kararların sonucu olarak insan hakları öğretimi ve eğitimi konusunda 1978, 1987 ve 1993 yıllarında uluslar arası toplantılar da yapılarak çeşitli öneriler kabul edilmiştir. Bunların en önemlisi, 1993 yılında Viyana’da yapılan İnsan Hakları Dünya Konferansı’dır. Bu konferansın sonucunda yayımlanan Viyana Bildirgesi ve Eylem Plânında insan hakları eğitim-öğretiminin ve halkın bilgilendirilmesinin, topluluklar arasında uyumlu ve istikrarlı ilişkileri güçlendirmek ve karşılıklı anlayışı, hoşgörüyü ve barışı teşvik etmek için zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Viyana bildirgesi insan hakları eğitimi ve öğretimi ile ilgili üç temel hedef belirlemektedir. Bu hedefler şunlardır:

-İnsan haklarının özündeki hoşgörü, saygı ve dayanışma duygularını geliştirmek,

-İnsan hakları ilgili olarak uluslar arası ve ulusal düzeylerde bilgi sağlamak ve insan hakları konusunda çalışan kurumlara yardımcı olmak,

-İnsan haklarının sosyal ve politik alanlara uyarlanabilmesinin yol ve yöntemleri konusunda uluslar arası ve ulusal düzeylerde bireyleri duyarlı hâle getirmek ve onlarda bu konuda bir bilinç oluşturmak.

Böylece Viyana Bildirgesi’nde cehaletin ortadan kaldırılması ve ülkelerin çalışmalarını ve eğitimlerini, insan kişiliğinin tam geliştirilmesine ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygının güçlendirilmesine doğru yönlendirmelerinin gereği vurgulanmış; bütün ülkelere ve kuruluşlara, resmî ve özel bütün öğrenim kurumlarının müfredat programlarına insan hakları, insancıl hukuk, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konularını dahil etmeleri için çağrıda bulunulmuştur.

Bu çağrıya karşılık olarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 23 Aralık 1994 tarihli toplantısında aldığı 49/184 sayılı kararla, "eğitim, bilgilendirme ve bilgi yayma yoluyla bilgi ve beceriler kazandırmak ve tutum ve davranışlar şekillendirerek evrensel insan hakları kültürünü oluşturmak" amacıyla 1995-2004 yılları arasındaki dönemi İnsan Hakları Eğitimi Onyılı ilân etmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 23-01-2007, 12:13   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi Onyılı ve Eylem Plânı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1995-2004 yıllarını "Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi Onyılı" olarak ilan etmiş ve bir eylem plânını kabul etmiştir. Eğitimin bir insan hakkı olduğu düşüncesinden hareket eden Birleşmiş Milletler, Onyılın amaçlarını, "evrensel bir insan hakları kültürünü kurma amacıyla eğitimi, bilgilendirme ve bilgi yayma çabaları olarak tanımlamış, bunların da bilgi ve beceri kazandırmakla ve aşağıdaki hedeflere yönelen tutumlar oluşturmakla gerçekleştirilebileceğini belirtmiştir. Sözü edilen amaçlar şöyle sıralanmaktadır:

-İnsan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmek;

-İnsan kişiliğini ve bu kişiliğin taşıdığı onurla ilgili duyguyu tam geliştirmek;

-Anlayışı, hoşgörüyü, kadın-erkek eşitliğini ve bütün uluslar, yerli halklar ve ırksal, ulusal, etnik, dinsel ve dilsel gruplar arasında dostluğu teşvik etmek;

-Bütün insanların etkin şekilde özgür bir topluma katılmalarını sağlamak;

-Birleşmiş Milletlerin barışı koruma etkinliklerini desteklemek.

Bu amaçlara uygun olarak gerçekleştirilmesi düşünülen eylem plânı ise şu şekilde belirlenmiştir:

-Konuyla ilgili ihtiyaçları belirlemek ve stratejiler oluşturmak;

a. Uluslararası, bölgesel, ulusal ve yerel düzeylerde insan hakları eğitimi programları oluşturmak, mevcut olanları güçlendirmek.

b. Eğitim malzemesini geliştirmek.

c. Kitle iletişim araçlarının rolünü güçlendirmek.

d. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni dünya düzeyinde yaymak.

Genel Kurul kararında ayrıca ulusal eylem plânını oluşturmanın gerekliliği , söz konusu plânların işlevleri ile temellendirilmektedir. Bu işlevler şunlardır:

-Ulusal ve yerel insan hakları kuruluşları kurmak, mevcutları güçlendirmek.

-İnsan Hakları Dünya Konferansı’nın tavsiye ettiği şekilde, insan haklarının korunması ve teşvik edilmesi için ulusal programlar hazırlanmasına yönelik girişimlerde bulunmak.

-İnsan, toplum, kültür, çevre ve ekonomi için sonuçları pahalıya mal olan insan hakları ihlallerini önlemek.

-Halen toplumda insan haklarını tam kullanamayan kişileri saptamak ve durumun düzeltilmesi için etkili önlemler alınmasını sağlamak.

-Hızlı toplumsal ve ekonomik değişmelerin yarattığı, karşılanmadığı takdirde de kargaşa ve sarsıntılara yol açabilecek ihtiyaçlara kapsamlı bir şekilde cevap vermeyi mümkün kılmak.

-İnsan hakları eğitimi alanında kaynakların, yaklaşımların, metodolojilerin ve kurumların çeşitliliğini teşvik etmek.

-İnsan hakları eğitimi etkinliklerinde devlet organları, sivil toplum kuruluşları ve meslek grupları arasında işbirliği olanaklarını artırmak.

-Ulusal gelişmede insan haklarının rolünü vurgulamak.

-Hükûmetlerin, aralarında Viyana Bildirgesi ile Eylem Programının (1993) ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi Onyılı’nın (1995-2004) da bulunduğu uluslar arası belgelere ve programlara bağlı olarak daha önce üstlendikleri yükümlülükleri yerine getirmelerine yardımcı olmak.

İnsan Hakları Eğitimi Alanında Ulusal Düzeydeki Çalışmalar

Türkiye, insan hakları eğitimi alanında, üyesi olduğu uluslar arası kuruluşlarca gerçekleştirilen bu çalışmaların önemli bir bölümüne katılmış, ayrıca ulusal düzeyde de çeşitli düzenlemeler gerçekleştirmiştir. İnsan Hakları Eğitimi On yılı Ulusal Komitesi raporuna göre bu düzenlemeler şöyle özetlenebilir :

İnsan hakları eğitiminin ulusal hukuktaki ilk dayanağı Anayasa’dır. Anayasa’nın Cumhuriyetin niteliklerine ilişkin 2. Maddesi, "insan haklarına saygı" ilkesine yer vermiştir. Bu ilke çerçevesinde insan hakları eğitimi bir Anayasal yükümlülüktür. Anayasa’nın 42. maddesinde yer alan ve doğrudan bir insan hakkı olan "eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi"nden başka, özellikle 1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2/2 maddesinde, "bireylerin hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler" olarak yetiştirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.

İnsan hakları eğitimiyle ilgili olarak Türkiye’de son yıllarda önemli adımlar atılmıştır. İnsan haklarının çağdaş, evrensel ölçülere uygun bir anlayışla korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalarda bulunmak amacıyla ilkin 5 Aralık 1990 tarihli ve 3686 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu kurulmuş; ardından Başbakanlığın 26 Ağustos 1994 tarihli ve 1994/34 sayılı genelgesiyle kurulan ve çalışmalarını Mart 1996’ya kadar sürdüren İnsan Hakları Başmüşavirliği ve Başmüşavirliğe bağlı olarak çalışan İnsan Hakları Yüksek Danışma Kurulu, daha sonra da Başbakanlığın 9 Nisan 1997 tarih ve 1997/17 sayılı Genelge’siyle oluşturulan İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu, insan hakları bilincinin ülke çapında yaygınlaşması yolunda çalışmalar yapmışlardır.

İnsan hakları eğitimi alanında ise, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı İnsan Hakları Eğitimi Protokolü, 14 Mart 1995 tarihinde Başbakan ve Başbakan yardımcısı ile Bakanlarca imzalanmıştır. Protokol’de ilköğretimin ikinci kademesinde zorunlu ders olarak okutulan "Vatandaşlık Bilgileri" dersinin "Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi" adıyla yeniden düzenlenmesi; ayrıca, tüm ortaöğretim kurumlarının programlarına, "seçmeli" ders olarak, "Demokrasi ve İnsan Hakları" dersinin eklenmesi öngörülmüştür.

İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu bu protokole işlerlik kazandırmak amacıyla, ilköğretim okullarında "Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi" dersinin 7. ve 8. sınıflarda zorunlu ders olarak, orta öğretim okullarında da "Demokrasi ve İnsan Hakları" dersinin lisenin 2. sınıfında seçmeli ders olarak okutulmasının uygun olduğuna karar vermiş ve bu kararını Milli Eğitim Bakanlığına gereği için bildirmiştir. Bu karar uyarınca, ilköğretim okulları haftalık ders çizelgesi 1998-1999 öğretim yılında yeniden düzenlenerek, 7. ve 8. sınıflarda haftada birer saat olmak üzere "İlköğretim Okulu Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Dersi" okutulmaya başlanmış; orta öğretim kurumları haftalık ders çizelgesi içinde seçmeli ders olarak yer alan "Lise Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi’nin öğretim programı da bu arada hazırlanarak 10 Mayıs 1999 tarihinde Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilmiştir.

Üst Kurul, ayrıca eğiticilerin, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların insan haklarıyla ilgili hizmetiçi eğitime tâbi tutulmasına ilişkin kararlar almış ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Eğitimi Onyılı Eylem Plânı’nı Türkiye’de uygulamak ve Türkiye’de insan hakları eğitimini çağdaş anlayışla bir bütün olarak düzenleyip geliştirmek üzere 1998 yılında İnsan Hakları Eğitimi Onyılı Ulusal Komitesi’ni kurmuştur.

Öte yandan üniversitelerin insan hakları merkezleri ile çeşitli bölümleri ve insan hakları ile ilgili sivil toplum kuruluşları da yaptıkları çalışmalarla insan hakları bilincinin yaygınlaşmasında önemli katkılarda bulunmuşlardır.

1998-1999 öğretim yılından başlamak üzere üniversitelerin eğitim fakültelerinin ders programlarına vatandaşlık bilgisi dersleri konulmuştur. Bu derslerde insan hakları boyutuna yer verilmiştir.

İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Devletin Rolü

Devlet, insan haklarının korunması ve geliştirilmesinde birinci derecede sorumludur. Toplumsal barışın sağlanması bu görevin yerine getirilmesiyle mümkündür. Bu sorumluluk demokratik devletin temel niteliklerindendir.

Bu konuda devlete düşen önemli ilk görev, temel hak ve hürriyetleri güvence altına almaktır.

Devlet, ikinci olarak insan hak ve hürriyetlerini vatandaşlarına öğretmek ve tanıtmakla yükümlüdür. Bu görevin ihmali, bireylerin yine bir insan hakkı olan insan haklarını bilme hakkından yoksun bırakılması anlamına gelir. Böyle bir görev aynı zamanda devlete hak ve özgürlükler konusunda tüm demokratik manevra imkân ve fırsatını vatandaşlarına sunma gibi bir sorumluluk da yüklemektedir.

Üçüncü olarak, devletin insan hakları konusunda iyi bir uygulayıcı olması gerekir. Uygulamadan doğan yanlış ve kasıtlı sapmalar insan haklarına zarar verir.

Sonuç
İnsan hakları demokrasi ile birlikte yeni toplumun yükselen değeridir. Bu olgunun hayata geçirilmesinde devletlerin ve uluslar arası toplumun istekleri kadar tek tek insanların da bu konuda toplumsal istek ve eğilim içinde olmaları gerekmektedir. Çünkü insan haklarının gerçek zemini insandır. Toplumda insan haklarının genel bir kabul ve yaşam biçimine dönüşmesinde ise eğitim en etkili araçtır. İnsan haklarını göz ardı eden bir eğitimin hâkim olduğu toplumda insan haklarının yaşam biçimine dönüşmesi asla mümkün değildir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 30-01-2007, 23:26   #5
Forumun Basketçisi
 
AyTeK54 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

bilgiler için tşkler
__________________
вιzє єğℓєηмєуι уαηℓış öğяєттιℓєя çüηкü σηℓαя нιç "ραѕ¢αℓ ησυмα" ιℓє ∂ιѕ¢σуα gιтмє∂ιℓєя...
AyTeK54 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 02:40 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580